6 — VAKIT 12 Haziran 1933 217 sene önce bir Türk sefiri 98 Mehmet Efendinin Paris Seyahatnamesi değ ak Yarın onunla vedaa gidelim, ! ne bizi oda kapısına kadar teşyi “dedim. Tercüman da bize malü- mat vermek yoliyle nasihate baş-| Tadı, ve bütün elçilere ait işlerin ” ona ait olduğunu, kral tarafından “ bize verilecek hediyelerin onun ta rafından hazırlandığını onun için bu sırada bir dilgirlik çıkmasa da- “ ha iyi ve daha münasip olacağımı “ söyledi. Bunda hatır kıracak bir şey yok. . Bize, gelecektir, diye sen “ haber getirdin. Niçin yalan söy- “ledin. Didim. Bana kendisi gelirim, demiş- ti... Ben de onun cevabını getir - “dim!. Dedi. O halde niçin kelmedi?. Sö - sünden döndü mü, pişman mı ol - du?. Nedir?. Dedim. © Vezirlik taslıyor. ziriniz, elçilere gitmez, onun için © da size gelmek istemez!. Dedi. Cevap verdim: — Gelmek istemez olur mu?.. © Nemçe elçisine, İngiliz, Felemenk elçilerine gidüp, bize gelmemek o- Tur mu?. Demek ki elçilerin yanr- ” na gelmiyecek kadar büyük de - Bilmiş. Çünkü elçilerin yanma gitti. O halde bize de gelmesi i- cap «der. Cevap verin bakalım. Cevap verdi: — Veziri azam mutlaka elçile- ri ziyaret etmediğinden o da onu taklit ediyor!. Dediler, Mukabele ettim: © — Bizim vezirimiz elçileri zi - yaret etmez diye o da bizden el- “ gilerin intikamını mı almak isti - or, Bizim vezirimizin kadri yük- Onu taklit etmek istiyen a taklit etmeli, yalnız elçi- leri ziyaret etmemekle kalmamalı. Bizim vezirimiz, yerleşmiyecek © bir vezir geldi mi ona büyük bir © ziyafet verir, gideceği zamna a- damlarına hilat, kendisine samur “kürk, donanmış bir mükemmel at “verir. Elçi samur kürkü giyer, donanmış ata biner, tam sevinç i- çinde gideceği yere gider. Bu da bizim vezirimiz gibi olaydr.. Bizi davet eder, ziyafet verir, adamla- © yımıza hilat giydirir, bize de sa - mur kürk verir, altımıza donan » mış at çekerdi. Sonra bir veda ziyafeti tertip ederek merasime riayet ederdi. Halbuki biz onun lokma ekmeğini yiyemedik. Görü- yorsunuz ya, sizin veziriniz, bizim vezirimize hiç te benzemezmiş. Sizin ve - Bu sizin vezirinizin bizimkini yal nız bir noktada taklit edip diğe noktaları bırakması doğru ola - maz. Ya her şeyde taklit eder, © yahut kalkar bize gelir. Bu akşam veda için onu ziyaret etmeyiz. Terçüman bu cevabımı dinle - dikten sonra kalkıp gitti. Akşam üstü gelip: — Yarın öğle vakti, sizinle ve- dalaşmak için gelecektir. Diye haber getirdi. Geldiği zaman biz de merdi - venden inerek kendisini karşıla - | nın ilk haftas riçinde cenup hudut- dık. Ertesi gün biz de onu ziya-| larımızda 33 kaçakçılık vak'ası ol ret edecektik. Öğle namazını kıl dıktan sonra nazırla vedalaşmağa gittik. Bizi oda kapısından karşı- sohbet etti. Sonra vedalaştık. Ge- | teşyi etti. İ bize veda için geldi. etti, Ondan sonra derya kaptanı olan Mösyö Kont de Tolozu zi - yaret ettik. Bizi eskisi gibi çok iyi karşılıyarak izaz ve ikram ile Ertesi gün kaptan da Biz de onu merasimle karşılayıp teşyi ettik. Ertesi gün Lala Mareşala veda için gittik. Onlar da bizi eskisi gibi merasimle karşıladılar. Bize türlü türlü riayette bulundular. Ertesi gün arefe idi.. O da bize veda için geldi. Biz de onu izaz ettik. Hakkında riayet gösterdik. Arife günü cumayatesadüf ediyor- du. Acaba bayram hilâli bugün görünür mü?. Diye rasathaneye beş altı adamımızı akşam üstü gönderdim. Rasathane büyük ve yüksek birkuledir. Adamlarımız bu kuleden hilâli tarassut ettiler. İçlerinden üçü bhilâli gördükleri i- çin geldiler, şahadet ettiler, ev - velce de ramazan hilâli için a- damlar göndermiş, bunlar o gün hilâli görmediklerinden ertesi gün tekrar gitmiş, onlar da görüp gel- mişlerdi. Biz de cuma günü oruç tutup cumartesi günü bayram yap- tık.. Rasathaneyi koca kral yaptır - mış, (Kasini) nammdaki üstat o- rada tarassut ile meşgul olmuştur. Bina kârgir kuledir, üç kattır, her katında bir çok odalar vardır. Bu odalarda rasada ait bir çok â- letlerden başka cerri eskal sanayi- ine ait bir çok âletler, suları aşa- ğrdan yukarı çıkarmak için bir çok âlât ve edevat vardır. Bunla- rın içinde büyük yemek sinisi ka- dar aynadan yapılmış pertevsuz- ler bulunuyor. Bunlar çelikten sehpalar üzerine konmuştur. Per - tevsüzün üzerine tahta parçaları - nı tuttular birdenbire alevlenip yandı. kurşun tuttular, derhal e- ridi.. Buradaki heyet ve hendese â- iletleri de sayılamıyacak kadar çoktur. Kürelerin içine iki üç a- damın oturması mümkündür. Ra- sat için öyle âletler var ki, rasat ilmine az çok vukufu olanlar kısa bir zamanda kâmil üstat olurlar. Güneş ile ayın tutulmasını bilmek için de âletler yapılmıştır. Bunlar ile busuf ve küsuf kolaylıkla mey- dana çıkmaktadır. Bu âlet koca kralın himmetiyle vücut bulmuş - tur. Başka bir devlet buna malik değildir. Diğer âletler de onun za manımnda yapılmıştır. e Buradaki tuhaf âletleri büyük bir hazine ile toplamağa imkân yoktur. Sabit yıldızlarla seyyar yıldız- ları temaşa için durbinler de var- AT. (Devamı var) Bir haftada Cenup hududumuzda ya- kalanan kaçakçılık Ankara, 11 (A.A.) — Hazira- muş biri ölü 34 kaçakçı yakalan - mıştır. Mu vak'alarda 765 parça güm- yarak bizimle oturdu, bir haylı | rük, 1939 parça inhisar kaçağı ile 21 hayvan elde edilmiştir. ; Komiteciler Kurt, Kuzu, Kartal Kavgası Bulgaristanda üst üste cinayetler çıkarıyorlar Filibeden bildiriliyor — Make- donya gençlik cemiyetinin sabık resi ile arkadaşı dahili Makedon- ya ihtilâl teşkilâtı tarafmdan öl - dürüldüler, Reisin adı Asen Yankof Köçef- tir. 31 yaşındadır. Arkadaşı 28 yaşında Petere Blaginoftur. Yortuya tesadüf eden gece saat 11 e kadar bir meyhanede içmişler ve on ikiye doğru evlerine gitmek üzere yola çıkmışlardır. Biraz son | ra peşlerine dört bisikletli adam ta | kılmıştır. Sovete Gorki caddesine yaklaş- tıkları sırada lâmbası (sönük bir elektrik direğinin arkasında bisik- letlerini bırakan iki kişi ansızm Asen Yonkof ile Peter Blagono - fun üzerine ateş açmışlardır. Asen hemen yere düşmüştür. Katillerden biri Asenin üzerine koşmuş, dört el daha kurşun sık - mışlır Peter kaçmıya başlamış, ikinci katil kendisini takip etmiştir. Pe- ter karanlıkta bir çukuru düşünce katil yetişmiş, beş kurşun sıkarak Peteri öldürmüştür. Silâh sesleri üzerine etraftan halk yetişmiş ise de gözleri dönmüş olan katillere“ bir şey söyliyememişlerdir. Katiller gayet sükünetle karan- Lrkta kaybolup gitmişlerdir. Biraz sonra halk bağırmıya başlamış, polisler yetişmiş, her taraf gayet sıkı bir surette aranmışsa da ka - tiller bulunamamıştır. Dahiliye nazırı doktor Alek - sandr Gerginof gazetecilere şu be yanatta bulunmuştur: “Makedonyalı kömitecilerin a - ralarını bulmak için bir çok kim- seler çalıştılarsa da muvaffak ola- madılar. Hükümet komitecilerin işlerine karışamıyor. Biz her han- gi bir vak'a akabinde derhal tah- kikata başlar, mücrimleri yaka - larız. Mücrimler kanuna karşı da- ima mes'uldür, biz de kanunun e- mirlerini her zaman yerine getir- mekteyiz. Yalnız Makedonyalı ko- mitecilerin cinayetleri böyle de - vam ederse nazırlar meclisi yeni ve şiddetli tedbirler almak ıstıra - rında kalacaktır.,, Arnavutlukta Bütün hususi mektepler kapatıldı Tiran, (Hususi) — Arnavutluk parlamentosunun kabul ettiği bir kanun ile bütün talim ve terbiye işleri devlet inhisarına geçmiştir.. Onu için bütün hususi mektepler kapatılmıştır. Yeni kanun, kanunu esasinin 206 mcı ve 207 inci > tadil etmekte, hususi mektepler - den yalnız rühbana mahsus olan- ları bırakmaktadır. Bu yeni karar, balk tarafından derin memnuniyetle karşılanmış, halk bu memnuniyeti hararetli te- zahürat ile ifade etmiştir. Kapanan hususi mekteplerden çoğu İtalyanlar tarafından yapıl - mıştı. Fakat resmi mahafil, bu mek- teplerin seddi yüzünden İtalya ile Arnavutluk dostluğunun zerre ka- dar müteessir olmıyacağını temin etmektedir. Hususi mekteplerin seddi, Ar-! navutların milli ve vatani hisleri- nin şerefli bir tezahüründan baş- ka bir şey değildir. Muharriri : Ömer Ri“ e Kalip, burada elini tedavi et - | temiz mermerden yapa tikten sonra üst baş ve biraz para edinmiş, sonra Roma hakimi Flo- rusla konuşmak için fırsat gözet- miye başlamıştı. Kalip, üç dört gün, Florusun divanına devam et- miş, nihayet bir gün Florus onu görerek çağırmış ve: — Ne istiyorsan söyle! demiş- ti, — Asil Florus adalet rum! istiyo” — Davanı söyle! Kalip anlatmıya başladı: — Babam, senelerce mukad « dem, bir iğtişaş esnasında öldü. O sıralarda henüz çocuktum. Yahu » diler bütün malımı, mülkümü gas- pettiler. Kudüste omalikânelerim olduğu halde fakir ve bivaye ya » şamıya mecbur oldum. — Gasıplar kim?. Florusun gözleri parlamış ve yağlı bir müşteri bulduğunu anla- mıştı, Kalip de bunun farkma var- dığı için hasımlarının isimlerini vermeden onunla anlaşmak, em - lâkinin ne kadarmı ona devrede- ceğini bilmek istedi, Pazarlığa gi- riştiler.Tayredeki emlâk ve akar ve ticarethaneler Kalipe iade oluna- cak, bunların müterakim kirala - rından yarısı da ona verilecek, ki- ralarm diğer nısfı ile Kudüsteki emlâk ve akar da hakime devro - lunacaktı, Müddei ile hâkim uyuştuhtar sonra mukavelenamelerini imza - lamışlar ve Kalip hasımlarının i- simlerini vermişti, Bir hafta zarfında bütün ha- sımlar, hasımlar ölmüşse veresele- iz hapse tıkılmışlar, ve gaspolunan İ mallardan başka varlarmı, yokla - rını verdikten sonra hürriyetlerine kavuşmuşlardı. Kalip, Essenlerin köyünden fi- rarından bir ay geçmeden, servet, İ nüfuz sahibi olmuştu. Onun ikbal güneşi yeniden parlamıştı. Benoni Kalip, fakir bir derviş, kimse- siz bir münzevi, bir yoksul olmak- tan çıkmış, kürkler ve erguvan a- balar giyen, alay alay hadem, ha şem, saray, konak sahibi muhterem bir sima olmuştu. Kendisi at sırtın da ilerlerken maiyeti onu takip edi yor ve Şam kapısından Tayreye gi» | i riyordu. Kalip, caddeleri arı ko- vanı gibi işliyen şehrin müstah- kem kulelerine, muhteşem saray « larına, ve bütün şehre hâkim kar- larla örtülü, altmla işlemeli bir dağ gibi duran meşhur mabede bakarak kendi kendine söylendi: — Romalılar koğulduktan son- ra burada ben hüküm süreceğim! Çünkü gün geçtikçe Kalipin hırsı kabarıyordu. Birdenbire elde etti- ği servet, onun şöhret, nüfuz ve kudret iştihasını tabrik etmişti. Kendisi servetini, daha büyük ser- vetler kazanmak için bir basamak yapmıştı. (Kalip) Tayredeki (Okonağına gidiyordu. Maksadı Meryemin bü yük babası Benoniyi ziyaret et- mek ve onunla konuşmkatı. Benoni, bu sırada sahildeki a- dada ikamet etmekteydi. Evi, en a ların tavanlarından gümüş | lar sarkıyor, ve her taraf eri ler, ve türlü türlü ziynetler!€ lenmiş bulunuyordu. Mermerler en kıymetli halıla la süslenmiş, öteye beriye sedirle sedefli masalar, fildişile ve ile işlenmiş sandalyalar yerlesli” rilmişti. Bütün bu servet ve ez sahibi olan Benoni öğle ye! j yedikten sonra Akdenizin sor ufuklarına bakan taraçasındak E dire uzanmış ve uykuya dale gördüğü rüyalardan başlan. için gözlerini açarak acı a“ rıldanmıştı: — Raşel, Raşel! Bana oi vermiyecek misin?. Beni az gri dün. Aziz çocuğum! Göz l yumdukça hep seni mi görec! i Hep günahımla mı karşı kari geleceğim?. | Benoni yerinden kalkarak © | laştı: il — Benim yaptığım, Si lân değildi. Ben tamamile idim. Bütün kabahatim, kızım" masa vermekti. Ah hain, ah © un, sahte peygamberin saht€ sihin mezhebine girerek kızıl” ayarttı ve beni kızımdan etti. Benoni gidip geliyorken nüyor ve söyleniyordu. Nih dirine tekrar oturduğu zam malı elbiseler giyen, kosko€i; kılıç taşıyan arap uşağı yerlere iğilmiş ve a — Kalip namında ai efendiyle görüşmek istiyor. — Böyle bir isim rum. Dur, dur, Hilliel'in oğl# cak. Romalılar ona malları“ naklarını iade etmişler. Gelsif. Arap, Kalipi getirdi. Iki di kibarı selâmlaşırken Kalipin parmaklarından eksik olduğuna dikkat ettir z beşten sonra konuşmıya b İN lar: — Siz pederimi tanır n Onun için buraya gelir gelm ba dostuma arzı hürmet eni il tedim. — Babanızı çok iyi ti Gençliğinde tıpkı sizin gibiydi — Babamın mal, mülk olduğumu biliyorsunuz. mallarımı istirdat ettim. — Fakat bu yüzden bii hudiler, hem de masumlar un zulmüne kurban giti” hapsa tıktılar, Mısır Kapitülâsyon' kaldırmak istiy” Kahireden Taymis'€ a verildiğine göre, Mısır bü cihan iktısat konferansı"? tulâsyonlar hakkında bir a me vermeğe karar ya Mısır hükümeti, kepit” lar yüzünden uğra m izah ederek, bunlarm 1“ ti yüzünden müsavi e” İ E ir #2 <> İs ez la > 7 edemediğini söyliyecek V* rm kaldırılmasını istiy