20 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

20 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

zi Tarihi harabeler faydalı bir Ez#te (Hususi) (— Ezine be- lediyesine ait (Kestanbol ılıca - ları) memleketimizin muhtaç ve çok değerli bir te- davi yeridir. .En adi yerlerini bi- le herkese ve geniş bir sahaya du- yurabilmek için Avrupalılar gibi çalışılsaydı bugün sönük ve 1ssız duran bu sahamız servet kaynağı olurdu.. Ilıcamız iki noktadan kıy- metlidir: 1 — Tarih yönünden. 2 — Sularının şifa veriminden. 1 —llrcanm yakınlarında 1s - kenderin ( halefleri ( tarafından (Troat) denilen yerde ve Ege de- nizi kıyısında yapılmış büyük bir şehrin harabesi vardır. (Alaksan - diriya Truas — eski İstanbul) di - ye anılan bu şehir 15 kilometre murabbaı sahada inşa edilmiş Te- nedoslular taarfından iskân edil - miştir. Romalılara (Antiyakus) harbinde büyük sadakat gösteren bu şehirliler, © asrının en paklak ve müterakki şehirlerinden biri o- larak senelerce yer tutmuşlardır. Halen saraylarının, çarşılarının ankaziyle eski azametinin tarihi - ni yaşatan bu eski şehir (o vaktiyle birçok seyyahlar tarafından ziya - ret edilir yerlerdenmiş. Ilk eski eserleri arama işinin doğduğu yer- ler burasıdır. (Piyer Pelon) ve (Tirödellâvöle) ismindeki meşhur reklâma yaret ettikleri zaman çok değerli birçok sütun ve mermer lâvhala - rın kırıldığını görmüşler. 1693 te dördüncü sultan Meh - met İstanbuldaki Valide camiinin etrafını süslemek için buradan büyük ve süslü mermer direkler aldırmıştır. Mısır suma- kisi denilen ve dalgalı mermer- lerden çok sanatkârana yapılmış iki büyük direk camiin o girimine konmuştur. Geyikli nahiye merkezine (8) kilometre uzaklıkta olan geniş ve palamut ağaçlariyle örtülü sessiz bir vadinin ortasında yapılan bu büyük şehrin görülecek ve tetkik edilecek çok yerleri vardır. Eski Türk mermercileri (o uzun seneler bu harabelerde yerleşerek mrmerden top güllelri yapmışlar * dır, bugün bu güllelerden birço - ğuna harabe civarmda, sahilde raslamak kabildir. 1835 senesinde üçüncü defa o - larak (Trova) harabelerini daha teferruatlı surette tetkike gelen meşhur âlim Şarl Teksiye (Küçük Asya cit | — sayıfa 352) yazdığı sif etmektedir. Bugün Dalyan köyünün olduğu yerde mevcut liman ve tuzla, dal- ga kıranlar hep o eski devrin san- atkârane eserlerindendir. Eskiden büyük gemileri sığındıran bu li - man bugün dolmuş bir haldedir. Su sarnıçları, sütunlar görmiye değer eserlerdir. Su yolları, sar - nıçlar, rlıcalar şehir sakinlerinin bütün Romalılar gibi suya merak- lı olduklarını gösterir. En ziyade nazarı dikkati cel - beden abide; şehrin harabeleri ü- serinde yükselen ve (uzaktan çok büyük bir kemer manzarasını gös- seyyahlar 16 ıncı asırda burayı zi-| Sultan | kitabında bu şehri çok güzel tav-! game 20 Temmuz 1933 Kestanbol Helin arasında güzel ve banyo yeri Kestanbol köyü ve ılıcaları terenidir. Ginmaz olması muhtemeldir. Birçok yerlerini hâlâ muhafaza eden (Belkis sarayı) diye anılan saray da muhteşem bir medeniyet abidesidir. İşte birkaç satırla anlatmağa ça lıştığımız bu eski devrin harabele- rini tetkik etmek için Ilıcaya gel- mek lâzımdır, 2 —llıca, dere kiyısında 66 derece hararetle kaynıyan kılaror- lu sulara malik ve çok meşhurdur, Kestanbol ılıcaları diye anılan bu ralara eskiden çok uzaklardan has ta gelirmiş. Romatizmaya siyatik, lediyesinindir. Ilıcalar belediye - ce lah ve tamir edilmiştir. Hususi banyoları, kadınlara ve | erkeklere mahsus umumi havuz - ları vardır. Denize ( 3 kilometre uzakta olan ılıcaların sahille mu- vasalası temin edilse burası çok seyyah çeken bir yer olacaktır. Fıranlı, Kemalli, (Kestanbol köylerine civar olan o ılıcada her türlü yiyecek ve içecek temini ka- bildir. Telefonla kazaya bağlıdır, Ça- nakkale ve Ezineden © otomobille rahatça seyahat edilebilir. Ser - | mayeli bir grup burada tesisat yap- sa muntazam broşürlerle harabeyi ve ılıcaları etrafa tanıtsa çok fay- dalı olur mütaleasındayız. <. H. Burhaniyede feci bir cinayet ol. | muştur. Hasan isminde bir şahıs kasap Rüstem ağanın Okarısiyle (tesisi münasebet etmiştir. Rüstem ağa bu vaziyete bir nihayet vermek için zabıtaya şikâyette bulunmuş ve birde dava açmıştır. Rüstem ağa, ayni zamanda evini de Edre- mide nakletmiştir. Fakat Hasan Edremide gitmiş, gene kadına alâ- kasını temadi ettirmiştir. Rüstem ağa Edremitte karısiyle dolaşır - ken, Hasan yollarını kesmiş ve: — Beni dava eden sen misin? Diye Rüstem ağanm © üzerine yürümüştür. Bunun üzerine Rüs - tem ağa tabancasmı çekerek Ha - sana ateş etmiş ve Hasan düşüp ölmüştür. Rüstem ağa derhal müddeiumu. miliğe teslim olmuştur. ağrılarına çok müspet tedavi vası- | tası olan ılıcalar bugün Ezine be-' Bunun bir hamam veya | 48 saat —aam— Dalgalar arasında kalan iki genç Çeşmede ehemmiyetli bir deniz kazası olmuştur. Hadise şudur: Çeşme belediye reisi Ali Beyin kardeşi İzmir lisesi mezunlarından Muhittin Bey, arkadaş olarak ya- nma aldığı Karaferiyeli Abbas is- minde bir amele ile (beraber bir yelkenli kayığa binerek ılıcadan hareket ediyorlar. Bir iki saat yol aldıktan sonra (gidecekleri yere yaklaşıyorlar. Bu sırada bir kuv- vetli sağnak yelkenliyi deviriyor. Muhittin Bey kuvvetli bir genç- tir. İyi yüzmek de biliyor. Devri- len kayığın altında kalmasına rağ- men müşkülât çekmeden kurtula - biliyor. Abbas ise yüzmek bilmi- yor. Can korkusiyle müşkülâtla kayığa ( sarılmıştır. Bir müddet kayığa tutunarak bekliyorlar». İki ümitleri vardır: Biri, (o herhangi bir kayığın geçerek ondan imdat istemeleri, diğeri kuvvetli dalga - ların kendilerini karaya sürükle - mesidri, Sabaha kadar dalgalar arasm- da tersine dönen kayıkla beraber çalkalanıyorlar. Sabah olunca Muhittin Beyin intizara tahammü- lü kalmıyor. Uzaktan karaya yüzüp gitmek istiyor. Bunu görünen ayyy yg yg ı Mem leket Haberleri Niki yy Ag Manisada yeni bir ticaret ortaya çıktı Hü ikâmet, i, Bonocuların tefeciliğine bir nihayet vermelidir / Manisa, (Hususi) — Manisa - da günün en mühim meselesi, em- lâki milliyenin müzayedeye çıkar- dığı mübadil mallarıdır. Balkan harbi zamanında ana vatana iltica edip şark vilâyetleri- ne gönderilen kardeşlerimizden bir çokları 340 senesinde Cümhu- riyet hükümetinin atifetine maz - har olmuşlar ve bütün masrafları hükümet veznesinden verilerek garbi Anadoluya naklolunmuşlar - dı.. Bu gibilerden Manisaya ge- ilenler, gene hükümetin masrafiy- le boş köylere gönderilmiş ve bu- ralarda iskân edilmişti.. Manisa köylerinde yerleşen bu vatandaş- larımız bugün pek acınacak bir halde bulunmaktadırlar. Bunun birinci sebebi: Hükü - met tarafından kendilerine tahsis edilen evlerin müzayedeye çıkarıl masr, ikincisi de bu müzayede- lerde bir çok dalavereler çevril - mesidir. Senelerdenberi outrdukları ve kendilerine yuva bilerek imar et- tikleri. evlerin bu suretle satılığa arkadaşma söyleyince Abbas, ken- çıkarılmasından müteessir olan disini yalnız bırakmamasını rica! bu vatandaşlar, yüksek makam - ediyor. Muhittin Bey de arkada şına acıyor ve gene eski ümitle ak- şama kadar (bekliyorlar. Fakat hiç kimsenin imdatlarına yetişme - diğini ve kendilerinin biraz İngiliz adasma yaklaşmış olduklarını gö- rünce Muhittin Bey karaya çıkıp oradan imdat istiyeceğini ve yüz- mek bilmiyen Abbası da bu şekil- de kurtarabileceğini Abbasa söy - liyerek arkadaşıma veda ediyor. Birkaç saat dalgalarla mücade- le ettikten sonra © (İngiliz adası) isimli adaya çıkıyor. Muhittin B. 48 saat süren bu mücadele ve yor- gunluğun tesiriyle uyukluyor. U- yandığı vakit sabah olmuştur. He- men gözü denizdeki arkadaşmı arıyor. Gözünün görebildiği nok - taya kadar kimseler yoktur. Kar- i şıdan Ildırı köyünün yıkık evleri- m İni görüyor, imdat istemiye başlı - Karısının âşıkını öldürdü yor, Akşama kadar süren imdat fas- ından sonra tekrar Ildırı istika- metinde denize atılıyor. Halbuki, Ildırıda bulunan jan - darma karakolu İngiliz adasmda imdat işaretleri görüldüğünü ve bir kayığın oraya hareketini Çeş - me jandarma kumandanma tele « fonla bildiriyor. Bu sırada Muhit. tin Bey de Ildırı topraklarına çık - mış bulunuyor. Muhittin Bey Ilıcaya getirilmiş ve tedavi altına alınmıştır. Kendi- si bitkin bir vaziyette ve saatlerce suyun içerisinde kalmasından do- layı ayakları şişmiş bir haldedir. Abbasın bulunması için Ildırı civarında yapılan taharriyat he - nüz bir netice vermemiştir. lara müracaat ederek 'dert yan» mışlar, Cümhuriyet hükümetinin adaletine iltica etmişlerdir. Hiç şüphe yok ki, hükümet bunların ! haklarını tanıyacak ve mağduri * yetlerine meydan bırakmıyacak - tir... Fakat asıl mesele müzayedenin ge ri bırakılmıyarak malların satışına devam olunması ve bu suretle doy mak bilmiyen bonoculara müsait bir zemin hazırlanmasıdır. Hükümetin mübadillere verdi- ği bonoların yüz liralığını otuz li- raya kadar alan bu bono tacirleri nihayet havadan para kazanma - nın yolunu buldukları için hemen her işe sokulmakta ve bilhassa müzayedelerde bütün hünerlerini göstermektedirler.. İşte Manisada da bu afet orta- lığı kasıp kavurmaktadır. Bu kabil bazı kimseler; göz göre göre ve bilâ perva evlerin şa- gillerile karşılaşarak müzayedeye iştirak etmemek için ferağat hak- kı (1) olarak beşer onar lira al - dıktan başka bu evleri, çaresiz bedelleri ile üzerlerine ihale ettir- mek istiyen hakiki sahiplerinin hükümete teslim edecekleri ihale ! bedellerini de aynı aynına bono jile mübadele etmek üzere antant kalıyorlar.. Tekliflerini kabul etmiyenlere kullanılan en birinci silâh, satış günü müzayedeye iştirak etmek ve içinde senelerdenberi oturan zavallıların evlerini üzerlerine al- maktır. Manisanm Hocalı köyünden bu suretle dokuz ev satılmıştır. Köy- lü; bin müşkülâtla bulduğu ve nihayet iaşesinden keserek topla- dığı bir kaç kuruşla şehire ye olarak gelmekte, evini, ocak” bozmamak için em rak etmek istediği zamanda nocu kafilesiyle Şi sam Köylü, bir defa bonocuya yak landı mı artık iş bitmiştir. — ne çare onun dediğini yap bonosunun yüzde yüz olarak ** tışını kabul etmektir. Çok yazık ki bundan il eden gene sarraf yahudilerdif"* tık bunların bu gayri meşru zançlarına bir nihayet veri köylü bu tefecilerin elinden K tarılmalıdır.. Hükümetten Manisada def” eden bu yolsuzluklara bir ibs vermesini ve bu tufeyliler haki da takibat yapmakla beraber: kânlarını kabul ettiği bu va! lara verilmiş evlerin satışını y durmasını bekliyoruz.. Fethiyede i Mahkeme heyeti 1d, işten el çektirü ( Hususi ) Fethiye, e. , rimize gelen adliye mmüfti tişi yaptığı tahkikat netice ceza hakimi Hilmi, istintak mi Süleyman ve müddei # muavini İsmail Hakkı Beylef€ ten el çektirdi. Şimdi bütün * keme işleri hukuk hakimi 7 Beye kaldı.. a $ Yeni mahsul buğeiiğ: arpa iskeleye (inmeğe mire (o sevkolunmağa Temiz (buğdaylar nihayet i ve arpa iki maktadır. Bu sene > ak ise de son yağmurların ül pek dolu değildir.. dani” zaiftir.. : $ Bundan altı ay evel be” miz tahsildarı Şevki EfendiY* y ten el çektirilmişti.. Bugüff dar tesbit edilen 1500 liradı”” « la ihtilâsı meydana çıkarır tevkif olunmuştur. e terek olduğu zannolunan be azasından Arif Beyin rai y ticesinde meni muhakemi w rar verildi.. Arif Bey dahi vi kadar mevkuf olarak kaldi “* g akşam tahliye edildi. $ Kazamız sıtma müeni pi takasına ithal edilmiş, ei isminde bir doktor gelmi$ ” başlamıştır. Dört mekte! ye memuru da klimali $ Bu sene hayvanat çok Hatta belediyenin son par” 3 ne kuzu eti 20, keçi 16, *" Yani ik ruş ise de kasaplar raks rek daha aşağı satmi Yeni belediye heyeti vi gençlerden #sşekkül etm $ Sıcaklar başladı. Gül dereceyi bulmaktadır. ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: