İYAKITın Tefrikası : 24 13 MAYIS GECESİ .. Ayşe yerinden fırladı, hemen e koştu, Fakat birdenbire cay- k tün gün görünmemiş, dave- Mer gelmemiş bir erkeğe bu nezaketi fazla buldu. >> Beklesin, dedi, iniyorum. ; “ müddet tereddüt etti. İnti - almak için onu bir az bekle- İç miydi?. Fakat onu bir an e görmek istediği için derhal 'İ, Soğuk durmak azmindeydi. tij odaya girer girmez yüzü dü, Müt değliki: i ayas. hava çok güzel bir o- bil gezintisi yapalım mı?. © Bugün bir çok işim var Mü- Dünden söylemiş olsaydım.. nereye gideceğiz?. | © Sarıyere.. ii din Sarıyerde, bir köşkü vard: Bak oraya dayanamam, gi - babadan > Gidelim. Beş dakikada gi - alnız rica ederim sevmedi- Manto ile eşarpını alma.. Peki, beş dakikada değil dl» Uzun sürmez, çabucak bazır- im, i gir Seyrek sonra hazırlanmıştı. iç, we İutr bir manto, başına bir tok giymişti. imana haber bile vermeden Bir müddet sonra Müfit sordu: ij iman nasıl?. Bir de üstelik ne yaptı bili - vw “Odasından “ bana J ti SP Yazdı.. Odama gelme, be- d atsız etme, yalnız oturmak » diyordu... Sen odadan ? mektup yazıldığını duydun « Ben bir az merak ediyorum. anın büyük bir derdi var. iş, Üfit otomobilini kendi idare Yordu, Şoförünü almamıştı... €n sonra, otomobile hız ver- Konuşmuyorlardı. Ayşe arada k. bir söz söylüyordu: O Dün görünmedin?. < Gelemedim, işlerim vardı. “İç, Gece baloya gelmedin. Bu- bede de sana rastgelmedim. İşlerimi bitirdim. Bugün, bü- seninle yalnız kalmak is- i Elzemdi.. la bir süküt oldu. V sükütu bir müddet sonra Ni ik Son gelmeden bir az evvel Götünüyordum biliyor musun? < Ne düşünüyordun?, X Yvlenmemeği. anlış düşnce... N İN, Evlenmemi ister miydiniz?., | , ç©ni dinle Ayşe... Ben ne y Sarıyere gelsem heyecan - * Çocukluğum gözlerimin ;, 8elir... Eski hatıraları ihya *- Buraya ne zaman gel - ; Sanki annemle babam bana i Ay, kiyorlar sanıpım.. N $,ikkatle Müfide baktı: pi bu kadar hayalperest X, ,,, <2dim. a ralperestim. Herkes az Xp Alperesttir. 4 Doğru, Ben de hayal kura « ML, Sana birgün kurduğum ha- Kk Anlatırım. r. bir demir kapının önün- “i,, “ar. Otomobil sesini du- “iç Korucu ile uşak koşup ka: a .. ii Bugün hiç odasından çıkma» | Bahçivyanın karısı da gelmişti... Müfit hepsini selâmladiktan son - ra: — Ayşe Hanımı misafir getir - dim, dedi, bize çay hazırlayın. Sonra Ayşeye döndü: — İçerde mi oturalım, bahçe - de mi?. — Bahçede oturalım, hava çok güzel.. Büyük bir çınarın altında, kü - çük bir masa hazırladılar. Ağa - cin altında yalnız kaldıkları za - man Ayşe, derin bir nefes aldı: — Oh!... — İnsan Şişliden kurtulunca rahat nefes alıyor.. Kalktılar. Dolaştılar. oAhırları gezdiler. Bostana baktılar. Kü- mesi dolaştılar. Bahçenin ta öbür ucundaki kü- çük koruda, yere devrilmiş bir a- ğaç kütüğüne oturdular. Müfit dedi ki: — Çok zengin olmalıydın Ayşe. — Neden?.. — Seni seviyorum da ondan.. Ayşe birden bire sıçradı. Yanak larr kızardı. Uzaklara, ağaçların kuytuluklarına bakarak: — Bunun, benim zenginliğimle | ne alâkası var?. — Sizinle evlenmek istiyorum ğimle alâkası yok... Sen de zen - ginsin... — Senin servetin yanında be *| verme — Akar: Gelir — Akı: Anlama — A- nim param hiç kalır. ,Birden, kalbinin sırrını açtı: Ben de sensiz fakir olurum. | vrw. Herkes — Ağap* Leke v5 Aysbsi Tipi — Aysel. Ayşe sustu.. Gözleri Siğil! Müfit genç kıza yaklaştı, iğildi: — Benimle evlenmek ister mi- sin?... (Devamı var) memntrraammia sosun Mısır ve beynelmilel kongreler Mısır hükümeti bu sene Brüksel de toplanacak beynelmilel ta- rih kongresile Bolonyada içtima j edecek idari ilimler kongresine iştirak etmeyi karar altına almış- br. Mezkür kongrelerde Mısırı tem- sile memur edilen darülfünun mü- derrislerinden Şefik Cabriyal E - fendi ile Tevfikiye lisesi müdürü bey yakında Mısırdan hareket e deceklerdir. Mısır hükümeti ya - kında Londrada toplanacak cihan iktısat kongresinde Mısirr temsil eylemek üzere ve yedi kişiden mü rekkep bir mütehassıslar heyeti ta yin eylemiştir. Bu heyet azasın- dan üçü Mısır hükümeti nezdin - de çalışan ecnebi mütehassrslar - dan seçilmiştir. ağn 17 inci mesai konferansı Cenevre, 9 Ç(A.A.) — Beynel - milel on yedinci mesai konferan « sı açılmıştır. Bu konferansa 47 millet iştirak etmektedir. Ilk defa olarak bir murahhas heyet gönderen Amerika da bu milletler arasındadır. Konferansa reis seçilen ayan » dan M. De Michelis, söylediği nu- tukat, yalnız siyaset değil, fakat iktisat ve istihsal sahalarında da beynelmilel mesai iştiraki lüzu - mundan bahsetmiştir. Bu nutuk| 49 uncu mektep: çok alkışlanmıştır. — Bunun da benim zenginli 1 una, uydurma — Suret: Kılık. asure | Samimi: tçten gelen — SAN'at: Uğtak İ veyilik — Sınıf: Sıra, Bölük — Sulp: Katı, | Sanat: Ustalık — Sarfiyatı Elden çeltarmma— 5 — VAKIT 10 Haziran 1933 see Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 56 ıncı liste Tatbikat mektebi: Samimi: İçlen, Özden — Sıfat: San be - niz — Sıbriyet: Yakmlık — Sulp: Katı — Suni: Yapması, yapma — Suret; Yüz, Ör- mek, kalık, 1 inci mektep: Salâhiyet: Başını buyurukluk — Sami Yürekten, özden — San'at: Elemoği, işleme— | Sarfiya: Elden çıkarılanlar — Srfat; Görü - püz, biçim, kılık — Sıhriyet: Yakınlık, kız - | İerdi. Siyah bir elbise, rugan veya kocalığı — Sini Bölük, takım — Sul: Ka-| elâse yemeni bunların kıyafeti idi, soy — San'l: Y. , yapıdnış — Su- 4 < m imiz pre Bugün bile birçoğu sağ bulunan O indi mektep: tulumbacı reisleri şunlardır: ke İçten, Elie gönülden — San Aksaraylı kâtip Hulüsi, Cibali At; İşbilimi — Sarfiyatı Eçikarımları Çıkım- | sandal kürekçilerinden arap Ziver yar — Safak YÜZ, olgu, kılık — Sehrtyet: G0- | eejs (Ziver reis 115 yaşında ve Belkemiği, göbek — Suwi: Yapınasık, uy - sağdır.) Çiçekpazarında Ağadayı, durma, yapının — Suret: Görünüş, Biçim, tas ! Mengenelilerden tatar Hacı Tahir, ALİ Galatasaraydan kör Selim, Bahri- 3 üncü mektep: yeli Hasan Tului, Edirnekapılı Ya Bamimi: Candan, yüre! — Sanal z vi » Za elaman şeye Hani Mi emi reis, damadı Sihriyet: Güveylik — Sulp: Katı, urluk, (Te- | sarı Koço, Vezirtekkelilerden Ha bum) Suni: Yapana, fız Şakir, balıkçı Sami, Kulaksız - lı Çiroz Ömer, İğrikapılı Sadettin, Saraçhaneli sandıkçı Hamdi, Def - terdarlı Kara Hasan, Sultanha - mamlı Kara Gülle, Her semt tulumbacıları, kendi tulumbalarını en meşhur ressam - lara yaptırırlardı. Tulumbacılık bir nevi spor mahiyetini almış ol - duğundan birçok hükümet memur ları bile tulumbacı ocağına dahil oluyorlardı. Yangın olmadığı va - kit de bilhassa yaz geceleri süslü sandıklarile çok güzel eğlenceler yaparlardı. Bunlardan biri sandıkların ö - nüne al, yeşil, mavi, sarı renk renk 12 inci mektep: Balâhiyet: Issdek — Samimi; teren gelen— Sıfat; Biçim — Sihriyet; Yalnlık Manıfz Bölük, sıra — Sulp; Katı, sert — Sum'i Uy- durma — Suret: Kılık, beniz, yük. 18 inci mektep: Samimi: Yürekten — San'at: Elbügisi — | Sarfiyat: Verme, Çıkarın — Sıfat: Surat, biçim — Sibriyet: Bir soydan — Suret: Gö- rünüş — Sam: Yupma, uydurma 19 uncu mektep: Salâhiyet: Bir iye gerçekten karışma — Benimi — Yürekten gelme — San'at: Usta- ik — Sarfiyat: Gider, yok etme — Sıfat: Görünüş, beniz — Sıhriyet: Kız soyu — Se nıt: Dizi, takma — Sulp; Katı — Suni; Yap- 20 inci mektep ; Ativ, afv: İYİ Görme — Ahit, abtı Söz ler sandığın tepeliğinin altında ye di sekiz köşeli olarak döner, muh- telif renkler ışıldatırdı. Bu esna - larda yangina koşan itfaiyenin bâ- şında Fatih, Eyüp, zaptiye kapısı Paşakapısı (Babrâli) Üsküdar gi- bi ocaklardı. Biribirlerine müthiş rekabet e- den tulumbacılar, biribirlerini çok sever ve korurlardı. ! kim: Bilmez — Alka: İlişik — Alimet: Nİ- şan — Ali: Sakat — Ayseli: İşleyerek — Asır, asr — Yüz sene — Aşk: Sevda — Ar tipine » 23 üncü mektep: Salâhiyet; Yapabilmek — Samimi: Gürüş- ken — Sarfiyat: Elden çıkarmalar -- Sedri - yet: Yakmlık — Sınıf: Bülük — Snip: Kata— Sun'i: Yapmacık — Suret Görümlük, yüz , 36 ıcı mektep: Sarfiyat: Elden çıkan kc — Sıfat; Beniz Sıhriyet: Yakmlık — Sn? Bölük, Parça — Sualp: Katr, Sert, KaygUsaz — Sun'i Uydar- ma, Yapma — Suret: Kılık, Gidi, Sanat: İş — Sarfiyat: Harcama — Sefat: Yüz — Sahriyet: Yakınlık — Smıf: Bölük — Sulp: Katı — Sun'i: Yapma — Suret: Suret, 54 üncü mektep : Kannaf: Göz tokluğu — Kabiyyen: Her hulde — Kayi: o Yazmtı — Kelime: Köz — 38 inci mektep: Sanılmi: İçte gelen — Kanat; Ustalık — Sarfiyat: Harcamak — Sıfat: Surat, böniz — Sihriyeti Yakınlık — Sert: Bölük. Saip ; Katı — San'i: Yapma — Sürat: Dışarıdan görünü , 40 mcı mektep: Samimi: Sokulgan — Sarfiyat: Dökme — Sıfat: Gürlintiş, yiz — Sebriyet: Yakınlık — Sınıf; Boy, bölüm — Sulp: Katı, sert — Suni Yapma, yapınıcık — Suret: «A8 yiz, kılık. 44 üncü mektep: Nakil; Aktarma, götürme, anlatma, Na - kış: İşleme — Nefret; Tksinmek — Nevhe - ves: Yeni istekli — Neztret: Bakış, bakma — Niyet: Tasarlama — Nektal müzar: Görüş düğümü — Nüfuz: İçe işleme , Mahsus: Kişilik — Mahren: Dilden, bed » rum, izbe Medeniyet: YAŞAYIŞ yüksekliği — Muhabir: Salıkçı — * Uyma - maklık, karşı gelme — Muhtap: Söz söyle - hen — Muhatara: Korku — Muhteru: Anak — Müdsvele: Verip alma — Müzepzep ; Karışık , Salâhiyet: Yapabilmek PayE, karışma — Samimi: Yürekten — SADAt: Zenaat — Sıfat: Yür, biçim, görüş — Sihriyet: Ya - kınlık — Sınıf: Bölük, bölüm — Saip: Katı — Sun'i: Yapma, elyapsi — Suret: Biçim, görünüş, yüz — 45 inci mektep: Sâlâhiyet: İşe karışma hakkı — Samimi: Yürekten gelen — San'at: Zanat — Sarfiyat: Hareananlar — Sıfat: Beniz, görünüş — Sıh- riyet: Evlenme hısımalığı — Smaf: Sıra, Bö- lük — Sulp: Katı, Sert, Eğin — Sun'i: Yap- ma, uydurma — Suret: Biçim, kılık. İsteğe göre — Meyfiyet: — Bulunuş — Kin: Öç — Kıvam: Duruş — Kıyafet; Biçim, ki - lık — Kıyas: Yiçüi, benzetme — Kuvvet! Zor güç, dayanıklı — Kültet; Yorucu iş 56 mcı mektep: Samimi: Yürekten, içinden gelme — San- at: Ustalık, hüner — Sıfatı Kilk, surat — Sıhriyet: İlişidik — Sınıf; Takan, bölük — Bun'i: Yapma, uydurma, San'at: Güzel iş — Sarfiyat: Kullanmak — Sihriyet: aYkmlık — Sulp: © Katı — Sun'l Yapma — Saret: Yüz. 57 inci mektep: Sarfiyat: Bitirme — "Sıfat: Boybos — Sıhri- yeti Yakınlık — Sınıf: Bölük — Sulp Ka - İz — Sun'i: Yapma — Suret: Kılık, gidiş , 57 inci liste Tatbikat mektebi: Tefsir: Açımı — Tedenni: Aşağılanma — Tedrici: Azar #rar, yavaş yavaş — Terbiye: Yetiştirme, büyütme — “Tertih; Doyarma — Terhis; Salrvermek, © koyvermek — Tertip: Diziek — Tesbit: Perçinlemek, sağlamlat - mak — Teğekkür: Anmak — Tezkere: Pus la — Tezel; Düşkünlük » 1 inci mektep: Tolsir Başka türlü anlamak, bir sözü huşka #örle söylemek — Tedenni: Gerilemek, ayağı. Inmak — Tedriedi; Yavaş, yavaş, ağır ağır — Terbiye: Yükseltmek, yükseğe çıkarmak — “Tercümelhal: Baştan geçen — Terfih; iyilik Selâhiyet: İsteylellik — Samimi: Haya; , | verme, iyiliğe salma — Tereteüp: Üstüne n - vita yakınlık — Sanat: El işi— Flemeği — | la — Terhis: Salma, koyuverme — Tertip: Sarfiyat * Elden cikzarmak— Sifse: Ayıran, | Sıralamak, dizmek, düzene komak — Tesbit: ayırt eden — Sihriyet: Yakısilık — Seyf; | selamlamak, perkitmek — Tesekür: An- 46 ıncı mektep : Bölük, diz — Salp: Kalı — San'ı Yapına - mak, konuşmak, söylemek — Tezrtlii: Aşağı Z inci mektep: Tefsir: Açma, Çözme — Tedenni: Alçal « Sulâhiyot:-On verme — Samimi! Dostça — ma, Aşağılama — Tedrici; Busamak basak, yakınlık — cik — Suret: dışarı görünüş San'at * Elişi, elemeği — Tulumbacılar çok şık giyinir-| fenerler dizilerek yapılırdı. Fener | Tatlı bir ufak ayak Samlmi: İçten gelen — Sanat: Ustalık —| Istanbul Cehennemi TARİHTE BÜYÜK YANGINLAR Tulumbacılık yihimie ilk ve son | birr yarış. Bakırköy-Eyüp 45 dakikada Yazan : Niyazi Ahmet 1315 te ölen bir tulumbacı için yapılan ihtifal o vakte kadar mis- li görülmemiş bir şekilde yapıldı. Ölen tulumbacı Çiroz Ali isminde biriydi. Aliyi bütün tulumbacılar severdi. O, kibar, ince bir delikan- lıydı, İyi terbiye görmüş bir aile - nin evlâdıydı. Çiroz Ali İğrikapı dışarsındaki evinde ölmüştü. Buraya istiraha - te gelmişti. Fakat zaten zayıf olan ciğerleri fazla tahammül edeme - miş bir bahar günü gözlerini yum muştu. Cenazesi Bakırköyünden kaldı- rılarak Eyübe götürülecekti, Çiroz Ömer, ölürken bir de vasiyetname bırakmıştı. Vasiyetnamesinde bü - tün arkadaşlarını cenazesinde bu lunmasını istiyordu. Cenazeye bütün tulumbacılar hatta öte memleketten (Beyoğlu) de gelmişlerdi. Cenaze ( ikindiye kadar Eyibe yetiştirecekti.. Ara - da 45 dakikalık bir vakit kalmış « tı. Fakat siyah apiko elbiselerini giymiş, otuz yedi buçuk dirhem - lik glâse yemenilerini ayaklarıma geçirmiş genç tulumbacılar tabutu omuzlıyarak yeşillikler (arasında sülün gibi süzülmiye (başladılar. (Son süratle yürümekle koşma arası) la gidi - yorlardı. Veliefendi (o çayırından sonra açık ayağa (orta ve intizam 1 koşuş) başladılar. Tulumbacılar tam kırk beş da- kikada cenazeyi Eyibe yetiştirmiş lerdi. Bu tulumbacılık tarihinde ilk ve son kaydedilmiş bir hadise idi. kerte körte, ilerleme — Terbiye: Büyütme, yetiştirme — Tereimelhal: Olum bitim, gelen geçen yazgı — Terfih: Bolluk içinde yaşat- ma — Terettüp: Düşme, Sıralanma, dizilme, düşek — Terhis: Yol verme — Tertip: Düz. me, sıraya koma — Tesbit: Yer ettirme, Tut turna — Tezekkür: Bir iş için konuşma — Kemsl; Eeginlik, Değer, olgunluk — Keyfi: Teskero: Pusla, yazgı — Teselli: Ki alçak tatma, Aşağılama, 5 inci mektep: Tefsir: Anlayışlı yapma, açma — Tedetini: Düşme, geri gitme — Tedrici: Adem adım, ya va gyavaş — Terbiye; Alıştırma, yetiştirme Teremeihal: Kişinin dışmı gösterme — Tep. fih: Bollukta yaşatma — Terettüp: Sırası gelme, üstüne alma — Terhis: Koyverme — Tertip: Dizme, düzenleme — Tesbit: Tutma Tezekktir; Söyleşme, anma — Tezkere: A tık — Tezellli: Küçültme, el etek öpme. 7 inci mektep: Tefsir: Açmak — Tedenni: Alçalma — 'Teğ rlel; Basamak, basamak — "Terbiye: Ualan- dırma, Yola sokmak — : Buş ya yası — Terlih: Bolluğu kayma — "Terettüp: Düzene Koyma — Terhis; Salverme — Ter « #ip: Seraların — Tesbit: Diremek — Tepee kür:“Anma — Tezellti: Alçalmak;, Almanyanın bir kararı: Moratoryom BERLİN, 8 — Almanya hükü - meti neşrettiği bir o emirname ile borçlar hakkında moratoryom ilân etmiştir. 1931 Temmuzundan sonra ha » rice olan hususi borçlar Rayhş - banka yatırılacaktır. Hükümet, a- lacaklılarla müzakereye girişecek- tir. Almanya haricinde 500 marktan (250 lira) fazla parası Almanya dahilinde 100 marktan fazla ecne- bi parası olup ta hükümete haber vermiyenler vatan haini addedile- ceklerdir.