— “Vakıt'ın Edebi Hikâyesi Geçmiş Zaman... | Geçmiş simunu Nakleden: »Selâmi İzzet uğ, © Neden karanlıkta oturuyorsun?.. k iğ — mMamış olsaydım.. — Feriha!... Feriha neredesin?. Benim ben... Geldim ama nasıl geldiğimi sorma.. Hava berbat.. Yoksa beni korkutacak mıydın?. | Bilirsin ya, öyle kolay kolay kork- mam.. Elektiriği yakıyorum. Fe- riha yavrum, kanapenin üstünde, | yüzü kuyun kapanmış ne yaıyor - sun?.. Cevap versene canım.. Has-| ta mısın.. Şaka yapıyorsan yeti - şir.. Kaldır başını da güzel yüzü- nü göreyim.. Bu ne biçim yüz?. Bu ne gözler?. Ağladın mı?, Ca- nım cevap versene, söylesene nen var?. — Sen geldiğin yere git.. — Geldiğim yere mi gideyim?. — Evet., — Aşkolsun.. Saat yediden son- ra, yağmur altında, tekrar yazır hanenin yolunu mu boylayayım?. — Yalancı!, 3- Neden yalancı olayım.. Sa-) at yediyi geçiyor, bardaktan bo - şanırcasına da yağmur yağıyor. — Anlamamazlıktan gelme, kimden bahsettiğim biliyorsun. — Birinden mi bahsediyorsun? «> Evet... Sana mektup yazan - dan bahsediyorum.. Hani mek - tuplarını şu çekmecede sakladığın kadından bahsediyorum.. — Ha, şimdi anladım.. — Haydi, o kadına git.. — Demek şimdi de masamı ka- rıştırıyorsun!. — Kâğıtlarını düzeltmek iste - dim.. Elim kırılsaydı da düzelte- meseydim... Bu çekmeceyi bul - dum.. — O çekmece ta gözün nihaye- tindeydi.. — Evet; kilitliydi.. İçinde mek- tup olmadığını iddia edebilir mi - sin?, — Sen mektup olduğunu nere- en biliyorsun?, | — Çekmeceyi salla; belli olu - yor.. Salla bak.. — Sahi., — Demek itiraf ediyorsun?. — Bunda itiraf edilmiyecek ne var. Al, iste anahtarı., — Anahtarı üstünde mi taşıyor- sun?. — Evet... Öbür anahtarlarım- la beraber yanımdadır. Aç, aç di- yorum sana... — Söylemeğe haçet yok, açaca- — Eline gelen bir mektubu çek. — Böyle soğuk kanlı gülersin de beni yumuşatırsın zannetme, — Budalalık etme... Bunların hepsi eski mektuplar... Zarflarına bak... — Zarflarına mı bakayım ?; — Evet, damğaya bak., —A... 18301. — 1830 !.. Görüyorsun ya ne kKadat eski mektuplar... Canım sen de bâna neler söyletiyorsun?. 18-30, Bu saati. On sekiz bu - çukta verilmiş.. Tarihi 1922. — Gördüm.. — Bereket versin muntazam a- adamım.. Eğer bu zarfları sakla - — Çok sevinme, şüphelenirim.. — Şimdi kokla,. — Ne diye koklıyayım?. — Zarfları... Bak nasıl küflen « bütün bütün | sakladım.. miş kâğıt kokuyor... Bu kâğıtlarda geçmiş zamanların kokusu var. — Kokliyorum.. Bunlar il ni hatıralarım değil mi?. ile sök Mi Zaiidii JAKIT 20 Temmuz 1933 | Kaçakçılık muhakemeleri ! rene ai — Evet. Sararmış kâğıtlar, si- linmiş zesimler, kurumuş çiçekler. İşte bütün maceralarımdan kala kala bunlar kaldı.. — Neden sakladın?. — Ne bileyim?. Yırtıp atmak aklıma gelmedi.. — Gelmedi hat, — Vay!.. Bu ne aksi ses.. — Yo... Senin gibi konuşuyo- rum.. Bir tanesini okuyabilir mi -| yim7?.. — Oku, oku.. — Şu küçük zarfta bil bakayım. ne var?. — Nerden bileyim.. — Bilmen lâzımdı... raklı bir yonca var.. — Evet. Evet... Hatırladım. — Bunu sana kim verdi?, — İşte bunu bilemem.. — Ben de sana bir tane vermiş- tir... — Senin verdiğini Dört yap-| kalbimde — Ötekini de cüzdanında sak- lamışsındır.. — Mukayese yapma.. ! — Vay, vay, vay... Ne coşkun bir mektup; “Ömrüm oldukça se- ni seveceğim.,, — Bütün bir ömür!. — Alay ediyorsun., — Nasıl alay etmeyeyim?. İn - san böyle şeyler yazmamalı.. — İmzası da var: Aliye... zel miydi?. — Dur bakayım, düşüneyim... Evet, uzun boylu, esmer bir kadın- dı.. Hayır, hayır.. Kısa boylu, sa rışmdı.. Yahut ta, dur bakayım... — Şişman, pembe beyazdı!. — Ne bileyim ben canım.. Geç- Gü- İ miş gün.. — Bu resim kimin resmi?. — Ha, bak onu hatırlıyorum. İ Çenesinde bir beni vardı. — İsmi neydi?. — İsmi, İsmi... Fikriyeydi.... ! Yok, hayır Fikriyenin beni yoktu. Ben de ama unutkanım.. — Ya bu mendil?. Köşesinde! | hâlâ bir dudak boyasının lekesi! İ duruyor.. — Sahi! — Bu dudaklar kimin dudakla- rıydı?, — Ver bakayım.. — Mendilde resmi yok, dudak boyasının lekesi var.. — İsimlerinin ilk harfleri de var,. R, G. Tamam, buldum; Rai- ka Galip... — Benden evvelki sevgilin. — Hayır, sehinle evlenmek için ayrıldığım kadm.. Arada fark var, — Hemen hemen yok... Şimdi senden bir şey istesem.. — Emret canım.. .. Bir şey istesem .. — Emret dedim ya.. — Bu mektupleri , resimleri , mendilleri, çiçekleri yakalım de - sem .. — Emret. — Kabul ediyor musun ? .. — Hemen şimdi derhal .. hay- di , hepsini birden sobaya .. Görü | yormusun ?.. — Görüyorum .. Müteessir ol- madın mı ?. — Nedn müteessir olayım .. Sen memnün oldun ya .. Bak nasil alev alev yanıyorlar .. — Evet geçmiş günler ne güzel jate oluyor — in musun ?. me. med ayıp et - eği a lie Bundan sonra gümrükte cereyan edecek Yeni kanunun neşrinden sonra, uyuşturucu maddeler kaçakçılığı suçlarına ait davalara da bakan| adliyedeki dokuzuncu ihtisas mah kemesi işlerinin son zamanlarda | bilhassa çoğalması üzerine, adliye Vekâleti, bundan sonra uyuşturu. cu maddeler davalarının gümrük- teki sekizinci ihtisas mahkemesin- de görülmesine karar vermiştir. Adliyedeki dokuzuncu ihtisas mahkemesi, eskisi gibi diğer ka- ! çakçılık davalariyle meşgul ola - caktır. o Adliyedeki ihtisas mah - kemesinde © ve müstantikliğinde İ bulunan yüze yakın dava dosyası, dün gümrükteki ihtisas mahkeme- sine ve müstantikliğine gönderil- miştir, — Bazı mahkümlar Beş seneyi tamamlayıp serbest birakılacaklar Ceza kanununda yapılan bazı değişiklikler (o üzerine, muayyen bazı maddeler mucibince (o asgari ceza müddeti olanbeş seneden fazla mahküm olanlar (hakkında müddeiumumilikçe vekâlete bir müracaat yapıldığına, bu gibi mahkümların vaziyetleri ne ola - cağıma dair bir gazetede bir haber çıkmıştır. Aldığımız malümata göre, müd- deiumumilikçe böyle bir müraca - at yapıldığı doğru değildir. Ka- nunun “Şu veya bu suçu işliyenle- .İrin şu kadardan az olmamak üzere cezalandırılacakları,, maddelerine şeklindeki ettirilerek kendilerine beş seneden fazla müd detle ceza verilmiş olanlar, eğer beş seneyi tamamlamışlarsa, ser- best bırakılacaklardır. Istanbul hapisanesinde bu esas- tan serbest bırakılacak Oo mahküm bulunmadığı anlaşılmıştır. —aaimin Gümrük memurlarının muhakemesi Vaktiyle memlekete (o hariçten gelen kibrit sandıklarından bazı- larının muayenesini (o yapmamak istinat ve kırk lira rüşvet almak iddiasiy» ! le muhakeme edilen gümrük baş! memürü Hasan Fehmi, muayene memurları Mehmet ve Rıza Bey- lerin muhakemesi, dün İstanbul / üçüncü ceza mahkemesinde neti « celenmiştir. Dava edilenler, rüş- vet almaktan beraet etmişler, va- zifeyi ihmalden 30 lira para ceza- sı vermeğe mahküm olmuşlardır. like Dolandırıcılık davası İstanbul üçüncü ceza mahkeme- si, bir şirketi dolandırdıkları id» diasiyle muhakeme edilen Moris ve İsak isimlerinde iki kardeşin mubakemeletini bitirmiştir. i korktuğunu Ne -| Mehlika H.la Arif Katilin dü dün n anlattığı. (Baş tarafı 1 İnel a rif bir hayli müddet Mehlika Ha - nınla gezmiş, bu gezişler esnasın- | da çok para ( sarfetmiştir. Hatta! bir aralık parise seyahat maksa - diyle gideceğini ağzından kaçır - mış, sonra Mehlika Hanım: — Ne oldu senin Paris seyaha- tin? Diye sorunca mahcup olmuş: — Yakında gideceğim, sana ne hediye getireyim? Diye sormuştur. Filhakika Arif Evinden eşya sat-| mış, hatta kurşun (o boruları bile| sökerek pazara götürmüş, Paris | seyahatini yapmıştır. Arifle Meh - lika (Hanım arasındaki sevgi git. tikçe kuvvetlenmiş ve bir gün Arif annesi Rukiye Hanımı ve birkaç kadını Mehlika Hanımın annesiy- le babası fabrikatör (Burhanettin Beye göndermiş, Mehlika Hanımı | istemiştir. Burhanettin Bey Arif hakkında tahkikat yapmış ve kızını ( Arife veremiyeceğini o söylemiştir. Kaçırma kararı Bu kati ret cevabı üzerine Arif- le Mehlika Manım bir müddet dü- ! şünmüşler, neticede Arif Mehli- ka Hanımı kaçırmıya karar ver - miştir. Mehlika H. bu fikri tasvip edince bir gün Arif Mehlika Ha- nımı kaçırmış, üç gün bir arka - daşının evinde ( saklamıştıri Bu vaziyet üzerine Burhanettin Bey Arife arkadaşları vasıtasiyle haber yollamış: — Kızımı getirsin. Kendisine vereceğim! demiştir. Arif bu vas it üzerine sevgilisini babasının e - vine göndermiştir. Mehlika Ha - nım babasınm evine girer girmez iş değişmiş Burhanettin Bey kızı - nı Arife vermekten vazgeçmiştir. Bundan sonra da Arifle Mehlika Hanımın görüşmeleri müşkülleş- miştir. Fakat Arif Maçkada sik, sık dolaşmağa ve tramvay bekler gibi yaparak Mehlika (Hanımla görüşme çarelerini aramıya devam etmiştir. Nihayet Arif (o bir gün Mehlika Hanımla görüşmüştür: Bundan ön gün kadar evel Arif Mehlika Hanımın başka bir genç- le nişanlanacağını haber alınca hemen bir mek- tup yazarak mutlaka kendisiyle | bir lâhza görüşmesini — istemiştir. | Mehlika Hanım Arifin bu davetini ! kabul ederek gelmiş ve işte pazar günü otomobille Büyükdereye git- mişlerdir. Yolda Mehlika Hanım görüleceğini ve babasından (çok söylediği için Arif sevgilisiyle ancak kapalı bir yerde konuşabileceğini anlamış ve Bris- | tol otelinde üst katta bir (odaya çıkmışlardır. Arif burada üç şi- şe rakı içmiştir. Konuşma bir sa - allan fazla sürmüş, neticede üç silâh sesi (o duyulmuş, genç kız kanlar içinde yere serilmiştir. çılgma dönmüş, tcede, Moris Efendi bir sene biriKatil, tevkifhanede cina- ay hapse mahküm olmuştur. İsak! Efendi beraet etmiştir. mez miyim ? — Son alevler sönüyor . — Bir yığın kül kaldı !. — Neden sesin titriyor ?. Nen var 7. Gene ne oldun? . Karıcığım canım Geçmiş zamanlarımda böyle maceralarım var diye mi ağ- liyorsun ?., — Hayir. Geçmiş zamanların hatıralarını unuttun diye ağlıyo - rum , yetini nasıl anlatıyor? Şimdi Arif Bey tevkifanede bu- lunmaktadır. Dün, yakın arka- daşlarından biri kendisini ziyaret | ederek görüşmüştür. Ondan öğrendiğimize göre Arif Bey bitkin ve meyus bir haldedir, mütemadiyen ağlamaktadır. Ken-| disi cinayet hadisesini şöyle an -| latmıştır: k — Mehlika ile senelerdenberi | tanışıyor ve sevişiyorduk. Evlen! mek istedik, ailesi buna razı ol «| madı. men MİR MİSİN biz gene sizliğe düşmedik, er geç Seref ceğimize kanidik. Böylece aradan zaman Nihayet geçenlerde onu bir sma nişanlamak üzere oldi haber aldım. Fevkalâde m” sir oldum. Mehlikaya habe” drerek randevu aldım. Bi otomobille beraberce Bristol line gittik. Orada oturduk disiyle görüştüm. Mehlikâ lesinin nişan kararından çok teessirdi. Fakat onların kararına karşı gelemiyeceğifi Bütün ısrarlarıma: fikri lüyordu. varmalarıma rağmen vazgeçmedi. Mehlikanın bu ısrarı beni) yük bir yese ve ümitsizliğe dü. Canımdan ziyade kiz bir başkasınm hayat olacaktı. Daha evel can siyle biraz da içmiş bulun” dum. Tabancamı çıkardım: dimi öldürecektim. Bu | Mehlika bağırdı, ne oldu? Bi” rum!,. Biraz sonra etrafımi balık ve Mehlikayı yerde öl“ dum. Ben Mehlikayı ( öldü niyetinde değildim.,, Bir mektup Bu mesele etrafında ii mektubu aldık: “Büyükdere cinayeti çağ sim benzerliği dolayısiyle. zannedenler bulunduğunu 4 diğim için bu cinayetle hiç Pi lâkam bulunmadığını bild” # zaruretinde kalıyorum. Bu © tubumu (Oo muhterem (gaze neşretmenizi rica ederim. Kaptan Arif geli —amammmn izin msi ; Esrar içmekten sugl"” Yakup, İbrahim, Cemil ve met Efendilerin muh dün İstanbul ağır ceza m sinde başlanmıştır. kâr ediyorlar. ei çağıracaktır. Mahkemelerde yaz * » Mahkemelerin yaz tatili! vi den itibaren başlıyor. T8' deti esnasmda İstanbul #ö” mahkemesine ikinci cez&. ceza mahkemesine | birin€' vekâlet edeceklerdir. Beşi 8, Gümüş mecidiyelt Maliye Vekâletinin eski mecidiyelerden beherin! Tuş üzerinden hesap ie bul edilmesine dair ve Istanbul defterdarlığına P miştir. Gümüş piyasası” sus bir artma vardır. ——— Eski tevkifhane m” .. aleyhindeki dâ Eski tevkifane m e hakkında sui isti: wi le açılan ve beraet kars" karar a celenen dava, di zulduğu için, İstanbul 3 f mahkemesince yeniden du. i Dünkü muhakemede 0" hit dinlenilmiştir. M kikat için başka gön“ , tır,