—10 — VAKIT 10 Haziran 1933 Anadoluda bir meydan muharebesi “Trenle kamyon veotomo- bil boğaz boğaza geldi! Baştarafı Birinci Sayıfada Garın yıktığı han, radyatorun gölgesinde temellenmek, tutun - mak istiyor. Gerçi kamyon, oto- mobil müvazi şoselerde rakabet i- çin en büyük fırsatlara maliktir. Kamyon ucuz adam taşıyor. Bir kamyon, bir otomobil yollarında hiç bir tekniğin, hiç bir hendesenin havsalasının alamıya- cağı hesaplarla yürüyor. Kamyon görüyorsunuz trka basa insanları, €şyayr, hurdavatı toplıyor. Tek ayağiyle, kamyonun bir köşesi- ne ilişen insan, bir çuval gibi üst üste yığılan yolcu, kamyona gir - dikten sonra birbirlerinin beden »- lerinin kalıpları haline giren adam buradadır. Bir yolcu kamyonunun kalkabilmesi için ilk şart kamyo- nun dolmasıdır. Kamyonun dolma sı ne demektir? Bunu anlatmak lâ zımdır. Çünkü siz asla hayaliniz! ile bulamazsınız. Bir kamyonun dolması demek içeriye alınan insanlardan biri ne- fes aldığı zaman öbürükülerin bü züle büzüle küçülmesi demektir... O zaman ancak kamyan kalkabi- lir. Böyle bir kamyon; iki adam sıkça nefes alsa koca lenduha çat diye ortasından çatlayıverir. Kam yona girdikten sonra elini cebine sokabilen, başını istediği gibi sa» ğa sola çevirebilen adam dünya - nın en bahtlı insanı sayılmalıdır.. Tıklım tıklım araba yola dü - züldü mü artık mekanik, fizik, şu bü kaideleri sapır sapır dökülür. “Her kilometre arttıkça, araba tek'| niğe isyan eden, maddenin tabia- tini bozan bir inat kafilesi halini alır. : Gerçi önünüzden geçen maki- nedir, Fakat makine git gide kağ- nılaşır, öküzleşir. Yavaş yavaş sürat düşer. Bir kamyon, yahut otomobille yola çıkan için kilomet re üzerinde koşmarın, kilometre taşlarını saymanın manaşı yok - tur. Sık sık'şu sözleri işitirsiniz: “.- Lâstik patladı. Haydi ba - kalım kaynak yapalrm,. Yahut: “ — Tak yedek tekerleği. * — Tekerlek yok.. Unutmuşuz. Bas sülüsyonu, bas pormpayi... Ha gayret, ha!.. Dakikalar geçer, bir çeyrek o- lur. Yarım saat olur.. Marş açı - lır.. Freni öter... Bir patırtı, bir gürültü. Yerinde eşinen bir at gi- bi acaip sesler çıkar. Fakat oto- mobil bir türlü yola çıkamaz.. “— Haydi bir ibrik su getir.. Hakikaten radyatör bozuktur.. Otomobilinizde su kaynaya kay - naya bir semaver halini almıştır.. Semaver gibi fokurduyor, buhar fışkiriyor.. “— Haydi, allah selâmet ver - sin! Ton ton sefere başlıyor. Koşu- yor... Bir kilometre geçtiniz, ve- ya geçmediniz, gene aynı fokurtu, gene otomobil semaverleşiyor. Zımk otomobiliniz durdu. Ar - tık otomobili semaver gibi kullan- maktan başka çare yoktur. Şo - förün muavini gene eline bir ibrik alacak, bir batak, bir çeşme, bir kaynak arıyacaktır. Muavin bir kurşun atımı ilerde suyun ardın - dan koşuyor. Kim bilir suyu ne- rede bulacak. Muavin su bulup Anadolu | İ dığı, sıkıştırdığı kadar zorlamaz.. Otomobilin yolu, kamyonun yo- semaverin üstünde demlersiniz. Kilometreler çivileniyor, saat - iler bir tayyare gibi başınızın üs -| tünden uçup gidiyor. Aklınıza gelir, bir az dışarı çı! kayım da hava alayım... İyi fikir amma insan bir kere otomobile yahut kamyona yerleşti mi bir da- ha çözülemez, Çünkü bu istifi yap- mak istiften daha güçtür. Bir ke- re bozuldu mu dışarı çıkanların içeri yerleşmeleri imkânsızlaşir... Onun için herkes yerli yerinde durur, Yolun ortasmda yolcular ara - sında sızıltılar başlar... “ — Geç kalıyoruz.. yürüyelim.. Şoför cevap verir: “— Ne yapalım gide bildiğimiz j kadar gideriz. Makineyi sıkıştır « maya gelmez!. Hele bir de elâ gözlü yağmur aldı mı?. Haliniz dumandır. Çünkü otomobilin dört bir ta- rafı bavullarla, sepetlerle şallek şullak bir hal almıştır. Tekniğin elinde narinleşen hendesenin bu kadar biçimsizleştiği manzara yağ mur başlayınca yalnız çirkinleş - mekle kalmaz, üstelik bir baş belâsı olur. Eğer valiziniz meşin | ise, ve motörün önüne bağlanmış- sa evvelâ ıslanır, şirden gibi olur. Sonra kurur, büzülür, berbat bir şey olur. Eğer valiziniz mukavva azmanı ise yandınız.. Çünkü ev- velâ ıslakirk, sonra hararet mukav vayı deler, otomobilden indiğiniz zaman artrk sizin elinizde sadede bir kulp vardır. Yahut valizini - zin dibinden öteniz beriniz yollar- da ekile ekile tam takır kalmıştır. Hiç bir Amerikalı mühendis, tabi- ati ne kadar sıkıştırırsa sıkıştırsın zorlarsa zorlasın kamyon veya o- tomobil sürücüsünün fizik kanun larmı, mekanik kanunlarını zorla- lu her zaman iyi değildir. Tren nasıl ray üstünde giderse, otomo - bil de kendisine göre yol ister, Bu yolu çok defa bulamazsınız. Onun için makine sürücüsü boyu” na raysız tren işletmeğe çalışan insan vaziyetindedir. Görülüyor ki kamyonlar, oto - mobiller, sellerin arasında yandan çarklı bir Kadıköy vapuru gibi çi- pil çipil ilerler. O zaman artık sizin altın:zcaki makine yerinde sayan inatçı bir eşektir. Kamyon, otomobil, bozuk yol- larda yola çıkarken bir makine ha lindedir.. Fakat yola çıktıktan sonra yaylı beygir arabası halini! | durduğu yerde kalır. Siz buna ge-| | lin de otomobille, kamyonla seya- hat ettim deyin. Devlet insanların sıhhati ile İ uğraşıyor.. Doktorlar tayin edi - iyor. Hattâ sıhhi olmıyan evlerin kapısını derhal kapatıyor. Devlet insanları ölümlere, kazalara karşı korumak için cins cins tedbarler alıyor, falan dağda falan insanın burnu kanaması diye alay alay jandarma besliyor.. Fakat bir ö- lüm tehlikesi halinde Anadolu yol larında, radyatörü bozuk, frensiz lâstiği delik deşik, tamir malze - mesi namevcut makineler ala bil- diğine dolaşırlar. İki senede 3 milyon liralık kamyon ve otomboil satın aldık » very i.e L di s â p e » M. Venizelosu öl- dürmek istiyenier Baştarafı Birinci Sayıfada kikat derinleştirilmiş ve polislerin de suikaste iştirak ettikleri tahak- kuk etmiştir. Suikastçiler tarafından kullanıl» dığı zannolunan otomobiller or - manda terkedilmiş halde bulun - maktadır. ATİNA, 7 (Hususi) — Muha - lefet fırkaları reisleri, başvekâle - tin ricası üzerine millete hitaben neşrettikleri müşterek beyanname- de sükün ve asayişi muhafaaz et- melerini tavsiye etmişlerdir. istifa ve diktatörlük ATİNA, 7 (Hususi) — M. Çal- dariş istifa etmek arzusunu göster* miştir. Başvekâlete harbiye nazı - rı M. Kondilisin geleceği söylen mektedir. Dün harbiye nazırı kiş- laları teftiş ederken dahiliye nazı- rı harbiye nezaretine gelerek yer - leşmiştir. Vaziyetin diktatölüğe doğru git- tiği muhakkak addedilmektedir. Maamafih harbiye nazırı saba - ha karşı makamına gelerek işine balamıştır . Diktatörlük şayiaları devam et- mekle beraber muhalefet fırkala - rı da tahrikten geri durmamakta - dırlar. Hükümet; muhalefet fırka- larmın bu hareketlerinde isra et - tikleri takdirde hükümet dikta - törlük ilânından çekinmiyeceğini bir beyannameyle bildirmiştir. Hükümet şiddetli ted- birler aldı Atina, 9 (A.A.) — Atina ajan- sından: M. Venizelosa yapılan sui kast- ta methaldar oldukları iddiasiyle emniyeti umumiye idaresine men- sup üç kişinin tevkifi dolayisile dün akşam muhalifler mahafilin - de bir nebze heyecan görülmüş - tür. Hükümet, asayiş ve intizamı temin için hemen gayet şiddetli tedbirler almıştır. Sui kastte methaldar olan bü - tün eşhasın mevkileri ne kadar yüksek olursa olsun tevkif edil - meleri hakkında kati emirler ver- miş olan M. Çaldarisin hattı hare- keti mahafillere teminat telkin et- mektedir , Gece bir beyanname neşredile- rek M. Venizelosun dostları her türlü nümayişten çekinmeğe ve sükünu muhafazaya davet edil - miştir. M. Çaldaris, ajansımız muha «| birine asayiş ve intizamın kati su- rette temin edilmiş olduğunu söy- lemiştir. N / n Bu makinlere yalnız benzin yiye-| alır... Nihayet inatçı bir eşek gibi rek değil, etimizden bir parçayı! yiyerek yürürler. Şoselerin manası demiryoluna amut olduğu zamandır. Şoseye müvazi hat devlet kesesile geçi - nen lokomotifleri sittin sene an - garyaya koşmuş demektir. Demir yoluna amut hatta kam- yon demiryolunun yardımcısı, mü vazi hatta can düşmanıdır. Fertlerin bir senelik sermaye - sini bir ordu ile korumayı emel e- dinen bir devlet, yüz milyonlarla konuşan millet sermayesini koru» mak için hem sıhhatsiz, hem tek- niği aykırı, hem de kazayı başı u- cunda taşıyan bu acaip ve hesap- sız seferlere nihayet vermelidir. UAAv ss Haydarâbat Nizamı Dünyanın en zengin adamla - rı ne Avrupada ne de Amerikada» dır. Hindistandadır. Bunlar, ra - ca, mihrace, nevvap, nizam ve bunlara benzer bir takım isimler taşırlar, İçlerinde, dünyanın hiç bir tarafında eşi olmıyan zengin - ler vardır. o Meselâ Haydarabat nizamı, obüğün , bütün dünya- nın en Zengin adâmıdır. Racalar, mihraceler nevvaplar, nizamlar ve saire tepeden tırnağa kadar mücevherler içinde yüzen , tepeden tırnağa kadar sırmalarla süslenmiş fillere binen prenslerdir. Bunlar Hindistanın seksen milyon- luk bir kütlesine hükmediyorlar . | Prenslerin hükümran o oldukları devletlerin sayısı 615 tir, Görünü- şe göre bunlar kendi memleketle- rini idare ederler. İngilizler de bunlara (yalnız rehberlik ederler. ikide bir bu prensler içinde (o idaresizlikle it - ham olunanlar, İngilizler tarafın - dan hal'edilir, yahut nefyolunur .. Son günlerde Aluvar mihrace - si böyle bir akibete uğradı. İdare - sizlik ve sujistimai yüzünden yal - nız tahtından atılmadı, Hindistan- dan da çıkarıldı. | Hindistan haricinde iki sene menfi yaşamağa mahküm edildi .. Bu prensliklerin en büyükleri Haydarabat, Keşmir, Barodadır.. Bunlar, Fransiz ve Almanya ge- nişliğinde büyük devletlerdir. Bu prensler, son Mel mühim buhranlar geçirmeğe baş * | ladılar. Bunun sebebi Hindistan | halkının az çok uyanması, az çok kendine gelmesi ve haklarını is - temeğe başlamasıdır. ! Buhranın sebepleri Hindistanın İngiltere tarafından idare olunan kısmında halk İngi- lizlerle mücadele (ediyor. Halk hürriyet ve istiklâline kavuşmak için fedakârlığa katlanıyor ve bu- nun neticesi olarak iyi kötü, bir ta- kım demokratik müesseselere sa hip oluyor . Bu hareketin, komsu ülkelere, yani prensler tarafından idare o - | lunan yerlere sirayet edeceğinde sağ Dünyanın Karundan 26” ginadamları: Racalar” Hindistanın Racaları da, Mihraceleri “| yakında tarihe karışacak! şüphe yoktur. Nitekim özle yen ve onun için racalar, Bİ. prensler, nevvaplar yüyüke gi rana uğaradılar ve âtiYi © - mıya başladılar. püf Hindistan prenslerinin “kedi ğü Haydarabat nizamıdı”” “ üi si de, selefleri de ,büyü pi nelere sahip olduklarında ge sırdan fazla zamandanbö”” di madiyen altın toplama pr” makla meşgul olmuşlardı” neticesi olarak nizamın hb” hep altınla ve mücevherleri dur. Haydarabat nizamı © ni asrileştirmek için bir peğli raşmış, demiryolları uza! | fon, telgraf, posta gibi 99. iti temin etmiş, meml çif madenleri işleterek sana "| ettirmiş, ve bir ordu da vi tirmiştir . yi Fakat halkın kendi haki tini kendi eline geçi! ; si cereyanı, gün geçtikçe , bulduğu için yakında bu de de bir takım tahavvüllef beklenmektedir. Büyük ve zengin yet Hindistanın ikinci d büyük ülkesi Keşmirdir. yaşayan halkım kahir © müslüman olduğu halde ” ; ki hükümdar Hindudur: ti ekseriyet, ikide birde tahakkümüne karşı kıyan te ve bu yüzden mühim hâdiseler vuku bulmakta”? Baroda eyaleti, biç Hindistanın, en ileri ül gi biridir. Buradaki irfan © 7 selerinin eşine, 150 se” İngilizlerin idaresinde f ” Hindistanın hiç bir düf olunamaz. Onun içi prensi, Hindistan çok sevilenidir. Hindistan prenslerini* kurunu vustanın şaşaa$! ve besi içinde yaşıyorlar. dit eden tehlike de yor. Altın, elmas, inci 7“ çinde sürülerle hüdam < arasında, saraylar dolu9“ israf ove sefahatin leri arasında yaşa böyle yaşamakta ısrar © damlar da, yakında mayi tıratı arasma geçmeğ* durlar. : erimi Hattâ Londra gazet€'" 0 ri buna işaret ederek: / distan prensleri Hindisi nin en büyük buhran de şiya gelmiş bir vaziy€ p ların servetleri de, canlar” ike isindedir... Dis 11 Taze mey? Ticaret odası, t35* racatı için tetkikat i Bu maksatla A' e meyva ihraç eden nin faaliyeti ve bu basi edilen nizamları tek tedir. H Dr. Si Şi Birinci Sınıf Bebed'i Çânkara çal N Ni 4