dirneka Edirnekapı mezarlığında Bazı i Mzarcılar hakkında dalavere çe» tek havadan para kazanmak | ? ktaşndan tahkikata başlandığı. ! ıştı. İddiaya göre, bu me- | 4 cılar, taze mezarları açarak i- i deki ölüleri çıkartmakta ve bir İk ne atmakta imişler. Sonra i ve mezarlara yeni getirilen ö- Na gömüoyrlar ve bu suretle me p Mi azmekata kurtuluyor, hava - Para temin ediyorlarmış. ğ Bu garip ve dikkate değer vazi- Ju rinde daha esaslı meşgul ol Vk ve evvel emirde mevzuu bahs Mrarcılarla konuşmak istedik ve Mearcılardan da bir haylı garip dinledik. Devam etmekte ok iy anlaşılan tetkikatla hakika - Meydana çıkacağı şüphesizdir. Buğün burada biz sadece konuş Şomuz bu mezarcıların söyledik öy İ, belki faydası olur düşünce- * Yazacağız. Mezarcı Saim şöyle anlatıyor: Say Bizim mezarlığın karşısında vi, pazarlık daha vardır. Bizimki- İn İsmi “Narbaşı,, karşımızdaki. > İsmi de “Kapalı parça mezar - n “Bizim mezarlığın mültezimi Ali VİA ile oranın mültezimi Sadık ve it Ağalar arasında bir dava dır. Bu dava şöylece başlamış “Bizim Ali Ağa ,Kapalı parça tarlığını üç sene kontratla ker | aşizerine almıştı. Mecit ile Sa- 8 seakidenberi o mezarlığı tut dan oradan çıkmak istemi. n ârdr, Muhakeme Eyipte yapıl | * Benim duyduğuma göre Mecit | | sadık "Ağalar O mezarlığın sar i ibiş bularak bir içki âleminde Wehoş etmişler ve kendisinden me ı ötekilere vermekten vaz geç fine dair söz alarak yeni bir kon- ar yapmışlar. Neticede işin içi- İ bir Je senet girmiş ve muhake akut etmiş. Tâkat bundan sonra biz boş ad. Bu sefer yeni bir dava € günde beş lira zarar verik İ| Mini ve mezarlığın tahliye edile- bize teslimini istedik. Mahke- e e rt ren ke e İs de mahkemeyi kazandık. ” İan sonra oranın mezarci- “lan Hidayet bir gün bizim ta in geldi, kapmın önünden bir ü, alarak bize hücum etmek iste- ty Bunu gören Mustafa Ağa da “İp” elinden kaparak yerine attı.. me mösele bununla kalmadı. O m meazrcıları bizim tarafm yanaşarak bir çok şeyler “rlediler. Hidayet te: > Ben size gösteririrm,. Elim - N gelen fenalığı yapmazsam ba. da insan demesinler!, Dedi. yi Aradan bir müddet geçti. Kar * tarafta bulunan ufak bir par- y- 23 ay evvel bir ölü gömülmüş “iğ Biz de o parça ile müşterek | ae, femuz ve arada da müruru, kizi, olduğu için o mezarı açarak | ik ledik. Mezar öylece on gün Ta durdu. On birinci gün Ciba- Nin vurulan Baba Haydar bekçisi- i kardeşini getirerek o mezara iy ük. On gün sonra da bir mü Ni geldi.. Bir mezarın açılma- İstiyerek: | bel 0 Siz, altı aylık ölüyü çıkara. | bir tarafa sokuyorsunuz, üze* Mezarcılar, mezarları ip kemikleri atıyorlarmı ş pıda ileza iii arasında bir İahkikat yaptık, onlar reddediyorlar çi a- “ağ rine de taze bir ölü koyuyorsunuz, dedi.. — Sizin lâfınızla burasını aça - mayız. Nahiyeden bir Efendi ge- | tiriniz, © zaman açarız, dedik. “Bunun üzerine Necmettin Bey merkeze giderek bir memur aldı, | ve tekrar geldi. Mezarı açtık. Bu işe muhbirlik eden İsmail de orada idi. Bir şey bulamadılar. İstedik- leri başka taraf açıldı, orada da bir şey bulamadılar. “Bundan sonra kahveye giderek bir zabıt varakası tuttular. Düş - manlarımızın sözleri dinlendi ve bugün de mesele bu şekle düştü. “Bizden şimdiye kadar hiç bir şey istenmedi, hiç bir şey sorulma- dı.. Söylenilen şeylerin aslı yok »! tur, bir düşmanlık eseridir.,, mm Rıhtım şirketi satın alınıyor (Baş tarafı linci sayıfada) sonra müzakereye salâhiyettar © » larak Ankaraya gitmiş ve Sarac » oğlu Şükrü Beyle görüşmüştür. İstanbul rıhtım şirketi serma - yesinin yüzde altmışı Osmanlı Ban kasına, yüzde kırkı da Fransa ve İngiltere bankalarına aittir. Mü - kaveleye göre hükümet şirketi her zaman bedelini vererek satm al - mak hakkını haizdir. Şirketin sa » tın alınması için verilmesi lâzım gelen paranın miktarı da mukave lenamede yazılıdır. Bu miktar her sene için bir milyon liradan fazla - dır ve altmış sene bu paranın veril- mesi lâzım gelmektedir. Şirket müdürü, müzakerenin ilk safhasında bu noktayı ilerisür- müş ve şirketin mukavelede yazılı olan para verilerek satın alına - bileceğini söylemiştir. Buna mu - kabil hükümet, Rıhtım şirketinin mukavele ile yapılmasını taahhüt ettiği tesisatın bir kısmını vücude getirmemiş, diğer bazı taabhütleri- ni de yapmamaış olduğunu hatır - latmış, bu itibarla şirketin muka -! vele ahkâmının tamamiyle tatbi «| kini istemekte hakkı olamıyacağı cevabını vermiştir. Bu vaziyette Rıhtım şirketi de ilk talebinde ısrar etmemiştir. Müzakerenin ikinci safhasında hükümet, şirketi satın almann şek li ve şirkete verilecek paranın mik- tarı hakkında bir teklif hazırlıya » rak Mösyö Kanoşa vermiştir. Mösyö Kanoş hüküemtin proje- sini şirketin Paristeki umumi mer- ! kezine bildirmiştir. Şimdiki halde | Paristen gelecek cevaba göre M.| Kanoş ya tekrar Ankaraya giderek müzakereye devam edecek, yahut vaziyeti şirketin umumi merkezine anlatmak üzere Parise gidecektir. Hükümet şirketi kat'i surette al. mağa karar vermiştir. Bu itibarla rıhtım şirketi de müzakerenin bu - günkü safhasında itilâfkâr hare -| ket etmektedir. Bu itibarla müza- kerenin pek çok uzamıyacağı tah- min ediliyor. Rıhtım şirketi hükümetçe satın alındıktan sonra (rıhtım, dok ve antrepo işlerinin o liman işleriyle | Maliyede Yeni teşkilâtta kimler açıkta kaldı? Yeni teşkilâtta 450 memurun açıkla kaldığı anlaşılmaktadır. Bu arada yeni kadroda vazife almıyacak olan tahsil başmemur- ları ve muavinleri ile bir kısım kâtip ve veznedarların isimleri tesbit olunarak kendilerine tebliğ edilmiştir. İsimlerini aşağıda oku- | İ yacağınız bu memurlar açık ma- aşlarını alacaklar ve bir kısmı ay sonuna kadar Anadoluda birer yeni vazifeye tayin edile- ceklerdir. Yeni kadroda vazife almıyan tabsil memurları şunlardır : Fabri liyas Feriköy, Murat Külekapı, Süreyya Hasköy, Hay- rettin Edirnekapı, Sedat Küçük- pazar, Abdülhalim Kadıköy, Aziz Mazhar Büyükdere, Mehmet Kumkapı, Rıfat Divanyolu, Meh- met Tevfik Beylerbeyi, Süleyman Suphi Beşiktaş, Fahrettin Kan- hıca, Ihsan Çarşı Beyler... Aşıkta kalan tahsil memurları Yeni maliye teşkilâtında sey- yar tahsil ve tahakkuk şubeleri de lâğvedilmiştir. Kadroda vazi- fe almıyan tahsil memurları şun- lardır: Osman Nuri, Ahmet, Süley- man, İsmail Hakkı, Abdürrezak Beyler. Yeni kadroda vazife almıyan tahsil muavinleri şunlardır: Kadri Aksaray tahsil muavini, Mehmet Süreyya Yenicami, Bed- ri Kasımpaşa, Zekeriyya Arna- vatköy, Behçet Feriköy, Yakup Hocapaşa, Mehmet İhsan Galata, Cevdet Şehzadebaşı, Suat Emi- | mönü; Nuri Şehremini, Faik Eren- köy, Ismail Hakkı Beşiktaş, Fet- hi Büyükdere, Cevat Taksim, Cemil Üsküdar, Hasan Febmi Hasköy Beyler. Açıkta kalan veznedarlar Yeni kadroda vazife almıyan veznedarlar şunlardır. Kemal Aksaray, Süreyya Ye- nicami, Sami Fener, Nuri Taksim, Baki Büyükdere, Sâim Tarlabaşı, Bahri Altunizade, Niyazi Ka- merhatun, o Hulüsi Galatasaray, Remzi Tarlabaşı, Salâhattin Ga- latasaray, Lütfi Fatih, Ömer Nuri Çarşı, Neş'et Erenköy, Ziya Edirnekapı, Beyler. Açıkta kalan Icra memurları Yeni kadroda vazife almıyan icta memurları şunlardır; Refik Fatih kazası, Cahit Bey- oğlu kazası, İhsan Hilmi Eminö- nü, Hasan Hüsnü Üsküdar, Bey- ler... Açıkta kalan Tahsil kâtipleri Yeni kadroda vazife almıyan tahsil kâtipleri şunlardır; Şevket Kamerhatun tabs'i kâ- tibi, Mehmet İzzet Feriköy, Şaban Fvzi Yenicami, Mehmet Emin Divanyolu, Yaşar Tarla- başı, Mustafa Fazıl Arnavutköy, Esat Kulekapı, Yusuf Ziya Ka- sımpaşa, (Hasan Hayri Çarşı, Saim (Mercan, Adil Erenköy Şakir Erenköy, Remzi Üsküdar, Cemal Üsküdar Ayni Mir gün, Cemil Büyükdere, C--| Kulekapı, Şükrü Yenican , Lüt- fü Şehremini Beyler. Açıkta kalan tahsil memurları Yeni kadroda Vazife alamıyan birlikte görülmesi yolunda bir ta- savvur vardır. ir, Maamafih henüz | bu hususta verilmiş kat'i bir karar İ Ali Riza tahsil tebliğ memurları şunlardır: Osman Nuri Çata'ca, Kenan Galata, Mehmet Ali Kulekapı, Kulekapı, Rıdvan Ga: Cep Ee Sar vadisinde karanlık bulutlar toplanmaktadır. İdare muhtari - yetini haiz olan bu küçük ülke 700 murabba mil genişliğindedir. 800 bin nüfusu vardır. Fakat Avrupa siyasetinin en çetin müşküllerin - den biridir. Bu vadinin mukadde ratı ile Avrupanın mukadderatı bir birine bağlıdır. Her Hitlerin Almanya başvekil » liğine geldiği gündenberi Sar va- disi halkına kuvvetli sözler söyli - bini, nehri üzerindeki Bengen kasabası na giderek orada Hitleri dinlemiş, Hitler onlara: — Almanya hiç bir vakit Sar vadisini, Sar halkı hiç bir vakit Almanyayı bırakmıyacaktır!. De- mişti, Bu sözler Sar halkını tehyiç et- ti, Versay muahedesi, Sar havza » sının kömür madenlerini Fransaya vermişti, Fransa, Almanların u - mumi harp esnasında tahrip ettik- leri Fransa kömür madenleri mu i kabilinde Bu Alman kömürlerin- den istifade edeceklerdi. Bu on beş sene zarfında Fransızlar Sar vadisinin gümrüklerini ve varida - tı kontrol edecek, hükümet, mil. letler cemiyeti tarafından seçilecek beynelmilel bir heyetin elinde bu- lunacaktı. Bu heyet Mister Kusko namında bir İngiliz, Bir Fransız, bir Hırvat, bir Finlandıyalr, ve bir Sarlıdan müteşekkildir. Önümüzdeki 10 kânunusani 935 ! günü bu on beş sene nihayet bula. cak ise de Hitler ile taraftarları beklemek lehinde değildirler. Çünkü Versay omuahedesinin Sar havzasına ait maddesine göre muahedenin meriyet mevkiine geç mesinden on beş sene sonra Sar halkı, hangi idare altında yaşıya- cağını kendi tayin edecektir, O halde gelecek kânunusaninin 10 nundan sonra Sar halkının re- yine müracaat edilerek Almanyaya —. V—V ar Almanyaya iade edilecek mi, saman mam a e am | İ sızlar 7000 kadardır. ! i İ İ yahut Fransaya iltihak etmek, ya- | hut milletler cemiyetinin mandası altında muhtar mı kalmak istedik- leri kendilerinden sorulacaktır. i Fakat, bu meseleye ait madde o ' kadar mübhem bir tarzda yazılmış latasaray, Ali Rıza Ga'ala Bayram Kasımpaşa, Kenan Ka- sımpaşa, Ahmet Taks m, Kadri Tarlabaşı, Salim Tarlabaşı, Fazlı Hasköy, Celâl Hasköy, Adnan Aksaray, İhsan Fatih, Ibrahim Edirnekapı, Naci Fener, Hulüsi Şehremini, Mehmet Sani Kadı- kö;, Mehmet Allun'zade, Ömer Nevres Beylerbeyi, Nazmi Beşik- taş, Rüştü Emirgân Irfan Kum: kapı, Ali Kumkapı, Şevki Kü. çükpazar, Sami Küçükpazar, Be: sim Yenicami, Fahamettin Eren- köy, Nesip Şehzadebaşı, Meh- met K. Mustafapaşa, Cemil Bü: yükdere, Şevket Büyükdere, Sü- leyman Erenköy, Mustafa Eren- köy. Mustafa Erenkör, Ferit Eminönü Beyler. Açıkta kalan tebliğ memurları Yeni kadroda vazife almıyan (KIT 4 Eylul 1Y99 —— edilmiyecek mi? esna Avrupa sulhünü tehdit eden bir mesele ! Milletler cemiyetinin kararına bağlı olan bu mesele Avrupayı ! karıştırdılar tır ki her taraf bunu istediği gibi tevil edebilir. Tehlikeli ihtilâf ta bu yüzden çıkıyor. Hali hazırda Sar halkınm dörtte biri Hitlercidir. Sosyalist - lerle merkezciler Hitleri sevme - mekel beraber Almanyaya iltihak lehindedirler. Sarda Fransızları temsil eden bir fırka yoktur. Sar da ikamet ve tavattun eden Fran- İktisadi noktai nazardan Sar, yor. Onun için Sar halkından 50 | daha fazla Fransaya bağlıdır. Sar trenler ve otobüsler ile Ren | havzasının kömürlerini Fransız sa- nayii inkişaf ettirmiştir. Alman sanayi inin Sar kömürünü istihlâk etmesi ihtimali çok zayıflamıştır.. Çünkü Ror kömürü Alman sanayii için daha mülâyimdir. Bununla beraber Sar halkı bü» tün kuvvetleriyle Almanyaya ilti- hak etmek lehindedir Naziler bu hissi takviye ile meşguldürler. Sar zabıtası Sar halkından müte şekkil olduğu için bunların içinde bir çok Naziler de vardır. Naziler zabıtaya müteallik işlerde polisler den yardım görerek Almanyaya kaçabilmektedirler. Önümüzdeki kânunusanide Sar halkı tarafından gösterilecek arzu- ya rağmen, milletler cemiyetinin i bu vadiyi Almanyaya iade etmesi» ne mani olacak sebepler şunlar « dır: 1 — Almanyanın tekrar silâh - lanması... Almanya bu senenin başlangıcın danberi 208,000 ton eski demir it- hal etmiştir. Daha evvelki sene ise ithal ettiği demir 35,000 ton kadar- dı... Onun için milletler cemiyeti Sar havzasını haciz bir hükümet o- larak ipka etmek istiye bilir, Z — Milletler cemiyeti Alman yanın cemiyet otoritesine hürmet etemdiğini ileri sürerek Sar havza“ sını ona vermiyebilir. Bu mülâhazalar, Nazileri şüphe ye düşürmekte olduğundan onlar da kuvvetlerini hudut üzerinde te- merküz ettiriyorlar, i Hitlerin gazetesi, bu münasebet le yazdığı bir makalede diyor ki: “Yurtları hudut civarında olan. lar, mücadelenin ne demek olduğu nu çok iyi anlarlar, Mücadele eb miyenlerse haindirler.,, tebliğ memurları şunlardır: y Hüsnü Fatib, Kenan Beyoğlu, Cevdet Niyazi Beyoğlu, Lütfi Beyoğlu, Hasan (Arnavutköy, Halit Hocapaşa, Hasan Edirne- kapı Beylerle Büyükdere tebliğ memuu Haiime Hanım. ——— Olen tayyareci için Lion, 3 (A.A) — Lionda bulu - nan dünya düz hat şampiyonları Kodos va Rossi arkadaşları da Pi- i nedonun ölümlerinden çok mütees sir olmuşlardır. Kodos şunları söylemiştir: — Cesaret ve kıymetine hayran olduğum cencra! de Pinedo muvaf fak olabilmek için herşeye sahipti, Kendisi, büyük kıymelinin yene - mediği o beklenilmez unsurlardan birisine kurban gitti. Bu acı ölüm, Japonya rekorunda yanımda bu- lunmuş olan dostum Robidanın ö - lümünü hatırlattı, be aşak Bin Mİİ ül 2 one erin MİO ln ile