G— VEKEF 24 Eylül 19: Memleket Haberleri yp yy yy yy yg yg Tekird Avcılar klübünü 33 ağında teşebbüsile güzel bir bayram yapıldı Tekirdağı avcıları Vali Azmi Beyle birlikte Tekirdağı, (Hususi) — Türki » | yenin her şehrinde olduğu gibi | Tekirdağında da avcılar klübü vardır. o Klübümüz bu cuma av mevsimi yaklaşması dolayısiyle bir bayram tertip etmiştir. Klüp pek kısa bir maziye malik olmasına rağmen kuvvetli bir te- mel kurmuş ve her gün mubhitin « den almış olduğu temiz kuvvetler le ilerlemektedir. Perşembe günü akşamı her şey tesbit edilmiş ve program hazır - lanmıştı. Sabah güneş doğarken saat 45—5 raddelerinde (o bütün avcılar gere Tekirdağdan ve ge -! rek köylerden muhtelif kollar ta- kip ederek Barbarosa doğru iler- lemeğe başladılar. o Sabahın ses sizliği çiftelerin sesleri yırtıyor ve avcılar mütemadiyen arıyor, ge * ziyor, ilerliyordu. Saat 10 da bütün avcılar Bar - Adanada Pamuk mahsulu iyidir Adana, (Hususi) — Borsamız. da pamuk üzerine iştihalı ve ha - raretli alışverişler oluyor. Borsa « nın dünkü bali herkesin yüzünü güldürecek bir şekildeydi. İlk pamuk mahsulümüz piyaşa- ya çıkarıldığı zaman batmanı 200 kuruştan alınmış. Bu normal fi. at pamuklarımızın istikbali hak - kında herkese iyi kanaatler ve ü- . mitler verdiği halde, aradan bir kaç gün geçip te piyasaya fazla arz vaki olunca fiatlar da yavaş yavaş 160 — 165 kuruşa kadar düşmüştü. o Şüphe yok ki bu va - ziyet herkesi yeniden endişeye dü- : şürüyor ve bu endişe (her yerde kendini gösteriyordu. Hattâ bu fiat düşkünlüğünü gö- ren alâkadar teşekküller fiatların | normal hali bulması için teşebbüs- | lere bile başlamıştı. ! Pamuklarımız 160 — 165 ku -! ruşta bir kaç gün kaldıktan sonra | yavaş yavaş tekrar (o yükselmeğe başlamış ve batmanda iki üç ku» ruş farkla nihayet (evvelki gün 186 — 187 ye çıkmıştır. Bu yük - selişin memleketin iktisadi haya « tındaki iyi tesirini tekrarlmıya lü- zum yoktur. barosta toplanıyordu. Bütün çantalar dolu... Reis Ha di Bey köpekleri ile beraber şen şatır ilerliyerek mahir avcılığının semerelerini önümüze attı: 20—25 keklik ve bir tavşan! Bu samimi bayrama saat on bir buçukta vali Azmi Bey ve beledi- ye reisi beyler de iştirak ile bü - yük bir teveccüh gösterdiler. Bayrama bir kaç gün evvel ge - len Kırklareli spor klübü gençleri de iştirak etmiştir. . Bu gençler spora duydukları aşkla Kırklare- linden bisikletle gelmiş ve bayra- ma da bisikletle iştirak etmişler» | dir, Bütün avcılar vurdukları avları kendileri temizlediler, ve çok samimi bir hava içinde ye- diler. Akşama kadar samimi has- bıhallerle vakit geçirildi. 17 yaşında Bir genç parça parça edildi Akhisar civarında, bir bağ ke - narımda çarşaf içine sarılmış bir ceset görülmüştür. Keyfiyet adliyeye intikal etmiş ve ceset kaldırılarak otopsi yapılmak üzere belediye hastahanesine ge: tirilmiştir. Çarşaf açıldığı zaman, cesedin muhtelif yerlerinden bıçakla, de. lik deşik olmuş, kaşının; kulakla” rmın, burnunun ve başmın göv « desinden ayrılacak şekilde kesil - miş olduğu görülmüştür, Maktül on yedi yaşındadır, İsmi Orhandır. Orhan küçük yaşta ana ve babadan mahrum kalmış, Ak. hisarda Süleyman ağa isminde bir adamın evlâtlığı olmuştur. Orhan babalığından 30 lira al. mış; İz e bir mektebe kayde « dileceğii söylemiştir. Fakat yara - maz çocuk Feyzi isminde birisiyle Manisa, Kasaba ve Salihliye git - miş, ondan sonra gene Akhisara gelmiştir. Cinayetin nasıl ve niçin işlen - diği belli değildir. Maktulün üze zerinde bir ipekli mendil bulun - muştur. Zabıta ve adliye tahkika- İ tı derinleştirmektedir. / Bunları biran evvel imar | metleri ve belediye reisi | Behçet Salih Beyefendinin müza- kaçta | yg yy yg ye J Evkaf İzmirde neler yapacak ? Evkaf umum müdürü Rüştü Bey, İzmir havalisinde bir tetkik seyahati yapmış, İstanbula gelmiş» tir. Rüştü Bey İzmirden ayrılırken evkafın orada yapacağı işler hak- | kında şunları söylemiştir ; l — İzmir belediyesinin şayanı şükran (o eserlerinden biri olan İsmetpaşa bulvarı üzerinde ve bu bulvarın en kıymetli yerinde bi « zim de mühim arsalarımız vardır. etmek hem menfaatimiz, hem de mem- leketin imarma hizmet noktasın » dan vazifemizdir. Vali Paşa Hazretlerinin him - doktor haretlerile bu da temin edilmiş - tir. Faaliyete geçmek üzereyiz . Bulvarın nihayetinde eski Mezar lıkbaşı denilen mevkide soğuk ha- va tertibatını da havi olmak üze. re 48 dükândan mürekkep bir hal yapacağız. Projeleri yapılmıştır. Ankara - da son bir tetkikten geçirilmiştir. Karşılığı da temin edilmiştir. Ge- ne ayni mevkide bir de halk sine- kızarttılar / ması yapmak o tasavvurundayız. Alâkadar bazı zevat ile müzake - redeyiz. Şehirlerdeki tetkikal ımdan ka kazaların bir De da lr düm. Pazat günü Urla ve Çeşme ye gittim. Çeşme ılıcalarında ha - rap ve metruk bir kaplıcamız var- dır. Çeşmeninbilhassa iktisap ettiği ehemmiyete binaen burasını ihya etmek zaruridir. Burada 40 odalı bir otel veya ufak dairelerden mü- rekkep bir bina vücude getirmeği düşünüyoruz.. Bunu da tetkik e -| deceğiz. Müteakip günlerde Tire. Ödemiş ve Birgiye de gittim. Bir. gide Aydm oğlu Mehmet Beye ait ve cidden çok kıymetli bir eser vardır. Bugün maalesef çok acı- nacak bir vaziyette olan bu eseri | de kurtarmağa calısacağız. İ lele imali pall Tütüncüler avans istiyorlar Trabzon ve Pulathane tütüncü» leri inhisarlar müdüriyetine mü - racaat ederek iyi cins tütünler İ. | çin avans istemişlerdir. İnhisarlar müdüriyeti bu sene (Trabzon ve Pulathanede aşağı mallara avans vermemektedir, Bu zümreye dahil olan tütün - cülerin iddiasma göre, aşağı cins mallar, Trabzon ve Pulathaneye uzak mesafede bulunan köylerde yetiştirilmektedir . Esasen bu köyler fasulya, mısır gibi diğer mahsullerle uğraşmak - İ tadırlar. Bu itibarla bu civarın Zürrar yalnız tütüncülükle meşgul değildir . Diğer cihettten iyi cins tütün ye- tiştiren zürra, yalnız tütün ziraa « tile vakit geçirmektedir. Bu iti - İzmir havzasında Hacim Muhiddin B. konuşmaları için Yahudilere Türkçe öğütler verdi Cümhuriyet Halk fırkası İzmir ; ve Türk yurttaşıdır. Bunlardır ki vilâyet idare heyeti reisi Hacim muhiddin Bey, evvelki gün yahu dilerin bayramı münasebetiyle İz. Karataştaki havraya git «| mirde miş ve orada toplanan yahudilere bazı öğütlerde bulunmuştur. Ha- cim Muhiddin Bey by hususta şu izahatı vermiştir: “—Vuku bulan davet üzeri- ne havraya gittim. Bik . yorsunuz oki bir iki yıldanberi musevilerin Türkçe konuşmaları işi mevzubahisti. (Bunun için çok samimi olarak çalışan muse « viler vardır . Havraya vardığım zaman Ka » rataş musevi mektebi müdürü ve bu yolun öz yolcularından Pont - remoli Bey bir konferansa başla- mak üzereydi. o Dinlediğim hi - tabe hakikaten çok mühim ve çok esaslı noktaları ihtiva ediyor ve museviliğin hakiki vaziyeti o ve Türkiyedeki musevilerin Türklük iddia edebilmek için Türkçe ko « nuşmak mecburiyetinde bulun - duklarını çok güzel izah ediyor- du. Bana gelince: Pontremoli Bey den sonra iptida musevi yurtdaş - larımızın bayramını o kutluladım ve sonra meşrutiyetten (evvelki (Raiyye) telâkkisiyle meşrutiye - tin ilânı üzerine yapılan ve göste- rilen zahiri ve aldatıcı kardeşlik tezahürleri yerine (o Cümhuriyet Halk Fırkasının koyduğu samimi temellerini anlatan ve fırkamızın ana Yasıflarından olan milletçilik esasını izah ve bu esas o üzerine kâtibi umumi Recep Beyin konfe- ransındaki milletçiliğe dair izahı okudum. Malümdur ki, fırkamızın prog - ramının birinci kısmının ikinci maddesi milleti (o “dil, kültür ve mefküre birliği (Oile (biribirine bağlı vatandaşların teşkil © ettiği bir siyasi ve içtimai heyettir.,, di- ye tarif eder. Binaenaleyh musevi yurttaşla - | rımızdan istediğimiz, açık ve sa - mimi olan bu yolda yürümeleri - dir. Bu yolda yürümeden Türklük davasına kalkışmanın manasız ve aldatıcı bir siyaset olacağını söy - ledim ve bu sözlerim hakikaten! çok müsbet bir tesir yaptı. Umarım ki bu yolda yürüyecek ler ve Türklüklerini, bir o Türk yurttaşıma yakışacak surette is» bata savaşacaklardır. £ Nitekim gene müdür (o Pontremeoli Beyin konferansında izah ettiği (o gibi, yeni teşkil edecekleri (İzmir Türk lük ve kültür birliği) cemiyeti bu yolda verimli adımlarla yürümeğe çok yarıyacaktır. Zaten musevilerin içinde bir nıf vardır ki hakikaten Türktür , barla sahil köyler, tütünü bir ih . ——————— tisas ziraati haline getirmişlerdir. İnhisarlar müdüriyetinin — yak nız tütün istihsalile meşgul zür - zar avanstan mahrum etmesi doğ- ru görülmemektedir. İnhisarlar müdüriyetinde yap « tığımız tahkikata göre Trabzon ve Pulathanedeki zürram bu tale- bi tamamiyle reddedilmiş değil - dir. Mesele, haklı görüldüğü için yeniden tetkike ihtiyaç hissedil - miştir, bu ülkü uğrunda hiç bir engelden yılmıyarak çalışıyorlar ve şüphe - siz çalışmakta devam edecekler « dir. Diğer bir sınıf vardır ki bunlar fakir, cahil ve gece gündüz çalış- mağa mecburdurlar, Bu zavallılar bir şey anlamazlar. Bunlar evvel- ce söylediğim hakiki Türk muse- vilerinin göstereceği yolda yürü - yeceklerdir. Üçüncü bir sınıf daha mev - cuttur ki şikâyetimiz bunlardan - dır. o Ve musevi Türklüğüne za- rarı ve hiyaneti olan da bunlardır. Bunlar, kendilerini yüksek, mağ- rur görürler, Türkçe konuşmağa tenezzül etmezler. Fransızca konuşmağı şeref, ki - barlık, hulâsa bir marifet zanne - derler, Zavallılar bilmezler ki yaptık- ları milli hiyanet ve zübbelikten başka bir şey değildir. İşte bu sı - nıf, museviliğin iyiliğini istiyor » larsa fikirlerini düzelterek doğru yolda yürümeleri lâzımdır. Bu vadide en mühim ve en çe- tin olarak yük yüklenmesi lâzım - gelen unsurlardan birisi de kadın lardır. Kadınlar, Türklük va ii bilir ve tatbike çalışırsa şüphesiz. ki o ailelere (İspanyolca yerine pek yakın günlerde öz Türkçe gi- recektir. Size bir misal vereyim: Geçen gün sıhhi vaziyetim için bir doktorun muayenehanesinde idim. Doktor (beni muayene ile meşgul iken dışarıya iki (o musevi kızı geldi. Doktorla aksak bir şive ve yan- lış ifadelerle Fransızca konuşu - yorlardı. Sonra anladım ki bu kızlar be. nim çok yakından tanıdığım te « miz bir ailenin kızlarıdır. Anası ve babası benim kadar Türkçe bilir, benim gibi (konuşur halis Türk terbiyesi görmüş Türk muse vileridir. Bu zavallı kızlar her hangi bir Fransız mektebinde öğrendikleri yarım yamalak Fransızca ile bir Türk doktoruna Fransızca hitap etmeleri. İşte acınacak hal bu - dur.. Şunu da ilâve edeyim ki iman- İr yürüyüş karşımda © bu zavallı yurttaşlar da kanaatlerini düzel - temezlerse musevilik içinde dahi yaşamak hakkını haiz olamıyacak larmı yakında anlıyacaklardır. Çünkü museviliğin aklı başın « da olanları ve yüzde doksan ek - seriyeti bunun için kat'i kararmı vermiştir. Elbüstanda Kütüphane Elbüstan Gençlerevi bir kütüp * hane tesis etmiştir. o Bazı ham- miyetli maarifçilerimiz kütüpha « neye kıymetli ve nadide kitaplar teberru etmektedirler, Maraş vali- si Fahrettin Bey de 12 cilt kitap hediye etmiştir. Elbüstanlılar bu kütüphaneden cok istifada atmalı.1i1.-