p“ Helin Büyük kom iğ 18 Mayıs 1933 le gülü — DİZ, sizi ! arâyacaktınız. Hattâ a - a SE bile kaldınız. . u affedin.. İstan - ka ikm sonra, hiç bir istemiyy ii yazmadım.. > Neden?, malak benim gibi uzakla - dan özi, arkasında, kendisini can- özliyecekler olmadığı için, Ün © yaşamağı tercih et - taktım, da kendi hallerine bı - tı bali fakat siz o neden kendi kalmak istediniz?. Ruhundan doğan bir tebessüm -| ümsed Tefrika W 38 KİMSESİZ Nal izden: Selâmi Izzet — Aman hanımefendi, muhar- rirlik insanı bu derece zengin et- Hayır, hiç rahatsız etmedi ,|mez... bekliyordum.. Her halde | kada, o betinizden sonra eski! Muhsin Beyin bana bıraktığı ser- — Hayır, muharrirlikten değil, veti ben Senihaya düğün hediyesi olarak vereceğim. Bu mühim (fedakârlığı, sanki gayet tabii ve ehemmiyetsiz bir şey yapıyormuş, gibi anlatıyordu.. Devam etti: — Seniha gittikten sonra da e- saslı çalışacağım.. Yalnızlığı an - cak bu suretle , tekrar Okimsesiz ! kalmaktan kurtulur, avunurum. | — Seniha Hanım nereye gide - İ cek?. — Nâsır bunu heyecanla sor - muşlu. Şadiye sakin cevap ver - di: >> Uzleki meli he ,,1. “tin acı zevkini zehirle - kaç Nirlene duymak için... Fa - a. Yam eğ l bir gülümsemeyle de- Şimdi tekrar aranıza karı - ha benliğim değişti. Uzletten ndan adam değişti, Her halde kiği , , sonra yalnızlığa taham - iyeceğim.. uğ Etmeğe de mecbur değil - buu Aradığınız zevki | burada da, Eğ Her halde bura , “ Oranın zevkini aratmıya - he Biri çıkar, iğ wr başını salladı: vag, raların zevki!.. Zevkli ol - Zamanlar (vardı. Hem tok zamanlar oldu kiz. ç iöenbire sustu. Mağa min üzerine sarar ek” İkala 1 halde, bunda 1 ” m sonra, İs- ” Ayrılmazsınız. değil mi? ki Jr, Biyetim yok.. Meğer, — Ha Te ir mühim sebep çıksm .. Mühim, © buraya yerleştim ve bi reyim,, ğ * e ndimden bahsettiriyorsu- — e sizden bahsedelim.. ida, gördüğünüz gibi, haya - kin, tak ınun, yaşıyorum. Sa» mes'ut bir ömür sürü - si tini Fkatini e “ir U Ma imüyorda. samimiye biç sezmedi. Şadiye ilem; ği, yabancısı olduğu bir > Hay süyor sandı. Dedi ki: —E,,, YAZIyor musunuz?. akça ya Sazetelerde yer bul- Mei A, Yorum., anma artık çalışarak para ağn ihtiyacınız yok.. Yok., Benim artık çalı - Km yi zamağa mecbur ol- sten iyi bilirsi - ie ee mta değilmi? a an İ Kame yoruz Yala yivli değişimlere > vü değişiklik oldu. $eye karar vermek ü -! iğ Hanımefendi Ni | i, — dedi, yalnız! müm bahsediyorum.. Bana Söylerken; Senihanm s1 «| — Evleneceğini ima ediyorum . Artık her gün onu elimden kapa - cakları saati bekliyorum. — Hanımefendi, Seniha Hanımı cidden iyi yetiştirmişsiniz. (o Ona bütün ruhunuzu vermişsiniz.. O - nun tarafından sevilecek ve onun- la evlenecek erkek bahtiyardır ... Tıpkı size benziyor. Halinizi, ta- vırlarınızı da almış.. — Evet, eski genç Şadiye oldu. Tıpki benim eski zamanıma ben- zedi.. Siz de o zamanı tanımazsı- nız.. Artık o zamanımı ben bile ! hatırlamıyorum... Nâsırın bu sözü protesto ede - ceğini sezdi ve derhal şözü değiş * tirdi: — Kızımı “beğendiğiniz için memnunum.. . Cidden sevindim.. Seniha sahiden iyi ve dürüst bir kızdır ve kocasını mes'ut edece - ğine de eminim.. — Buna ben de şüphe etmi- yorum.. (Devamı var) 'Bir kadın tayyareci İ | Büyük seferini nasıl muvaffakıyetle bitti ? kadın tayyarecisi Maryz Hiltz ta- rafından dün sabah O Burjeye gelmesi ile (Ohitamaeren seferi i dikkate şayan bir maharet teşkil etmektedir. Tayyareci, Burjeden (1 Nisanda hareket, 5 günde Say - gon'a muvasalet etmiş oradan Ha- noy ve Tokyoya hareket ederek bu son şehre 16 Nisanda vâsıl ol- muştur. İlkdefa olarak, bir kadın o tay- yareci Avrupadan Japonyaay git- miş oluyordu. Kadın tayyareci, oradan Hano- ya hareket etmiş ve Hanoy — Pa- ris avdet seferini altı günde yap - mıştır. Bolşevizm aleyhinde Stokholm, 15 (A.A) — İsveç muhafazakâr fırkası, 3i Mayıs ta- rihinde Bolşevizm aleyhinde bir nümayiş tertip edecektir. Fakat bu nümayişte yalnız İsveç mili bay - raklarının kabul edileceğini tasrih edecektir. Komünistler aleyhindeki oObu nümayiş, hiç bir veçhile Nazilere karşı bir teveccüh göstermek mak sadını takip etmemektedir. Nazi - ler, İsveçte pek ehemmiyetsiz bir grup teşkil etmektedirler ve cnah, bu gruptan tamamile ayrıl - mıştır, çal ge ei İRK dad cak bu suretle unutabilirim.. An -. er 8 GÖ di ar | Limon Keah Siki i beraet kararından | Diyamandi Ef. de gümrük- ten tazminat istiyor “Limon Kralı, Diyamandi E- fendi aleyhinde 145 sandık limon kaçakçılığı yaptığı kaydile açı- lan ve iki defa beract kararile ne- ticelenen eski dava, karar, tem- yizce tekrar bozulmuş olarak, dün adliyedeki dokuzuncu ihtisas mahkemesinde yeniden tetkik e- dilmiştir. Diyamandi Efendiye | tebligat yapılmıştı. Ancak, kendisi, dün| bahsettiğimiz 3,000 sandığa yakın limon kaçakçılığı yaptığı şeklin- deki yeni bir hâdiseden (o dolayı| tevkif edildiği / için, mahkemeye | gelmemişti. Mahkemede Oo Gümrük vekili Feyzi Beyle Diyamandi Efendinin vekilleri Ahmet Ramiz ve Naz- mi Nuri Beyler hazır | bulunmuş- ilar, temyizin bozma kararı ©- kunmuş, müddeiumumi (muavini Ferhat Bey, bozmaya uyulmasını | istemiş, gümrük vekili, bu isteğe | iştirak etmi»"», İ Bundan o 4, Diyamandi E-| fendinin ve.. ieri, verilen beraet | kararının isabetini, esaslı ve et - raflı tahkikat neticesinde verildi - ğini ileri sürerek, bozmaya uyul- maması isteğinde bulunmuşlardır. Hâkim Refik Bey, bozma ka- rarında, ayni meseleden haklarım- da tahkikat yapılan bazı memur- lara ait tahkikat neticesinin tes - biti ile ondan öonra karar | veril- mesi lâzım geleceğine işaret edil - diği noktasmdan, evvelâ ayni me- seleden dolayi haklarında tahki- kat yapılan memurların vaziye- tini, tahkikat neticesinin ne ol- duğunu müzakere ile sormağa ka- rar vermiş, muhakemeyi 29 ma- yısa bırakmıştır. Yeni muhakeme, Perşembeye Diyamandi (o Efendi ile ortağı ve bazı memurlar aleyhindeki 3,000 sandığa yakın limon kaçak- çılığı o yapmak, bu kaçakçılığa yardım ve vazifeyi ihmal yolun- | re bu kilisenin camie tabvili €s- daki davanın o muhakemesi, per» Le Burje, 15 (A.A.) — Fransız sembe günü gümrükteki sekizin- | ku bulmuştur. İ ci ihtisas mahkemesinde başlıya- caktır. Diyamandi Ef. davacı! Diğer taraftan Diyamandi E- | bebi, kalın duvraları içinde nadi- fendi tarafından da gümrük ida - | de gül bahçelerinin bulunmasın - ikinci hu- | dan doğmuştur. resi aleyhine İstanbul kuk mahkemesinde 40,000 liralık bir tazminat davası açılmıştır. Bu dava, ilk meseleden dolayı müsadere olunan 145 sandık li- monun satıldığı kaydiledir. Gümrük idaresi, bu davaya İ- itiraz etmiştir. Dava, henüz tet- j kik safhasındadır. Rıhtım ve halı tacirleri Transit halı tacirleri yarın rıh - tım şirketi ile yeniden müzakereye i başlıyacaklardır. Rıhtım şirketi 96 30 nisbetinde antrepo ücretlerinde tenzilât yap- mağı kabul ettiği söylenmektedir. Mamafih halıcılar bu miktarın İ yüzde elliye iblâğmı istemektedir- ler. Teşekkür Kederimize istirak ile ailemiz efradını o müteselli ve minnettar ede zevatı kiramın pek kiymetli ve nevazişkâr lütuflarının müte- | hakkında malümat veri? 5 — 3 — Küçük Mustafa Paşa yangını Gül camii— Yortu günü fethedildiği gün ... Bizans imparatorlarından biri| Triyo Kontafilos isminde birin - den aldığı arsa üzerine o Hazreti| Meryem namına bir kilise yaptır- mıştı. Bu kilise sahibinin “Gül” ismi- ne müşabih olmasından (o olacak bilâhare “Hiç bir vakit solmıyan gül,, mânasına gelen Rodon Ama- raton ismini aldı. Bugün (Küçük Mustafapaşa) ile (Ayakapısı) (1) arasında bulunan (Gül camii) işte bu kilisedir. Vaktiyle mahsur bir kaleyi andıran (Gül camii) hak - kında birbirini tutmıyan muhte -l lif rivayetler vardır. | Bizans müverrihlerinden biri - nin verdiği malümat, bilâhare bir Fransız müverrihi tarafından tah | rif edilerek Türkler aleyhinde neş- | riyatta bulunmağa sebep olmuş - tur, Bizans müyerrihi “Aya,, kapısı ı di- yor ki: “İstanbulun zapi: günü, (Martir) azize Teodosia'nın yor- tu gününe müsadif idi. Bir cemi gafir geceyi kilisede geçirdiler. Ve ertesi günü bu cemaat zevçleri- le birlikte ellerinde mumlar, tütsü- ler olduğu halde azizei mumai -| leyhayr takdise giderlerken, bir »| denbire damı esarete düştüler, zi- ra, İstanbul o gün tulüu şemsten| evvel fethedilmişti.,, Fransız müverrihiyse, İstanbu - lun fethedildiği gün bu kilise ba - sıldığını, içeride duayla meşgul 0- İanların doğrandığını iddia edi - yor. Halkım hafızasına nakşedilen| tarihi malümatlar vardır ki; asır-| lar geçtiği halde unutulmaz. Ma * hallinden yaptığım tahkikata gö - nalarmda da mühim hâdiseler vu- Cibali ve Küçük Mustafapaşa sakinlerinin iddiasma göre bu ki - liseye (Gül cami) denmesinin $€- Bu cami 1133 senesinde Küçük Mustafapaşada çıkan bir yangı - nım tevesüüne mâni olmuş, ve bu suretle büyük bir felâketin önünü almıştır. İki yüz küsur (osene evvel bir Şubat ayında çıkan yangın, Kü - çük Mustafapaşanın çarşısını kâ- milen yakarak Sultan camiine ka- dar ilerlemişti. Cibali kapısının en yakın bir mahallesi Oolan Küçük Mustafapaşada (yangın çıkması korkuluydu. Cehennemi sonra mahkemede TARİTHE BÜYÜK YANGINLAR Ateş sür'atle “Ayakapı,, sına doğru ilerledi. Gül camiinin etra - fı kalın dıvarlarla çevrilmişti. Bi - zans devrinin yadigârı güller, ba- | kımsızlıktan âdeta yabanileşerek dıvarları tırmanıyordu. İlerliyen ateş, kalın dıvarların önünde bo- calamağa başladı. Alev sütunları cami dıvarlarını yalıyarak söndü . Asırlarca, yüzlerce hâdiseye şahit olan bu tarihi bina, kıymetli gül bahçelerini feda ederek muhitini sağ | şekkir ve minnetlarıyız efendim, | yangın felâketinden kurtardı, Gül İbrahim Sahip Bey ailesi namı” | bahçeleri bu yangından sonra ih - na biraderi İsmail. edi. Tarihe karıştı. — VAKIT 16 Mayıs 1933 » Yazan : Niyazi Ahmet ayini ruhani — İstanbul Balat yangını Padişah deryadan temaşa buyurup sükün ve itfasna bayır dua buyur sunlar .. Sadırâzam dinar baranı ve ni Deniz ticaretinin ehemmiyeti ve balığın daima mebzul bulunduğu (Haliç) ie altın boynuz mânasına gelen Corne d'or deniliyordu. Ha- liç sahillerini süsliyen kilise ve | manastırlar (Aynaroz) ayarında ve daha muazzamdı. Fenerle Balat arasında Halice | kadar uzayan Costrum Petrii vâsi bir saha işgal ediyordu. a Buralarda geçen vaka'lar fetih- ten sonraki hâdiseler (o hakkında Evliya Çelebi uzun uzadıya bahse- diyor, z Mevzuumuz haricinde kalan bu, | tarihi vekayiden sarfı nazar edi- yoruz. Ş Yalnız şuna işaret etmek isteriz ki, mukaddes mabetlerin toprak haline geldiği halde hıristiyan un- surlar semtlerini değiştirmemiş « lindiği halde Osmanlı devleti ta rafından müsamaha ile karşılan « mış, batlâ tarihin ekseri zamanla « rında her hususta bu unsura hilât gösterilmiştir. Bugün, İstanbulun hemen he semtinde mevcut (o mesirelerdeki ziyaretgâhlar, yortu günlerinde | yapılan semt semt akınlar hep bu müsamahalarm devam eden neti * cesidir. Büyük yangınlarda, sara - yın, hıristiyanlarla meskün semt - lere daha ziyade ehemmiyet atfet- tiğini görüyoruz.. Küçük Mustafapaşa yangının. dan bir ay sonra Balatta bir yan ” gm çıktı. Yangın Hacı Isa mahal- lesinde bir yahudinin evinden çık » mıştı . “ Yangını haber alan padişah, derhal sadrazamı yanıma alarak Balata koştu. Nişancı, yeniçeri a « : ğaları da maiyetleriyle geldiler .. Bütün yangınlarda hıristiyanlar kendilerine zarar gelmiyeceği anlayınca, sıvışırlardı. Fakat, hı- ristiyanların evleri yanarken et». raft velveleye verirlerdi. Balat semtinin hemen hepsi hı « ristiyandı. Sokaklarda mahşer gi ». bi kaynaşıyorlar, etrafi gürültüye boğuyorlardı. Padişah sahilde te - vakkuf etmiş, sadrazam vaziyeti anlamak için yangın o mahalline gelmişti. Vaziyet tehlikeliydi. Ev- lerin ahşap ve — biribirine bitişik olması ve buna (o inzimam eden hemen her evin köhne hali teh likeyi kat kat arttırıyordu. İl kalabalığını dağıtmak imkânı da bir türlü bulunamıyordu. Padişah, sadrazamdan bir haber alamayınca merakta kaldı. Yan » gınım itfası hususunda haber ge * örmeleri için bir kaç kişi (dahi gönderdi. Sadrazam gelenlere: — Padişahım, izdiham ol la deryadan tamaşa buyurup si kün ve itfasma hayır dua buy sunlar.. Diye haber gönderdi. (Devans var) “ a ya,, kapı,