! di onda taa, aslad. Gene hizmetçisine 4 Yeri Bu üçüncü soruşu olu - > Kızım, hanımefendi gider - | El Bi #€y söylemedi mi? İN si sey söylemedi efendim. Arş Nr? Beyaz çantasını İ ydı? İ nlar Bey dikkat etmişti. Karısı yi veya sinemaya gider - | çantasını alırdı. 0 Hünimefen."v; giderken gör #indir-, Bey, beş on defa aşağı yu Sonra karısının odası del girdi, *, sokağa çıktığı zaman, Bay, Ak, bütün çekmeleri, do - da, kilitlerdi.. Onu bu huyun - Mi e Keçirememişti: Canım ia a dedi mi: Sn . bir zaman bana yaz - üye tayları okumasını isle » » derdi. Ma elsinin okuması yazması iy, SM söylemek faydasızdı.. ledi dolaplarda, çekmeler - iş, kiymetli ve ehemmiyetli hiç > Yoktu... Bir müddet karısı" İn etrafma (o bakındı. a il bir şeyler arandı, son- baar salona geldi, koltuğa o - ai Bey kısa boylu, fakat mü- | yi, Yücutluydu. Belki de uzun kup iri yarı olsaydı, çirkin olur vk, fak tefekliği onda bir zara - sokulmaz. . yalnız acer Bu uzlet onda nevrastehi ine varmıştı, Atını sordukları zaman biraz ir, toplıyamaz: “893 de doğ | tra » sonra sözü derhal baş - İri, fa çeviririrdi. Zengin bir a- Yüyg Socuğuydu. Rahatta büyü - yay Erkek olduktan sonra da, ki kında fazla malümat sa yi iştı. Hayata ve dünya Müphem bir fikri vardı.... | iy aş demlerine Okadar © yaşamıştı ve bu hulya » kenan saklamıştı. Ki Yarma bastığı zaman, için - yçmle belirdi. Akraba | ve ün ölmüştü. İşleri, bermu - ayy ordu. Birden bire haya - Mi bir veçhe vermek arzu- karl Senelerden beri kur- Si, Yayı hakikat yapmak is - ti & sıralarda, Pervine rast İe güzel bir kızdı, ki » hulyalarındaki kadınla birinden ayırt edeme -| saya mizi 7 tene evvel, Pervin genç kaçmıştı, Fakat dokt : h , ne de parası var- a isin de muayenehane a- Si * Bir müddet, hususi inerek, öteberi işler göre- » Nihayet ayrıldılar, Babanı affetti. Ama her- nn başına kabahatini vu- artık çok hırpalıyordu. *vlenmiye talip olunca, i ia a tih, | *N sonra Sâbir Bey rü Yapadr. Karısını mes'ut Yapacağını şaşırmış ında pervane ol- ihtimamı, ken - genç göster - *. Gy Ba ununun MkledenSelâmi İzzet ww Sâbir Bey merak et - | mek istiyen bir ihtiyarın ihtimamı | değildi. Ziyan olan gençliğinin, ye niden canlanmasıydı. Pervin de kocasına bağlanmıştı. Hergün onu kahkahalarile, şaka - larile eğlendiriyor, neşelendiriyor- du. Ona ciddi nasihatlar veriyor, | akıl öğretiyordu. Tabii Sâbir Bey bunları dinle - miyordu, Esasen Pervinin de ver - diği nasihatlerin biri ötekini tut - muyordu. Pervini genç doktor, sonra da babası öyle hırpalamış - lar, öyle fena muamele etmişlerdi ki, Sâbir Beyin ibtimamı ona bir cennet ömrü sürdürmeğe başlamış tı... Yalnız hür ve serbest kalmak istemişti. Ayrı odada yatıyor. Ne- reye gidip geldiğini kocasına kat- iyyen söylemiyordu. Öğleden son- ra soakğa çıkıyor, gece, yemek za manı geliyordu. a Ogece,ilk defa olarak Pervin ye meğe gelmedi ve Sâbir Bey, ilk de fa karısını boşu boşuna bekledi. Pencerenin önünden ayrılmamış, bir kaç sefer, ona daha çabuk ka - vuşmak için aşağı inmiş, sonra, belki görmeden girmiştir düşün - cesile koşa koşa yukarı çıkmış ve kendini hazırlanmış sofranın ba - şında yalnız bulmuştu... Böyle böyle zaman geçmiş, saat on olmuş. Perviı. gelmemişti. Söbi: Bey, bir taüldet daha dü- şündükten sonra kalktı... Ayakta düşündü, Ne vapabilirc17.. Gene odanın içınde aşağı vukarı dolaşa cak, genö gelip oturacaktı... Aşa - ğı İnecek, kaldırımda gezecek; 'ge' ne yukarı çıkacak, o pencereden gözliyecekti. Fakat bütün bunlar neye yarardı? Karısına kabahat bulmadığı i - çin, kendine hücum etti: “Bu gece fazla sinirliyim!,, di - ye söylendi. Sonra, gene kendi kendine dü - şündü: “Bu kadar telâş etmemde mâna yok. Bir yerde alakoymuş olacak - lar. Aklıma fena şeyler getirmiye ne lüzum var?,, Peki, bir yerde alakoydukları muhakkak olsa bile, telefon ede - (KISA HABERLER , Kaymakamlar arasında , « Kaymakamlar arasında bazı de- gişiklikler © olmuştur. Beytüşse - bap (kaymakamlığına Malkara ra kaymakamı Adnan, Karaman kaymakamlığına Beyşehir kayma- kamı Faik, Akşehir kaymakam - lığına Bozüyük kaymakamı Edip, Bozüyük kamakamlığına Burhani- ye kaymakamı Emin, Burhaniyeye düzçe kaymakamı İsmail Hakkı, | Akhisara Ezine kaymakamı Rauf | Cavit, Cizeye Fethiye kaymaka- mı Fikret, Silvana Mudurnu kay- makamı Ali Riza, Orhangaziye Mut Kaymakamı Sait, Devreke| Çanakkale emniyet müdürü Fuat, Tokada sabık Taşköprü kaymaka mı Celâl, Perteğe sabık Ünye kay- | makamı Kemal, Sultaniyeye Mi- hatıççık kâymakamı Sabahattin, Mihalıççığa Orhangazi kaymaka - mı Nasih. Beylerin tayinleri âli tasdika iktıran etmiştir. Şirretler af kanununu kötü maksatlarına âlet edemezler | Dahiliye Vekâletinden resmen tebliğ edilmiştir: Cümhuriyetin onuncu yıl dönümü münasebetiyle umumi af ilân edileceğinin gazete- lerde görülmesi üzerine bazı kötü düşünceli şahısların hasımlarından öç almağa ötekini, berikini tahrik ettikleri eşitilmektedir. Af çin hükümet meclise bir teklifte bu - lunmuştur. T. B.M. Meclisinin bu hususta nasıl bir karar verece- ğini tahmin mümkün değildir. Fakat umumi af dahi olsa şirret- lerin af kanununu kötü maksatla- rma alet yapmamaları için kayıt- lar konacağı ve her halde affın 1933 yılbaşındanberi yapılan cü « rümlere sami olmuyacağı muhak- kaktır.. Müşterek piyanko Hilâliahmer, Himayeletfal, mil- li tasarruf, maarif ve idman cemi yetlerinin tertip ettikleri müşterek piyanko 1 teşrinisanide çekilecek- tir.. Maarif kongresi Ağustos ayı içinde Maarif Ve- kili Reşit Galip Beyin riyaseti ak tında İstanbulda büyük bir maarif kongresi toplanacaktır, Kongre ruznamesi Maarif Vekâleti teftiş eyeti reisliği tarafından hazırlan 5HÜKÜMDAR 0 E| uzatamazlar... Peyker sulta- Yazan: Niyazi Ahmet miyeceğini anladı.. Dışarı çıkmak nı Tiflise gönderdim. Tiflis itaat| saray bahçesinde bir parça gezin- etmiş, rahat rahat yaşıyorlar. Şah Abbas, bir müddet başını bir hademe ile karşılaştır. önüne eğerek düşünceye daldı.. Sonra başımı yavaş yavaş kaldı - rarak Muğravın gözlerinin içine baktı: — Muğrav, bana itimat telkin edersen seni Gürcistan tahtma ge- ne çıkaracağım.. Yalnız bana iti- mat telkin etmek.. Muğrav, Şah Abbastan çok is- tifade edebileceğini düşündü. — Emredin, ne istiyorsanız yâ“ payım ve itaat ettiğimi size isbat edeyim.. — Peyker sultanı Tiflise gön - derdiğimi söylemiştim. — Evet... ; — Fakat, diğer vilâyetler harp halinde.. Teymuraz asker topla - mış, harbe hazır lanıyormuş.. Sen benim ordumda filen çalışacaksın. Bunu kabul ettiğin takdirde Gür- cistan hükümdarı nasp edilecek - sin.. Muğrav için Şah Abbas ordu- sunda çalışmak bir nimetti. O va- kit daha esaslı ve korkusuz çalışa bilecek, gizliden gizliye istedikleri ile temasta bulunabilecekti. Hiç tereddüt etmeden Şah or-| dusunda çaşılmayı kabul etti ve odasma çekildiği vakit memleketi ve Tamarası uğrunda kabul ettiği yeni vazifeden dolayı hiç te vic - dan azabı duymuyordu. Nasıl ol- sa, bir gün hakikat meydana çıka- cak.. Şimdi telin edenler o vakit âlicenaplığını göreceklerdi. Şah Abbas, yeni kumandana verdiği salâhiyeti hemen saraya ilân etmişti. O günden itibaren Muğrav sa- raym istediği kumandanlarma e - mir verebilecek, tercih edeceği at- | yordu. Ne olmuştu?. lara bineceke, silâhları takınacak, ava çıkabilecek ve Şah emrederse harbe de gidecekti.. Muğrav, geceyi kuruntu ile bek liyordu.. Sahip ne vakit gelecek- mez miydi? Aklına bir şey geldi ve sevindi. maktadır. Kongrede bütün maarif işleri Belki de telefon bozuktu? Hele | sörüşülmekle beraber bilhasa lise bir kere baksın, telefonun bozuk | V€ orta mekteplerin ıslahı, ders olup olmadığımı anlasın... Bu da | Programlarının tadil ve teşkili ola- bir şeye yaramazsa da, ona birkaç | Sa&ır. Bulgaristana gidecek dakika vakit geçirtirdi ya... Yazı odasına gitti. Bir kaç kere elektrik düğmesini çevirdi. / Açtı Ankara avcılar cemiyeti - reisi kapadı.. Komütatörün bozuk ol- Aka; Gündüz Bey ve bazı azalar masını istiyordu, eğer bozuk olsay | $ehrimize gelmişlerdir. Ankara av. dı, onunla da vakit geçirecekti. A- cıları Bulgar sokollarınm — 28 inci ma komütatör bozuk değildi, mü- kemmel işliyordu. (Devamı var) Muşanof Atinaya çağırılmamış Atina, 30 (A.A)—M. Çaldaris' in Bulgar Başvekili M. Muşanof'u davet ettiğine dair hariçte dola - şan şayialar şimdiye kadar teey - yüt etmemiştir, peel Bir tren kazası yıl dönümü münasebetiyle yapa - cakları müsabakaya iştirak ede - ceklerdir. Müsabaka 30 temmuz- da başlıyacak ve on beş gün de- vam edceektir.. Orta tedrisat kadroları Maarif Vekâletinde orta tedrisat kadroların O tetkiki - ne (başlanmıştır. Yeni Oor- ta mektep ve lise kadroları ağus - tos nihayetinde ilân edilecektir. Lise ve orta mektep kadrolarında tebeddülüt olacağı söylenmekte - dir.. ti2.. Ketevan acaba neler söyli - yecekti?.. Sonra Şah kendisine Ketevandan hiç bahsetmek isteme- mişti.. Muhakkak ki Şah Abbas kendisinden vtanına hiyanet ettire | rek istifade etmek istiyordu. Bunu | kabul etmişti. Fakat nasıl olsa in- | tikam alacaktı. Ve intikam günü çok yakındı.. Muğrav odada dolaştıkça ka - fasrna bin bir düşünce hücum edi- yordu.. Bu suretle vakit geçire- ... A ENANAEEENNANEUEUNEENN AAA KR aya, önünde demirli duran Akay ve şir keti hayriye vapurları da biraz da- ha açıkta demirlemiye başlamıştır, Kapıcılar Belediye müstahdemin şubesi İstanbuldaki han ve apartıman ka- pıcılarının da muayeneye ve tesci- le tâbi tutulmasına karar vermiş ve iki ay evvel de işe başlamıştı. Buların tescili için üç ay müddet verilmişti... İstanbulda üç binden fazla ka- fif yaralı vardır. Florans, 30 (A.A) — Baldine| istasyonunda yanlış bir manevra lü değin eli Şamandıralar Limanımızda bulunan şaman - neticesinde bir yolcu treni ile bir | dıralar tamir edilmiş ve ayni za“ marşandiz treni çarpışmıştır. 3 ha | manda yerleri değiştirilmiştir. Eskiden Sarayburnu antrepoları pıcı olduğu halde şimdiye kadar ancak 200 ü müracaat etmiştir. Bir aya kadar müracaat etmiyen kapı” mek istedi.. Kapıdan çıkarken hçede — Ne emredersiniz — Bir istediğim yok. gezineceğim.. - — Emir buyurursanız bir at ha zırlatalım... Korulara kadar gider- siniz.. i — Fena olmaz.. l Muğrav bunu düşünmeden söy lemişti.. Maamafih bir at gezinti- si de fena olmıyacaktı.. Hademe ile beraber çıktılar, Baş seyis ci cins atları gösteriyor, istediğini soruyordu.. Mi lerinden birini seçti. At hazırlandı ve Muğrava v. Seyis: ! — Emrederseniz yanınıza bir a dam verelim.. Yolları bilmiyorsu- nuz, size göslerir.. — Hayır, hayır lüzumu yok.. Git tiğim yoldan dönerim., Fakat Muğrav hayret ediyor « du.. Kendisine gösterilen bu hür- metin sebebi ne idi?. Bir gün ev- vel kollarından yakalıyarak bod «| ruma tıkan muhafızlar, şimdi kar şısında el pençe divan duruyorlar» | dı... İ Yeni kumandan, hazırlanan atı- na atlıyarak : koşturdu.. At, koşmuştu ki, görenler düşüp çalanacak zannettiler... M sarayın avlusundan geçtikten « ra büyük yola çıktı ve aynı sürat atını sürdü.. N : Muğrav saraya döndüğü vakit” hava kararmağa başlamıştı. Ok. dukça da yorulmuştu.. Yeni kus mandan odasına çekildiği vakit asabi ihtilâçlar arasında çırpını - Niçin öyle göğsünü sıkıyordu?, Yerinde dura mıyor, mütemadiyen geziniyor ve derin derin nefes alıyordu. O, aklına gelen şeyi derhal yapan bir adamdr.. Yüksek sesle söyleni « yordu: N — Niçin şu Kara ciğay dedik- leri melunu boğazlamadım. Kim- di o yabancı adam?. Beni görün ce niçin gizlendiler?,. 2 Muğrav, bu asabi ihtilâçlar | içinde kendini kaybedecek dere - ceye gelmişti.. Yatağı! na oturdu.. Başınm hissediyordu.. Gözleri karardı kendinden geçti. ban Geliri > , Alman siyasi mahafilinde söy- lenildiğine göre Almanyanın Mos- kova sefiri M. Ven Derksen Tür. kiye sefirliğine, Ankara sefiri M. Nadolni de Moskova sefirliğine | tayin edilecektir. , ——e—— i vag KU Bir ev yanıyordu Firuzağada Olivo sokağında Davit ile Safonun oturmakta ol « duğu evde yangın çıkmış, evin üst ahşap kısmı tamamiyle yandıktan sonra söndürülebilmiştir. Evin cılardan 25 lirya kadar para ceza- sı alınacaktır. 1500 liraya sigortalı olduğu anlar şılmıştır., di