— 6—VAKIT 9 Mayıs 1933 Seyyar Terbiye Syegisine : omemmlersareammeram erener sem senrne Same, :8 | Stepte asırlar gibi birbi- rinden ayrılan günler Stepin günü gününe benzemi- | yor. Haftalar, haftalardan, aylardan, seneler rer aşır ayrılır gibi aylar uzaklaşıyor. Bir gün evvel kervan, bir gün son- İ ra lokomotif... Bir hafta evvel be- zir lâmbası; bir hafta sonra elek- © Otrik, bir ay evvel han, bir ay som ra gar... Stepteki bu O kımıldanma, ste- pi insan iradesine itaat eden bir “Arap atı haline koymak istiyen insan enerjisinin eseridir... Bilir siniz step aslında (| korkunçtur, ele avuca sığmaz bir engin deniz gibidir. Stepte medeniyetler yut- muş, step kahramanlıkları oçocuk oyufcağına çevirmiştir. Stepte in- sana her şeyi zorla, mağlüp olma- dan vermiyen düşman tabiatla tek. nik kavgamız bitmemiştir. Nice köylerimiz yaylâlarının e- Jinde bir kurbanlık (o koyundur. Zaman, zaman coşan (dere, ker- piçlerin üstünde bir baskın ordu- su gibi dolaşır. Zaman, zaman kuraklık köyleri sıtmadan uçuk- | dayan dudaklar gibi çatlatır.... Fa- | kat düşman tabiata karşı Anado - p “ — Bunuda Yu stepinde ilk zaferi (Okazandık. Bu zaferin adı lokomotiftir. Gerçi aklınıza gelecek, diye- ceksiniz ki: tekrara ne lü- Zum var biz bunu (o bilmiyor mr- yız? Müsaade ederseniz, biz şehir - Hler Iokomotifin Anadolu stepin - deki manasını pek iyi anlamıyo- © ruz. Hattâ stepin ortasındaki ka- sabalar ve şehirler bile bu loko -| © motifin manasını anlamakta güç- . lük çekiyorlar. Hattâ birazda anlamamazlıktan geliyorlar. * Lokomotifin (geçmesi sade, yaylıların günlerce (o ardından koştuğu (o fışkıların üstünde bir mantar gibi (tünemiş hanlarm, © dünyayı, vatanı ancak kervansa- rayların sayisile tanıyan heybe konforuna bir çift (© atının sekiz nalile hız veren arabacı kaybol: madı, dava büyüktür. l Kaybolan az değildir. Kaza nılan küçük değil! Stepi dolaşan trene çiftçi köy bakımından, pa- zarcı şehir (o bakımından bakımız © zaman Orta Anadolunun stepin- “deki kaynaşmayi manalandırır- sınız, . » Yol üstünde köylü treni tar- “lasmm eşeği, çiftinin öküzü, ka - rısı, çocüğu (gibi seviyor. Step köy psikolojisinde bir değişme- nin alâmetidir. Çünkü köylü, çı - karını bilir, fikre inanmaz, reali- «teye can verir, Köylüye göre göz- le görülen az menfaat, gözle gö- rülmiyen sınanmamış milyon» “luk bir kazançtan üstündür. Onun için köylü ( lâfa kanmış gibi göründüğü halde © inanmaz. Kollektif hareketlere © girmekten çekinir, çünkü (köylünün malı gözü önünde olmalıdır. Bunun i - çin köylerin birleşmesi çok güç o- lur. Ama Anadolu stepinde köy- lü şimendiferi bu çerçeveden aşa» rak seviyor. Karakterlerini kay- bettiği için değil, işine elverdiği, hesabına © uyduğu için... Malla- rını trene yükleten bir çok köylü- ler kendileri pazar yerine yaya o - senelerden bi» | larak gidiyorlar. Sarıoğlanda bir i köylü bana şunları anlattı: i “ — Tren yokken biz buğda- yın şiniğini Kayseriye beş kuruşa | taşırdık. Şimdi trene yüz para ruz.. “ — Neye trene nuz? “ — Bir de onun için mi para verelim, biz eskidenberi yaya gi- der geliriz. Öyle çabuk, çabuk yapılacak işimiz yok ki... Stepte ray döşendiği günden- beri köyün vatan ufku di. Fakılı köyünde (bu köy An- i kara Kayseri yolu üstündedir. Ankaradan (290) kilometre uzak- tadır) bir köylü alış veriş mesele- lerinden bahsederken: *“ — Biz, dedi, malımızı şimdi tâ Eskişehirde satıyoruz. (Eskişehir Fakılı (o köyünden 553 kilometre uzaktır, yaya yürü “| yüşle aşağı yukarı 15 — 20 gün-! lük yoldur.) Bu söz, köylünün a- lış veriş işindeki © görgüsünün de hududunu çizer. Size böyle ni- ce köyler sayabilirim. Bunların top yekün anlattık- ları şey tren bize kâr getirdi sö - züdür. Köylünün malını oucuza taşı-| mak köylüye gözle (görülen, elle tutulan bir hakikati tanıtmak de- mektir. Şekerin tatlılığını ağzına bir parça şeker vererek tattırmak gibi.. , veriyo- binmiyorsu- genişle- » » Stepte şimendiferden hoşlan- mıyanlar da var. Bunlar kimler? şehirlerde yerleşmiş bir kısım in- sanlar, Buna niçin hayret ediyor- muz. Hiç hayret etmeyiniz. Step içinde vaktile kurulmuş kervan pazar yerleri vardı. Bunlar bü- yüye, büyüye buğun tanıdığımız kasaba ve eski manasile şehri vü- cuda getirdiler. Meselâ, Kayse- ri, Sıvas böyle birer kervan şehri idi. Kervan devrinin transit mer- kezleri kendi teşkilâtmı o heğbe ve kağnı nakliye vasıtasile idare ediyor. Ve bu suretle kendisine bir kâr kaynağı temin ediyordu. Bu kadar (o değil, buralarda lonca devrinden kalma el san'at- ları da yerleşmişti. Bunlar tren- siz, vasıtasız yerlerde yaşayıp du- ruyorlardı. Halbuki tren gelince, ilk iş olarak bunları silip süpürü- yor. Eİ san'atı yerini zaruri olarak şirketleşmiş sermayelere, fabri- kaya terketmeğe başladı. Kayserinin sermayesini şim- diye kadar kervan ticaretine ya- tırmış olan sermayedarları oser- mayelerine yeni bir (O mahreç bu- luyorlar: Kayseriyi sanayileştir- | mek! Nitekim bu ihtiyaçtan do- ğan şirketler var. Kayseri Elek- trik şirketi. Kayseri (zenginleri Kayseri de açılacak kumaş fabri- kasını şehrin iktısadiyatmı kur- taracak bir çare sayıyorlar. Stepte değişme seyri böyle devam edi- yor. Şimendifer (o küçük, iç pazarı sahillere, mübadele (o denizlerine sürüklüyor. Şimendifer (küçük sermayeli kasaba ticaretini de ortadan kal- dırıyor. Sivasta bunun en güzel ! zanın sahibiydi . Köylüler değil! Kasabalarda ve | nümunelerile karşılaşılıyor. Sıvas | mmm ise tfi Simavi Bey Kalp sektesinden öldü Dün acıklı bir (pe haber aldık. Lüt- fi Simavi Bey öl müş. Lütfi Simavi Bey, Vakıt kari « : lerinin pek iyif> hatırlıyacakları kıymetli bir im - Tarihi tetkikler, r tetebbüler, hatı - Latfi SimaviB. ralar hakkında yazdığı bir çok makaleler seenlerce gazetemizde intişar etmişti. Vakıttan başka gazete ve mec- mualarda da muhtelif bahislere dair yazıları intişar etmiş olan Lütfi Simavi Beyin adabu muaşe- ret hakkındaki kitapları meşhur - dur. Ölümü bir kayıp sayılır, ailes| sine ve yeğeni matbuat arkadaş - larımızdan Sedat Simavi Beye ta- ziyetlerimizi bildiririz. $ Esbak baş mabeyinci Lütfi Simavi Bey kalp sektesinden dün gece vefat etmiştir. Cenazesi bu - gün saat on birde Taksimde Sıra- selvilerde 120 numaralı kaldırılarak Teşvikiye camiinde öğle namazı kılındıktan sonra Fe- riköy mezarlığına defnedilecektir. Cenabıhak rahmetine garkeylesin. (3046) Caddelerdeki yapılar İşlek ve birinci sınıf caddeler- de inşaat ve tamir yapılırken bina- nın etrafına tahta perde çevrilme- si mecburiyeti vardır. Son günler- de yapilan teftişlerde bazı yapı| sahiplerinin bu mecburiyete riayet etmedikleri görülmüş, şubelere e- mir verilerek tahta perde çekilme- yen inşaatın menedilmesi bildiril « miştir, la Kayseri arasnda (demiryolu işlemeğe başlayınca (bir Kayseri grupu Sıvasa (ogelmiş ve ticarete! başlamış, Kayserililer toplanarak şirket yaptıkları için küçük ser- mayeli dükkânlara karşı müthiş rekabet yapmışlar, bunu bana anlatan diyordu ki: “ — Eğer, şimendifer oOolma- saydı Kayserililer böyle bir teşeb- | büste bulunmazlardı. Sivasın eski usul transit tica- retine sermaye koyanları şimdi Sıvasın fabrika şehri olmasını istiyorlar. (Şeker ( fabrikasınm Sivasta açılması yegâne kurtuluş hareketi olarak tasavvur ediliyor. Sivasın 300 kilometre etrafın- da pancar yetiştirmek için hazır-| lıklar yapılıyor. | Trenin gelişi bu iki eski şehre birdenbire yeni sanayi merkez- leri olmak sevgisini verdi. Stepin karakteri böyle (Oeskiden yeniye geçiyor, Tren, stepte iki öküzü, vuç toprağı açamıyan köylüler i- çin de iş oldu. Köylerin toprak- sız adamlarından stepte tren yol - larmda çalışan işçi alayları teşek- kül etti, Tren yeni, yeni madenleri or-| taya çıkardı stepte şimdi tuz, kö-| mür, mermer madenlerile uğra- şan bir sermaye ve kazancını step madenlerinde çalışarak kazanan insanlar var, Steplerde eşkiyalık tarihe karışmış bir hâdisedir, Step | kaynıyan bir iş yuvasıdır. Stepte ağrılar yok değil, fakat bir doğumun habercisidir. Çölden medeniyet doğuyor. Sadri Etem bir a- haneden | ş; öü " DR Ye Amerika ve e Avie devletleri Reisicümhur M. Rozvelte göre. i İşler biraz düzelmiş,fa refah umumileşmeli : Yalnız Amerikanı koymasile refah VASHINGTON, 8 (A.A.) Reisicümhur M. Roosveld dün di şam radyoda söylediği bir nutukta demiştir ki: | “Bundan iki ay evvele nisbetle biraz daha iyi gitmediğimizi zan-| netmekte haklıyız. Sanayi kalkın- mıtşır. Şimendiferler daha fazla eşya taşıyorlar. Ziraat istihsalâtı - nın fiatleri artmıştır, Fakat icabın- dan fazla nikbin bir emniyete ka - pılmamız icap eder. Çiftçilere yardım kanunundan elimden gel- tın esasınc gelince, bundan maksat milli ihti - asının memleketten çıkma * masına mâni olmaktı. Hükümet fi- atlerin yükssim 2s gösterecektir. Tâki istikr ia İN , uza miş olanlar borç'arını ödeyebilsin- ler. Ecnebi nazırlarile yaptığım gö » rüşmeler, silâh bırakmanın ve ik- tısat istikrarının terakkisi için müttehit bir hareket erk rinşiliği Beynelmilel konferans muvaffak olmalıdır. Dünyanm istikbali bu- nu emrediyor. Bu uğurda bütün gayretlerimizi birleştirmeyi hepi * miz taahhüt ettik, Konuşmaları - .......11 EEE NEAR ENEN n işlerini yol devamlı olamaz mız başlıca dört büyük gay€! thdaf ediyor: 1 — Silâhları umumiyetle tarak müsellâh bir taarruz YEğ lâ korkusunu ortadan kaldı ve Du suretle silâh masra tasarruf yapmak. Bu tasarruflar hükümet ? lerinin muvazenesine yardımı © cektir. Z — Gümrük manialarını * rerek milletler arasında 2a ya mübadelelerini yeniden etmek. 2 3 — Dövizleri istikrar etti suretile vadeli mukaveleleriN & pılmasına imkân vermek. 4 — Milletler arasmda de : münasebetleri ve büyük bir # tesis eylemek. ş Ecnebi ziyaretçilerimiz, bU! üç hafta zarfında bu mi karşı iyi temayyüller göst dir. Dünyanm diğer kısmile le teşriki mesaide bulunmak a reti vardır. Harici vaziyet bütün milletlerin şartlarma ve önüne geçilmez bir halde lamıştır, Belki biz kendi ke ze memleketimizde refahin sini elde edebiliriz. Fkaat bu! ancak dünyanın her tarafın det ettiği takdirde devamlı lir. Li çi 13 Komünist suçludaf üçü daha Almany sdaki komi bırakıldı dokt!” ünist Türk runun talimatile hareket ediyorlar Son günlerde, komünistlik tah- rikâtı yaptıkları için yakalanan ve | adliyeye verilen on üç kişiden üçü, dün serbest bırakılmıştır. Bunlar, | Şerafettin, Yahya oğlu İzzet ve| Ali oğlu Mehmettir. Diğer Mehmet le Ismail Hakkı, Ali, Hüseyin, Ra- mazan, Kadri, Halil, Hüseyin, Ya- şar ve Münire H. mevkuf bulu- nuyorlar. Serbest bırakılanlardan Şerafet- tin, Münire Hanımın oğlu ve ev - velce komünistlikten mahküm edi- len doktor Hikmet Beyin kardeşi- dir. Mevkuflardan Mehmetle İsmail Hakkı ve Ali, bu tahrikât işinde İ ele başı vaziyetinde bulunmakta » dırlar. Rusyada Şark darülfünun » da bir müddet kaldıktan sonra İs- tanbula gelen bu üç kişinin, Al- manyada bulunan doktor Şefik | Hüsnü Bey ile alâkadar bulunduk- ları, ondan talimat aldıkları neti- cesine varılmış ve bunlar hakkın - daki takibat, bu noktadan yürü - tülmüştür. Bunların vaziyetleri, Şefik Hüsnü Beyden aldıkları tali- mat dairesinde tahrikât yapmak, para vererek bazı çingenelere be - yanname dağıttırmaktır. Ayni zamanda, bunların burada bazı kimseleri kandırarak Şefik Hüsnü Beyin delâletile Rusyada - ki Şark darülfünuna göndermek düşüncesile de hareket ancak müsait zemin bu! rı, burada kendilerine yü? çıkmadığı anlaşılmıştır. Bu suretle hazırlık de mamlanarak, ele geçen liğe dair kâğrtlarla birlikte ye verilen mevkufların srt kilmesine, kazak vi rilmesine devam olunmak Yedinci istintak bakim Mİ dün de sabahtan akşam* bunları isticvan etmistir...” : 152 defter kaçö” y Fatihte Malta çarşışmd gi Hüseynin dükânında Çele? yi” kalı 152 defter kaçak sise dı bulunmuştur. Hüseyi” mıştır. Roçilt e gelecek” Meşhur zengin Baro” şen de Rotschilde bugün peri vü tanbula gelecektir. ula gelecel > hilde İstanbulda bir lacak ve Fransa elçisini” olacaktır. Romanyanın yanın bs Yarın ere mıdır. Bu münasebeti konsolosluğunda vin yapılacak, konsolos Kya İstanbuldaki yal riklerini kabul yo 5