MN Muharriri: Celâl Nuri * İktibas aakil, tercüme Bakları mahluzdur , . Tarihe kavuşanlardan: İOSMANLI DEYLE ÖLÜRKEN... Hat, kalem traş, makta, bezir mürek- kebi, kamış kalem, rıh, mühre Eskiden adma sultani veya sultaniye mektebi denilen bugün- kü Galatasaray lisesine kaydedi| - dim. Bir perşembe günü idi. İlk defa olarak yazı salonuna girdim. Hat muallimi hattat İzzet Efendi merhum, smıfta: — 3 numaralı Celâl Efendiyi arıyor! Efendi beni taltif ve teşvik | Fin imtiyazından çıktı. Fakat bid-! etti. Besbelli büyüklerimden biri beni kendisine tavsiye etmiş ola - cak. iğ — Oğlum! dedi, beni utandır- ma. Seni hüsnühat sahibi görmek isterim. Babadan, anadan hep memur Zadesin. Büyüdüğünde sen de, sayei şahanede, memur o- lacaksm. Mektebi ikmal ( edince elbette sehi bir kaleme çırağ bu - yuracaklar, Amirlerinin ilk işi: Oğlum, biraz yazı yaz! Bakalım, yazını görelim.. olacaktır. Tüccar, esnaf olacak değilsin. Onlar ayıp şeyler, Evveli yazı, a- hıri yazı... Sayei şahanede efendi olacaksın. Ancak yazısı olana e - fendi derler. Göreyim seni.. İ limelerde belki üç, beş te » hal olabilir. Lâkin İzzet Efendi ç me. symun söylediklerini, inan ol- sun, aynen naklediyorum. Evet, evvel zamanda yazı bü- yük şeydi. İlim, irfan, iktidar, fazilet gibi, hüsnühat da, ayni de- recede aranılan bir meziyetti. Bu- nun içindir ki eski münevverler Süpin iyi yazarlar. Hat, üslüp ve i i DU ei ehemmiyetli — Sırrı Paşa! Ne büyük adam.. Alim, fazıl, müfessir, kâtip.. Hu - susile hatti! Neydi o inci gibi ya- zı... Kendisine mahsus bir hat,, Sülüs yazı, talik yazı, rık'a ya- zı, is ve bezir mürekkebi, mühre, kamış kalem, makta, kalemtraş, divit, rıh... Bunlar hep maziye in- tikal etti. On, on iki Yaşındaki ço- cuklarımıza (Makta) dan, (Müh - re) den bahsediniz. Ben o efendi- leri tanımam; diyecekler! Ben uzun müddet karalama yazmış, mürekkep ( yalamıştım. Halâ kalem açmasını bilirim. Ya zım (müslümanca yazıdan bahse. diyorum) pek nefis değilse de o kunaklıdır. Açık söyliyeyim: U - fakken yazı öğrenmek için hocala- rımdan birkaç adet şamar da ye- miştim. Tadı damağımda kaldı. — Sülüsü unuttum. Lâkin ez bir him- metle gene yazabilirim. Yazr.. rü- ya gibi geçti, Yalnız bizde değil, Avrupa â- lem#hde bile hat, hüsnühat, frenk- çe tabirile calligraphie, birkaç za- man evvel güzel san'atlarm bir şubesiydi. En büyük Larousse an- siklopedisinde bu kelimeyi ararsa nız mühim bir fasla tesadüf eder- | ciltler hiç alıcı bulamıyor. İtalya» siniz. Avrupalılarda da, geçmis !da M. Angelo neyse bizde de Ha- asırlarda Hafız Osmanlar, Yakuti | fız Osman 0. Öüyret etmeyiniz!! Mustasami'ler çıkmış. Frenkçede de deha mertebesini bulan hattat- lar yok değilmiş; Garpta bu sanat bir, iki asır e- — vel öldü, bizde ise demir kalemin ni bile yazıya can veremedi. | Ciddi söylüyorum: Demir ka - lem hiç gürültü çıkarmadan Tür- kiyede bir inkılâpçılığı mucip ol - muştur. Demir kalem sayesinde İyazı kolaylaştı, barcıâlem oldu. İerkes yazı yazdı. Yazı hattatla latinden kaybetti. Hattatlar, de mir kalemin biaman idi. Demir kalem kendilerine iğne gibi, zehirli ok gibi batardı. Dinin dar bir çerçeve içinde telâkkisi bütün müslüman âlemin- de ve bittabi bizde güzel san'ntla- rın bir kısmına maatteessüf mâni olmuştu. Resim, keykel müslüman diyarlarında omağdurdur. Fakat her millette olduğu gibi müslü- man milletlerinde de bediiyata 1s- tidat ve inhimak yok değil, Bu is- tidat kendisini göstermek için yer arar. İşte, bu kabiliyetin intihap ettiği meydan, hattı. Büyük dindarlardan, büyük coşkunlardan bir Raphael, bir Micbel Angelo kabiliyetlerinin te- cellisi için resim gibi, heykel gibi bir hazine buldular. Duygularını nefis, badi bir Meryemana, Bi İsa çocuk, yahut uzun sakallı bir Musa aleyhisselâm, keza heybeti: sakallı bir cenabıhak şekillerinde tercüme ettiler. Artık o nefasette resim ve heykel yapılamaz. O dindarlığın iadesi kabil o değildir ki muşamba veya taş üzerine ak- sedebilsin. İşte, Hafız Osman da, onlar gi“ bi bir dindardı. Hissiyatı galeyan- da olan bu zat aşkla Okur'anlar yazmıştır. Bunların emsali yazıla maz. O devir kapanmıştır. O duy- gular sönmüştür. Yeni yetişenler bir Hafız Os- man müshafından bir sey anla. düşmanlar: kilerden birine gösteriniz. Gözleri hemen yaşaracak, o yazmın bin bir mezivetini size sayacaktır. Güzel kelâmı kadimler, el ya- zısı kitaplar, levhalar, bugün, süs eşyası haline geldi. Bir resim, bir tablo, bir antika derme çatma bir şekilde, benim yazıhanemi süslü - yor. Fakat az evvel hiç böyle de- öildi. Hafız Osmanın kaleminden çıkmış bir levha ile velev pek de gerli olsun bir resim | tablosunun yan yana duvara asılması tostopar- lak bir bürmetsizlik sayılırdı. Geçenlerde bir aziz ( dostum i benden yazma bir mushaf istedi. m param müş ng İİ üm mn man bilmem mamayla ANE İĞ m ml Çarşıya gittim. Bu uğurda otuz lira vermeyi gözden çıkarmıştım. İ Eski bir mücellidi bu paranın on. (da birine almıyayım mı?. Bez: İ terekelerde bir sandık yazma ki- itabı beş kâğıda alabilirsiniz. Di - İvanlar biraz pahalıdır; lâkin dini /arasında satılan bir Hafız Osman geçenlerde 300 kâğıda, yani tak - riben 30 altına gitti. Frenkler bundan iki üç seneye gelinceye kadar biraz yazı alıyor | lim Paşanm Medresetül Hattati - | pe az evvel 500 ile 1000 altın lardı, Lâkin buhran onların da alış, verişine engel oldu. Bunları coğu yazıdan hiçbir şey anlamaz. İki gülünç fıkra arzedeyim: Danimarkada bir zatın misafir gittim. Gayet büyük olan salonun dört köşesinden birini alaturka döşemiş. Eşya fena de - ğil, Lâkin Üsküdar çatmaların - dan yapılmış divanları takdir e - derken beni ani bir kahkaha buh- İranı tuttu. Durmadan gülüyorum. İtiraf ederim ki, terbiyesizlik, bel ki de saygısızlık ettim. Ben gülü- İ yorum; onlarsa bana hayret edi - İ yorlar. Nası! hınçkıra hmekıra gülmi- İ veyim? Kabil mi?. İki karış geniş- Fğinde yaldızlı, nefis, mükemmel ve belki yüz lira eden bir çerçe - venin içinde bir yazı. Ama ne: bilir misiniz?. (Köşesarafı) diye sir levha... Zavallı Danimarkalı! Kimbili; pe diye bu levhayı almış ve onu İ böyle mükemmel, mükellef bir su: rette çerçeveletmiş. evine İs Genç Şaheser başlıyor. Bü filmde mükemmel ilâveten: FO pişirme dersleri Dersler ayda iki defa Kahkahalarımın sebebini ken- disine ayıldığımda anlattım. Lâkin dostum asla aldırmadı. o Hakkını teslim ederim. Çünkü, şimalin o uzak diyarında, omösyönün şark köşesindeki eşyayı ziyaret edecek olanlar bu levhanın manasını an- lamıyacaklar. Onlar için ha (Kö- şe sarafı), ha en güzel bir kelâm ayni manayı ifade eder. Geçenlerde buna yakın bir fık- rayı Paris sokak © gazetelerinden birinde okumuştum. Meğer eski Çin imparatorlarının birkaç çeşit odalıkları ve zevceleri olurmus. Bunlarm cübbelerinin üzerinde de o kadınların hangi rütbeden ol dukları san'atlı yazılarla yazılır - mış. Bir İngiliz madam, oraya © - lan seyahatnide, Çin bedestenle - rinden birinde böyle bir cübbe ve ya maşlah almış. Bunu bir kos- tümlü baloda, Londrada, giymez mi?. (Üçüncü sınıf kapatma) ya: zılarını gören Çin sefiri, benim gibi, gülmekten katılmış. Lâkin | madamaya ne?. Maksat o yazının manası değil.... İkinci fıkram: Amerikada Chi- cago'da bir otele gittim. Muaz: zam bir şark salonu. Gerçekten güzel. Bütün mefruşalı Şamds yaptırmışlar. Tavanın çepeçevre yazılar. Lâkin hepsi ters! Dört köşede dört adet tuğra. | Fakat hepsi altüst!. mazlar. Lâkin öyle bir cildi de es:| Otelin müdürünü gördüm. Kev fiyeti ona söyledim. Oyla mefru - sat müteahhidini çağırdı. Bir mü: bahase geçti: Neticede ben haksız i çıktım. Çünkü yazının olduğu hal- i de tesiri, benim söylediğim şekil - deki tesirinden daba parlak ola - sakmış; — Bizde de birkaç sene sonra ayni hale şahit olabiliriz. Celâl Nuri Istanbn! Belediyesi: Darülbedayi Şehir Tiyatrosu Temsilleri : Bn ynam İŞCAN BELEDİYES İse saat 21,30 da hile ve DEVGİ Yazan: Şiller hn | e #Haile 5 perde UMUMA Kadıköy Süreyya Sinemasında İ mart çarşamba gününden itibaren Saadet Şarkısı ilâveten: Meşhur hokkabaz fl i tarafından, harikulâde b Minerler. | etrafında ! ç | sonik ironser — 2855 Haber, Perşembe Cuma Z Mart 3 Mart 5 Zilkade (o 6 Zilkade Gün doğuşu 0,0 680 Gün ios 1801 1801 Sabah samam © 601 5.55 Öğle samazı wer 122 İkindi namazı 15a5 1838 Nama Li 18,0 Yatsı namazı 0 1. Imsak di4 .“ Yılın geçen güsleri Oi 0 « halan eş, < 905 04 samim kek. Öğ çen kü SEM HAVA — Yeşiköy askeri rasat merkezin den verilen malümata göre, bügün hava ka- pal; ve karayelder rüzgürli olacaktır. Dünkü #eaklık e fazla 6, en az 2 derece, hava Lasyili 764 milimetre si. RADYO Bugün İSTANBUL — Saat 15 den 1445 kadar $az Nebil oğlu Temali Hakkı B.) 18,45 ten 1930 kadar Orkestra, 1080 dan 20 kadar Franszma ders (ilerlemiş olanlara), 20 den 20,30 kadar Seniye H., 20,30 dan 21430 ka- dar Tanburi Refik Bey ve arkadaşları, 21.30 dan 22,0 kader Gramofon, Ajans Ve borsa haberi, saat ayarı. ANKARA (1558 na) 1280 « 1ğ30 Ankarapalın o Orikssireni 18 - 1540 Alaturkü saz Giramsfo — 1B10 - 1040 Alaturka bax — 10/40 - 20,10 Gramafon — 20.10 Alone bar terleri ve buva raporu. VIYANA (S8 a) 1230 Kanser — 13 Konser — 12,40 Pk 14,10 Piâk konseri — 16,30 Piyano &ön- #eri — 18,03 Konser — 20,80 Piyano Kkon- seri — 21.05 Orkastıro konseri — 28.25 Dans, LPİPZIG (388,6 80.) TAB Jimnastik — 785 Konser — 15 Opera -— 14,18 PlAk — 17 Konser — 2220 Benfoni — 28,20 Haber. BÜKREŞ (3112 m) 15 Pihk — MW Pik —15 19,25 Konser — 2040 Opera KOMA (ie m) 30,10 Haber — 21,15 Piâk — 9145 Sene Konser <- l BUDAPEŞTE (5505 m.) 10.15 Orkestre konseri — 1805 Piâk — 19,05 Çan musikisi — 2080 Opera — 78 Çiyan musikisi, MOSKOVA (1304 m.) 18,25 Opera Rigelette — 22 Fransısok yat, YAKŞOVA (1413 m.) 13,10 Plâk — 13,3" Konser — 1625 PUkİ,. — 18 Oda musikisi — 10,20 Haber ve kön- er — 21 Konser 2145 Mabet — 2158 Konser — 24 Dana, Yarın ANKARA (1558 m.) Snat 12,30 dan 13,20 kadar Ankarapalas orkestrası, 15 ten 17 kadar Riyaseti cüm - hur*flarmonik erkestrasınm senfonik kon - seri. 1S den 18,40 kadar alaturka vaz. 18.40 tan 19,10 kadar Gramofon. 19,10 dan 1940 kadar Alaturka #82. 1040 tan 20,10 Gramo- fon. 20,10 Ajans haberleri ve hava raporu VİYANA Ol84 m) 12,30 konne — 44,10 plâk konseri — 17,45 #uslki — 2130 konser — 23,40 konser. LEİPZİG (889,6 m) > GALA GE ARTISTiK'te | . Güzel kuvvetli ve hissi bir film olan edilmiş tangolar dinleneceksir. Yerlerin evelden temin edilmesi mercadur. Tel, 42851 DAVET : Kadıköy Havagazı Şirketi Süreyya Paşa sinemasınm müsamere salonunda havagazile En nefis ve mütenevvi yemeklerin pişirme tarzını öğretmek iŞ Kadıköy Havagazı Şirketi muhterem Hanımefendileri bu derslere devama hürmetle davet ilk ders 6 Mart 1933 Pazartesi günü saat üçte ve gelecek d her on beş günde bir Pazartesi günleri verilecektir. 1840 - 1040 |P KIZLAR KLÜBÜ muçiki ve bir çök ve nefis X JURNAL ihdas etmiştir. verilir ve meccanidir. VAR BORSA Hizalarında yıldız işareti olanlar 4 lerinde 1 mera wüamele -olanlı Rakkamlar kapanış fiyadarını Nuh (Satış) Nukut i Bur ui #0. Erem #öğim Ar $ , *i Stsrlin *1 Dolar *0 Lim ON #30 1. Belçika ti S1 Yengi *20 Drahimi “e > iie 20 İsviçre al Barilla 90 Leva 26. | wi Alen *J Horn 15. | si Mecidiye #9) Kuron Çek 122— İs Cenevre sofya 6,2025 | #helgrit (9 Amsterdam 1.1741 | va Esham aa W anka İi— | Terkos dl Anadole > *Gimestn A: 18 Nefi “35 Ünyon Dev Sin. Hayriye 15, © Sak Döy Teamvaw 430 İtalya O. Sigort Sie Şark m cez omant 25,80 Telefon “ 3 istikrazlar Tahviller sx. dahili 96 leke — #yollar ratevay $ OMuvahide cd | Çİ, Gümrükler 55) sAamolel Saydi maki o 435) © Bağda 1175 | SAnadolu Askeriye — | A, Mümessil ananas rss İ Yeni Neşriyat Pm. Foto Süreyya em 22 inci nüshası Nazire, Keriha hanimlârin. tablo ve bir çok sinema artistlerinin ve * ve hâdisar resimlerile müzeyyen © çıkmıştır. Bu kiymedi salon mi BÜKREŞ (3943 m.) f 14 plâk — m plâk — 18 orkestra < Of orkestzn — 30,40 piâk — 21 senfonik Mİ ROMA (M2 m.) gi 20 Haber — 2145 konser — 2049”. di — 23 konser — 2885 haber. *f BUDAPEŞTE (580,5 m.) y 10,15 könser — 13,05 konser — 8.4 musikisi — 23 komser — 28 İgın 24 Haber, MOSKOVA (1304 m.) e) 1630 konser — 22 İngiizöe yeşriye : VARŞOVA (4S m) ? 13.10 pik — 1600 pak — e kanar — 1925 pik — 21,00 kon j i