9 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

9 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Safa 8 Hava Muharebeleri | Gi Satılık! Verdun Müdafii Navar Bir çok Avr Avrupah Yazan: Jacgues Mortane Arkadaşım razı oldu. Kumün - dan otomobille betizin almiya gi- diyorum diyerek bir tarafa savuş « muştu. Onun avdetinden evvel ka- rargâha dönmiye karar vermiştik. Amiens'e gelince, indik. Bir gittik. Pek güzel pas: taları varmış. Bir hayli atıştırdık. Sonra da, susadığımız için biraz porto içtik, ve tayyareye binerek havalandık. Fakat bizi bu kadar ((8) er resmederek dolaşmıya baş- ladım. Yağmura rağmen iyi göste riş hareketleri yapmıştım. Pek ta bii, gidip pastahanenin üzerinde de uçmayı unutmadım. Hatta ya - nımıza bir sürü çiçek de almıştık. Onları da attık. Bu aralık, uçar » keh bir balkondan güzel bir kadı. m bize eli ile öpücükler gönder - diğini gördük. Durur muyuz? E » vin yerini iyice tayin ettikten son- ra şehir ciyarma indik ve bu &ye gittik, Bu kadin, aldanmamışız, güzel bir kadındı. Tayyarecilerin âdetle- rini de biliyormuş. Bize porto ik- ram etti. Bir hayli içtikten sonra, artık dönmiye karar verdik, Fa - kat gece oluvermiş ve farkına varmamışız, Ne yapalım? Her şey» den evvel disiplin var, Bunun için karargâha telefone ettik. Kuman- dan çıktı, ilk sözleri şu oldu: — Bu havada uçmak delilik « Bir. — Hayır yüzbaşım, antrenman demektir. — Peki o “halde görürsünüz. Yarın geliniz de! — Emredersiniz yüzbaşım. Ha- va düzelsin ve sabah olsun geli - İşler fena gidiyordu. Ertesi gün, kabahatimizi örtmek ve Amljens: deki kaçamağımızı kapatmak için makineme sakatlık ârız olduğunu bildirdim, karargühtan iki maki - nist gönderdiler. Onlara metele » nin hakikatini anlattım ve hep beraber güldük. Tayyareye bine - rek havalandık. Tesadüfe bakınız ki sahici arıza bu sefer oldu, bir © yere inmek mecburiyetinde kaj - dık, Yağmur müthiş bir surette ya- © Ziyordu. İndiğimiz yer bir çamur | © deryası idi. Çıkmak kabil değildi. Esasen bu arıza ancak iki günde © tamir edilebilirdi. Böylece iki gün çamur içinde | didindik durduk ve karargâha berbat bri vaziyette döndük. Yeniden sekiz gün uçmamek ü: zere ceza aldım, Artık askeri ve - sikanmda eozaların kaydı için yer © kalmıyordu. , Hayatım mütemadi bir ceza » dan ibaret olmuştu. Üstelik de ha valarda bir tek düşman tayyaresi bile görünmüyordu. , Kardeşim Piyer bir defa dahş beni ziyarete geldi. Kendisini ge- ne tayyareyle geri götürdüm, Bu sefer ceza vermediler, Artık onlar © bana ceza yazmaktan usanmışlar- dr. Müteaddit defalar, beni eski filotillima göndermelerini işte - miştirn. Her seferinde reddetmiş- lerdi. Fakat hiç beklemediğim bi: gün Pelletier Loisy ile beni çağır- dılar, bizi eski yerimize iade et » mek üzere emir aldıklarını bildir- diler. Sevincimden az kalsın düşman- Nakleden : fa, lartmın boyunlarına atılacaktım. Hemen tayyarelerimize bindik. Gelirken karanlıkta gelmiştik. Gi- derken de kar yağıyordu. Bu fe - yerden bir an evvel uzaklaşmak Sağ be 14 beka orağa devet edil » miş gibi, karargâhta birçok adam- lar vardı. * Tayyarelerimizi meydana çı « karttık, bindik. Kumandan, misa - firleri uçuş meydanının bir köşe- dık. Kumandanlarımız, sürü azap çektirmiş olanlarla mi- safirleri tayyare üzerlerine geli - yor diye kendilerini yere atmış - lardı. Yer çamurlu olduğu için hepsi simsiyah kesilmişlerdi. Biz, aldırış bile etmeden ve bir tek gösteriş hareketi yapmadan doğ « ruca uçup Reims'deki karargâhı - mıza geldik, derhal o yüzbasımızı görmiye gittik. — İyi seyahat ettiniz mi? mem- nun musunuz? — Buraya döndüğümüze mem - nunuz yüzhaşım. Oradâ ceza çek mekten başka bri şey yapmadık. — Evet. Şimdi gönderiyorlar. — Ya. Öyle mi? —Otüz gün karargâhten çık » mamanız için ceza vermişler, Yüzbaşıya, meseleyi anlattık. Bizi biraz azarladı ama, ber hal: de bu, zevahiri kurtarmak içindi. Navarın yaplığı üç hususi vözile 1915 senesi martında, Navara sayet mühim bir vazife: vermiş - lerdi. Tayyaresile bir istihbarat memurunu alıp, düşman hatları a- rasına bırakacaktı. o Yakalandığı , lakdirde kurşuna dizilmesi muhak kaktı. Bunun için bu vazifeyi gö- rünmeden yapmak pek İ Navar, “Parasol,, una O bindi. ! Yanındaki adam, işgal altında bu. İlunan arazide vaktile hocalık et - i mişti, melon bir şapka vardı, Navar, bunu çıkarıp bir kaş, ket giymesini tavsiye etti. Hoca kabul etmedi, Bir öğle üstü havalardılar, Uçuş noktai nazarından bu sast hiç müsait bir saat değildir. Navar bu sebepten dolayı bu ssoti İ de telefonla müesseseler gemi satıyorlar Son hafta içinde (Avrupanın birçok mühim deniz ticareti mü esseseleri İstanbul Ticaret odası - na müracaat ederek satılık gemile ri olduğunu bildirmişler ve İstan- bulda alıcı olup olmadığını sor - #muşlardır. Öğrendiğimize göre bilhassa şi mal memleketlerindeki liman - larda bağlı olarak duran binlerce tonluk gemiler vardır. Faket bu gemiler işsizlikten dolayı liman - larda çürümektedirler. Mal sabip- leri her ne pahasına olursa olsun gemileri ucuz ucuz ellerinden çı » karmağa karar vermişlerdir. Cenup hududunda “kaçakcılar ANKARA, 8 (A A.) —Bua- yın ilk haftası içinde gümrük mur- hafaza kitaları tarafından çenup hududumuzeda 40 kaçak vakası ta kip edilmiş ve 4 yaralı 43 kaçak» gı yakalanmışlır. Bu vakalarda beşbin kiloya ya kın kaçak gümrük eşyası ve otuz bin adet sigara kâğıdı, 3 silâh 34 kilo esrar, 40 hayvan elde edil - miştir. Bir kamyonun çarpışması Unkapanında Hüseyin Bey ha- nmda mukim seyyar köfteci Arap kirli Ali bin Halil Sirkeciden ge - çerken 3034 numaralı şoför Mus - tafanın idaresindeki kemyon Ali- ye çarparak sağ bacağından ya * ralamıştır; Şoför yakalanmış Ali de has - tahaneye kaldırılmıştır. Bir cami avlusunda kavga Gümrükte sandaler Sadık ile Kemal ismindeki şahıslar Atik | Ali Paşa camli aylusunda birden - bire kavgaya başlamışlardır. Sa- dık Kemali dövmüş ve bundan başka yerde biçak çekerek üstü - ne yürümüşlür. Etraftan yetişen | zabıta memurları Sadıkı yakala” mışlardır. —ğ..—— Mangaldan sıçrıyan kıwlerm! Acıbademde Osmaniye mahal. Bu sursile düşman © tayyarelerile | lesindş boyacı sokağında 2 numa- karşılaşmak heman kemen müm - «| ral Fevziye Hanımın ahşap si - şimilerini söylememek daha iyi o- gorlasız eyinin ikinci katında ya- hu kün değildi. : Hocanm yanında üç güvercin | vardı, Veroins civarmda bir yere ineçekler, Navar onu bırakacaktı, | Navar evvelâ 3000 metre yil; - seldi, ge hava pek sa devam etti, Bereket yersin ” varmış, düşman hatlarını ia sız geçirmişti, Ne bir düşman tay- | yaresine ne de yerden ateşle kar- sılaşmıştı. e (Devami var) kılan mangaldan sıçrayan bir kı yılcım ot mindere sirayetle yan - gın çıkmış, itfaiye tarafından sön dürülmüştür. 2 ll Merhum Pekir Lüfü Bey ajlesjnin teşekkürü Tokat meb'ysu Bekir Lütfü B, il refikası, oğlu ve kızları tarafın i dan aldığımız bir mektupta tazi « yelere ayrı ayrı cevap verilemedi ği için teşekkürlerinin gazetemiz- le beyanı rica olunmaktadır. Sid ll beş sene —7 Bundan sonra nüfuz ticaretine girişildi. Bu baptaki vesikayı da okuyorunü: “Şu halde mukabil taarruz atıl. mış bulunuyor, Hem de belki tah- minden çok iyi olarak.. Şurası taklamamalıdır ki mösyö Lacuve Laplagne ticaret komisyonu önün: ! de ilk mağlübiyetini - gördükten sonra tekrar muvaffak olabilme *| si ancak yüksek bir nüfuzun isti - malile mümkün olmuştur. Eğer muhtemel olduğu veçbi le bu nüfuz mösyö Briyanm nüfu- i zu ise mösyü Pino şedit aksülümel hareketi karşısında mösyö Briya- nın ısrara ve “karbürcü,, leri mah- küm ettirmiye hiç olmazsa bazıla- rm mahküm ettirerek kendisini haklı göstermiye çalışmasından ih tiraz ediyor. Meselenin esası şudur: Mösyö Briyan harbiye nazırı olmak iztiyor ve mösyö Milranı düşürmek için ber türlü vasıtaya müracaatı mübah görmektedir. Mösyö Pinonun işaret ettiğine gö- re Fransız noktai nazarınca zafe re tam bir emniyet beslendiğini gösterir bir harekettir. Çünkü e ğer mösyü Briyan bir mağlübiye te uğratılması ihtimalini düşün - müş olsaydı, harbiye nazırı olmak istemezdi. Mösyö Pinoya (omösy5 Gontar tarafından bana © verilen bir malömatı bildirdim. Eksper Pfeffermadam Piyer Bodenin am- sd (Bu el e dr, ayet, yö v3 SE Bernar “İaratından haber verilmiştir.) Vesikanın diğer bir noktasına geçiyorum: “Bundan başka ayrıça işarete lüzum görüyorum ki eksperlerden mösyö Klingi lüzumu halinde lehi- mize çevirmek için İâzımgelen ve- şaite masikim.,, Görülüyor ki de - mirhaneler komitesinde Almanya- ya gittiğini bile bile Almanlara eyanamile gönderen fransız sana- yicileri vardır, Mösyö Vivyani va zifesi icabı olarak bir anket açtı - rıyor. O vakit demirhaneler korni- tesi mahkeme tarafından tayin e. dilecek eksperin ilenar için lâzım gelen teşebbüsata girişiyor. Ve işi- ni bilir yahudi Pfeffa müracaat ediyor. Mösyö Charles Bernard — Pfe: ffa dedikleri'adam işinin ehli mi diyorsunuz? Bu imkânsızdır (Te - | bessiimler) Mösyö Paul Boncet — Nezaret- te çalışan yahudilerin işinin ehli olmadığını esasen biliriz. (Meclis / Ezaşıadan bir kısmı güler.) Mösyö Andr&. Plajsant — Bu i işe methaldar olanlar arasında bel İ ki de namuskâr olanları vardır. İ- eğdi ize Mösyö Berihe — Mösyö Plai » sant herkes Pfefferin © vazifesini bihakkin ifa ettiğine emindir. Çün i kü verdiği rapor gayel şairh ve ce: İ #urane kaleme alınmış bir rapor | du. Hâdiseden bahsolunurken bu tiket nazarı itibara alınmış ve bü- tün peşriyat içinde onun şerefini haleldar edecek tek söz geç -| memiştir. Mösyö Andre Plaisant — Bazı şahsiyetler vardır ki onlar: bizim i münakaşamızın hududu haricinde. j dirler, Onları karıştırmamak daha | nuz, iyi olur kanaatindeyim, . / no yani demirhaneler komitesi u - | Kel mamak > İ Büyük harp neden sürdü Fransız meclisinde meb'usların mühim ifşaatı Mösyö Ernest Lafont — Bence | casuştan farkı olmıyan “karbür - cü,, Teri beraet ettirmek için yapı - Jan manevraları nazarı dikkate al- malarını mösyö Plezandan rica e- derim. (Sağ cenah ve merkezden gürültü, sosyalist sıralarından u - zun alkışlar.) Mösyö Barthe — Bu mektubu kaydedişim mektubun möşyö Pi- f mumi kâtibi tarafından yapılan te- şebbüsleri göstermesindendir, Me - seleyle alâkası olmıyan ve müna* kaşada mevzuu o bahsedilmiyecek olna mösyö Pino eksperile kimya" ger eksperi nasıl lehine maledebi- leceğini tetkik edioyr. Keza şun » ları da okuyorum: “Demrihaneler komitesinden çıkorken eğer Lon- |; za veya Lonzaya merbut olan şir- |, ketler mevzuu bahsolurlarsa İsviç* '| re hükümetinin siyasi teşebbüsat- , ta bulunmasmın temin (edilmesi |, lâzımgeldiği kanaatinde bulundu- ğumu mösyö Santhere söyledim Mösyö Santher mösyö Dardyyi sa” mimj bir surette tanır. Lüzumu ha” ; linde bu bapta lâzım geleni yapa" | caktır.,, Şu halde Fransadan Al -!| manyaya harp kaçağı sevkeden |: şirketin menafiini vikaye için lü “ zumu halinde bir siyasi hâdise çı" karmak bile göze aldırılıyor. Diğer bir parça daha: “Saat yedi bu“ çukta Üniversite sokağında evime dönerken merdivende mösyö Ran: don de Mony. ile karşılaştım. f İektirk sendikası odamız âzası M4 duğu için bütün fahayriyat mese“ lesini kendisine tamamen izah et- tir, Bununla çok alâkadar oldu. Ciheti askeriyeden, Pirene elek - trik şirketi için Lacave La plagne fabrikasını tekâlife karıştırmak müsaadeşini aldığını söyledi. Bu gün mösyö “Lakev,, Ja görüşmüş © da ne yapacağını kararlaştıramı- yarak oğlunu görmesini söylemiş. Mösyö Lakadın oğlu evinde değil- miş. Kapıcı asker elbiselerini gi » Yip gittiğini görmüş fakat nereye gittiğini bilmiyormuş.,, Anlaşılıyor ya! Mösyö Lacave Laplagnei mukavemet gösterdi - ğinden dolayı cezalandırmak için fabrika bir tekâlifi harbiyeye alır nıyor. Bütün vesikanın okunması faydadan hali değildir. Okunduğu zaman nüfuz ticaretinin nasıl tan“ zim edilmiş olduğu, nasıl ekoperin, kimyagerin, ve diğer alâkadarla - rn nüfuz altında kalmaları ve le he karar vermele;i cihetlerinin tex min eğildiği görülür. Bu hadiseler bittesadüf malüm oldu ve demir“ haneler komitesinin harekâtını olr duğu gibi zapta muvaffak oldu Fakat diğer bir nokta daha var - dır, Divanı âlinin dosyasında mös” yö Comby'nin ye kâtibi mösyö Lonstaboulun mösyö Çlâmeniei tarafından o gösterilen (o nezaketi göstermediğini ispat edecek vesi * kalar vardır. (Gürültüler) Mösyö Barthe — Divanı âlinin dosyasında mösyö Comby'nin kâ“ tibi mösyö Loustaloyt'nun mühimi meblâğlar aldığı görülür, Mösyö dö Vendel » Demirhs* neler komitesinin mösyö * Comby” | ye mösyö Loustalout'ya o mühim mebliğlar verdiğini söylüyor * | (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: