ın Büyük Romanı a; 4 Mayıs 1933 — ş Minik anneciğim, neler söy- iyor, neler düşünüyorsun, ak - heler geliyor?. Seniha: “Hayır, onun için değil, de- Ni Şadiye, karanlıkta ışıldıyan Se- Pihanıyı gözlerine bakıyordu. Ya - Yavaş, tatlı, munis bir sesle de- ? i , > Nâsir Bey seninle evlenmek Mese, her halde reddetmezsin de- Ül mi7, Seniha cevap vermedi. Sonra Şadiyenin omuzuna da - Yandı, yüzünü ellerile örttü: — Minik anne, dedi, sana doğ- ğe söyliyebilirim. Çünkü sen, demeksin. Nâsır Bey benimle 'k istese, mes'ut olurum. diği v Beyoğlu nikâh memurluğunda, T nikâh merasimi vardı. Şadiye de Kolye. Ha Kalabalığın arasinda (Didar nımı gördü. Didar Hanım, etra- kmarak birini arıyordu. züne Sadiye ilişince telâşla Ona doğru yürüdü: » — Seniha nerede? — Seniha gelmedi. — Neden?. > Gelini şöylece tanıyormuş. Mem nerede de müzik varmış, Sitmeyi tercih etti, Bil, izde ona halâ çocuk mu Meleyi yapıyorsunuz. KE Hanımefendi, biliyorsunuz i Seniha müziğe bayılır.. Gidip RS salacak, şarkı e dinliyecek aş ocukuk mu etmiş oluyor. yır, ama bura; Tim, Yirmi yaşında ya Sk b? kadın demektir. Buraya da- » iydi. Gelmesi şarttı. Ayıp de - ile mi?. Filvaki siz benim Seniha meşgul olmamı istemezsiniz, ama unutmayız, ki ben onun bü- annesiyim ve benim sözümü lemiye mecburdur... Şadiye cevap vermiye, mukabe- k © tenezzül etmedi. Didar Hanı- bim m bu gibi terbiyesizliklerine a- ii Artık ehemmiyet vermi - zi Hanım . © aday. dr. Daha doğrusu uzatama - Nikâh başlıyordu. Gelinle da - t şahitler yerlerine geçmişler - ir üre“ inde, “ dinle dı, Ma di, memuru söze başlamıştı. Hanım, davetlilerin tuva- i tetkike koyuldu. Şadiye a e beyazlar giyindiği- arketti, Birden, böyle beyazlar * Syni masanın önünde Se- biye, rinin önüne getirdi... bütün nikâ müddetince Seni- gelinliğini düşündü. Yaklaştı. p3 Didar Hanım ona biyn iş Biraz evvelki hiddetini, Ğini unuttu, €vine gidiyorsunuz —ö le i Otom, Pi ise beraber gidelim. Kamuacaklarım Hem sizinle Nes Yüzünüzü gö yım, yap den, hatırına Nâsırn sözleri ismek kabil olmuyorki.., silkindi, Nâsırın hatıra - utrulmak istedi... O, artık Tefrika X: 36 KİMSESİZ Nakleden: Selâmi izzet | Otomobile bindiler. Şadiye sor- du: , — Benimle ne konuşacaksmız hanımefendi?. — Mühim bir şey. — Sizi dinliyorum efendim. — Seniha bir türlü evlenmek is- | temiyor. Halbuki isteyen bir çok kiiş var. Hepsini reddediyor. Ne istiyor? Beklediği nedir? Sizden rica ederim, onunla ciddi konuşu- nuz. Her kısmet geri çevrilmez. Son günlerde Hüsamettin Bey iste- di. Onu da reddetti. Halbuki Hü - sameltin Bey aklı başında, iş güç sahibi, zeki, namuslu, zengin bir adam. Her istediği kızı atlaya at- laya ona verirler, Her kız ona var- mak ister. — Bunu her kes ister. kocasının iş güç sahibi, zeki, na- muslu ve zengin olmasını İster... İster ki, bol para ile hayatını çay» larda, ziyafetlerde, eğlencelerde geçirsin, istediği gibi süslensin, gezsin... Bundan ne çıkar?. Bunları bir az sert ve acı söyle- mişti, Didar Hanımın gözleri dört a - çıldı: — Seniha bu sözlerinizi dinli - yorsa, tabii kolay kolay evlenmek (istemez... Siz onu evlenmekten 80- | ğutuyorsunuz.. mukabele etti: m 40- Zutmuyorum, onu mes'ut edemiye- ceklere varmaktan menediyorum. Ona lâyık olmıyanlara varmasını istemiyorum. (Devamı var) e İ Kadıköy avcıları Çınar- cıkta sürek avı Her kız | BN AES ve A0 psa Bulgar komitecileri Yunan MY YA top- rağıma girerek köylere taarruz ettiler 8 Mayis gecesi Doyrandaki bu- dut karakol kumandanlığı tabi bu ! !lunduğu Selânikteki üçüncü kolor- İ duya müstacel bir telgraf çekerek on beş Bulgar komitecisinin “Be- les,, tepesi istikametinden Yunan toprağına girdiğini, bunların mav zerler ve el bombalarile müsellâh bulunduğunu, “Gelindir,, köyüne taarruz ederek köylü ile müsade - me ettiklerini ve “Peskesides,, is- minde bir köylüyü öldürerek firar eylediklerini bildirmiştir . Komite- cilerin iki koldan * firar ettikleri görüldüğünden her iki istikamete de takip müfrezeleri çıkarılmıştır. Komitecilerden bir kişinin öldürül düğü veyâhut ağır surette yaralan dığı zannedilmektedir. Komiteci - ler bu arkadaşlarını da beraberle- rinde götürdüklerinden bu nokta hakkında kat'i surette kanaat ha- sıl edilememiştir. Doyran civarındaki Yugoslav ka rakollarından Yunan kumandan - lığına verilen malümata göre Yu - goslav karakolları da on beş Bul - garın iki kola ayrılarak “Gevgili,, istikametinden Yunan toprağına girdiklerini tesbit etmiştir. Bu ko- mitecilerin “Gelindir,,e taarruz e- denler olduğu © anlaşılmaktadır. Üçüncü kolordu lâzım gelen terti- batı sür'atle almakta olduğundan ikinci bir taarruzda komitecilerin kümilen imha edilecekleri muhak- kaktır. | SERURAYANANEBASANEAEAAAAAESA BA AAAAAAAAEYAEYERANA NURANE ERAAMNENAA AAA SAN AAA MANANAMANE AN yedekler dee eyi elk akdere drill deiken ca ie ed srielşiek O. EN i aa Avcılar Cuma günü Çınarcıkta sürek avında Atıcılar klübü ve Fenerbahçe av | cıları bu cuma günü Yalova civa-| rında Çınarcığa sürek avına gitmiş lerdir. Bu partiye İsviçre sefiri M. Henri Martin ve akrabalarından Matmazel Anne Marie Tr&moliğres de Genöve, Çınarcık nahiye mü - dürü Nuri, Zirat müdürü Zeki Bey- ler ve bazı kimseler, iştirak etmiş- | lerdir. Avcılık tam bir nizam dahi- | linde cereyan etmiş ve muvaffa- kıyetle neticelenmiştir. Altı büyük domuz vurulmuş ve üç tane de diri yakalanarak İstanbula getirilmiş - tir. Avdan sonra nahiye merkezi yeni yapılan mektep binası, kütüp- hane ile hükümet binası gezilmiş öğle yemeği sahildeki parkta yeni lerek saat ikide avdet edilmiştir. Avcılar Çınarcığa yakın bir za - manda civarın en güzel bir sayfi- yesi haline koyacak olan müdür e Nuri Bey hakkında takdir hisleri» le ayrılmışlardır. Müdür Nuri Bey, Çınarcığın gü-| Şehrimizde çıkolata, bisküvi ve zelliğini tanıtmak için İstanbul ga- şeker fabrika ve imalâthanelerinin zetecilerini dâvet ederek kendile - rine memleketimizin belki en gü - zel yerlerinden biri olan Hasan ba- ba mevkiinde bir ziyafet vermek niyetindedir. Fakat bu ziyafetin kiraz ve dut zamanına tesadüf et - mesi için biraz bekliyecektir. Macarlar geliyor İlk güreşler Perşembe akşamı yapılacak Şehrimize gelecek olan kuvvetli ! bol maçları gibi bir çok spor hare- Macar güreşçileri ekipi çarşamba veya perşembe günü şehrimize var | mış olacaklardır. Macarlarla üç mü sabaka yapılacağı ve ilk müsaba - kalarm cuma günü olacağı evvel - İbir isabet gördük. e e Şehzade camiinin avlusundaki eşya de bir kıvılcımla tutuşunca .. Bundan sonradır ki “Kâğıtha -| bir parlayışile yerinden siliniver - ne, ve “Aynalıkavak,, kasırların - da zevk ve tenezzüh âlemleri ve- vaç buldu. Bir zevk ve safa âleminin do - ğuşunda yanan birkaç saray elbet- te mühim bir hâdise teşkil etmez - di. Zira, önün yerine akabinde da- ha mükemmelleri yapılacaktı. Fa- kat, boş arsalarda çırılçıplak ka - an yüzlerce ve binlerce insanm hali acıklıydı. Saraylara giren ejderha, bun - ları da araksında külden bir iz halinde bırakarak şehzadeye doğ - su nihayetsiz eşya denklerile ma - lâmaldı. Ateş, göğün boşlukların- da hız alarak ilerliyordu. Bir sı - ra cvler aheste aheste yanarken, kimbilir nereden sıçrıyan bir kıvıl- de tutuşturmuştu. Buradan kopan j tahta parçaları, kanatlanmış, bir ejderha gibi avluda yığılı denklerine abandı. Yüzlerce ailenin, kurtarabildiği birer parça eşya da az zamanda ! kül yığını haline geldi. camie sirayet ederek döşemeleri | tutuşturdu. Diğer taraftan yeniçe- Acemi gılmanlar (1) odalarıda dahil olduğu halde cehennemi bir ateşle yanıyordu. Yeniçeriler bit - gin bir hale gelmişlerdi. Fakat kendi saraylarını yanmaktan kur - tarmak için ne lâzımsa yaptılar. Çatılara tırmanarak kova kova su döktüler, bir çok kısımlara halat- ,(ar bağlıyarak yıktılar. Fakat hiç | boş bir arsa haline geldi. Kuruluçeş me GA yüriyün iğ bir kol Belediye bütçesindeki tanzifat ve tenvirat faslının yeni defterlere Nİ | nakline başlanmıştır. Bu iş uzun sü receği için diğer muamelâtın bun- dar. müteessir olmaması düşünül - müş ve nakil işinin mesai saatleri mülk başma kırk para fazla iş ücreti verilmesi kararlaştırılmıştır. ——e— Bazı fabrikalar çoğalması üzerine bu müesseseler- de tatbik edilmesi lâzım sıhhi şart- ların tesbitine ve bir talimatname hazırlanmasına karar verilmiştir. elimin Otomabil plâkaları Otomobil plâkalarından bir ço- ğunun zayi olduğu görülmüş ve yerlerine yenilerinin verilmesi ka- rarlaştırılmıştır. ce kararlaştırılarak ilân edilmişti. Cuma günün talebe şenlikleri, füt- ketlerile dolu olduğu nazarı itiba- re alınarak ilk müsabakaların per- haricinde yaptırılması ve bu işle! İ uğraşacak memurlara bir 5 — VAKIT 14 Mayıs 1933 — Istanbul Cehennemi TARİHTE BÜYÜK YANGINLAR | ru yollandı. Buraya ulaşmak güç | olmadı, Şehzade camiinin havlu - cım, Şehzade camiinin minaresini | eşya l şanlara mühim miktarda mükâf! Buradan | İ ağzından alevler fışkırtarak pen - rilerin eski evleri de ateş almıştı. | tün gayretlere rağmen diğerleri. İbir tedbir elvermedi. Buralar da İ i sıla devam etti. nin etrafındaki bütün evler ateşin | çeri terbiye Güeiiiili. .......... EEE EEEYEEEEERANNEAENNAKENEEDENAE, Belediye tanzifat ve tenvirat Cıgara yakmak behanes şembe günü akşamı yapılması ka - rarlaştırılmıştır. Bu kararda bü yük | iç O Allah gariki rahmet Yazan : Niyazi Ahmet di. Burada mevcut bilümum dük- kânlar, cami, mescit . yandıkt sonra ateş Küçük Langaya &£ Bir kol da Aksaraydan geçerek, vezir İsmail paşa, sadrazam Yu - suf paşa, Amcazade Hüseyin paşa saraylarını yaktı. Ateş buradan Davutpaşa camiine geçti. Cami, a- mansız ateşin karşısında bir anda eridi. Halk artık yangınm önüne | geçilemiyeceğini anlamıştı. Bu a ne kadar yapılan bütün uğraşma- lar; müessir olamamıştı. Artık bus nalan yeniçeriler de seyre dalmış- lardı. Davutpaşa camiini yutan €j- derha, Altrmermere doğru ilerledi. Yolun iki tarafını yakarak Vakıt- sız efendi türbesine dayandı. > Zeyrek tarafındaki kısım, Nu » man paşa ve sair sarayları yaktık- tan sonra Sultan sarayma nüfuz etmişti. ii Saray erkânı tellâllar bağırtı- lar. Sarayın kurtarılması için çalı lar vadedildi. Bu vaitlere halk du- dak bükmekle mukabele ediyordu. Ateş, kudurmuş bir canavar gibi | çesini saldığı yeri toprağa karış” ; tırmadan bırakmıyordu. Saray, gibi mahvoldu. Atpazarından ilerliyen kol, S tanmahmut camii ve imare yaktı. Kocamustafapaşaya geçerek bir “4 yol kenarında nihayet buldu. Bu yangın kırk yedi saat bilüfi Devamı Var Geceleyin Mecidiye kö; geçmekte olan Muammerle arka , daşı Mehmet Alinin karşısına ci İ gara yakmak bahanesile Galat Süleyman çıkmış, bıçak çekerek — Paralarınızı verin, yoksa nınızı yakarım !.. demiştir. İki ar kadaş evvelâ şaşırmışlarsa da h men kendilerini toplamışlar ve Sür iğ leymanı kollarından tutarak güzel ce döğmüşler, taşla başmdan lamışlardır. Zabita her üçünü yakalamıştır. ———— İrtihal Sahip Molla Bey zade o Esl Adliye Nazırı İbrahim Bey irtih eylemiştir. Cenazesi bugünkü pa zar günü (o Paşabahçesinde köyündeki sahilhanesinden kaldı rılarak öğle namazı mezkür kariye camiinde kılındıktan sonra Üs- küdarda Karacaahmede defnedil « mek üzere hususi vapurla Harem iskelesine nakledilecektir. Cenas zede bulunmak O arzu edenlerin köprüden Paşabahçeye ve Paşi bahçeden Harem iskelesin mek üzere Şirketi Hayri; numaralı vapuru sabahle; on buçukta köprüden harel (3243)