İngiliz Gazeteleri Dünyaya Bilditiyor : Garbo, “ölmezler,, arasına girdi! uya Bir Rus ressamı tarafından yapılan resmi, Londradaki milli galeriye kabul edildi. Fakat, bu vesile ile bir taraftan da “ilâ- gi Greta | yan Garbo, “Ölmezler,, ara- | girdi! iş prdradan gelen ve dünyanın ti ie tarafında akisler bırakan ber... t Akat, bir mucizeden bahseder | dagaicin böyle söyleyorlar? Bu, d, Mir hâdise midir? “İlâhi kar MH toktanberi “Ölmezler,, ara - değil miydi?. bir ressam tarafından yapı- fevkalâde muvaffak bir tab - Londıadaki milli galeriye « Mİ olunmuştur. İngiliz gazetele mühim san'at hadisesini yu- yda yazdığımız şekilde bildiri- "lar, Dİ nd, kadı tablosunda o kadar ii etle canlandırmıya, onun bü - | ig ünyada hayranlık uyandıran | Sazibesini o kadar kudretle Ne Ant şaheserinin milli galeri- ta #aheserler arasında yer tut - a karar verilimştir. Tablonun tenkidi i hay ingiliz münekkidi, tablo «ada şunları yazıyor: bi, Resim, çok güzeldir. Gretanın agg inde çiçek, ayaklarının u - a da bir ağ var. Bu ağ, onun Sg “azibesile ördüğü ve kendi - lys hayranlıkla sevenlerin yg klanı esrarengiz ağdır. Re - ta, * Gretanın gururuna, istiğ » en.” inzivada yaşayışına ima da İla, yor. Bu hususiyeti, İlâh Ba- a ilâh Apollona sırtımı çevir - © p Süretinde ifade olunmuştur. "iğ “bo, bu tabloda derin bir is- a dalmış gibidir. Derin ve İi, liği nispetinde de tehlikeli Stiğya N ek aş özlerin kuvvetli çekişi, dudak- “up ihtiras kıvrılışı, bütün vü - kg inalarımın acaip güzelliği, ıdır, m Tesmi böyle yapabilen res - Sidden kudret sahibi oldu - ik etmek lâzımdır. Bu en ufak bir tereddüt, en hay münakaşa bile, boşuna - yle şudur: Greta Garbonun | | yük | Ne itibarla?. Gerek resmi yapıla - yy abloyu yapan, Boris Arnet is- | * bir rus ressamıdır. Hariku-| iye muvaffak olmuştur, ki| İkadın,,ın meşhur gururuna dokunucu y dır. Bir kudreti canlandırmak için kudret sahibi olmak, icap etmez mi?. Aksi takdirde, yapılan resim, bakanları karşısında uzun müd - det durduramazdı!,, Bir taraftan bu tarzda tenkitler yapılmakla ve Greta Garbonun | “Ölmezler,, arasına girdiği yazıl - ınakla beraber, bir taraftan da bazı ingiliz gazeteleri, hadiseden memnuniyetsizlik © gösteriyorlar. nm, gerek resmi yapanın İngiliz olmamaları noktasından! Bu gaze. telere göre, milli galeriye O alıman bir tablo için, bu vasıfların âran - ması lüzumu varmış. Fakat, bu mülâhazalara pek öyle aldırış e - den yoktur. Hemen herkes, daha ziyade — ve pek tabii olarak — işin san'at cephesile alâkadar ol - maktadırlar, Bu san'at hadisesine ve bunun etrafında bazı İngiliz gazeteleri -| nin yazdıklarına işaret eden bir alman gazetesi, “Yapılan resmi - nin Londradaki milli galeriye ka- | bulü, acaba Greta Garbo üzerin - de ne gibi bir tesir bırakmıştır? Her halde fazlaca mütehassis ol- duğu iddia edilemez. Esasen, bu daha ziyade ressama ait bir şe ret... Gerçi onun bu şerefe erişme- sinde, Greta Garbodan mülhem oi- masınm da yüksek bir rolü var- sa da, netice iibarile eser. ilham veren: göslermekir beraber, ressa- mın imzasını taşıyor. Bunu bir tarafa bırakalım. Gre- ta Garbo doğrudan doğruya kendi sine ait olan hangi muvaffakıyeti korşısmda sevinçle titremiştir? Herkesi heyecana düşüren en üs - tün muvaffakıyetleri karşısında bi le, o, ya her zamanki gibi sakin durmuş, yahut da dudak bükmüş- tür. Yirminci asrın Sfinksi !. Yalnız, işin bir de ikinci cephe- si var. Şu ecnebi ressamın yaptığı ecnebi film yıldızını gösteren tab- lonun milli galeriye kabul edilmiş olmasına itirazlar... Bunun mağrur, müstağni, mün- zevi OGrata Garbonun iğbi- rarıma sebep teşkil etmesi muh- azılar görülmektedir temel değil midir?.. Hollivud - da en müstesna şeref sayılan “Pik- fer,, muhitine, Meri Pikfordun u- mulmaz tevazu ve nezaketle da - vetine rağmen adım atmıyan Yıl - dız, resminin milli galeriye girme- sine yapılan itirazlara az, çok si - nirlense, yeridir!,, Burada Greta Garboile Meri Pikford arasmda geçen bir hâdi - seye dokunulmaktadır. “Pikfer,, Meri Pikfordun kocası oDug- las Ferbenksle birlikte yaşadığı malikânesidir. Bu muhite girebil - mek Holivudda adeta Londranm en aristokrat muhitine girebilmek le, oradaki en asil şahsiyetlerin sa- lonlarına kabul edilmekle bir tu - tuluyor. Meri Pikforda ve kocası oldu - ğu için Duglas Ferbanksa, sinema artistlerine karşı halâ müteassıp davranan bazı Amerikalılar, bil - hassa en fazla taassup gösteren Kalifornya Zenginleri tarafından da hürmet edilmekte, “Holivudun en büyük kadını,, adeta imtiyazlı bir mevki edinmiş bulunmaktadır. Birisi müstesnadır Holivuda ayak : basan kadm, erkek bütün film artistleri, Meri Pikfordla görüşebilmek, onun sa- lonunda çay içebilmek, onun ya - nında durarak birlikte resim çıka - rabilmek yolunda can atarlar. Ye- niler için bu şöhretin ilk basama- ğıdır. Bunlardan hiçbiri, “Holivu- dun en büyük kadmı,, nın himaye ve delâletinden kendisini müstağ- | ni göremez. Eskiler, şöhret edin - miş bulunanlar da, Amerikanm her muhitinde itibar sahibi olma- nın Meri Pikforda yaklaşmak sa - yesinde mümkün olduğunu bilir - ler. “Pikfer,, malikânesindeki mi - safirler arasında, sık sık Amerika ve Avrupanın muhtelif büyük si - maları da görülür. Film artistleri için bunlarla tanışmak, her itibar- la faydalı bir şeydir. Hepsi, böyle |! fırsatlardan da istifade etmeyi dü- şünürler. Halbuki Greta Garbo? O, bi - lâkis bu tılısımlı muhitten uzak kalmayı tercih oetmşitir. Bunu prensip'olarak benimsemiştir. O - nun bu gururu, istiğnası ve inzi - vayı tercihi, “Holivudun en büyük kadımı,, nm adamakıllı sinirine do kunmuş, kendisine zorla biat ettir- i Yeni Bir Alman Filmi: hirede Mevsimi” Muhtelif yerlerdeki büyük ve küçük film şirketleri, önümüzde - ki sinema mevsiminde gösterilmek üzere, türlü türlü tarzda birçok film O hazırlıyorlar. Bu arada | “Almanyanın Holivudu,, sayılan İ “Noybabelsberg,, de ve Almanya - nın başka yerlerindeki stüdyolar - da da hararetli bir faaliyet devam ediyor. Vücude getirilen yeni Alman filmleri arasında “Kahirede mev- | sim,, ismindeki filmin yepyeni bir | hususiyeti olması bilhassa gözetil- miştir. Bu hususiyet te, Mısırm tarihi dekoru arasında geçen hadisenin, bu tarihi dekorun muhteşem ağır- lığına zıt seyyal bir hafiflik ifade | etmesidir. “Ebülhevl,, in gölgesi uzanan çöldeki sessizlikte akisler bırakan kahkahalar... Coşkun ne- şe ve bol eğlence... Mevzularını çölde ve çöle ya- kın yerlerde geçen hadiseler teşkil eden filmler, şimdiye kadar umu- İ miyet itibariyle gamli bir cereyan takip ediyordu. “Kahirede mev - sim,, İe bu itiyat, birdenbire bariz bir tarzda değişmiş oluyor. Dü - şündürücü değil, güldürücü bir film... Mövzu, çok sadedir., Mutlaka şarkta evlenmek istiyen bir garpli Mısira geliyor. Orada evlenece - Renate Müllerle Villi Friç “Kahirede mevsim,, filminde mek elinden gelmediğinden, omuz | i50'llhayyypslllüay yy #0 yg ayyy ypg silkmekten başka bir şey yapa -| artistler “Pikfer,, e ayak basmıya | mamıştır, i can attığı halde, belki en meşhu Fakat, geçen sene “Pikfer,, ma- | ru olan Gretanın buna tenezzül et- likânesine misafir olan ingiliz a -| mediğini itiraf, ağrına giden mali- sillerinden biri, birkaç filmini gör-! kâne sahibi artist, kibrini yenmi - düğü ve beğendği Greta Garbo ile! ye çalışarak, oturmuş, kendi elile tanışmaktan memnun olacağını! bir davet mektubu Yazmış. Son anlatmış. İngiltere kral hanedanı! derecede nezaket, samimiyet ifa - ile oldukça yakın akrabalığı olan | desile yazılmış bir mektup... Bu| bu zatın gösterdiği arzu, Meri | davet tarzına göre, Greta Garbo, | Pikfordu şaşırtmış. Greta Garbo| istediği gün ve saatte gelebilecek, | ile tanışmadığını misafirin boşu -| ne kadar canı isterse, o kadar ka- na gitmiyecek bir itiraf sayarak, | lacak ve ne zaman kalkıp giderse, onu ne yapıp yapıp malikânesine ! gidebilecek, Tek “Pikfer,, e adım getirmek çaresini (o aramış. Bütün| atsın da! 1 ği kadını arıyor. Kadınin şarklı . olması şartı yok. Kendisi gibi | garplı da olabilecek. Ancak gü- zel ve sevimli olması ve sevişme- leri şart!, Tesadüf karşısına bir Kontes çıkarıyor. Güzel, sevimli bir ka- dın.. Erkek, onu seviyor. Kadın da sevgi duyunca, mutlaka şarkta evlenmek istiyen garpli erkek, mu- i radma eriyor. İşte “Kahirede mevsim,, in sonu da bu... | Bu sade mevzu, bir çok tefer- ruatla beslenmiştir. Çok temiz, aydınlık çekilen filme şark hava- ji ları, hoş bir çeşni katmıştır. 1 Baş rolleri Renate Müller, ve Villi Friç oynamaktadır. Bunlar dan başka Leopoldine Konstantin j ve Güstav Valdavin da rolleri var. Rejisör Raynhold Şüntsel, film, li “ Ufa ,, filmidir. g Almanyada önümüzdeki mev - | sim için hazırlanan filmler arasın | da, eğlendirici filmlere son sene- lerde olduğu gibi gene fazla yer di verilmiştir. ; Hemen hepsi pek sade mevzu- lu olan bu filmlerin musiki, şarkı ve dans cihetlerinden hoşa gidici olmasma çok dikkat ediliyor. , Yukarda bahsettiğimiz film yapı | lırken de bu üç noktaya itina gös terilmiş, senaryo, musikiye, şarkı- ya, dansa sık sık yer vermeğe mü sait bir şekilde tertip edilmiştir. sz psi “Pikfer,, den ilk defa gönderi» len bu mektuba kürşı, Greta Gar- | bo, nasrl hareket etmiş?. Hususi | kâtibi vasıtasile teşekkürünü, fa « kat yabancı kimselerin davetine icabet edemiyeceğini ( bildirmek suretile!, Hollivudda “tarihi,, sayılan bu hâdise, derhal şayi olmuş, “Pik - ford — Greta,, mülâkatının gene suya düşmesi, sonsuz dedikodu * lar uyandı»mış. “Holivudun en bü yük kadımı,, nın kapıldığı hiddetin derecesine gelince, bunu tayine imkân yok!, | Mümin, Ni