“ 5 i k —ğ—VAKIT 24 Ağustos 1933 Bir hikâye | Nasıl Güzellik > — Kraliçesi Oldum? © kim bili#'ne'güzel şeyler yazardı. z Belediyenin noktai nazarı Kapının önünde İyla, karısı Pep lov ile durmuş, kulağını kabartmış dinliyorlardı. Kapının öbür tarafında kızları Nataşenkaya hocası aşkını ilân e- diyordu. İlya, ellerini oğuşturarak, sabır. | sızlık heyecanı içinde dedi ki: — İş yolunda!. Şöyle sözü his siyata, duyguya, güneşin doğduğu na, battığına getirdiler mi, hemen odaya girelim. Mehtap, güneş aşkta en mukaddes şeylerdir. E- ğer bu sözler üzerinde onlara cür- mü meşhut yaparsak adam bir das ha sözünden dönemez. Kapının öbür tarafında konuş- | malar devam ediyordu: — Haydi canım, ben sana mek- tup falan yazmadım!. Ve bunu söyliyen tabanında kib rit çakıp sigarasını yakıyordu. Kız, mütemadiyen aynaya ba » karak kıkırdıyordu: — Sen istediğin kadar söyle. Ben senin yazını tanımaz mıyım?, Hem siz de güya hüsnü hat hoca- #ısınız, ne de fena yazınız var. — Bu bir şey demek değildir. Hüsün hat dersinde mesele hoca- nın yazısınm iyi olması değildir, mesele talebenin yazıya dikkat et-| mesidir:. Meşhur muharrirler var- dır ki yazıları hiç okunmaz. Bun dan ne çıkar? — Onlar meşhur muharrirdir, siz ise. “ “İçini çekerek,, Ben bir muharrire varmak isterdim. Bana — İsterseniz ben de yazarım. — Neye dair?. —Aşka dair.. o Gönüle dair.. "Ar EEERAAREEERANEEREEEEEEEETEAEAEAEAAAEENN Kesilen sular Fabrikaların şikâyeti ve Bazı fabrikaların senelerden j etti: j açtı.. Ana, babasmn söze karışışı Nazım Hikmet Bey Aşkını ilân eden / Yazan: Anton Çehof gözleriniz... Bunları okurken çi. | leden çıkarsınız, gözleriniz yaşa « Eğer size âşıkane, şairane şeyler yazsam, elinizi öpmeme mü saade eder miydiniz?, — Bütün bunlara hacet yok. Eğer istiyorsanız, elimi hemen şim idi öpünüz.. Erkek kalktı, kızın ellerini aldı, iğildi. İlya karısının kolunu dürttü: i — Tam sirasıdır.. Ve hemen kapıyı açtı: — Evlâtlarım, mesut olun, mu- ammer olun, cenabı hak sizi mü- teyemmin etsin. Anneleri de, sevinç göz yaşları | dökerek hocasının sözlerine ilâve FT... — Mesut olun yavrularım.. Oğ-! lum, ömrümün varını yoğunu alı «| yorsun.. Kızım hayatımın hazine. si idi. Kızın hocası, ağzını dört karış pek ani olmuştu. “Basıldık, yakayı ele verdik, hapı yuttuk.,, diye iç geçirdi. Boynunu büktü, bu haliyle san- ki: “Esirinizim, ne İsterseniz onü yapın.,, diyordu. Anne, heyecan içinde mırıldan dr. — Evlâtlarım, bahtiyar... Birdenbire sustu, gözleri karardı, başı döndü, şakakları zonkladı. Baba haykırdı: — Defol oradan!. Kızlarına aşkını ilân edeni kız larının muallimi zannetmişlerdi.. Halbuki karşılarında duran bak » kalın genç çırağıydı. .EEEEREEEEEAEEEEEEEAEEEARANEREEEEEAAAANEAE aleyhindeki dava Müdafaanın bugün yazı beri kullanmakta oldukları kırk- çeşme suyu ile diğer sular bele- diye tarafından kesilmiştir. Bu İ fabrikalardan birkaçı belediyeye şikâyette bulunmuşlardır. Suyu kesilenler arasında Feshane fab- rikasıda vardır. Fabrika bir yan- dan terkos suyu kullandığını di- ğer yandan da arteziyen kuyusu kazdırmaya teşebbüs etmiş, bu suretle günde sarfettiği tonlarca suyu bedavaya mal etmeğe sa- vaşmıştır. Belediye reisi muavini Nuri B, bu hususta demiştirki; Belediye su işlerini bir elden idare için > tetkikat yapmaktadır. Bütün su- ların bir elden idaresi düşünül- mektedir. Fabrikaların suyu ke- sildiği hakkındaki şikâyet tetkik edilmektedir. Eşya çalmak suçu Kilyosta Hamdi efendinin ga- . zinosundan eşya çalmaktan suçlu © Zülkefil oğlü Ahmedin mubake- - mesine dün İstanbul birinci ceza r. o reahkemesinde başlanmış, şahit- “çağrılması i için muhakeme başka “güne bırakılmıştır. i sine dün İstanbul ile yapılması kararı Serasker Rıza Paşa zade Sü- reyya Paşa tarafından “Gece gelen telgraf,, isimli kitaptaki bir yandan dolayı Nazım Hik- met Bey aleybine açılan yakışık almıyacak neşriyat davasına ait muhakemeye dün İstanbul birin- ci ceza muhakemesinde devam olunmuştur. Dünkü muhakemede, Nazım Hikmet Beyle vekili Irfan Emin Bey, müdafaalarını yapmışlar, mubakeme, İrfan Emin Beyin müdafaasını tesbit edip mahke- meye vermesi için bugün öğle- den sonraya bırakılmıştır. Bugün kararın verilmesi de muhtemeldir, Bir haberden çıkan neşriyat davası Bir motörün yanmasına ait ba- berde, kendisi hakkında yakışık almıyacak şeyler yazıldığı iddia- sile komisyoncu Muharrem Ef. tarafından o “Haber, £ gazetesi aleyhine açılan davanın görülme- ikinci ceza mahkemesinde devam edilmiş, Mubarrem Efendi, bu yazıda kendisinden bahso'undugu anla- şıldığını yüz tane şahitle isbat edebileceğini söylemiştir. “Haber,, neşriyat müdürü Ha- san Rasım ve vekili İrfan Emin beyler, esasen suç teşkil elmiyen bu yazıda davacı komisyoncu i rar, diğeri hakkındaki kararı da İ aleyhine 145 sandık limon ka- Haber aleyhindeki wn | davanın devamı İngiliz edebiyatından naklettiği | bir hikâyeden dolayı Hikmet | Münür ve bu hikâyenm çıktığı “Haber,, gazetesinin neşriyat müdürü Hasan Rasim beyler hakkındaki suça teşvik yollu neş- riyat davasına ait muhakemeye, dün Istanbul ikinci ceza mahke- mesinde devam olunmuştur. Mahkemenin mubtelif beraet kararları yeniden bozulmuş ola- rak görülen bu davanın son saf- basında, Hasan Rasim Beyin vekili İrfan Emin Bey, müekkili- nin şimdi askeri vazifesini ifa etmekte bulunduğunu, Askeri Ceza kanununun bir maddesine göre bu davanın askeri vazife- nin ifası bitinciye kadar tecili lâzım geldiğini ileri sürmüş, “do- layısile Hikmet Münür Bey hak- kında da takibat devam edemez. | Ikisi de aynı yazıdan dolayı muhakeme ediliyor. Birisi hakkında verilecek ka- ihsas... Hatta ibsas değil, sarih olarak O bildirmek mahiyetinde olacaktır. Halbuki, kanunen bu doğru olamaz,, demiş, mahkeme, önce Hasan Rasim beyin askeri a Bütün yol arkadaşlarım bera- berdi. Yalnız Mis İtalya ile Mis j Ispanya yoktu. Mis İtalyayı Gal- İüdcüde vatandaşları davet etmiş lerdi. Mis İspanya ise, İspanyada kimsesi olmadığından Amerikada şansını denemeğe karar vermişti.. Ona rehberlik eden gazeteci yalnız ve meyus abet ediyor ve vatanda- şından bahsederken felsefe yürü tüyordu: “Bana vaitte bulunmuştu canım. dönüşte gülünç olacağım.,, Doğrusu acınacak bir hali vardı. Acaba Mis İspanya ondan ayrıl - makla şeref yolunu mu tutuyordu? Gazeteci belki böyle sanıyor, fakat | bu kanaati de sağlam değildi. Kız hakkında oldukça endişeli görünüyordu. Hoş bunda pek te haksız değilmiş. Bir sene sonra, gazetelerde, Mis İspanyanın ika » met tezkeresini tecdit ettirmediği için, Amerikanm bilmem hangi hü. kümetinde hapsedilmiş olduğunu okudum. İnsan tam surette muvaffak ola- mazsa böyle hâdiselerle karşılaşır. Bu zavallı kız da güzellik kıraiçel- si olmak ümidiyle atıldığı yolun | uçurumlarından birine düşmüş de | vazifesini ifa vaziyetini tahkik ve tesbit etmeği kararlaştırmıştı. Dünkü mabkemede, Hasan Rasim beyin askeri vazifesini ifa etmekte olduğu anlaşılmış, müd- deiumumi, onun hakkındaki da- vanım tecilini, Hikmet Münür bey hakkındaki odavanın devamını istemiştir. mabkeme, 'bu isteğe uyğun olarak karar vermiş, ne- ticede Hikmet Münir beyin avu- ket tutması için, muhakeme kal- mıştır, Bir tehditçilik iddiası Ahmet Efendi isminde birisini mektupla tehdit ettiği ve bu su- retle elli lira istediği iddiasile Ibsan Efendi isminde birisi, dün Istanbul ceza mahkemesinde mu» hakeme olunmuş, neticede suç sabit görülmemiş, berâet etmiş- tir. Limon kaçakçılığı “Limon kralı,, Diyamandi Ef. çakçılığı yaptığı kaydile açılan ilk davanın, evvelce verilen be- raet kararı Temyizce bozulmuş olarak yeniden görülmesine ad- liyedeki dokuzuncu ihtisas mah» kemesinde dün devam olunmuş" tur, Muhakeme, bu meseleden do- layı aynca haklarında takibat yapılan memurlar hakkındaki ta- kibat neticesinin tesbiti için kal- mıştır, Emniyet müdürleri Elâziz Emniyet müdürü Nuri Bey Diyarbekire, Diyarbekir Em- niyet müdürü Tayyip Bey Ça- nakkale Emniyet müdürlüğüne tayin edildiler. ERENER ERRİ Muharrem efendiden bahso'un- duğuna dair hiçbir sarahat bu- lunmadığını, kendilerinin de bu bususta şahit gösterebileceklerini söylemişlerdir. | Mahkeme, önce davacının şahitlerini dinlemeyi kararlaşlırmıştır. Jifleri saydı: mekti, Giderken şen ve hoş olan Mis Belçika, dönüşte daha şen idi. Sa. mimiyetimiz fazlalaşmıştı. Artık aramızda hiç bir rakabet sebebi kalmamıştı. Genç kız anasiyle kavga ediyor, ağzına gelen saçma- yı söyliyor, Brüksel hayatının ki lerinden bahsediyordu. “© © Tren Misisibi nehrini geçti. Yeni Orleanda bizi bekliyorlardı. Büyük şenlik yaptılar. Hatsiz miktarda Alenlere tesadüf ettim. Anlaşılan Alen ailesi bereketli... Filhakika büyük babam Alen Frederik Yeni Orleanda doğmuş, doktor olan bir amcası da yirmi dört çocuk peyda etmişti. Eğer böyle çok çocuk peyda etmeğe devam edilirse Alen lerin çokluğuna şaşmamalıdır. Ne olursa olsun,'bu kadar akra- ba Alen karşısında şaşırdım. Vas pura binerek bunlardan kurtuldu. ğuma sevindim. Amerika — Amerikadan ayrı» lırken çok eseflenmemekliğim için | olacak — gemiye bir vergi memu. ru gönderdi. Aldığımız güzellik mükâfatının üzerinden bir mikta- rını vergi olarak aldılar. Sanki verdikleri hediyeyi geri alıyorlar- dı.. Vapur demir aldı, bir yere uğra madan Fransa yolunu tuttuk. Dalavereler Artık şenlikler, ziyafetler kalma | mıştı. Fakat dinlenmek sırası da değildi. Halbuki dinlenmeğe son | derece muhtaçtım. İş meselesi ih- tiyaç dinler mi?. Ötede beride resmimin teşhir olunması, gazete satıcılarının ma- ğazaları önünde muhtelif kıyafet ve şekilde alınmış kart postalları» | mn görülmesi hiç bir kıymeti haiz | değildi. Bunu pek çabuk anladım, Parise döner dönmez gidip Mös | yö dö Valefi gördüm, Bana vazi- feşinas bir vekili ümur sıfatiyle, nam:ma almış olduğu muhtelif tek Falan kremi kullandığım hak - kında bir mektup imzalamak için beş bin frank, falan düzgünü ter bi İ giştirilmiş bir fuhuştan b söylemeğe cesaret edecek misi” mi?, hicap nedir bilmiyorlar ve bifiğ. si sonunda muvaffak olsalar! çoğu Ya figüran olarak, husı lere kapatılarak, hattâ sokağf şerek hayatlarını zehirliyorlar: mamıştır. Yalnız şampanya Berber olarak büyük ve k yatrolarda, muzik hollerde $ tim. ra hiçtir.. Onların yegâne kâ delik dost bulabilmektir. berler, satrcr kadın tiyatroların bu © Kaç erkeği harap etti, bilir tanıdığım daha rafını temin işin üç adamın kârlığından istifade ediyord” : evli oldukları halde beni rak: bu akşam bir mis rın sabah başımı ve yüklü bir masraf puslasi Pemislerdir. meşhir Mistinget yok mü Zye Polonya hastanesinde a oğlu vardır. ki de beyaz.. Yazan : Raymonde All# cih ettiğimi bildiren bir . için beş bin frak.. Gazinolar müzayede açmışlardı. Gran le gazinosu şu kadar, Duran dar teklif ediyordu. Böyle bir emtia gibi mua görmek ağırıma gidiyordu. Beri” güzellik kıraliçesi olduğumu muşlar mı idi?. O kadar nutuk” dan, alkışlardan, resim all dan ne kalmıştı?. Bir canl tahtasından artık farkım kalma. tı. Buna bir şey yapamazdı caret dünyaya hakim. Boyu” meğe mecbur oldum. O vakit mühim bir mesele şısında kaldım. “Manacer,, im lan Mösyö dö Valef, imzaladık. ilk swukavelenameden yüzde almak istedi.. Bu miktar ban#* görünüoyrdu. İşlerimi kendi dime yapmağa ve manacerle kayı kesmeğe karar verdim. zellik kıraliçesi ile manaceri # sında böylece ihtilâf zuhur ti... Bu ihtilâf, eğer güzellik bakaları devam ederse klâsi şekil alacaktır. Halk mühim ifşalarda buluf ma intizar ediyordu. “M mecmuasında yazı yazmağa b yınca, bir çok mektuplar bunlar, bütün hakikati söyler temenni eden mektuplardi. tanesini aynen naklediyorum! , Madam, Pis Belçikalı Dö Valete bifi i para getirmekle beraber şekli şey olmıyan su güzellik k tiçareti hakkında bütün haki Bribirinden parlak ziyafetlö palastan palasa gezdirilen bü kızlar, her şeylerini feda bir çok hediyeler alıyorlar Onlar müsabakaya gire . “Onlarda artık çalışma hissi! vardır. Altmış iki yaşmddr, Ne sefaletler gördüm. “Evvelâ, dansözlere verileliğ Bis elbiseci kadın, pr na vakıftır. “Ben Sara Lâplanş'ı ta > dı. Evimi “Tanmmış artisilör görü “— Meteliksiz kaldım #* e “Bu kadarla iktifa edeyii me Biri siyahtır. 1 Arjantinli bir bankermi” gir gi” pi (Dev