Ğİ Kemalin kafasına dank etti. Ahmet Baruni Beyin çevirdiği İridakları şimdi anlıyordu. Ay - Yeye kur yaptığı belli olmasın di - YS, ortaya bir Katerin Daragon ve nihayet Kemali sür- Miye muvaffak olmuştu. Ve niyet, Ahmet Baruni Be -| Yin, Şefik Nuri B.in ani hastalığın | istifade ederek, genç kızı na- *İ kıskıvrak yakaladığını anlatı - Yordu. “Ben bu yemine aldırış etmiyo- tüm Kemal. Böyle bir yeminin hiç ir hükmü yoktur ve böyle zorla Verilen söz de tutulmaz. Ayşe H. da bunun böyle olduğunu biliyor, verdiği sözden bir türlü ge- Yİ dönmek istemiyor, dönemiyor, Yeminden korkuyor. Babasını öl- ceğini zannediyor. “Ayşe Hanımın nasıl bir azap e olduğunu tasavvur edemez iz, Bir cehennem azabı yaşı Yor ve yemininde hanis olmamak is »i»i bile çağırmıyor. © Bense bunu size haber verme *eydim, fena bir şey yapmış ola - taktım. Benim vazifem, size vazi- Yeti olduğu gibi bildirmekti. İşte irdim. Bu adamın, Ayşe gibi ir kızla evlenmesi cinayettir. “Bütün bunlara sebep, sizin İs- tanbulda bulunmayışınızdır. Bir an evel geliniz, Ahmet Baruni Be Jin maskesini yüzünden sıyrralım. | Nişan'nıza kavuşunuz. Ahmet Ba Tuni Beyin zenginliği Şefik Beye bir şey ifade etmez ve onunla si- Zin aranızda mukayese yapmaz sizi muhakkak tercih eder. “Düğün 15 gün sonra, Eğer tubu alir almaz haraket eder © *eniz yetişir ve bu işi durdurursu- Muz... Hareketinizi bana telgrafla Mildiriniz. “Bütün bunları size yazmak için şok düşündüm nihayet (yazdım. Âyşe Hanımm mes'ut olmasını iz tiyorum... Telgrafmızı beklerim, Senih, ! Kemal mektubu bir nefeste o - kudu. Bitirdikten sonra, tepesinden tır hağma kadar buz kesilmişti. San- ki donmuştu. Şakaklarından soğuk terler dam Bu sersemliği uzun sürmedi. Ya â$ yavaş kanı kaynamıya, gözle- ti dönmiye, kalbinde hiddetin pen | Sesini hissetmiye başladı. | nm ahlâksızlığı onu ku - du. Ve birden, kıskanmıya başladı: Neden Ayşe bunları benden sakladı! Neden yazmadı? Neden beni çağırmadı?..,, Ayşenin derhal Ahmet Baruni Beyin kendisine kur yaptığını Ke e bildirmesi lâzımdı... Evlen - karar vermiş ve bu kararmı saklamıştı.. Tevekkeli değil son bu kısacıktı. Kemal ise ona körü körüne em MiYet ediyordu. Birden Senihin bir tekrar gözü ilişti, Ayşe muazzepti, Ayşe bir ce - hennem azabı yaşıyordu. Senibin rdı. Bir an evel İstanbula da cümlesine kafeste bir kaplan gibi odanın için Ne 46 AYŞE Selâmi izzet Kemal içini çekti. Hayır, Senihin bilmediği bir şey varsa, oda Kemalin babası idi. Kemalin babasını bilmiyordu. Şe- fik Nari Beyin neden Kemali ter- cih etmiyeceğinden bihaberdi. Derin bir düşünceye daldı. Ne yapacaktı?. Kollarını bağla yıp oturacakmıydı?.. Ayşeyi o ha in adama mı bırakacaktı? Hayır! İsatnbula gitmesi elzemdi, şart- tu. Her ne olursa olsun İstanbula gidecekti.. Ayşe ile evlenmese bi- le, her halde Ayşenin Ahmet Ba- runi ile evlenmesine mani o lurdu. Eline kalemi aldı, Senihe çeke ceği telgrafı karalamağa başladı. Birden durdu. Hatırma başka bir şey geldi: Ya Şefik Nuri beyin sihhati?.. Onun İstanbula gelmesi, düğü- nün geri kalması, biçare hastanın üzerinde ne tesir yapacaktı?.. Her halde heyecanlanacaktı. Bu heye - canla tekrar bir dımaği nezfe uğ- raması ihtimali kuvvetlidi... Onu, kendi aşkı uğuruna öldüremezdi. İyilik gördüğü, elinde büyüdüğü bir adamı öldüremezdi. Kemal elinden kalemi attı, yü - zünü avuçlarının içine alarak, ço- cuklar gibi, omuzlarını titrete tit- rete, hınçkırmıya başladı... sikiş şile Düğün arifesi — Ayşe senin hararetin var, — Var Leylâ. — Hastasın sen! “5 Natl hasta 'olmiyayım isti » yorsun Leylâ?. Her an ölümümü bekliyorum... Her an boğulaca « ğım sanıyorum da boğulamıyo - rum.. Bir kere kalbim dursa... E- ğer bu intizar daha uzun sürerse öleceğim... — Ne bekliyorsun Ayşe! -—-Hiç! Leylâ asabileşmiş, sinirlenmiş - ti, — Allah aşkına söyle, ne bek : liyorsun? — Ben de bilmiyorum Leylâ... Bu düğünü bozacak bir hâdise bek liyorum.. Ne bileyim ben, meselâ kıyamet kopacak ta, evlenmiyece ğim gibi geliyor.. Leylâ dedi ki: — Belki Kemal gelir. ler... — Gelmesini istiyor musun? — Hem istiyorum, hem de kor. kuyorum.. Gelince neler olacağı - nı, neler yapacağını, Ahmet Ba - runi Beyle aralarında nasıl bir kav ga çıkacağını “düşünmek istemiyo- rum.. Gelmesin daha iyi.. Yalnız başka bir şey olsun, evlenemiye » yım... Leylâ gülmiye çalıştı; — Ahmet Baruni Beyin bacağı kırılsa.. Leylâ beyhude gülmiye, beyhu- de neşelenmiye çalışıyordu. Ayşe de dört dönüyordu.. Ayşenin odasr, lâke mobilyalar hakk, di m Ayşeyi kurtarması, onu sa ) > eriştirmesi lâzımdı... akat bunu nasıl yapacaktı? Gene mektubu okudu. Senih: ie Bey sizi tercih eder, diyor - Her Vahi halde Senihin bir bildiği la döşenmiş, zarif bir odaydı... Bü yük, beyaz bir sedirde oturan Ley lâ, tekrar etti: kırılsa... nm altıma bir karpuz kabuğu ko- — Ahmet Baruni Beyin bacağı Dadı, bu sefer dayanamadı: — Kırılacağını bilsem, ayağı - İ | Yurttaş Türkçe, Yaz! Türkçe karşılığı aranan birkaç örnek: Büyük ülkü başı — Reisi cüm- hur, Büyük başbuğ — Başvekil. İç işleri beyliği — Dahiliye ve kâleti. Dış işleri beyliği — Hariciye ve kâleti, Yaralı işler — Nafıa, Ordu işleri — Müdafaa. Toprak işleri — Ziraat . Davarlı işler beyliği — Maliye Kazanç işleri — İktisat Bilgi işleri — Maarif. Esenlik ve büdünce yardım iş- leri — Sıhhat ve içtimai muave- net Doğruluk işleri — Adliye. Kingâş — Müsteşar, Tapık — memur »* 5 4 l Değerli ve gönülden arkada - şım Celâl Nuri, bizde en çok oku- muş, en çok gezmiş, kocaman bö- lüm bölüm yazmalar ortaya çıka- rarak bastırmış, günümüzün ışık: kı bir yazıcısıdır. Yanlışsız Türk- Şe yazar, yapı ve çatma türesini en iyi bilir bir arkadaştır. Söz düzenine, yapı türesine uymayan bir söz onu tiksindirir. Hele (kindili, kandil... minberi, menber, revgani, rugan, zeytunu, zeytin) gibi söylediniz mi? He- men sözünüzü keserek düzeltir. Vakıt'ta bize geçmiş günlerin bin bir tuhaflıklarını okutan Ce - lâl, en açık Türkçe yazan bir ar -! kadaş iken Yakınız neler karıştı» rıyor; İ la arslan, İptida müslüman olmuş — Ön- ce müslüman, İtimatları azdı — inanmaları azdı. Bendegân — Kullar. Maruf — Belli başlı. . 5 Milliyetten: Gümrük muamelâtında sürate misal — Gümrük işlerinde çabuk- luğa örnek. Teşmil — Yaymak. İthal —Girme, sokma, “.. Akşamdan: Nihayet derdest edildiler —— En son yakalandılar. İhracat noktai nazarından is- tifadeli bir iş — Çrkarma bakı- — Ah bir gelse... Haniya o gün | mmdan kazançlı. | Kendilerine pederleri refakat edecek ve bu seyahat iki ayde. vam edecektir — Kendilerine ba- baları arkadaşlık edecek ve bu gezme iki ay sürecektir. Edime meb'usa İlere hastahane gezdirilmiş, hasta- Bu namla yadolunan — Bu at- | hanenin ihtiyaçları hakkında ma- | hastahanesi tesis edilmişti. 1300 Haseki kadınlar hastanesinde Bir yılda kaç hasta bakıldı, faaliyet yıla nasıl artıyor ? yıld Dün Haseki kadınlar hastanesini ziyaret ederler hekimlerle bir arada Haseki kadınlar hastahanesi baş hekimi Esat Bey dün hastahane - nin yeni yapılan idare kısmında hususi bir çay ziyafeti vermiştir. C. H. F. İstanbul vilâyeti idare he yeti reisi Cevdet Kerim, belediye reis muavini Nuri, şehir meclisi bi | rinci reis vekili Sadettin Ferit, ikinci reis vekili Necip Beyler, dai mi encümen azaları Nakiye H., Tevfik, Avni, Suphi, Yusuf Ziya, ihsan Namık Beyler, bütçe encü » meni reisi Galip Bahtiyar, fırka idare heyeti azasmdan Ali Rıza sıhhiye müdürü Ali Rıza Beyler ve hastahane hekimleri bu ziyafet | te hazır bulunmuşlardır. Davetli - | i lümat verilmiştir. ! Şehrin eski ve kıymetli bir sıh - hat müessesesi olan Haseki ka -| dınlar hastahanesinin İstanbula uzun zaman hizmeti dokunmuştur. Hasekide Kanuni Sultan Süley - man zamanından beri Darüşşifa isimli bir hastahane bulunmakta idi. Rumi 1286 yılında İstanbul şehremaneti idaresinde Haseki yılında da belediye şimdiki hasta hanenin bulunduğu yerdeki taş ko nağı satın alarak 80 yataklı bir has tahane vücude getirmişti. 1305 te| hastahane baş hekimliğine tayin | edilen merhum doktor Nurettin Bey, hastahaneyi tevsi etmiş, pav- yonları yaptırmıştı. 1324 te de bu gün Nurettin Bey pavyonu İsmi ve rilen daire vücude getirilmişti, Nu rettin Beyin vefatından sonra baş hekim olan Esat Bey de hekim ar- kadaşlarile beraber uzun zaman hastahanenin tekemmülü için ça - lışmıştır. Geçen sene hastahanenin i nesinde altı bin dokuz yüz on kis | rette yıktırılması ve beton olarak Sayıta 5 da beş yüz kişiye bakmıştı, 932 de iki bin dokuz yüz kırk bir ront * ken muayenesi yapılmıştır. 924 se nesinde hastahanede üç bin kişi yatarak tedavi görmüştü, 932 se « $i hastahanede yatırılıp tedavi e dilmiştir. Haseki kadınlar bastahanesinin sıhhi ve idare heyetlerinin mesat ve hizmetleri büyüktür. Fakat mü | essesenin şehire lâyık bir hale ge“ tirilmesi için ahşap barakalardan ibaret olan kısımlarının kat'i su * Belediyenin bir kaç senedenberi kaydedilen meş- kür sıhhi faaliyetleri arasında kr- sa bir zamanda bu muvaffakıyeti de görebileceğimizi ümit ediyo « ruZ. inşası lâzımdır. İcra reisliği İstanbul icra reisi Ahmet Suat Beyin İzmir ağır ceza reisliğine dokuz bin kuruş maaşla terfian ta yin olunduğu, dün kendisine bil - 3 dirilmiştir. j İcra reisliği vazifesini dün ak » şamdan itibaren muavinlerden Ke mal Bey vekâleten görmiye baş - lamış, Suat Bey devir muamelesi ni yapmıştır. ği İcra reisliğine, istinaf mahke - melerinin teşkil edileceği haziran ayırma kadar asaleten kimsenin ta- yin edilmiyeceği, ancak adliye müfettişlerinden Osman Talât Be | yin vekâleten tayin edilmesi muh temel bulunduğu söylenilmekte - dir, Suat Bey, yakında İzmire gide- cektir. Kıymetli bir adliyeci olan önündeki idare kısmı tamir ettiri| | Suat Beye, yeni vazifesinde de mu Şeref miştir, evelce iki odadan ibaret o- | vaffakiyet temenni ederiz. ie 3 —ğ m m m r lan poliklinik tamamen yeniden Sai ar, 4 , an sen Ahmet Beyi yapılmış, beş altı odalı bir daire Iskândaki Sui istimal di? vücude getirilmiştir. Doğum yeri İskân muamelelerinde görül gi -Pyçdian Mineli,” bedtâlği! de evelce otuz oluz beş yataklık suiistimal ve sahtekârlık ibi 4 sade ben yaşta kadinlara göz ko iken elli yataklık tesisat yapılmış» lar dolayısile bazı di dum... Halbuki o kuzu | ap kora. e Haseki kadınlar hastahanesinin 5 Lg) .İ faaliyeti günden güne artmakta - ie MES ane” dır. 924 yılında hastahanede yüz Ayşe omuz silkti: doğum vakası olmuştu, 932 de bin — Onun gözleri öyle dönmüş, sekiz doğum vakası olmuştur. Po- ki kafası kırılsa, sardırır, gene ni- | Jiklinik te 926 da yedi bin hasta kâh memurunun karşısına çıkar, | Muayene ve tedavi (o edilmişti, Leylâ içini çekti: 932 de burada yirmi bin yüz on do — Hakkın var... Bu düğünün | kuz kişi muayene ve tedavi olun geri kalması için ölmesi lâzım. muştur. Lâboratuvarda 926 da se Dadı diş gıcırdattı: kiz bin tahlil yapılmıştı, 932 de — Rahmet bile okumam... yapılan tahlillerin sayısı on üç bin (Devami var) i sürasında bulunduğu malümdur. miliğe gönderilmiştir, tiraz etmedikleri (için bu kısma ait evrakın devlet şürasına gön - iki yüz kırk ikidir. Rontken 926; derilmesine lüzum kalmamıştır. alâkadarlarm tevkif edildi deri ve tahkikat evrakının da devlet Haber aldığımıza göre aynimaz- nunlar hakkında başka bir sulis « timal dolayısile vilâyet idare he - | yetince verilen lüzumu muhake « me kararı adliyeye bildirilmiş ve tahkikat evrakı da müddeiumu - Suçlular, bu kısım üzerinde i-