de geri istiyor ! Fakat beri takaltaki Hitlercilerle komünistler hâlâ boğaz boğaza... BERLİN, 20 (A.A.) dahiliye nezaretine Alman hükü- eti tarafından komiser tayin edi- — Prusya len M. Goering, merkez fırkaları - nın fikirlerini tanıtan ve müdafaa eden gazeteleri katolik cemiyetle - rinin intibabat doalyısile çıkardık- ları beyannameyi neşrettiklerin - den dolayı tatil etmişti. Bu cemiyetlerin reisi olan sabık Başvekil M. Marx, katolik cemi - yetlerinin hükümeti her hangi bir suretle tahkir niyetini beslememiş olduklarını kat'i surette beyan et- tiğinden M. Goering tatil edilen gazeltelerin'tekrar çıkmasma mü - saade etmiştir. BERLİN, 20 A.(A.) — Dobe. rna, Hanovr, Bohum, Wuppertal, Erfurt, Chemritz şehirlerinde Hit- lercilerle komünistler (o arasında çarpışmalar olmuştur. Çarpışma - larda 3 kişi ölmüş, 16 kişi ağır su- rette yaralanmıştır. Bir çok da hafif yaralı vardır. Almanyanın harici siyaseji PARİS, 20 (A.A.) — Alman | siyasetinin harici gayeleri hak - kındaki bir makalede Le Journal diyor ki: “Halihazırda Almanyayı idare etmekte olan kabinenin harici si- Yasete ait programı gün geçtikçe tavazzuh etmektedir. Hitlerin ifşaatmdan sonra şim- di de mesai nazırı M. Seldte, çe- lik miğferlilerin naşiri efkârında | bir makale ile sadıkane bir su - relte neşrolunan ifşaatına mutta- li bulunuyoruz. Le Journal devam ediyor: Şimdi artrk iphama ve şüphe ye mahal kalmıyacak bir surette | biliyoruz ki Almanya, yalnız aske Ti ve iktısadi serbe; yor Fransadan Alsas Lorenin, Bel çikadan Eupen ve Malmedy'nin, Lehistandan Danzig koridoru ile Poznan ve şarki yukarı Silezya - nın, Litvanyadan Mamelin, Çe - koslovakyadan Bohemyanın geri alınmasını ayni zamanda Avus - turyanm siyaseten Almanyaya bağlanmasını ve nihayet eski müstemlekelerinin de iadesini is- tiyor.,, V Le Journal, netice olarak diyor ki; “Bu ölçüsüz programın ne ka- dar manasız olduğunu söyleme - ğe lüzum yoktur. 4 Bilhassa vahim olan nokta Ver- say muahedenamesinin imzası ü- zerinden henüz 14 sene bile geç- | mediği halde bu kabil hayelerin Alman dimağlarında yer etmiş olmasıdır.,, Efgan kralının kardeşi Ahmet Han Memleketimize geliyor Efgan emiri Nadir şahın kar- deşi emir Ahmet han refakatinde hariciye nazırı ve miralay Sadık han ve emir Aziz han ve daha bazi zevat olduğu halde yarm'ak- şam Halebe gelecek ve merasim: "| le karşılanacaktır. Emir hazret - lerini Efgan hükümeti umuruna da bakan Suriyedeki Türkiye hü- kümeti ve Halep konsolosları Şamda karşılamışlardır. Emir Hz. salı veya çarşamba günü Türkiye- ye hareket etmek üzere Halepten sini istemi- | ayrılacaklardır. Fransa ile İtalyanın etrafında toplanan birbirine düşman devletler Fransa ile İtalya arasındaki meseleler gün geçtikçe çapraşık bir hale gelmiştir. Fransa, en ta - nınmış siyasilerinden biri olan â-; yan âzasından Mösyö Hanri de Jouvenel'i bu işe memur Fransanın Roma sefirliğini ona tevcih etmiş, o da vazifesi başma giderek müzakerelere girişmişti. Fransa ile İtalya arasındaki ih-! tilâf noktaları bir çoktur, Bunlar arasında bütün Avrupayı derinden alâkadar edeni, iki devletin sulh muahedeleri hakkmdaki telâkkile- ri ile orta Avrupa ve şarki Avru - padaki küçük devletlere karşı va- ziyetleridir. Fransa Avrupadaki vaziyetini sağlamlaştırmak ve kendi ma: niyetini temin etmek için kü itilâf devletlerine, Lehistana mü- | zaharet etmektedir. İtalya da ayni yolu takibetti ve Macaristanla, Bulgaristanla anlaş- ir. Fransa ile anlaşan küçük dev - letlerle İtalya ile anlaşan küçük devletler O biribirlerine muhalif hattâ daha doğrusu husumetkâr bir vaziyet almaktadırlar. Onun için Italya ile Yugoslav - ya arasında, İtalya ile Fransa a - rasında münasebetler gerginleştik- ederek | çe, iki tarafa müzaharet eden kü- | çük devletler de, mensup oldukları büyük devletlere sadakat göster - mek rolünü yapmaktadırlar. Bu vaziyet bütün Avrupada a - kisler yapıyor.. Her ihtilâfım had bir sekle girmesine yardım ediyor, ihtilâfları hal için vuku bulan te- şebbüsleri akamete uğratıyor. İki taraf anlaşamadıkları tak- dirde Balkan devletlerinin, biribi- rine rakip olan devletlerin nüfuz ve tesirinden kendilerini sıyırarak serbest hareket etmelerine bir mâ- ni yoktur. Hattâ Yugoslavya kral ve krali- çesile Yugoslavya hariciye nazırı- nm Romanyayı ziyaret etmeleri, bu vadide bir teşebüs telâkki o - lunuyordu. | delikanlıya rasgelmiş ve ona çıl- Balkan devletlerinin a. ralarındaki müşterek menfaatleri takdir etmeleri ve aralarında bir federasyon vücuda getirmeleri, Avrupada yeni bir birlik yapma - ğa muvaffak olmaları ve bu suret - le elli milyonluk bir kütleyi birleş- tirmeleri, onların omukadderatını büyük devletlerin pençelerinden kurtarır.. Onların harici tesirler altnda hareket etmelerine mâni olur. (Londrada çıkan Near East ten). VAKTT Artistik Sinemasında : 99 21 Şubat 1933 #ilmler Almanya Alzas- Doreni © - YS AT" Pike PAPRIKA Filimden bir sahne Otti dostu İlonaya soruyordu: — Nasıl oldu da kayin birade - rin Pol $röderi kendisine refakat etmeğe razı ettin? İlona ona cevap verdi: — Paprikanın işi! — O halde bu pek garip bir nebat olacaktır. Gen çbir macar dilberi olan İlo- na V. Taba, bu sözleri söylerken vatanında çok sevilen bu nebatı düşünmüyor fakat o nebatla da - marlarında cevelâin eden ateşin kanı mukayese etmek istiyordu. 3 sene evvelbir baloda güzel bir dırırcasına âşık olmuştu. Bu, de - likanlı ile yegâne tesadüfleri idi ve bir daha ondan bahsolundu - ğunu bile işitmemişti. O zamandanberi Macaristan - da bulunan ebeveyninin malikâ - nelerinde yaşamış ve şimdi de bir müddet kalmak üzere (Berlinde bulunan arkadaşı Ottinin yanına gelmişti, Fakat daima sevmekte olduğu Şröderin, Ottinin kayın bi- raderi olduğunu ve bekâr bulun - duğunu öğrenince artık sevinci » ne nihayet yoktu. Pol izdivacm tetkikatına bir mâni teşkil edeceğine inanmıştı. Onu noktai nazarından vazgeçir- mek kolay bir mesele değildi. Bununla beraber İlona bu ka- darcık bir müşkülât (Okarşısında serfürü etmedi, ve bir hizmetçi, gibi giyinerek kendisini bu su - retle tanıttırdı. Ottinin evindeki vaziyet şaya- nı hayret bir şekil almağa başla - mıştı, İlonanın oynadığı hizmetçi rolleri garip şekiller (alıyordu. Bundan maada evvelce karısmı ve küçük kızını sirkte birlikte ça- lıştığı bir kızla kaçarak terkeden uşak Frençle ilk karısının da Berlinde olduğunu öğrenmişti. Garip bir tesadüf olmak üzere İlonayı görür görmez 15 seneden beri görmediği kızı zannetmiş ve tesadüf onu kendi bulunduğu eve hizmetçi olarak sevkettiği kanaa- tinde bulunmuştu. İlona rolünde muvaffak olmak için onun bu zannını tashih et - memiş ve Franç ta onun hakiki babası olduğu kanaatile Polle o- | lan münakaşa işlerine bile burnu- nu sokmağa kalkışmış ve bu da hemen hemen şıkı büsbütün biribirinden ayırmak tehlikesine | maruz bırakmıştı. İki âşık arasına ufak bir ihti « lâf sokan bu suitefehhüm Pole İlonaya karşı hissettiği aşkın kat'i ve gayri kabili tezelzül olduğu » nu ve onsuz yaşaması kabil olma- dığını anlatmıştı. Bunun üzerine Françı bularak ondan kızınm desti izdivacını talep etti. Böyle bir damada malik olacağından dolayı koltukları kabaran Franç kendini haberdar etmek üzere se- nelerdenberi dargın olduğu ka - rışını bulmağa gitti. Fakat Franç karısının yanında hakiki kızını bulunca, şaşırmış ve genç İlona - nın bir maceraperestten başka bir şey olmadığına karar vermişti. O esnada Oltti, Pole meseleyi anlatmış ve muhabbetini © ispat etmiş olan nişanlısını afettirmiş « tir. Bu film, 23 Şubat Perşembe akişa- mından itibaren artistik sinemasın - da gösterilecektir, Sünear emen 5019008 e0s0N BEBE ERE EMEN ARL MAAMAN YASAN Fena yol Opera sinemasında : 100 Deniz kahramanları Tim ve Pinki dalğıçlık san'a * | tini kendilerine meslek ittihaz et- miş, biribirinden (ayrılmaz iki dostturlar. Tim, kadın peşinde, eğlencelerde dolaşan, kavgacı fa- kat iyi kalpli bir adamdır. Pinki ise, çalışkan, idareli, hassas bir gençtir, Bir gün, Pinki, Tim denizde çalıştığı esnada sergüzeştçü bir ka dmla tanışır. Bu kadınla evlenir. Pinki, Timin çalıştığı takımı de- giştirdiği esnada ondan gidip ka- rısmı görmesini ve canının sıkıl « | mamasımın teminini rica eder. Tim karaya çıkar çıkmaz, eğ- lenmek üzere kendini bir bara şır ve geceyi birlikte geçirirler. Bu kadın, Pinkinin karısından başka kimse değildir. İş anlaşı « lınca, kadın, biribirinden ayrılmı- yan bu iki dostu, düşman. yap « makta gecikmez. “Fena cezasını bulur!,, kaide- sini unutmamalı. İki arkadaş iş ba şında iken bir yat batar. Pinkinin karısı da kocası gittikten sonra ahbap olduğu bir milyonerle bir - likte bu yatta bulunmaktadır. Denize önce inen dalgıç Tim, yat sahabinin yanında yatan ka- dının cesedini görür, Pinkiyi mü - tecssir etmemek için cesedi sakla- mak ister. Fakat, bu fedakârlığı esnasında başlığı iki demir arası- na sıkışır, kendini kurtaramaz. O esnada deniz kudurmuş, dalgıça muvasala teşkil eden ge - minin batması tehlikesi başgös - | termiştir. Kaptan © gemidekileri kurtarmak için Timi feda ederek gitmis miyeğir deli; Palet; Min kin, arkadaşını: bırakmaya râzı İ olmaz. Kaptanı ikna ederek de « nize iner, Orada gördüğü ve Ti « min saklamağa vakit bulamadığı karısının cesedi, ihanetini ve iti » madının ne kadar boş olduğunu kendisine anlatır, İki arkadaş, bu tecrübenin takviye ettiği dostluk- larile hayatta yanyana mücade » | atar. Orada güzel bir kızla tanı- | lede devam etmek üzere biribiri- 1 “i ne sarılırlar. Bu film 22 Şubat Çarşamba günün- den itibaren Opera sinemasında gös“ terilmeğe başlanacaktır. ! KISA HABERLER : | VPN Nba van sne #8008 BAN SN 9008408 eme BeNN eme RAN $ Asta Nielsen, Parise gitmiş - tir, $ Bir Alamn Tel filmini yapacaktır. $ Amerikaya gitmiş olan Al - man yıldızı Şarlot Suza kendisi « ine lâyık roller (o verilmediğinden Madam Kivelli ile Mösyö Gayıjlıgr * | Konturatını feshetmiştir. İpek film stüdyoları, sadece Türkiyede açılmış bir stüdyo, sa- de Türkiye için ilk film sanayi merkezi değildir. İpek film stüdyoları, bütün Balkanların ilk ve yegâne stüd - yolarıdır. Bunu da, Yunanlıların, burada bir film çevirmeleri ispat i etmiş bulunuyor. .».. Bundan bir müddet evvel İstan bula gelmiş olan Kivelli — Ko - topuli tiyatro heyetinin bir film yapacağını yazmıştık. Bu film İ şimdi, bitmiş bulunuyor. Filmi, rejisör Ertuğrul Muhsin Bey yapmıştır. Fakat henüz ta - mamile bitmiş değildir, Yunanis- tanda Korfu adasında çevrilecek bazı kısımları vardır. ». İsmi “Fena .yol,, ve Yunanca $ Rosita Moreno “Bekâr koca,, | isimli filmini çevirmiş, bitirmiş - | tir. i rolü vardır. Bunları Madam Ko - ! topuli ile Madam Kivelli oynu « i yorlar. Erkeklerden Film Yunanistanm meşhur mu» ! harrirlerinden birisinin büyük bir | hikâyesinden alınmış bir mevzua i sahiptir. Bu mevzu ise kısaca şu- i dur: İli kız kardeş vardır. Birisi güzel öteki çirkin. Herkes, bütün ! erkekler güzele kur yapıyorlar ve ! onu fena bir yola sevkediyorlar. Çirkin kız kardeşe ise hiç kimse ! bakmıyor. O, bundan mütcessir » dir. Nihayet, o da kız kardeşi gis bi fena yola sapmak istiyor. Fa « kat nihayette fena yola sapan da, sözlü olan bu filmin iki kadın baş | doğru yola dönecektir, şirketi o Giyom |