3 VAKIT'ın edebi 1 Kânunusani 1933 7 tefrikası CANIM AYŞE İd Kuvvet Ayşe, sabırsızlanıyor, bir an e- vel Kemalin avdetini bekliyor, ka- bına sığamıyor, evde oturamıyor, bahçe dar geliyor, her gün Taksim bahçesine gidiyordu. Kemal bütün bütün şaşkın bir hal almıştı. Tam Tunustan avdet edeceği zaman, Marsilyadan bir mektup gelmişti. Tunus şubesine tayin edildiği bildiriliyordu. — Bunda bir yanlışlık olacak.. diye düşündü, bu işi ilk sefer tek Yif ettikleri zaman reddetmiştim. Ve hemen Marsilyanın yolunu tuttu, İstanbulda Ayşe Kemali bekler ken, Kemal M. Regine ile görüş mek üzere Marsilyaya gidiyordu. M. Regine ile arası çok iyi idi. Pariste bulunduğu zaman, M. Re- gine onu bir iki kere evine davet etmiş, kızlarını, karısını taktim et- miş, kendisine çok iltifat etmişti. Esasen onu iş başına getiren M. Regine idi. Her halde ricasını red- detmez, onu Tunusta bırakmazdı. Kemal, darbanın dayısından gel diğini aklma bile getirmiyordu. Ge tiremezdi de... Ahmet Baruni bey ne onunla ne de Ayşe ile meşgul oluyordu... Kemal için için memnundu. Marsilyaya gelmek, İstanbula yakınlaşmak demekti. Hava da güzeldi. Deniz durgun ve sakindi. Bu Kemale nikbinlik veriyordu. İçinsle bir ferahlık vardı. Öğleden evvel vapur rıhtıma yanaştı. Kemal çıktı. Mösyö Regine'nin oturduğu Noailles oteline | gitti . Memezni 1083 için rağ leş çağ talarından birine girdi. Yemek ye di. Marrilya demek, o Cannebiğre demektir, Bu geniş, ve çok kala- balık cadde, Marsilyanın can da- marıdır, En güzel yerlerinden bi- ri de Chorniche'tir. Yol yeşillen - mış kayalarla sıralanmıştır. De niz küçük küçük adalarla bezen- miştir, İşte Kemal, bu güzel man- zaranın karşısında karnını do - Yurdu. Saat üçte, Noailles oteline gitti. Küçük bir salonda biraz bekledi. Yan o'lalan, yac" makinesi sesleri selişrrdu. Duvar.'4 asılı olan bü- Yük bir haritada müessesenin şu beleri bulunan yerlere birer bay- rak Wiştirilmişti. Kemalin memur eren butun cihana kol mg) .emal izi i la Bunları düşünür; , dı, Regine göründ zı yüzlü, bir Fransızdr, ü; tı: ken kapı açıl - ü. Uzun boylu, Yaz pos bıyıklı male elini uzat - — Bonjür dostum, Ml memnun oldum. lee ğ mi vazifeniz için size talimat SE : mek isterdim. Oradaki şubemize çok ehemmiyet veriyoruz, Kemal oturdu: — Ben de, dedi, sizinle bu me - sele hakkında görüşmiye geldim, a Regine biraz asabi cevap ver - — Sizi dinliyorum . — Tunusa gideceğim zaman, oradaki şubenin müdürlüğü- z teklif ettiniz. Müşavir sıfati- » dalma orada çalışmamı söyle- diniz, Hatırlıyorsunuzdur, red- dettim. Halbuki Paristen bir Selâmi İzzet J mektup aldım. o Müşavir ölarak Tunus şubesine tayin edildiğimi İ yazıyorlar. Belki bu emirden ha- İ beriniz yoktur diye kalkıp buraya geldim. Regine biraz soğuk mukabele etti! — Aldanıyorsunuz, o emri biz- zat ben verdim. Kemal şaşaladı: — Ya... — Evet. — Amma, ben $iz€, İstanbuldan ayrılmamın imkânı olmadığını i * zah elmiş ve beni başka bir yere tayin etmemenizi rica eylemiştim. 8 İstanbuldan ayrılmak isteme - menizin sebebi pek mi mühim? — Çok mühim. — Şahsi bir sebep mi bu? İ —Evet. — İş, şahsi sebepleri dinlemez. İ Vazife, vazifedir. Eğer aileniz olsa idi, meselâ çocuklarınızın tah- sili, hareminizin sıhhati mevzuu bahsolsaydı, ricanızı derhal isaf ederim. Fakat siz, bekârsınız. luyorum. Maaşmıza da mühim bir zam yapıldı. Regine sert bir sesle konuşuyor- du. Bu hususta kat'i kararını ver- miş olduğunu anlatıyordu. Kemal, bu sertliğin ve bu ka - rarın karşısmda kendini mağlüp addetmedi. israr etti: — Peki, bana hususi bir imti - İ yaz bahşetmenizi, beni -İstanbul - dan ayırmamanızı tekrar rica et - sem? Regine başını salladı: ! — Sizi çok severim,.Gek'mem - faa Fakat bu ricanızı isaf et - meme imkân yok. Buna meclisi i « dare karar verdi. — Amma, beni siz tayin ettir - diniz. — Evet, ben tayin ettirdim, fa - kat bu tayin kararını geri aldıra - mam. Bu elimde değil. — Ya gitmezsem . — İstifa edersiniz. Kemalin istifa etmek aklından geçmiyordu. Böyle iyi bir işi bı - rakması akıl kârı değildi. Fakat Regine'nin de sözlerine inanmı - yordu. Regine müesseseye tama- mile hâkimdi. Meelisi idare ka- rarları tamamile elinde idi. Onun her isteği Oolurdu. Bununi- çin israr etmesi lâzımdı. Filvaki bu ısrar ona haysiyetşiken geli - yordu. Buna rağmen, Ayşeyi düşünerek, Ayşenin saadetini na - zarı dikkate alarak ısrarda devam etti; — Memurlatınızın hususi ha - yatları sizi alâkadar etmez. Bunu biliyorum ve bildiğim için size kendi hayatımı anlatacak değilim. Yalnız tekrar rica ediyorum. Ben | İstanbula bağlıyım. Beni İstan - bulda bırakınız, demiyorum, bunu ayaklarınıza kapanarak niyaz €- diyorum. Benden bu lütfü esirge- meyiniz, Kemal sarardı. Ömründe, bu yolda hiç kimse - Ye rica etmemişti, Gayri ihtiyari geriledi, i Reğine lâkaydane cevap ver - , T7 İstanbulda kalamazsmız. E - vx; Tunusa gitmek istemiyorsanız istifa ediniz. — Ayni şeyi tekrar ediyorsu - nuz. Sizden böyle cevap bekle - sıhhatiniz yerinde. İstikbaliniz i-| çin Tunusa gitmenizi muvafık bu- | Savta 5 A < v R Batan vapur Karadenizde bir | Romenvapuru battı! tayfası geldi Bir haftadanberi haber alınamı- yan Romanya bandıralı Balpetro yapurunun son fırtmalar esnasın * i da Karadenizde Poti limanmın 14 | mil açığında battığı anlaşılmıştır. | Gemi fırtınanın | şiddetinden parçalanmış, batâca - | ğı anlaşılınca mürettebatı bir san- | dala binerek vapurdan ayrılmış - tır. Tayfalar tamam beş gün de “| nizde dalgalarla çarpışmışlar, ni- hayet rastladıkları bir vapur tara fından kurtarılarak dün limanı - İ mıza getirilmişlerdir. | Esasen eski bir gemi olan Bal - petro son seferinde buradan hare" | | ket etmeden evvel ufak bir tamir | görmüş, bazı yaraları muvakka - İten kapatılmıştı. Yolda bunların İ açıldığı tahmin edilmektedir. Ge- mi sigortalı olduğu için kumpan - yalar tahkikat yapmaktadırlar. Kaşarlar içinde İstanbuldan / morfin kaçırılmış! MARSILYA, 29 — Bir müddet evvel Istanbuldan Antil adalarına beş sandık kaşarpeyniri gönderil- miş, fakat peynirler transit eşya - sı olarak burda gümrük ambarla - rina konulmuştur ,Gümrük mü - fettişleri iki gün evvel gümrük ambarlarını teftiş ederlerken çok garip bir vaziyet karşısında şaşı - rıp kalmışlardır. Müfettişler etra « fı tetkik ederlerken kaşarpeynir - lerinden birinin dağılmış ve be - yazlaşmış olduğunu görmüşler, bu beyazlığın sebebini araştırdıkları zaman bunun morfin mürekkebatı olduğunu anlamışlardır, Bunun üzerine bütün peynirler kesilmiş ve hepsinin içinde mühim miktarda morfin mürekkebatı çık- miştır. o Tahkikat neticesinde bu morfinlerin İstanbuldan kaçırıldı - ğı neticesine varılmıştır. Mesele Fransız hükümeti tara - fından Türk polisine bildirilmiş - tir, Ele geçirilen morfinin kıymeti 15 bin liradır. — man... Bir âlim, çöl ortasın- da kayboldu Asyada, keşif ve tetkiklerle meşgul olan $ven Hedin heyeti â- zasından Dr. Nils Ambolt, orta- dan kaybolmuştur. Bu âlim, Orta Asya çölünün va» bir müddet evvel heyetinden ay- rılmıştı. Ayrıldıktan sonra, ken- disinden hiç bir haber alınama- muştur. Sven Hedin heyeti, şimdi Çin a- razisinde, Pekin civarında bulun- maktadır. mezdim. Regine daha yumuşak bir sesle konuşmıya başladı: — İstikbalinizi okörletmeyiniz Kemal Bey . Belki aklınızdan ge- çen bazı projeler vardır. Olmıya- cak şeyler için işinizi terketmiye kalkmaymız. Size bunu tavsiye e- derim, ve dalgaların! ziyetini gözden geçirmek üzere, ! j ! | Üç Perdelik Siyasi Ermeni Faciası 1913 senesinde toplanan büyük ermeni kongresinin müzakerelerini Şimdi pötdenin öbür tarafma bakınız: Umumi harp bitmiştir. İstanbul ve Boğazlar ve başlıca şehirleri itilâf devletlerinin işgali altındadır. İttihat ve Terakki er - kânı Maltaya sürülüyor. Bu sırada (R..) bey Ortaköyde Bir tarafa| saklanmıştı. (R..) bey sayesinde hayatını kurtarmış olan Serkis Se- ris canisi de ayni mahallede bulu- nuyordu. Bu cani her nasılsa (R..) beyin gizlenmiş olduğu mahalden haberdar olur. Ve dakikasında İn- giliz polislerini başına toplıyarak İ gelir, velinimetini onlara teslim e- der ve ölüme gönderir. Hayvanlarda bile görülmiyen bir nankörlük ve hiyanet. Hiyane- tin biri bu. Şimdi (R..) bey sayesinde İs - tanbul ermenilerinin nasıl tehcir den kurtulmuş olduğunun izahatı- na geçiyorum: Anadolu da ermni teliciri niha- yet bulmuştu. Yalnız İstanbul er - menileri kalmıştı. Bu sırada İttihat İ ve Terakki kongresi oldu. Hemen o zamanlarda İstanbul ermenile- rinin de tehcirine karar verilmek üzereydi. Zannedersem Hüseyin Cahit Bey ile Şeyhülislâm Musa Küzun Efendiden başka kongrede | buna muhalif olan yoktu. (R..) B. tehlikeyi anladı. Derhal Talât Pa- şaya koştu. Elinde İstanbul ermeni ahalisinin sadakatlerine dair bir kefaletname vardı. Bunu Paşaya | takdim etti. Ağızdan .da izahat verdi. Yalvardı. Hemen Talât Pa- şayı kongreye gönderdi. Verilen kararı geri aldırdı. İstanbul erme nilerinin yerlerinde < kalmalarını bu suretle temin etti. o Taşnaklar (77,000) kişinin hayatını kurta -| ran bu büyük adama neler söyle - diler.. Hattâ bu yüzden bana bile ne tarizler yapmadılar?. Dahası var, (R..) bey harp devam ettiği zaman kimbilir ne kadar ermeni- lerin yaşamasma sebep olmuştur. Bunlar içerisinde bugün Amerika- da bulunan Hayık Hocasaryan, doktor Celâl, burada da doktor Dinanyan, Pozant Keçiyan (vefat eden), doktor Torkumyan gibi maruf kırk elli kişi vardır. İkinci hıyanet ve dram burada bitiyor. ... Bu yazıları yazan maddi hayat- lala alâkası olmıyan bir adamdır. | Kayıtlarinda tamamı tamamına serbesttir. Hiç bir tazyikin altında | değildir. Buna efkârı âlem ve bü- tün ermenilerin kani olmaları ica- beder. Hakkımda yapılan iftira - ların hepsi yalandır. o Çünkü ben (Devamı var) Anadolu! neşrediyoruz hayattan bıkmış, sadece ölümümü bekliyen bir adama. Şimdi beni ni hitap e- diyorum: Bilhassa profesör Karabet To- mayan'a, Goçnak başmuharriri Benneyan'a, maruf edip Tekeya - n'a: Daha vakti gelmedi mi?. Hangi günü bekliyorsunuz?. Hariçte olan ermeni muhacirlerin dahi Taşnak- İsr yüzünden kökünden mahvolup gidecekleri günleri mi?. Acaba bir kongre toplayıp bu adamların er- menilikten hariç olduğuna (dair bir beyanname imza etmek ve kendilerine lânet okumak imkânı yok mu?. Yetişmez mi bu kadar ihmaleilik?. Bunu yapınız. Millet size minnettar olacaktır. Aksi hal- de ileri tarih size lânet okuyacak * tır. Üçüncü perde de burada kapa nıyor. Samuel Tumacan VAKIT — S, Tumacan Efendi- nin büyük ve gizli ermeni kongre- si hakkındaki hatrratını olduğu gis bi imzası altımda neşrettik. Bazı bu hatrraların isabeti hakkında şüphe gösterenler bulunduğunu anlıyoruz. Bu yazıların içinde tashihe muh- taç noktalar bulunduğunu iddia €- denler hakikaten daha doğru ola- madde tayin ederek ve delil gös - İ tererek yazabilirler, e 8. Tumacan Efendininya- zıları gibi onları da aynen meğ- retmek bizim için bir vazifedir. Çünkü maksadımız sadece tarihe ve hakikate bir hizmettir. Hal böy- i le iken madde tayin etmeksizin ve İ delil göstermeksizin yapılan tariz- lerin hiç bir kıymeti ve mânası olâ- maz. Kapatılan gazeteler İstanbulda Fransızca olarak çı kan Pet ve Kankan isimlerindeki mizah gazeteleri, matbuat kanunu mucibince, kapatılmıştır. < ilk iki gazetenin kapatılma 6€- | bebi, evvelce aleyhlerine açılan davaların mahkümiyetle netice * lenmiş olmasıdır. Üçüncü gazete ye gelince, bunun imtiyazı Fran - ! sızca çıkacağı kaydile alınmış, fa- kat arada Türkçe yazı da neşret « miştir. . Eyüpte bayram günleri dört heyet toplanmış Vi kartları dağıtarak Hilâliahmere iki yüz liradan fa: mışlır. Hamiyetli. genç kızlarımız'a o Eyüplülerden toplanan bu. dört heyeti, bir arada resimlerini ve heyetten birinin fakir bir ailenin evi önünde iane alırken resmini dercediyoruz., mi veli id 4 ermeni gazetelerinin yazılarndan rak bir şeyler biliyorlarsa bunları