HİKÂYE Sanki İhtiyar şair, sessiz ve kimsesiz , denize uzanan balkonda genç ve w sevgili karısına şöyle diyordu: 7 — Sevgili Emel!.. senin ismini verdiğim “Emel şiirleri, artı en son rengini alıyor. Geçen gün bu uzun şiiri büyük şairin huzurunda okudum. O yarım asırlık yüce de- ha bana ne dedi bilir misin?, Ön- ce kuvvetle elimi sıktı. Sonra mes'udum dedi. Bu yüksek abide- nin huzurunda bütün edebi var- < lığımla iğilmek isterdim. “Bu bü- yük adamın bile karşısında baş eğ- diği abide sade sensin Emel, (E- © mel şiiri) senin bütün güzellikleri- © miaksetirdiğim bir aynadır. Sen bu aynada yaşıyorsun ve ebediyyen yaşıyacaksın!.. a a Genç kadın durgun ve sessiz dinliyordu. Şair: “Saadetinin ge - nişliğini hissediyor musun? -Dedi- dillerde ve gönüllerde ebediyyen yaşamak bu ne saadet!... e. Genç kadm arkasındaki atkıya “ai daha çok büründü. Gece serindi. © Üşüyorum dedi. Sonra ayağa halk. 4 tı. Odama gidiyorum!.. İhtiyar şa- ir sevdiği ve tapmdığı kadını sev- diğ ve tapındığı şiiri o okuyormuş gibi süzdü, Gidebilirsin!, dedi. Ma dem ki kalbimdesin o halde gide - bilirsin!,, e, Dakikalar ve saatler geçti, İhti - yar şair hâlâ balkondaydı. O şimdi bir gece kadar karanlık ve deniz gibi durgundu. kararmış ufukların arkasındaki çalışan ve işliyen ay * dınlık cihan gibi bu küçük gölgede de işliyen ve çalışan bir cihan var- dı. Düşünüyordu. Hayalinin nurlu ve geniş engininde şimsekler- ça - kıyor ve yıldızlar uçuyordu. Bu i - şıklarla Emel şiirinin yarım kalan satırlarını süsliyecekti. Birden aya ğa kalktı. Nezaman düşüncesine yeni bir sema açılırsa böyle ani bir harekette bulunurdu. Demindenbe ri hisler ve düşünceler önünde bir saman yolu açmıştı. Emel bu yolun sonunda bir küme yıldızdı. Yavaş yavaş önünü görmeden yürüdü. Hisler ve fikirler canlı birer keli - me halinde dimağında son şekille- rini aldığı zaman sevinçle durdu, etrafına baktı, Bahçenin kumlu yollarma kadar gelmişti, Uzakta kesif ve karanlık çamların arasmda küçük ve titrek bir ışık gördü. Yavaş yavaş oraya doğru ilerledi. Işık çamların ara - sında gizlenen (Hayal) kameriye- sinden geliyordu. Ne # a oi » 5 Kameriyenin iyice gözüktüğü bir noktada durdu. b Kameriye karışıktı.. İçinde kü- © çükbir elektrik feneri yanıyordu. © İlki insan gölgesi vardı. Ve küçük camdan şekiller pırıldıyordu. Bir- — den bire bir ses onu bütün düşüm > © celerinden ayırdı. Bütün dikkati k sivri bir okun ucunda kameriyeye , kadar uzandı. Kulaklarından bey © nine bir kurşun gibi geçen bu ses © kesik kesik şöyle diyordu: — Mecit daha hızlı söyle.. Oh.. senelörden beri ruhum bu bunağın karşımda uyuşmauş!. Ba ses!,. Emelin sesi, Emel söy - ecri kadar İyi tanıyordu. Bu sesi yöz bin sesin izinden se- «yn, m ii “AKIT 11 Temmuz 1933 intikam Yazan “a HI. Adnan Bir an içinde Emeli gördü. O- muzları ve göğsü çıplaktı.. Göm- leğinin sağ tarafı beline kadar düşmüş, ve hasır koltuğa gelişi güzel oturmuştu. Fakat beline bir yılan sarıldı.. Yılanın sıktığı da- ire gittikçe daraldı.. Emel, yattı- ğı yerde sap sarı kıvranıyordu.. İhtiyar şair az daha çıldıracaktı.. Bir lâhzede atılmak, o yılanı ez - mek ve Emeli kurtarmak istedi.. Fakat gene kameriyeden gelen titrek bir ses, boğazına yapışan bir el gibi onu olduğu yerde dur- durdu. Ihtiyar şair görüyodu, anlı - yordu.. Bu kadın!. Emel!,, Ya- nındaki Mecit!... Kim bu Mecit?. Şoför Mecit!.. Evetbu iri ya” rı adam kendi şöförü Mecitti. Sevişiyorlardı. Ah güzellikle - rini ve hatırasını asırlara naklet - mek istediği ve taptığı kadın, bu kadar düşkün ve alçak mıydı. Çılgın bir düşünce şairi yerin - den sıçrattı.. Geldiği yoldan deli gibi koşarak evine girdi. e Koşar- ken haykırıyordu: — Emel ölmeli!. Emel ölmeli!. Çalışma odasına girdiği zaman tıkanacak gibi oluyordu. Bakış - ları keskin ve korkunçtu.. Birden bütün elektrikleri yaktı. Yazıhane- sinin bir gözünden sivri bir han - çer çıkardı. Sivri ve parlak bir hançer.. Birden hançeri tehditle salladı: En büyük şairin bile takdir et- tiği (Emel şiirleri) bir tomar ha- linde masanın üstünde duruyordu. İhtiyar şair çılgın gibi o kâğıtla - rın üstüne atıldı.. Elindeki hançer ile kâğıtları parça parça edince bir kibrit çaktı.. Şairin son eseri solgun bir alevle yandı. . İhtiyar şair son parçanm da bü- külüp kül olduğunu gördükten sonra kalbine süngü girmiş gibi haykırdı: — İşte intikam!, Onu ben öldürdüm!,. Ebediyet kadar yaşıyacak olan Emel, düşkün ve fani bir insan gi- bi öldü! Birden ölü gibi sarardı ve bas- tığı yere yıkıldı. Emel öldü.. Karısı oda kapısında yarı çıp * lak bir heykel gibi duruyordu v Gözleri kocasının yerde kıvrılan cesedine nefretle baktı.. Dudakla- rından acı ve keskin bir ses çıktı: — Sanki intikam!... Kaçak sıgara Dün limanımıza gelen Refah İ vapuru dümencisinin kaçak köylü sıgarası getirdiği haber alınmış ve derhal yakalanmıştır . —— 3 kadın katili Roma, 10 (A.A.) — Üç kadmı parça parça kesmekten dolayi ida- ma mahküm edilmiş olan esar Se- viatti arkasından kurşuna dizile - Haber alındığına göre maktül lerden birisinin ailesi zarar ve zi- yan olarak katilin kellesini istemiş fakat bu talep reddedilmiştir. Vi ege EM (Cihan konferansın- da söylediklerimiz (Baş tarafı 2 inci Sayrfada) Şuraşını tekrar etmek isteriz ki bir takım manialar ve engellerle dolu olan beynelmilel ticaret saha sı ve döviz tahdidatlarında olduğu gibi tarifeler hususunda da ancak iki taraflı usulle temizlenebilir. Bunun için evvelce de tebarüz ettirdiğimiz gibi iki taraflı usulü beynelmilel mahiyette kararlarla çevrelemek kifayet eder. Bu karar lar mezkür usulün işlemesini kolay laştıracaktır. Tarifelerin beynelmilel bir mu- kavele ile ufki olarak indirilmesi” ne gelince, bunun tahakkukunu güç buluyoruz. Dedikten sonra, gümrük tarife - İerinin beynelmilel icabata göre hazırlanmasındaki müşkülâtı izah etmişlerdir. Bilhassa Japon mu - rabhasının da çok makul buldu - ğunu kaydererek ve memleketin kendine göre vaziyeti ve iktısadi bünyesi nazarı dikkata almmaksı- zın tarifelerin ufki olarak tenzili nin adaletle telifi kabil (olmıyan vaziyetler ihdas edeceğini söyle - mişlerdir. Bunu müteakip Türk tarifele - rinden bahsederek: “.. Hassaten Türk ( tarifesine gelince, mezkür tarifenin 1929 dan beri mevcut olduğunu burada ge - çerken kaydetmeliyiz. Türkiye an- cak bu tarihten (itibaren dir ki memleketin bünyesine ve iktisadi tekâmülüne tekabül O edecek olan (specifigue) bir tarife tanzimine çalışmıştır. Binaenaleyh Türkiye, henüz tec rübe devresini geçirmemiş oldu.» ğundan icap eden uymak kolay - lığını elde edememiştir. Bunun içindir ki böyle bir devidre tari * fey aksülamellerini hesabedeme - den ufki olarak indirmek çok müş- kül olur.. | Reisimiz, tarife siyaseti hak - kındaki müzakerelerin açılışmdan bu meselenin sırasiyle aşağıdaki noktai nazarlardan tetkikini tav - siye etmiştir: a — Ziraati himaye eden tari! feler, b — Sanayii himaye eden tari- feler, & — Varidatın tezyidini istih - daf eden vergi tarifeleri, d — Borçlarm tesviyesini ko- laylaştırabilecek tarifeler. Reis tarafından iltizam olunan | bu usul evvelbeevvel mevzuun 8-| çıkça ifadesini icap ettirir. Şurasını ilâyeye müsaraat edi-. yoruz ki, Türk tarifesi Yurakda| tasrih olunan gayretlerden mül- hem olmuş ve ileride ayni ga- yeden mülhem olacaktır. Biz, mevaddı iptidaiyesi ziraatimiz ta- rafından mebzul olarak verilen sanayiin ihdasını himaye etmek mecburiyetindeyiz.. Söylemişler ve ihracat sanayi - inin tanzimini ve Türkiye gibi iç- timai ve iktisadi tekâmül halinde bulunan memleketlerin ihtiyaçları | mütemadiye artmakta olduğundan | bu ihtiyaçları ithalâtla tatmin et - mek lâzım geldiğini ileri sürmüş » lerdir. Bundan sonra: “Bunun içindir ki, bizim ticaret siyasetimizde hiç bir (autarichie) fikri yer bulamaz. Böyle bir infi - ratta bulunmak hatasına düşmek- ten çok uzağız, Bilâkis, milletlerin faaliyetleri ile tamamlanabilme - sini istiyoruz. Nev'i değişebilecek olan ve kat'i miktarı her halde a - zalmıyacak olan ihtiyaçlarımızın Taahiyetini nazarı itibara alınması Değiç. ene yang İl 4 Bir mötör tutuşm uş ve üç sayfa bir zat feci bir surette Şanmişiardiii Bu ayın üçünde Soğan iskelesin. den Karacabeye 500 teneke ben- zin yüklü olarak hareket eden bir motörden düne kadar haber alma- mamıştı. Bandırmada beklenen motörün gecikmesi merak uyan - dırmış, İstanbula sorulmuş, motör buradan hareket etmiş ve Bandır- mada bulunması icap ettiği halde, haber alınamaması bir kazaya uğ- radığı şüphesini uyandrımıştır. Dün gelen haberler, bu şüpheyi teyit etmiştir. Bu haberlere göre Bozburun açıklarında birkaç insan | cesedi ve yanmış motör enkazı görülmüştür. Bu kaza Ohakkımda yap- tığımız tahkikata göre motör tu - tuşmuş ve içinde bulunan üç tay - fayla benzinleri götüren İsmail B. isminde biri yanmışlardır. Facia deniz ortasında ve ben - zinin ani parlayışıyla vukubuldu - | ğundan hiçbir tedbir alınamamış ve yolcular tüyler ürpertici bir mücadeleden sonra can vermişler- dir. Verilen malümata göre, ateş motörden çıkmış ve derhal benzin tenekeleri ateş almıştır. Motörden çıkan ilk” kıyıl& müteakip müthiş bir iştial oli makinistle İsmail bey derhal çalanmışlardır. Motörün ön tarafında bulu” İnebolulu Mustafayla Atineli P* di birden denize atılmışlardf| Hamdi ilk şaşkınlıkla motörü” tında kalmış ve başmdan ya narak kan akmıya başlamıfl” İnebolulu Mustafa arkadaşının vaziyetini görünce yüzdüğü İ w metten dönerek onu kurtarmak” temiştir. Bu esnada daha feci | vaziyetle karşılaşmışlardır. Mot devrilmiş, tenekeler denize dök” müş, motörden yükselen * levler arasında (o yanarken, İresini de tutuşturmuş, iki fanın çırpındıkları yerde de y#” yavaş benzin ateş almıya / mıştır. Seyyal lâvlar arasında iki fa artık biribirini bırakmışlar, * teşler arasında bağıra ra can vermişlerdir. i Yananlar, biri İsmail bey diğ” leri İba Mustafa, At Hamdi ve Ali isminde dört kişi j ; Amerikada iktısadi buhran nihayet bulmuş Iktısadi hayatın her safhasında canlılık v ve ka nma var Ni hâberi göre Amerika iktisadi buhrandan tamamile kurtulduğuna kanidir.A- merika Ticaret Nezareti; Amerika şehirlerinin yüzü içinde tetkikler yapmış ve bu tetkikler neticesinde bu kanaate vâsıl olmuştur. Ticaret .i Nezareti bütün Amerikanm iş ha- yatını derinden derine tetkik ile İ şu neticelere varmış bulunuyor: İktisadi buhran tamamile geç - miştir. Memleketin her tarafında ikti - sadi hayat canlanmaktadır. Ticaret odalarile Ticaret Neza - İ reti tarafmdan neşrolunan istatis » i tikler işsizlerin azaldığını, ücretle- irin düzeldiğini, satışların arttığını İ gösteriyor. Posta ve telgraf varidatı, elek - İ trik ve hava gazi sarfiyatı, sanayi istihsalâtı, telefon tesisatı, ve oto - mobil kullanılması, toptân ve pe - rakende satışlar hep artmıştır. Nevyork Ticaret müdürü şu söz“ leri söylüyor: “İktisadi hayatımız canlanmak - tadır. Geçen dört ay zarfında fev- i dık, Memleketin iş tarihinde i tesadüf edilen bir refaha wi rümekteyiz.,, Geçen Kânunusanide çelik salâtı yüzde 12 ye inmişti, Hali” # zırda yüzde elliye çıkmıştır. Çiftçiler malları gok müsait # ler artıyor, Gazetelerdeki il tezayüt ediyor. ş Buğday ücretleri yükselm dir. Demiryollarının kazancı artmıştır. Toplan satışçılar, satışların *.. de elli yükseldiğini de söylü we Detroit havalisi, buhranlar de kıvrandıktan sonra refah v9 nu tutmuştur. Mayıs ve Hazirs* yındaki satışlar rekor kırriışti”. Hattâ evlenmeler bile artmı# lunuyor. i Ticaret Nezaretinin bu vi halk üzerinde çok iyi tesir yö! tır. İki senedenberi balk mili, diyen buhrandan bahsedi! wi Artık buhran lâfr kapanm!$ dir, Sl | kâfidir. Bu izahatı © bitirirken neticeyi kısaca arzetmemize müsaadenizi rica ederiz: A — Konferans evvelâ, fiatla - rın yükselmesini temine en elve - rişli vasıtalar hususunda mutabık kalmalıdır. Bu tereffü tahakkuk ederse bir çok (spesifigue) tarife- lerin fihristi kendiliğinden tanzim edilmiş olacaktır. B— Bu mesaiye müvazi olarak tarifelerin indirilmesi derpiş olun malıdır. o Bu tenezzül muhtelif memleketlerin aralarındaki tica - ret ve iktısat münasebetlerine gö - re ve iki taraflı ihtilâfnamelerle yapılmalıdır. Bu itlâfnamelere doğru ve adil bir mütekabiliyet fikri ve prensibi hâkim o! wi C — Beynelmilel mabi , kararlar, iki taraflı usulün sini kolaylaştırdığından, kararlar, bilhassa en ziya harı müsaade millet ahkâm Ki günkü şartlara daha uyg” şekilde tefsir ederek malıdır. i Biz, kendi hesabımZ8 “ği sını tekrar ederiz ki, bül terilerimize azami kolay mağa ve münasebetleri eden engelleri, imkân P ortadan akldırmağa am" Bu siyasete biz, tan çok evvel başladık ve y de devam etmeğe katiyen © miş bulunuyoruz. dı retlerle satıyorlar. Hergün ü€* £