Cahit bey Tırpanında başlıklı ( yazısını Sik) isminde güzel bir mecmua çi- “ğa başladı. İlk say:sı usulen asa lâzım bazı merasim yazıla - dolu olduğu için hedefi hakkın - bir fikir vermedi... Çok samimi bir sevgi ile tetkik et- bu mecmuanın. .. Burhan Cahit beyin sözünü bu- Mia kesmek mecburiyetindeyiz. * gün evvel, gene bu sütunlar» “Ülkü,, mecmuası hakkında ye ik ki: sminden de bu mecmutanın yüksek “sadi anlaşılıyor... Ülküde bir tek * yok, ki okur yazarlarımızı alâ - ““r etmesin. Buna mukabil Burhan Cahit a konması lâzım merasim ya- « “iile dolu olduğunu, bunun i- şe de, hedefi hakkında kat'i bir “ir edinnemediğini söylüyor. Burhan Cahit bey,bu sözile, .R sözünü: “Çok samimi bir sev- : ile bu mecmuayı tetkik ettim, i “nü cerhetmiş oluyor. Tırpan Mimi bir sevgi ile tetkik etmiş Recep imzalı Aaleden de, mecmuanmn ülkü- * kat'i olarak anlardı. erhansi bir muharririn, bi- e ayni fikirde olmasmı iste » hakkını haiz değiliz. Biz Memuada basmakalıp hakale bu- nd söyledik ve makale saydık. Burhan Çiğ imlerini Ya bey bunun aksini iddia edi- Bire, “Ülleü,, deki doldurma iler hangisi olduğunu söy - Ni? n Cahit beyin, daha ga- bir isteği de var, Diyor ki: Sy mecmvarın daha mahalli, daha olmasını, daha orta bir yol tui- dilerim, a sn bu satrları okuyunca, kan Cahit beyin “Ülkü, yü e- Ni veya şöyle süküm veriyor. “Ülkü,, deki bazı yazılar: Usunuz ve konuşturunuz,, — i Türk tarihi kongresi ile, dı k dili tetk'k cemiyetinin ça - i malar, — “MEİN misakm kıy - Ta, b — “19 ubat, — “Yağı ; mış s,, — “Ergenekon,,. ; ha mezmun bundan daha ma- * daha yerli nasıl olabilir? ; » * vag ğünkü vazifemiz okutmak, a zevkini arttırmaktır. Ve h yok samimi söylüyoruz, ki dey, bu zevki tatmin edecek 4 “lgun bir mecmuadır. ay da kusur aramak abestir. Yani” içindeki yazıları okumadan e ç? fikir yürütmek daha abes - hyyacak olanların, boş yere Hye T Yaramaz. | Üryan hasat zamanı işe yarar. | aç ç 2 olgun başaklar biçilir. Fi- Mey, Pan atan rençberin Lırpanı en alırlar, Se'âm' Izzet Tİ Ne i iskân işleri ayr aldığımıza göre bütün vi İ m iskân işleri hazirana ka ilecek ve hazirandan iti teşkilat itga edilerek icap e zerde mm memurlukları Sun ve ilk sayı olmasına râğ- l Bu ' ni kırmaktan başka bir | ! | sasmda dün buğday ve arpa üzeri- Yüzündeki bir işa- tam erkek! |iki azılı boğuştu- | ret.e hakikat mey dana çıkacak imiş On seneden beri Turinodaki er meni yetimhanesinde ermeni zanni le alıkonulan Türk kızı Huriyenin şehrimize geldiğini yazmıştık. Hu riye, annesinin ve babasının öldü ğünü söylemişti. Dün ortaya atı - lan bir iddiaya göre, Huriyenin anası ve babası sağdır ve bir kaç güne kadar şehrimize gelerek kız- larına kavuşacaklardır. Bu iddiayı yapan Bakırköy pos- tahanesi Otevzi memurlarından Şemsi Efendidir. Şemsi Efendi diyor ki: ““Huriyenin anası ve babası sağ dır. Kendilerine mektup yazdım. Bir kaç güne kadar buraya gele - ceklerdir. Babasınm adı âşık Ah- met Efendi, anasının adı Ayşedir. Kırklarelinde Deveşatağı köyünde oturmaktadırlar. Rençperlik yap - maktadırlar. Babasının öldüğü ya landır. Huriyenin yüzündeki bir işaret hakikati meydana çıkara - caktır.,, Büyük tenzilât! Elektirik saatı ki asından beş kuruş indirilecek! Elektrik tarifesini tetkik eden komisyon işini bitirmiştir. Rapo - runu hazırlamaktadır. w z leri de tetkik olunacaktır. Aldığımız malümata göre, elek- irik tarifesinde bir değişiklik ol - mıyacak, yalnız saat kirası beş ku ruş indirilecektir. Yün mensucat fabr'katörleri Yün mensucat fabrikatörleri dün sanayi birliğinde fevkalâde bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda İstanbul meb'usu Ziyaettin bey ile Vasıf beyler ha- zır bulunmuşlardır. Yün mensucat fabrikatörleri bil hassa mevadı iptidaiye temini için çektikleri müşkülâttan bahsede - rek bazı maddelere ait gümrük re- simlerinin indirilmesini hükümet - ten ticaya karar vermişlerdir. Bundan sonra yün mensucat fab rikatörlerine lâzım olan yünlerin memleket dahilinde temini için ça | Uışılması kararlaştırılmıştır. İçtima üç saatten fazla devam etmiştir. —a. Buğday ve arpa fiyatları İstanbul Ticaret ve zahire bor ne çok muamele olmamıştır. Maamafih Anadoludan fazla mal geldiği için fiyatlar 10. para kadar düşerek 5,46 kuruşa düş - müştür, Arpa da 3,55 kuruşa tenezzül etmiştir. Dün #elen muhtelif maddeler | nlardır: 400 çuval ve 2 vagon buğday. 929 çuval arpa, 432 çuval fasulye; 585 çuval iç fındık, 519 çuval ke - nevir ve 422 çuval Mısırdır. 5,59 aşında Nevzat muayene edildi, sahideu garip görüldü, halka teşhir edilecek Nevzat ismindeki erkek Geçenlerde beş buçuk yaşmda ve Nevzat isminde bir çocuğun er keklik arzuları duyduğundan, bir iki kadına tasallutundan ve evlen mek istediğinden uzun uzadıya bahsetmiştik. Çocuğun annesi, gayri tabii suret- te neşvünema bulmuş ve bir gari- be addedilmiye değer olan çocu - ğunu teşhir etmöyi düşünerek vi- lâyete müracaat etmiş ve müsaade istemiştir. Bunun üzerine vilâyet ürlüğüne yollamış, küçük Novza- dın burada muayenesi yapılmış ve hakkında yazılan şeyler varit gö - rülmüştür. Vilâyet müsaade eder- se çocuk bir hilkat garibesi olarak teşhir olunacaktır. Gelik Yeni idare heyeti ve kaza reisleri listesi Fırka vilâyet kongresinin sonun da yeni vilâyet idare heyeti ile ye. ni intihap edilen kaza reislerinin listesi nizamname mucibince tas- tik için kâtibi umumiliğe arzedil. mişti. Umumi idare heyeti son iç- timamda bu yeni seçilen vilâyet idare heyeti ile kaza reislerini tas tik etmiş ve vilâyet idare heyeti re isliğine tebliğ olunmuştur. VAKIT Gündelik, Siyasi Gazete istanbul Ankara Onddesi, VAKTT yurdu Telefon Numaraları Yazı işleri telelonü: 24379 İdare telefonu (o: 24370 —— Telgraf adresi: Istanbul — VAKTI Posta kutuşu Ko. 46 —— Türkiye Seneli: 8 aylık 3 aylık 1 aylık —— Mo Kr. | 0 » | w . 80 » — ilân ücretleri: Resmi Mânlarm bir estm 10 Kuruş Ficari ilânların bir satırı o 12.5 Kuruş Ticari Mânların bir salim! 25 Kuruş —— Küçük ilânlar : Bir defam 30 iki detam 90 Uç detam m3 dört defası 73 ve on defası 100 kürüştur. Uç sytık Uln verenlerin bir defasi mecca- nendir. Dört satırı geçen İlânların fazla satırları beş kuruştan besap edilir So lar, birbirini yaraladılar Evelki gece Galata kahvelerinde gene kanlı bir kavga olmuş, bir a- dam ağır surette yaralanmıştır. Vak'a şöyle olmuştur: Sabıkalılardan Arap .Apdülka- dir ile gemici İsmailin arası bir ka dım yüzünden açıktır. Kabadayılık taslıyan bu iki adam bir hafta evel Sayıfa: 3 Bir şair ve doktorlar ir kaç genç hekim arkadaş, yüks ek sesle konuşuyorlardı. Birisi bir cevap lâzım diyor « du kuvvetli ve susturucu bir ce - vap. Karşısındaki: “Azizim, de « di, bu adama cevap yazmak ta doğru değil. Bu onun ekmeğine yağ sürmek demektir. Çünkü bu münakaşalar onun gazetesinin sü- rümünü arttırır.,, Sordum, anlattı- lar: “Yusuf Ziya bey bize ateş püskürüy or.,, dediler. Okudum ve düşündüm: Büyüle harp, mütareke, kurtu- luş kavgaları, cümhuriyet değişik- likleri bunların arasında Türk kavga etmişler, biribirlerini ölüm! şairi ve doktorlar.... le tehdit eylemişlerdir. Dün gece Bütün bundan sonra Yakup Arap Apdülkadir Galata meyha-' Kadri, Falih Rıfkı, Aka Gündüz, nelerinde iyice sarhoş olduktan! Celâl Nuri, Sadri Etem, Faruk sonra Galatada Serçe sokağında! Nafiz ve nihayet Binnaz şairi Yu- Talâtın kahvesine gitmiş sallana, | suf Ziya beyi. Yıkılan Osmanlı im sallana içeri girerek: paratorluğunun bize devrettiği o- — Talât, yap bana bir kahve!| kur yazar adedi nihayet yüzde hem çabuk ol! demiştir. bir kadar olması sebebile olacak Apdülkadir kahveyi içerken et-! ki biz bu bir avuç edibi en ufak rafında oyun oyniyanlara çatmış, | yazılarına kadar tanıyoruz. hattâ bir aralık Talâta: Nasıl tanımıyalım ki Kemalizm — Talât, sen iki sene evel sekiz | biz Türk çocuklarma imparator - yerinden biçak yedin, Tadını bi -| luk enkazı altından seneler ve se- lirsin, bana sakın meydan okuma- | nelerce çalışmamızı didinmemizi, ya kalkma! Tehdidini savurmuş -| üzerinde işlememizi emreden bi: tur. Apdülkadirin bu tehdidi üze -| bakımsız yurd,temiz fakat cahil v rine kahvenin bir köşesinde oyun | dertli bir halk kütlesi çıkardı. B: oyniyan düşmanı gemici İsmail ye| ideale koşacak işte bu yüzde bi rinden kalkmış, şöyle bağırmıştır. | rin içindedir. Bu küçük kütle şa — Ne okuyorsun be? Sen kaba- | hidi olduğu acılarla mütessir, ız dayı isen biz de kabadayıyız. Çık | tıraplı, fakat üzerinde yürüdüğ! dışarı görüşelim! Bu sözler üzeri-| Sizginin yüksek sonunun verdiğ ne iki düşman kendilerini karan - ümit ve teselli ile O biribirinde: lık sokağa atmışlar, bir müddet | Kuvvet alarak yürüyor. an A- İşte Yakubun sesi. Onu hep iş! b Boğuşmad. rap Apdülkadir galip gelmiş, ge - | fiyoruz. Onun sesi hortlıyan ha mici İsmaili burnundan, vücudü - | bis ruhların bize telkin ettiği nef nün üç yerinden ağır surette yara-| ret hislerinin üstünde temiz, par. lamıştır. İsmail de Apdülkadiri taş | lak ve ümit verici bir çmlayışle la başmdan yaralamıştır. Gemici | ruhumuza doluyor ve bizi yeiste: hastahaneye kaldırılmış, sabıkalı | kurtarıyor. Yusuf Ziya bey, büyük Apdülkadir yakalanmıştır. harpte bir okka şekerle başladığı mizahçılığı şimdilik (mevsimin Sinema ve tiyatro- | soğukluğundan olsa gerek) bir ta larda sıkı bir teftiş var! rafa bırakarak işi başka vadiye döktü, Hekimliğe hücumla hem hoşça bir vakit geçirmek; hem de Belediye ve maliye müfettişleri | bu sayede biraz dünyalık temini iki gündenberi İstanbul dahilinde | cihetine yürüyor. ki sinema ve tiyatroları yeniden Hekimleri ve hekimliği bilme- sıkı bir surette teftişe başlamışlar | mek ve hücum etmek bizde yen: dır. bir şey değildir. Vaktile gene böy Teftiş esnasında bilhassa sine -| le bir şair: maya biletsiz giren olup olmadı - gma, memurların vazifelerini ne suretle yaptıklarma bakılmakta - dır. Sinema mevsimi bidayetinden dası görülmüş, geçen seneye naza tında fazlalık hâsıl olmuştur. â,15 Yal evelki VAKIT 22 Şubat 1917 — Suriye evkaf müdürü Necati B. İstanbul evkaf müdürlüğüne, Suriye evkaf müdiriyetine Halep evkaf mü - dürü Fahri, Musul evkaf müdürlüğü- ne de İstanbul evkaf müdiriyeti ta- kip memuru Şevki Efendiler tayin Edülmişlerdir. — Muallim, memure hanımlara a- yakkabı tevziatının arkası alınmış ol- duğundan Cumartesi gününden iti - baren mekâtibi âliye, tâliyeye müda- vim hanımlara meni ihtikâr heyetin. ee ayakkabı tevziine başlanacaktır. — Milli ajans, Kafkas cümhüriye- tinin hükümeti Osmaniyeye müracaat- la taraleyin. arasında müzakeratı sulhiyeye girişilmesini teklif eyledi - ğini mevsukan istihbar etmiştir. si ! | sa Türk hekim nasıldır Yahut biz Güller güler figanla geçer öm- rü andelib Bimar ihtizarda ücret dile! tabip ileri yapılan çok sıkı teftişlerin fay hezeyanı savurmuşmuş, Şimdi bunu başka bir şekilde | ran Darülâcize ve maliye varida «| işitiyoruz. Yalnız şu farkla ki < zaman bu cevheri yumurtlıyan şa» irin kafasında, eski divanların ha- İ | yide beyitlerile bir iki (mefulü me failü mefailü feolün) kalıbından başka bir şey yoktu. Halbuki bu- günün Türk edibi hiç olmazsa iki lisan bilir (Arapça, Acemce de » gil) .bir kaç yüz garplı edibin ese- rini okumuştur ve nihayet hekim kimdir hekimlik nedir ve bilhas- bunları bilen bir şahsiyettir, öyle görmek istiyoruz. Düşünmeli ki bundan daha 20 sene evvel Sultan Hamidin bile hastalığını tedaviye kalkmış bir mütetabbibin ancak bir kaç sene evvel icrayı san'at veya cehalet « ten menedildiği bir memlekette yaşıyoruz. (Devamı 5 inci sayıfada ) Dr.: Besim Kemal