Sayıfa: 8 Harikulâde Aşk ve Büslere Romanı MY Kadınlara Hâkim MERMER akleder e İhtiyar, genç kıza dönerek si - | nirli sinirli sordu: — Bir tedbirsizlik mi “yaptınız yoksa ?.. Yanlış bir iş yapmış ol-| mıyasınız. — Hayır... Bütün tedbirleri al - dım. Hattâ, onlar imtihan olur -| larken, kendime bir'de şahit te - darik etmek için ihtiyar bir mu -| allimeyle konuşmrya başladım ve | | hususi şekerlerimizden vererek u - yultum. Sonra hemen bir ötomo - bile atlıyarak, Selma hanımın apar | tımanına Mari kıyafetinde gittim, kapıcı kadınla konuştum, tekrar mektebe döndüm, odaya girdim, | muallimeyi hâlâ uyar bir “Kalde, Üdellem, Kenâisine £ dece? , ilâcımızı koklattım.. Biraz sonra! gözlerini açtı. Ağzının (o paslı ol.| duğundan şikâyet etti ve “galiba biraz kendimden geçtim, şöylece | dalmışım, dedi. Ben de, “Hayır, | “dedim, bir dakikadan fazla dal - madınız,, diye onu büsbütün i-| nandırdım.. — O halde polis ne diye peşi - ! nize düştü? Suat cevap verdi: — Vallahi bilmiyoruz. Her hal - de, on beş sivil memur O peşimize takılmıştı. o Ellerinden hapisane| kaçağı, şoför kıyafetli bir serseri| vasıtaşile kurtulabildik.. Suat, bunları söyledikten son - ra başlarından geçenleri olduğu gibi anlattı. Bitirince ihtiyar sor - du: : — Herifi ne yaptınız? — Kemdiçini otomobille göl ke - narındakileve, getirdik. o Orada Luiz ile düşündük ki, bu Oadam,| polisin eline geçtiği takdirde, bi - zim hakkımızda epeyce malümat verebilirdi. Hem doğrusunu söy - lemek lâzım gelirse, bizm hesa - bımıza iki polis te vurrcuştu, bize yardım etmişti. Onu da beraber alıp tayyareyle buraya getirdik. — Tabii her zamanki tedbirleri kullanarak değil mi? — Tabit efendim, her zaman ol- duğu gibi 7 numaralı ilâcı belke- miğinden şırınga ettik.. — Peki kim bu adam? — Bilmiyoruz. Üstünü başını a- radık; bir şey bulamadık. — Şimdi ne vaziyette? — İyi. Tabii baş ağrısından şi - kâyet ediyor amma... — Demin anlatırken, bu ada - mın düşmüş bir aile çocuğu Ol * mak ihtimalinden bahsetmiştiniz.. o — Evet... Bana öyle geldi.. Ko - - muşuşundan..... > — Bu adamı bir görmek iste - rim... © — Hay hay efendim. Şimdi ge. tireyim, © Tayyareci dışarı çıkınca, Kont geldi, Luizin yanına oturdu, elleri» © ni ellerinin içine alarak: — Luiz, dedi; siz bir peri, sahici © bir perisiniz. Bütün arzularımı hemencecik yapıyorsunuz... Siz - deki his, düşünce, karar, öteki ar - kadaşlarınızda yok... Vakıa onlar sizin kadar âlim ve okumuş de» Ziller amma... Neyse bunları bıra - kalım, şimdi size hoşunuza gide - © cek bir mükâfat (düşünüyorum, hoşunuza gidecek bir şey.. İ miş, kıymetli taşlı güzel bir ger - İ danlık.... İ rim,, de bitmek üzere. İ kadını.. ire... * onların ruhlarını çaldırm.. Ve çün - | | larından birisinin evinde. © Genç kadın titredi, dudakları gerilerek mırıldandı: 5 No, 44 v i — Evet. 17 inci asırda işlen - Luizin yüzündeki parlaklık bir- denbire soluverdi; sadece: — Teşekkür ederim, dedi, çok lütüfkârsınız.. İbtiyar bu değişikliğin farkma varmamışlı, devam etti; — Küçük çekmecedeki hazi - nem bitti gibi bir şey, fakat “Ese - Kont, bu “Eserim, kelibsesini, i büyük bir veçt içinde, “Alalh,, er gibi derin bir hürmetle söy - lüyordu. Sert bir hareketle genç kızın Zileriçi "emlieir, sencereye gide - rek elile kutup taraflarını göster - di ve: — Orada yaşıyan, en son kulü - bedeki kadını istiyorum... En son Asabi bir kahkahayla güldü: — Ha.. Ha... Düşününüz bir ke - . Ondan evvel binlerce, mil « yonlarca kadınlar var... Ve ben kü şimdi, “biliyorum,, ... “Bili - yorum,, hepsini... İhtiyar, dimdik duruyordu. Bo « yu daha fazla uzamış gibiydi. Sert bir mâna almış olan sesi, bir mej - dan okuyuş gibi çınlıyordu. Fa - kat birdenbire değişti, ve yüksek sesle kendi kendine konuşur gibi söylendi: — Fakat belki o... Oradaki, Ku- tuptaki kadın benden bir şey giz- liyor.. Memleketindeki karlar gibi bembeyüz mi?“ Bir bazine “gibi sakladığım'masum bakireden da- ha hassas mı? Öyle zannederim ki, düşünceleri Kutup şafakları gi- bi temizdir... Bunu yakında öğre: neceğim, değil mi Luiz?. Benim güzel periciğim... Gidip bana bu Kutup güzelini arıyacaksm değil mi?.. Şüphesiz öyle.. Şüphesiz... Kapı vurulmuştu. İhtiyar sus - tu: — Giriniz.. Dedi, Kapı açıldı ve Suat, içe - riye şoförle beraber girdi. Şoför, pek yorgun görünüyor - du. Rengi uçmuştu. Gözleri eş - yaların üzerinde bomboş dolaşı - yordu. Üzerindeki şoför gömleği | çamur içinde, yırtık pırtıktr. Suat: | — Kont Villano Hazretleri, de - | di, seninle konuşmak istiyor. Şoför bu sözleri işitti mi? Meç - hul, her halde o başka şeyle meş - gul.. Soruyor: — Neredeyim? Suat mağrur bir edayla cevap veriyor: | — Dünyanm en zengin adam -! (Devam var), Zerzevat hırsızları 1 — Yedikulede bahçıvan Hi - ristonun bahçesinden sebze çalan Mustafa isminde biri yakalanmış» | tir. 2 —Üsküdarda Bülbül deresin- de Koçonun bahçesine Seyfettin | isminde biri girmiş ve o da bahçe. | den sebze koparırken tutulmuştur. Her iki bahar ve sebze hırsızı! hakkında zabıta takibata başla - | mıştır. İ ———— Futbolda yaralanma Lâlelide oturan Rüiyet Efendi İrişirse, bütün Jogiliz İte raporu mevkii Bir köylü Tütün eee mahkemede tevkif edildi Adliyedeki dokuzuncu ihtisas mahkemesinde, dün İzmitin Akme şe köyünden Fatma isminde elli yaşında bir köylü kadın muhake- me edilmiştir. Bulgaristan mahacirlerinden o- lan Fatma Hanımın, yanmda dört kilo, 500 gram kaçak tütün bulun- muş, korucular tarafından yaka anmış, kendisi, evvelce tütünü mr» sir unu ile trampa etmek istediğini bunu verip karşılığında alacağı mı. sır unile ekmek yapıp yimeği dü- şündüğünü söylemiştir. Mahkemede, hiç bir şey söyliye- cek halde değildi. Biteviye, değne ğine dayanarak sallanıyor, dizleri titriyordu. Muhtelif suallere karşı, nihayet “benim,, diyebildi. Neticede şahitlerin çağrılmasına karar verildi, Fatma Hanım tevkif edildi. Üzüm ve incirlerin ambalâjı ANKARA, 29 (A.A) — Milli kereste fabrikalarımız üzüm ve in- cirlerimizin ambalajında kullanı- lan kutuluk kereste ihtiyacını be- her kutunun fiyati 18 kuruşu geçmi yecek bir surette tamamile dahil- den tedarik ve temin etmeyi taah- hut etmiş olduklarından 1933 re- koltesi için hariçten kutuluk ithal İngiltere de komünist- lik tehdidi altında I çalışılması “lâzım geleceğini" | Baş tarafı 1 inci sayıfada |- amelesini tatili eşgale sevk için çalışma ka - rarını vermiştir. Bu taahhüdü Oo mulazammın takriri takviye için söz söyliyen ve fırkanın ileri gelenlerinden o- lan M. Firaser (o Rusyayi met ve sena etmiş, Sovyetlerin sosyaliz- min en geniş ve en - hakabili tatbik gayelerinin tatbik edilebi- leceğini ispat ettiklerini söylemiş- tir, İçtimaa riyaset eden Brockway | bu tatili eşgal hakkındaki kararm tatbiki için hiç bir şeyin kendile- rini menedemiyeceğini hükümet tazyıkinin beyhude olacağını söyledikten sonra ilâve etmiştir: — Vaziyet harbe müncer olur- İsa biz İngiliz hükümetinin aleyhi- ne olarak Rusyayi iltizam edece- ğiz. Biz o zaman işçiler (o sınıfının müttehiden harekete gelmesine ve bu saretle harbe karşı oMukave- met etmesine ve bu fırsattan İsti « fade ile yalnız İngiliz hükümetini | iskat ile kalmayıp bu hükümetin temsil ettiği sermayedarlık siste- mini dahi zirüzeber etmek üzere işçiler sınıfının faaliyete göçmesi- ni temin için elden geleni yapaca” gız. Bu sözlerden sonra uzun bir münakaşa kapısı açılmış, tâli komi müzakereye konulmuş, bu raporda parlamen- tonun yalnız ikinci derece bir e- * hemmiyeti haiz olduğu, asıl mü him olan şeyin işçiler Sovyetleri tesis edilerek sınai vesınif ü- zerine müsait bir teşkilâtla ihtilâli hazırlamaktan (o ibaret olduğu münderiçti. Raporun kabulünü iltizam eden M. Maxton ihtilâlin yalnız par- — Hoşuma, çok hoşuma gide - | isminde biri dün darülfünun bah- ! lamento faaliyetlerile temin edi - — cek bir sey..... İhtiyar güldü: ye çesinde top oynarken yere düşmüş ayağmdan yaralanmıştır. İta a a lebileceğine kani olan fırka taraf- fikirlerinin tashihine ölen Hanım Bir müddet evvel, Büyükderede bir yalıdan gece yangın çıkmış, ya” | Ida oturanlardan bir hanım alev- ler arasında kalarak, kendisini pen çereden bahçeye atmış, düşme ne- ticesinde ölmüştü. Bundan başka, | gene pençereden atlayan iki kişi de yaralanmıştı. Bu yangm hâdisesinden dolayı muhakeme edilenler, Felemerk Bahrisefit Bankası muhasebe mü- dür muavini Vefik Beyle akraba- sından Kevser Hanım ve ayni ya- lının bir katında oturan Talât Ha- nımdır. Talât Hanım, tüccardan İranlı | Hüseyin Beyin zevcesidir. Hüseyin Bey davacı mevkiindedir ve pençe- reden atlıyarak ölen hanım da, iki. sinin kızıdır. Davacı mevkiinde bulunan Hü-' seyin Bey, yangının kendine ait kı- sımdan değil, yalının Vefik Bey tarafından işgal olunan kısmından çıktığını ileri sürüyor. Vefik Bey! jise aksi iddiadadır. Dava, dikkatsizlikle (o yangına se bep olmak maddesinden mahke- ileri İ sürmüş, «demiştir kis — Yakında: . başlıyacak olan mücadelelerde işçiler smıfınm en büyük kuvveti smı! esasına müs- | tenit sınai teşkilât olduğu bilin» | melidir.,, Bu münakaşadan sonra tâli encümenin raporu kabul edilmiş- tir, Öğle tatilinden müzakereye başlanmış, amele hizbinin amele sonra tekrar müstakil fırkasın- dan tamamile ayrılarak sadece ihtilâlci bir sosyalizm politikası | takip eden bir fırka haline gek mesi hakkında evvelce (o verilen! kararin müzakeresine geçilmiş- tir. Londra şubesi fırkanm gaye- leri ve metotlarmın değiştiril- | mesi hususunda ittihaz edilen ka- rarı heyeti umumiyenin tasvibine arzelmiş, bazı münakaşaları geç- miştir. Hatiplerden bazıları Sov- yetlere karşı hissettikleri temayü- | ilâ hararetli biz lisanla ifade et-' İ mişlerdir, Fırkanın müessislerin - den biri olan M. Jevet söz alarak demiştir ki: — Şimdi fırka o büst bir teklif karşısındadır. te harbi dahili ilânı suretile fr - | kanm hükünieti ele (almasından! ibarettir. Fakat ben buna sureti! kat'iyede muhalifim. Çünkü da- hili harpten bir fayda beklemem. | Eğer bizde kâfi derecede ret ve tesanüt varsi şimdiki kabine sistemi ilga olünabilir.., Sı telif Bu teklif Bundan sonra reye * müracaat olunmuş, Londra şubesinin yuka - | İ I rıdaki kârarı kabul olunmuştur. Bu kararda: Fırkanın sınıf mücadelesine kalkması, ve gerek (mahalli, gerek bütün memlekete şamil surette işçilerin iradesini kabul (o ettirmek üzere İlngilterede Sovyetler teşkilâtı ya- adın | Bir yalıdaki yangın? ve davacı Vefik Bey yangından evel götürdüğünü reddediyor meye etek Ancak, mede şahitlere dieketsizilğ kasit ihtimalleri hakkındaki atleri de sorulmaktadır. Evvelki celsede, şahil kısmınm bazı ifadelerine i şiddetle itiraz etmiş, bir kaç gün evvel evden türdüğü doğru olmadığı" miş, yangın esnasında bif denk halinde bağlanmış lunduğu şeklindeki bir İ kabul etmemiş, üç bin li talı olan eşyasının çok kt ya olduğunu, bunun yan bir fayda beklenilmesi, bul edeceği bir şey say! ğını kaydetmişti. Esasen; | yangının Hüseyin Beye ai i dan çıktığında israr etme” Dünkü muhakemede © şahitler, yalının yandığın! lerini, yangının neden ve tığı hakkında bir şey di 7 lerini anlatmışlar, muhakefi ka şahitlerin de çağrılması gmm söndürülmesine ait i raporunun getirilmesi içim © zirana bırakılmıştır. Seyyarself Bir köyde halk i muallimler taf fından gezili KAYSERİ, 2 (AA) — terbiye sergisi dün Kays€ di. Sergi mayısın birine ys rada kalacaktır, Sergi, Yerköyde Yozgat iy şehir vilâyetleri yerli k hal tarafından ziyaret edi Heli , Müze müdürü İsmail terbiye ve tedriste talebe * Reşat Şemseddin Bey kü mesinde terbiyenin yolu inkılâbında muallimleri daktor Celâl Bey köyde * l hıfzıssıhhar ve köy © beslenme tarzı, salgın h dan korunma çareleri konferanslar vermişlerdir" Sergi heyeti ile m: sında sergi ve mesleki mi rafında konuşmalar olm“ yi köy istasyonunda sergiyi Si rin sayısı 300 ü geçmiş laraftn kitap istemeki da sergi vagonları ve serfi köylüler tarafmdan hi Çi ! hüratle karşılandı. Köylü y riyet hükümetinin ma: İllerinde kendilerini hat” | dan dolayı müteşekkir yater etmektedir, ihracat ofisleri | Ankarada ticaret mü | tmai devam etmel ş | ofisi merkezi hakkınde | bitmiştir. Ofis merkefi 5 müsteşar derecesinde N solozlar da ofise mala” lerdir. pılmesı hakkında bir © vardı. j Yalar bu son fıkr? olarak karar heyeti “ kabul edilmiştir. ie 86 reye karşı 90 rey miştir, 1 | ) i