Eski eserlerimizi koru- mak için neler yapılıyor Memleketimiz eski sân'at eser - leri itibarile çok zengindir. Mem- leketimizin her tarafında bu eser- lerin muhafaza edilmesi için de * ğerli teşebüsler ve çalışmalar gö - ! rülüyor. Bu arada Konya eser zen ginliği itibarile, Konyadaki asarı atika sevenler cemiyeti de kiymet I mesaisile başta gelenlerdendir. Bu sayımızda okuyucularımıza bu güzel eserler ve giizel mesai hak- kında izahat veriyoruz: Konya ve civarındaki milli me- fahiri şu şekilde bir tasnife tabi tutabiliriz; 1 — Selçuktlere ait nefis eser - ler. 2 — Eşref oğullarına ait nefis eserler, 3 — Karaman oğullarına ait ne fis eserler. 3 — Osman oğullarına ait ne - fis eserler. Selçukilere ait olan eserlerin merkezi sikletini Konya şehri teş- kil eder. Konya — Beyşehri, Kon- ya — Aksaray, Konya — Akşehir Yolları üzerindeki Selçuki hanları da gerek tarzı mimarileri ve gerek tarihi kitabeleri itibarile tetkika değer eserlerdendir. Akşehir, Il - Sin, Kadınhan,Karamanda da Sel Sukilere ait bir iki eser görülür, My Akşehirde rast geliy, yen Karaman devrinin yadigârları ise Karaman, Konya ve Ermenek. tedir. Osman oğullarına Sâmi, medrese, kütüphane, türbe, tekke, han, hamam ve imaret ol - | mak üzere Konya, Sultaniye —| Karabinar, Karaman, Ereğli, İl - gın, Akşehirdedir. Vilâyet içinde Etilerce, eski Yu nanilere, şarki Roma imparatorlu ğuna ait eserler de vardır. Konya ve civarının asarı atika ve milli mefahir cihetile pek zen- | gin olduğu malümdur. Haçlılar seferile dahili gürültü- lerde bunların bir çokları tahrip edilmiş Osmanlılar zamanında i - se Selçuk ve Karaman hanedanın dan kalma eserlere bakılmamış * | tır, Burada asarı atika ve milli me- | fahirin muhafazasında atılan ilk adım Cümhuriyetin ilânımdan son radır. Gerçi Mesrutiyet devrinde | bazı zevat alâka göstermişler ise de bunlardan fili bir netice elde | edilmemiştir. Elyevm Meb'us bulunan Ferik (Naci Paşanın Konyada Kolordu umandanı bulunduğu sırada o - nun riyaseti altında Halkevi reisi erit beyle zevatı sairenin teşebbü ü ile Konya, Afyonkarahisar, Es- işehir, Kütahya, Bilecik ve Ak - ray vilâyetlerini şamil olmak ü - ere bir Konya mıntakası asarı tika muhipleri cemiyeti teşkil e. ilmişse de, cemiyetin faal bir ha gelmesi maarif emini ve şimdi aarif Vekâleti müfettişlerinden ulunan Ali Riza beyin birinci ve alkevi reisi Ferit Beyin ikinci ait eserler İ | tir. İ zerindeki Sultan hanı ile Zazadın ”” "rü Mes'ut Beyin kâtibi umumiliği zamanına tesadüf etmektedir. Bu zamana kadar temenni ile hareket ! eden cemiyet bundan sonra şunla- rı yapmış ve yaptırmıştır. 1 — Elyevm İstanbul müzeler müdürü umumisi ve o zaman asa- rı atika ve müzeler müfettişi umu misi bulunan Aziz beye vaki olan rica üzerine beynelmilel atiki kıy | meti bulunan Karatay medresesi i le İnce minare kubbelerinin sıvan ması için Maarif (oVekâletinden 800 lira gönderilmiş ve ayrıca 300 lira ile de Afyonkarahisarda bir mahallin müze şubesi haline ifra- ğına çalışılmıştır. 2 — Karatay medresesinin ar « kasında binaya zarar getiren yüz- lerce tonluk toprak yığını elyevm Müdafaai Milliye müsteşarı bulu » nan ferik Nazmi ve mütekait mir- liva Mustafa İzzet paşaların him. metlerile kaldırılmıştır. 3 — Maili inhidamdır diye bir kısmı yıktırılan İnce minarenin di ğer aksamı yıktırılmaktan kurta - rılmıştır. 4 — Vali İzzet bey merhumun zamanında cemiyetin teşebbüsile ve Gazi Hazretlerinin yüksek alâ | kalarile İdarei hususiye bütçesine konulan 3,000 küsur liralık tahsi. satla İnce minarenin etrafı üzeri demir parmakirklı muzayık taş di- varla tahdit olunmuştur. Mirliva Keramettin Paşanın da bu husus- ta himmetleri geçmiştir. 5 — Cemiyetin verdiği paraya ilâveten Konya Halkevinin de ver diği yüz lira ile Karatay, sırçalı medrese, Has bey darülhuffazı - nın maili inhiaam dış divarları ta mir edilmiştir. 6 — Evkafın verdiği 500 küsur lira ile Sahip Ata mescidi ile Ha. nikah ve türbesinin muhtacı ta - mir yerleri yapılmıştır. 7 — Evkafın verdiği 400 lira ve cemiyet ve Halkevinin verdiği yüz lira ile de İnce minarenin diğer | kısımları tamir edilmiştir. 8 — Beyşehrinde mimari bü» yük bir kıymeti haiz olan Eşref oğ lu cami ve türkesinin toprakla ör- tülü olan damın ösiüne yağmur- dan muhafaza için çatı yapılması | düşünülmüş ve halkın yardımile | lâzım gelen kereste, kiremit ve ki- reç tedarik edilmişse de inşaat| masrafı henüz temin edilememiş. 9 — Akşehirdeki Taş medrese ile Karamandaki Nefise Sultanın Hatuniye medresesi, İbrahim bey imareti, Ermenekteki Tul medre - | se namile meşhur Emri Musa med resesinin pek ziyade muhtacı ta - mir bulunduklarına dair oyüksek makamların nazarı dikkati celbo- | lunmuştur. Bu hususta Fırka Râti- | bi umumisi Recep bey büyük bir alâka göstermiştir. 10 — Aksaray ve Konya yolu ü ve huruslu ve ağzı kara hanların civar köyler muhtarları tarafın - dan muhafazaları için lâzım ge - — E . . Hindistanın Bugünkü şairleri (Şarkın zekâsı) isimli büyük bir edebiyat kitabmın yazıcısı Hintli Mulk Raj Anand, bugünkü Hindistanın beş büyük şairini etüt eden bir eser daha çıkardı. (Altın dan nefes) adını taşıyan bu 136 sayfalık kitabın ön sözünde edip, Hint edebiyatının esas karakteri- ni uzun uzadıya tahlil ve mütalea ederken şöyle diyor: ilk olgun anından, tâ bu beş mua- sır muharrir ve şairin yazı ve şiir. lerindeki en son tezahürlere va - rmcıya kadar bile yuca ve azamet li bir ülkücülüğün altından nefesi- ni alıyordu, ki bu inanış, hayatta en büyük gayenin efsanenin engin özüne iman edişi; ve bütün kâi - natım, tek bir kalp gibi çarpışı şeklinde görünüyordu Mulk Raj kitabına beş şairin her birisinden bir kaç şiir almış, Fakat eserinin en fazla yerini da- ha ziyade şairlerin eserlerinin in- tefsirine ayırmış, ki bu suretle şa- çok hususi noktaları kolaylıkla kavrıyabiliyoruz. Yarım asırdan daha fazla za - mandanberi şiir yazan Rabindra- İ nattagor; muharririn bugünün en kuvvetli müslüman edebi çehresi diye tanıttırdığı Mehmet İkbal, Şeyhizm diye anılan şiirli ve dinli ahlâkiyat mektebinin baş mümes. sili Puran Sing, milleti tarafından Hindistan bülbülü diye ün sal - mış olan Sarajini Naidu Hanım ve Hindistanın en genç şairi ve Na- idu'nun küçük kardeşi OHarindra Nath Chatto padhyaya kitapta muharririn tenkit ve tahlil süzge- cinden geçmektedirler, Ibrahim Hoyi larını bu suretle az çok temine ça lışılmıştır. Anadoludaki hanların en büyüğü ve muhteşemi olan Sultan hanımm büyük kapısının üstüne bir saçak yapılması için meclisi umumice tahsisat konul * ması Aksaray vilâyetinden rica e- dilmiştir. 11 — Cemiyet kendi mntakası haricindeki asarı atika ve mefa * ren zevatla da sıkı bir temas yap - mıştır. 12 — Alâcttin camiinin kubbesi sıvatılmış, Şeyh Sadrettini kunevi | türbesinin etrafına bir divar çek- tirilmesi düşünülmüştür: Karltay medresesi etrafının da tahdidi dü şünülmüş ve esbabma tevessül o » lunmuştur. Gerek Konya şehrin » | de ve gerek dışında Osmanlılar devrinden kalma eserlerin tamir - lerile de uğraşılmıştır. Cemiyetin | faaliyeti Maarif Vekâleti tarafın. idan takdir ile karşılandığından cemiyet kâtibi umumisi Mes'ut be | yin bu gibi işlerde mütahassıs sı - | fatle istihdamı münasip olacağı vilâyete bildirilmiştir. Cemiyet neşriyat sahasında da çalışmış, zaman, zaman gazetele. isliği ve Milli kütüphane müdü- | len tedbirlere ve hüsnü muhafaza re makaleler yazmış, muhtelif yer SANA “Hint edebiyatı Rig Veda'daki ! ceden inceye, gayet bitaraf lâkin | kuvvetli tahlil ve tenkidine hattâ | irlerin bize anlatmak istediği bir | hiri milliyeye karşı alâka göste -| a a NA SER Zi TLA a mm — VAKIT 22 Eylül 1933 R Raşit Rıza Beyin Şehi tiyatrosunda ilk rolü Raşit Rıza Bey 1914 te kurulan Darülbedayi za man zaman ehemmiyetli sarsıntı- lar geçirdi, cümhuriyet devrine ka- dar emekliyerek geldi. Memleke- timizde sanatın halk terbiyesinde tesirli bir rolü olduğunun ve dev- letin sanatı himaye vazifesinin an- laşılması cümhuriyetin ilânından sonradır, Cümhuriyetin ilk seneleri dev- letin muhtelif sahalarda tesisi ve beynelmilel vaziyetin kuvvetlen- mesi yolundaki mesaiyle geçti, da- ba sonraki senelerde kültür ve 1s- lahat meseleleri ele alınınca tiyat- ro ile de meşgul olunmağa başlan- dı. İstanbul şehir tiyatrosunun esas lı bir şekilde kurulup işe başlıyabil mesi bu alâka ve himayenin netice sidir. Elimizde vaziyeti belâgatla anlatabilecek bir rakam vardır: Cümhuriyetten evelki Darülbe- dayiin bütçesi senede beş bin lira idi, bugün yüz beş bin liradır! lerde konferanslar vermiş, müze müdürü Yusuf bey İdarei hususi « yenin yardımile bir müze rehberi vücude (o getirerek (o çıkartmıştır. Mes'ut bey de san'at eserlerimiz - deki, bazı motiflerin aslen Orhon alfabesi olduğuna dair ufak bir i broşür neşretmiştir. Ferit ve Mes' ut beylerin yüksek fırka kâtibi u. mumiliğinin müzaheretile tabıları temin olunan Sahip Ata Fahrettin Ali ve Karatay kardeşlerin vücu « de getirdikleri san'at eserleri hak kında yazılmış birer monoğrafile. ri de vardır, Daha evvel şehrindeki asarı atika ve mebanii milliyeye dair Ferit beyle arkadaş ları tarafından bir rehber de kale me alınmış ve basılmıştı, Bugün Konyada vali bey riya - setinde Cümhuriyet Halk Fırkası belediye ve Halkevi reişlerile ce - miyetin kâtibi umumisi, müdürü, maarif müdürü, Evkaf müdürü, İdarei hususiye müdürün den mürekkep bir asarı atika ko- misyonu vardır. Komisyon viâyet içindeki Ata yadigârlarının mu - hafazaları esbabma çalışmakta ve para bulununca işlere başlanmak müze üzere icap eden mukarreratı itti haz etmektedir. Şimdilik bu'hu * sus için 500 lira konulmuştur, Konya |” Altı yedi sene evel Darülbeda; yeniden kurulurken sahnemizin öl değerli sanatkârı müessesenin d sında kalmıştı: Behzat, Raşit Rız Şadi Beyler. İlk yıllarda Behzat Beyin tek rar darülbedayie girmesi temin ol narak bu kıymetli sanatkâr sahne mize kazandırıldı; Şadi Bey sahn hayatından çekilmiş ve bir da da tiyatroya dönmemeğe karar ve mişti; bu itibarla Darülbedayi ha. ricinde ciddi bir sahne faaliyeti de vam ettirmeğe uğraşan yalnız Ra şit Rıza Bey kalmıştı. Raşit Rızı Bey hususi truplar teşkil edip tem: siller vermeğe çalışırken Darülbe dayi sahnesi arkasında sanatkârla. ra mahsus odalardan birinin üstün de Raşit Rıza Beyin ismi muhafaza ediliyordu. Tiyatromuzun, kıymet li sanatkâra ihtiyacı bu suretle de ifade edilmiş oluyordu. Birkaç gün evel yazıldığı gibi, bu sene Raşit Rıza Beyin İstanbul şehir tiyatrosu kadrosuna girmesi İtemin edilmiştir. Bu suretle bir ta raftan Raşit Rıza Bey şehir tirat- rosunda senelerden beri saklı olan yerini tekrar almış, şehir tiyatrosu da bu değerli sanatkârın hissedilen eksikliğini gidermiş oluyor. İstanbul şehir tiyatrosu bu seye temsillere teşrinievelin kirinci, güz. nü akşamı başlıyor. Raşit Rıza B., İstanbul şehir tiyatrosunda ilk ro- lünü teşrini evelin on yedinci günü akşamı oynıyacak Baş rolleri İsmail Galip ve Raşit Rıza Beylere verilen piyesin ismi Anna Kristidir. Piyesin muhargi. ri meşhur Amerikan ediplerinden Eugöne O' Neilledir, Eserdeki kadın rolünü de Ney» yire Neyyir Hanım yapacaktır. Sanatkârlar rollerini ezberle. meğe başlamışlardır. Canik oğlu Avni Bey tarafından dilimize çey- rilen Anna Kristi Piyesinin temsili rejisör Ertuğrul Muhsin Bey tara. fmdan ehemmiyetle hazırlanmak. tadır. Dekorları, eserin Amerika. da temsil edildiği zaman yapılan dekorlardan aynen kopye edilmiş» tir. Musiki ——— Musiki san'atkârları cemiyetinde İstanbul musiki san'atkârları cemiyeti idare heyetinin müdde « ti bitmiştir. Yeni idare heyetinin intihabı için İstanbul ticaret mü - i dürlüğü cemiyet âzasını Eylülün yirmi beşinci Pazartesi günü saat ondan on beşe kadar Beyoğlunda Bursa sokağındaki cemiyet mer - kezine davet etmiştir. Antalyada istiklâl marşı Antalyada vali, bütün memur « larm, vilâyet, belediye erkânının, ve hâkimlerin istiklâl marşını öğ- renmeleri için Gazi kız mektebin de dersler açılmasını emretmiştir, Mektepte dersler cumartesi ve çar şamba günleri verilecektir,