6 Ağustos 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
10 — VAKIT 6 Ağustos 1933 Köprübaşı Cinayeti (Bag tarafı 4 icei b aayinde) , — Evimin adresini unuttum de di ve sonra: — Kuledibinde Saffet Bey a -' | — Ak Fedai partımanı diye ilâve etti, — Evli misin, çocuğun var mı? — Evliyim, çocuğum yok. — Mahkümiyetin? — Yoktur dedi. Ali Fedai bun | dan sonra oturdu, müstantiklik kararnamesi okundu. Karârna- mede, Anadolu ajansında daktilo | Matmazel Süzan ile Ali bir buçuk sene evvel ajansta nıştıkları, Ali Fedainin Fedainin | tas kaldıklarını, nun haftada iki plâjda sonra bu üç defa teker- rür ettiği, Ali Fedainin on beş senedenberi Fahriye Hanımla ev» li bulunduğu, Ali Fedainin Süzan- | la bir apartımana taşınarak üç ay kadar beraber kaldıkları, sonra ayrıldıkları, Ali Fedainin karısı ile barışarak yeniden nikâh yap - tığı, buna rağmen Süzanı ve kıskanan Ali Fedainin Süzanı seven bir akşam takip ederek kendisine “ Samsun icra memuru süsünü ve - rerek aldığı tabanca ile Süzanı taammüden öldürdüğü yazılıyor ve suçunu itiraf eden katilin taam» müden öldürmekten dolayı ve cezasını azaltacak hiç bir hal bu - ,şimden altıracağını söyliyordu. lunmadığından dolayı Türk ceza kanununun 450. inci maddesi mu « cibince cezalandırılması isteniyor- du. Bir istek ve sorgu Ba madde, idamdır. Kararna « menin okünmasından sonra Ali Fedâainin vekili ayağa kalktı: — Yeni bir cinayet (o davasına başlıyoruz, tabibi adli zahiri bir muayene yapmıştır. Bundan baş- ka Trbbı Adlinin müşahede rapo - runda idari kat'iyet vardır, fakat ilmi katiyet yoktur. Raporda tena- kuslar vardır. Raporu ilmi cihet - ten tenkit edeceğim dedi. Müddei- | umumi suçlunun kararname okun- duktan sonra sorguya çekilmesi icap ettiğini söyledi, Ali Fedainin | vekili söyliyeceği sözler olduğunu ve bunu söylemek istediğini bil - dirdi. Reis müddejumuminin ta - lebini kabul ederek suçluyu sor- guya çekti: — Ali Fedai Efendi, siz Mat- mazel Süzanı öldürmüşsünüz. — Ben öldürmedim, benim ha - berim yok. — Cinayet günü nerede idin? — Akşam üstü evime gittim, Süzana köprüde rast gelmedim. Suçlu gene sabit bakıyor, reisin hızlı ve müteaddit suallerine ce- vap vermiyordu. — Süzanı tanır mısın? — Tanırım. Beraber oturduk. — Münasebetiniz devam etti mi? . — Evet, — Bunları anlat bakalım, nasıl tanıştım, ne kadar oturdunuz, ca- nım vak'a hakkında ne biliyorsan anlat? : — Üç ay kadar beraber otur. duk. Ajansa geldiği zaman tanış- tk, — Ne kadar müddet beraber oturdunuz? — Üç ay kadar. Karını bırak, benimle evlen diyordu. e Beraber evlenelim diyordu. Ben evlenmem diyince beraber oturalım dedi. Ev» Hi olduğumu biliyordu. — Süzan nerede şimdi? — Vurmuşlar, — Bak dektorlar senin için bu a halleri Haline roliaaş yapıyor, Matma- | zel Süzanı alacağım diye kandı. ! rarak ilk defa Floryada Sularyom ! Üniversitede ıslah heyeti (Baş tarafı 1 inci sayımda) aş 300 —400—500 lira arasında « dır. Büyük profesörlere fazla tah- sisat verilmesi de muhtemeldir. Profesör -M. Malş üniversitede | ıslâhat ve yeni | hazırlamakla | temaruz | ediyor diyorlar. — “Yurmuşlar, o tevkifhanede işittim. Ben vurmadım. | Efendi, neden | kürsü almıyacak, teşkilât kanununu vak'ayi anlat mıyorsun? — Sörulanlara tevap (veriyo rum, Ne sorsanız söyliyorum. meşgul olacaktır . Cinayet “günü ajansta idim.! Üniversitede vazife verilen yeni | Ben vürmadim. O gün Süzanı gi “| profesör muavinlerine namzetler İ ne henüz resmen tebliğat yapılma- nasil | mıştır. Bunlara gönderilecek mek- İ tuplar hazırlanmaktadır. Mektup - lar bir iki gün zarfında vekil bey tarafından imza edilecek ve sonra gönderilecektir. Yeni hocalarla açıkta kalan mü- derrisler ve muallimler bir kaç gün zarfında üniversite eminliğine bi - | derkehi görmedim. — Vurulduğunu o gün | haber aldın? — Tabanca almışsın? — Tabanca aldığımı hâatırlaya- * mıyorum. Beni dövdüler; uykusuz biraktı- ! İ lar, hastalandım, sonra ne dediğis | mi biltniyorum. rer beyanname vereceklerdir. Bu beyannamelerde hariçte va» zifeleri olup olmadığını, ne iş yap- tıklarını bildireceklerdir. Açıkta kalıp ta hariçte resmi bir daireden maaş alanlar varsa bu gibi müder- risler açık maaşını almıyacaklar - dır. Üniversitede vazife alanlardan başka yerden maaşı olanlar varsa İ Barem kanununa göre maaş alacak | lardır. Yeni hocalara ancak teşri- nievvelden itibaren maaş verilme" | | itiraf zabıtı Suçlu reisin müteaddit sualle- rine rağmen tamamen anlatmıyor- idu. Nihayet müddeiumumilikle i ki isticvabına ait zabıt varakası | okundu. Bunda Ali Fedainin cür- münü şöyle du: i “Süzanla olan (omünasebetim j uzun zamandanberi devam ediyor- | du. Benden 3000 lira istiyordu. Vermediğim takdirde başka biri- sile tanışarak beraber yaşıyacak- larını , parayi vermezsem beni i» itiraf ettiği yazılıyor. ğe başlanacaktır. Açıkta kalmış olanlar daha he * nüz ağustos maaşlarını alamamış- lardır. Beyannamelerin verilmesi bittikten sonra maaşları verilecek- tir. İdare heyeti her fakülte için bir nizamname hazırlıyacaktır. Eski - den fakültelerin ayrı, ayrı nizam » nameleri kendi fakülte meclisleri tarafından hazırlanırdı. İdare heyeti ders senesi başına kadar nizamnameleri bitirmiş ola- caktır. Vekiller heyeti tarafından üni» versiteye tebliğ edilen teşkilât ta- limatnamesinin başlıca maddeleri şunlardır: 1 — Üniversite eminini ve fakül te reislerini Maarif Vekâleti tayin eder. 2 — Emin üniversiteye ait olan bütün idari işleri tedvir eder. 3 — Her fakültenin idari işleri | o fakültenin reisi tarafından gö- rülür, 4 — Emin ve fakülte reislerin - den mürekkep bir idare heyeti teş- kil olunur. Bütün (o fakülteleri ve onlara merbut enstitüleri müştere- | ken alâkadar eden idare işleri ide» re heyeti tarafından görülür. 5 — Fakülteler arasında çıka - cak bütün ihtilâfları idare heyeti tetkik eder ve mütaleasını tahriren | vekâlete bildirir. Kat'i kararı ve »! kâlet verir, 6 — Emin, fakülte reisleri ve meclisleri ders senesi zarfında 1s- lâhat plânınm tahakuk ve tedrisa- tın en semereli netice vermesini te min ile mükelleftir. Bundan sonraki maddelerde ve - kâlet tarafından fakültelere bi» rer terisat müfettişinin tayin e- dileceği ve wlâhat müşavirinin fa» külte tedrisatı ile yakından alâka- ! dar olacağı mdaliniisciz; İ Bu şekilde kıskançlığımı tahrik ediyor, elinden geleni yapıyordu. İsrar ediyor, 3000 lira bul seninle yaşıyayım diyordu... Nihayet 500 lira verdim. Bana seni seviyorum diyordu. Ayrıldıktan akşam bayramları olduğu için | daireden erken çıktı. Ben de çık- Um. Tramvaya binerek Karakö İye geçiyordum, Köprü üstünde giderken gördüm. Yanma git“ tim. 3000 liradan bahsetti. Türk - lüğe sövdü, yaşamasını bilmezsi - niz; dedi, eliyle başıma du. Ve hen doğru Jaka gidiyorum, peşimden gelme sakın! dedi. Bundan sonrasını bilmiyorum. Tabancayi tüfekçi Osman Efendi. ! den aldım. Sonra eve gittim, tek- rar daireye döndüm.,, Reis sordu; — Ali Fedai Efendi, ne der» sin bak müddeinmumilikte hepsi- ni itiraf etmişsin? — Ben böyle ifade hatırlamıyorum. İ Tıbbı Adli raporu Müteakıben trbbı adlinin rapo -! ru okundu. Bunda, Ali Fedainin akli muayenesinde inbitatı ruhi de vam ettiği, (wat Ali Fedainin te « maruzu evza irae ettiği, vehim,| muhakeme ve tedaii efkârında bo-| zukluk olmadığı, cinayet esnasm » da ve halen zaafı ruhisi olmadığı, liddia ettiği gibi darp yüzünden me lekâtı akliyesinin teşevvüşe uğra - mıyacağı yazılıyor ve halen ii hulya avarızı göstermektedir ki bu! da tasavvuri ve temaruzi mahiyet- tedir,, deniyordu. itiraz ve karar Suçlunun vekili gene ayağa kalk - tı. Raporda tenakuzlar olduğunu | bunu istiyoruz. Müddei umumi suç söylemiştim. İnhitatı o ruhi vardır lu vekilinin dermeyan ettiği müta- deniyor, Kalihulya zaafı ruhidir,| leaların müdafaa haklarına taallü- | psikopat demek zaafı ruhi demek | ku dolayısile müşahedehane müdü | | tir. Üç gün üç gece uykusuz ve a -İ riyeti tarafından verilen raporun | | yakta duran bir adamın sözleri ne ! bbr'adlice tetkikine karar veril - dereceye kadar makuldür. Gözle «| mesini istedi. Mahkeme heyeti eni) | rinde trahom vardır deniyor. Eğer | binı düşündü. Suçlunun yeniden | Ali Fedainin gözlerinde trahom! müşahede altma alınmasına ve mü | varsa kendimi asarım, Evvelâ mü-| şahsdehane raporunun tıbbı adli| şahedehane raporu trbbt adli mec- | ! meclisince tetkikine ve muhakeme | lisinin tetkikine arzedilsin, sonrâ | nin 16 Eylüle bırakılmasına karar | yeniden müşahede altına alınsım,' verdi. sonra bir vur - verdiğimi İye kadar farkına İlkine şirket daima Eminönü, fakat İ dum: j soygunculuğa çıkmışsa, bana ne 7. İ Benim bindiğim yer Eminönüdür. ! samahakürlik tekrar Birbirine on adım yakın iki is Tramvay şirketinin bir kurnazlığı Siz tramvaya çok biner misiniz? Ben pek çok binerim, Fakat şimdi. varmamıştım: İ meğer tramvay şirketi, hiç kimse- ye sormadan Bahçekapıda iki mır- | taka ihdas etmiş, Bir tanesi Eminönü meydanın - da, diğeri İstanbul gümrüğünün arkasmda.. Eminönü meydanında- ötekine işine geldiği vakit Emin - önü, gene işine elverirse Bahçeka» pı diyormuş . Bakınız ben bunu nasıl anla - Geçen gün Eminönünden | Taksime gidiyordum, Köprü üstün de tramvay durdu. Biletçi bir müş- teriye: İniniz, efendim, yoksa, a rabayı kaldırmam; dedi. Müşteri “Ne münasebet! Sizin şirketiniz Bahçekapı değil:,, Sonra bana dönerek: Bu adam anlamak istemiyor. Topkapıdan E- minönüne bir bilet aldım. Emin önünde indim. Bu tramvaya atla- İ dam. Şimdi bu adam bana diyor kiz Siz Eminönünden binmediniz, Bahçekapıdan bindiniz, Çıldırmak işten bile değil,, Ve cebinden bir bilet çıkararak bana uzatıp: Ba - kınız bunun üstünde Eminönü işa- | ret edilmemiş mi?. Bu böyle olum ca benim bindiğim yer, Eminönü mıntakaşı sayılmak © icap etmez mi? Benim hayrelten ağzım açık kal muştı. Fakat bir şey söylemek iste» miyordum. Diğer müşteriler gibi ben de arabanın O beklemesinden sabırsızlanıyorduk. O derece ki haklı olduğunu gördüğümüz halde onun tarafını iltizam etmek için ağzımızdan bir tek kelime çıkar - mak bile istemiyorduk ve zanne- dersem hepimiz şöyle düşünüyor * teriler gibi Ve yahut: lara sevkediyor, oldum: Tramvayların duğu zamanlarda Galat binen bir yolcu Tepebaşi*) diğini söylüyor. Bu haller) İ yet veren şirketin kabul 4 münasebetsiz tarifelerdi” kalar biribirlerine çok miş şeydir. duk: “Adam sen de iki fazla verirse ne olur?. Şirket halkımızın bu P olsa bu gibi işler alâkadar eder. ni mutlak biliyor. Başks derhal Velhasıl, adamcağız Zira şirketin Kanunlarını aldığımız, tarzlarını kendimize tığımız yüksek medeniyet rında böyle tarifeler tati mez, bir de etrafına baktıktan İ letçiye istediği parayı uzat İ nız içini'çekmekle iktifa © Eminim ki belediye &i tin bu yolsuzluğunu bil kat sakın bu satırları benim ve tramvaydaki diği “Adam seB üç kuruş fazla versinler, *| “Oradan bine iki adım daha yürüyüp $i rüşüne göre hareket etsil mesinler.. Bilhassa küsurlu bilet Gandi 1 seneye mah Mahkemede söz söylemesine mani oldi Bombay, 5 (A.A) — Bir sene hapse mahküm edilen Gandhi, ha- ; piste evelce kendisine yapılan mü- edilmiyerek alelâde rejime tâbi — tutulacaktır. Mahkümiyet sadece Pounadan ay- | faali- halde nizama mugayir hareketinden do - rilmaktan ve hiç bir siyasi yete iştirakten menedildiği layı verilmiştir. sözlerde, 'liyeceği sözlerin propag biyetinde olacağını, ileri Zira, Candhi, söyliye! “Şiddetle, İtarı olan İngiliz usulünü | miştir. Bombayda, Lancas luları satan dükkânlars ne mâni olduklarından e Mahkeme reisi Gandhinin söy- | dınlar tevkif edilmiştir» bna | Ziraat Vekâletinde!f Yüksek Ziraat Enstitüsünün inşa edilmekte olan (4.5,63/4, 71/4) ilâh. Buna bir de larm ağızlarına kadar d ması bir çok kimselerin bi dan seyahat etmelerine # verilmesi bu büsbütün edilmez bir müyasebetsi artık bunlara bir nihayet si lâzımdır. söz söylemesine müsaad€' tir. g” 9 Kimya, Söthane ve Şaraphane binalarına mefruşat # ait tesisatı 21 gün müddetle ve kapalı zarf usulile ın9' konmuştur. Bu işe ait mukavelename, münakasa şarta lar ve siir evrak on beş lira bedel mukabilinde Ziri ti Yüksek Ziraat Enstitüsü Bürosundan münakaşa şartnamesinde yazıldığı alımacaktır. veçhile ehliyeti kudreti maliyesine ait vesikalarla birlikte asgari 20, aat y* metinde kat'i tesellümü yapılmış ve iyi netice vermif tes'satı yapmış olduğuna dair vesikayı da komisyona ge mecburdur. Talip'er kendi teklif edecekleri bedelin * 7,5 gu teminatı muvakkate mektupları beraberlerinde olduğu” le günü olan 17» Ağustos: 933 perşembe günü saat i | kâlet İnşaat Komisyonuna müracaatları ilân olunur. Şirkettennerle çekiyo bu yols halkımızı bazen mukabil Y* Gok di 7
