Ayşe, kocasını gömdüğü zaman, kendisini sık sık dövmekle bera ber gene canı gibi sevdiği bu ada mm arkasından: — Doğrusu, demişti, dünyada ne haksızlıklar oluyor.. Bazılarına felâket çok, bazılarma az geliyor. Doğrusu buna dayanmak pek güç, benim gibi zavallı bir kadm böyle yapa yalnız bırakılır mıydı?. Bu sözleri duyan Emine ile kar- deşi Fatma, üzerlerine glındılar -. Zira, bir hafta evvel bir inekleri ölmüştü.. Bu hınzır Ayşe, yoksa. kocalarınm da ölümünü mü istiyor du. İki kardeş, yüreği dağlı Ayşenin bu sözlerini kendilerine büyü yap: miş gibi telâkki ederek bütün kö ye yaymışlardı. Ayşe ilk önceleri, herkesin ken- disinden niçin kaçındığını anlıya- madı.. Kederi, etrafını görmesine mâni oluyordu.. Fakat aradan bi - raz geçip, tortulu sular gibi, acıla- rı da durulunca, Ayşe, köylünün kendisini görür görmez başlarını çevirdiklerini, kapılarını pence ; | relerini kapadıklarını gördü, şaşır- li. 4 Ayşe, cahil bir kadındı.. Ken disine karşı gösterilen bu muame- lenin sebebini bir türlü anlayamı- yordu.. Köy çocuklarından bir ka: çına yanaşıp konuşmak istemişti.. Çocuklar onu taşa tuttular ve: — Büyücü, büyücü!.. Diye bağırdılar. O zaman, Ay - şe, anladr.. Vakıa, Ayşe için köy halkının “büyücü,, demekte hakkı yok de - gildi. Çünkü içinde tek başına ya» şadığı kulübede, Ayşenin bir kö - peği, ihtiyar, yaşı meçhul bir kedi- si, kanadı kırık bir kargası verdi. Bu üç hayvan biribirlerile Ogayet iyi geçinirlerdi. Ayşenin bu hay» vanlarla meşgul oluşu, köylüler için, büyücülüğüne kat'i bir delil - di. Onun için, muhtarm küçük oğ- Vu kızıldan ölünce bütün köy bal - kı geldi, kulübesini taşladı. az kal- sın Ayşenin başmı, gözünü de pa - ralıyacaklardı.. - Fakat garip bir hayatiyetle ke- di, dirildi, köylülere, köpekle be- rabet hücum etti, karga acıacı haykırdı. Köylüler büyük bir kor. kuya tutularak kaçıştılar. » * # Yaz gelmişti. Köyde yeni bir hâ dise, nazarı dikkati gene Ayşenin üzerine çevirmişti. Salih çavuşun #arı ineği, her gün, kırdan meme - eri sağılmış bir halde geliyordu . Sarı inek köyün en bol süt veren ineğiydi. Sığırtmaç, kırda, ineğin yanma hiç kimsenin sokulmadığı- na yemin ediyordu. Bumn tağmen, ineğin memele - ri muntazaman boşalmış geliyor - du. Nihayet, köylüler, bunda Ay - şenin parmağı olduğuna hükmetti- ler. Bununla beraber, Selih ça- vuş: — Bir de ben gidip bakayım.. Diye, sabahleyin ,sığırtmaçla beraber gitti, bir ağacın üzerine çıkarak, uzaktan, elinde çiftesi ta- da başladı. ş Sarı ineğin yanına kimse sokul. mamıştı.. Fakat, dönecekleri va kit, siğrrtmaç inekleri, koyunları sürü yapınca,. memelerinin gene boşalmış olduğu görüldü, Ertesi gün, Ayşe, kıra giderken Salih çavuşlakarşılaştı. — Merhaba çavuş.. — Merhaba Ayşe.. Ayşe hayretle çavuşa bakıyor - du. Kendisinin büyücü diye ismi çıktı çıkalı, köyde, ilk defa olarak birisi selâmını alıyordu. — Nereye böyle 7. Salih çavuş sarı inkek meselesi ni anlattı. Fakat köylünün kendi sinden şüphelendiğini söyleme - mişti. Buna rağmen, Ayşe, mesele yi anladı ve Salih çavuşun: — Gel bakalım, bir de beraber gözetliyelim! Davetinin, daha ziyade bir emir mahiyetinde olduğunu görerek, o- nunla yola koyuldu . Şimdi, ortalık, öğle güneşiile cayır cayır yanıyordu. İnekler, ot- İsyorlar, ara sıra birisinin sesi yük İ seliyordu. Sarı inek, biraz ileride, otların içine yarı beline kadar gö- mülü, sakin sakin otlıyordu. Bir i denbire kulaklarını dikti ve acı a- er bağırdı.. Ayşe dikkatle bakıyor, fakat hiç bir şey göremiyordu. Sa- lih çavuşa: — Sen dur.. ş Diyerek eline. bir sopa aldı ve usul usul ilerledi. Salih çavuş * u - zaktan onun harekâtını tetkik edi- yordu.. Ayşe, şimdi birdenbire durmuştu,. Büyük bir korku içinde olduğu belli oluyordu.. Zira, Ayşe, köskoca bir yılanın sarı ineğin me melerini emdiğini seyrediyordu. . İlk korkusu geçince, düşündü. Yr lana şimdi hücum etse, ineği ısıra” bilirdi.. Bekledi, nihayet, yılanın man Ayşe: — Yetiş Salih çavuş. Diye bağırarak sopasiyle yılana hücum etti,. Bir dakika sonra, Sa» lih çavuşun çiftesinden çıkan saç» malar yılanı kalbura çevirmişti. SM Şaş Artık köy halkı Aysenin büyücü olmadığına kani olmuştu. Fakat iki kız kardesler, Fatma ile Emi - ne: — O ne hınzırdır, o... Yılanı bü- yüyle oraya getirtip, şüpheleri üs- i tünden atmak istemiştir. Diye bir türlü inanmıyorlardı . Kiralık apartıman Divanyolunda, tramvay Öürâk yerinde, Cebeciler saltağında, 11 rumaralı aparirma” nin Üçüncü kat dairesi boştur. Mer tarafı açık, güneş ve havası bol bu bey odalı, ve çok deniz gören iki balkonlu dairede terios, elektrik ve hava gazi vördır. Kiram ucuz » dür, Telefon 20953, 3üncü Kolordu Satınal Komisyonu İlânları Ankara: Hava Sa. Al. Kom dan. Hava kuvvetleri ihtiyacı için 500 ton hafif ve 100 ton ağır benz'n kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Ağır benzinin iha- lesi 18- 2.933 Cumartesi günü saat İl de hafif benzinin ayni günde saat 14 tedir. Taliplerin şarinamesini görmek üzere her | gün ve münal asaya iştirâc “için | o gün ve vaktinden evvel An. karadaki Hava Satınalma Ko- misyonnna müracaatları.. (3010) (337) b a Izmir. Ms Me. Sa, Al. Ko misyonundan; Fıtka ihtiyacı içn 18050 kilo sade yağı kapalı zarfta münaka-' “saya. konmustur. 8 Şubat 933 “Çarşamba günr saat 15 te iha- le edilecektir; Ta'iplerin şartna- mesin: görmek üzere ber gün ve wünakasaya İştirak için o gün ve vaktinden evvel izmir Mat. Mv. Sa. Al. Komisyonuna müracant- rı. (3006) (186) karnı duydu, memeyi bırakti, o za |* VE “Matbuat ba'osu 7, (Baş tarafı 3 üncü sayıfamızda) yüze, dört yüze, beş yüze, nihayet bine kadar olmak üzere kısim kı - sım. dağıtıldı. Kutiyyonlardan | herkes birer paket edinmişti. Süs- lü, güzel, cici hediyeler çıkıyor - du. Balonun her seneki güzelliğin- den başka bu sene bir hususiyeti daha vardı. O da, güzellik krali- çeleri namzetleri balomuzda da- vetli olarak bulunuyorlardı. Bir aralık hoparlörde: — Bursa ve İzmir güzellerile diğer güzelleri göreceksiniz! Sesi yükseldi. Matbuat cemiye- ti relsi, Bursa, İzmir güzellerile İstanhul güzellik kraliçesi nam - | zetlerinden Feriha, Nazire, ve Hayat Hanımları ellerinden tuta - rak bir bir sahneye getirdi. Halka tekdim etti. Sonra İzmir ve Bur - sa güzelleri takdim edildi. Her güzel büyük bir alkış tufanı top * luyordu. Tekdim merasimi — bittikten sonra güzeller masalarına dağıl « dılar, Biraz sonra danslar başla - dı. Güzeller de dahil olduğu bü - tün davetliler sabaha kadar dan - settiler, Saat üç olunca (Balo ga- zetesi) intişar etti, dağıtıldı. İçinde toplu iğne, Osman Ce- mal, Bürhan Cahit, Yusuf Ziya, Kâzım Nami, Ahmet Hidayet, fa., Sadri Etem, Orhan Seyfi, Ni- zamettin Nazif, Elif Naci, M. Sa- lâhaddin, Felek, İbrahim Necmi, Beylerin ve diğer muharrirlerin yazıları ve Cemal Nadir, Hulki, Ercüment Beylerin karikatürleri bulunan Balo gazetesi dakikalarca davetlileri alâkadar etti. Güldür- dü, düşündürdü. Davetliler sabaha kadar dan - settiler. Sabahleyin yedide balo » dan ayrılanlar “çok neş'eli bir ge- ce geçirdik!,, diyorlardı. Kenan Tevfik Bey Tıp fakültesi müderrislerin - den Doktor OKenan Tevfik Bey İtalya ve Almanyada tetkik seya» hatine çıkmıştır. Bir ay sonra dö» necektir. A ği Karaya oturan vapur kurtarıldı Bir kaç gün evvelki müthiş kar tipisi esnasında Akdenizden im - dat işareti veren maden yüklü “Yunan bandıralı Takişiyaris va - puru Çeşmede karaya oturmuş - tur, 7500 ton yükü olan gemi ka - yalık yerde karaya düştüğü için vaziyeti tehlikeli (© görülmüştür. Fakat Türk gemi kurtarma şirke- tinin Lâvallet vapuru Çeşmeye gitmiş vapuru kurtarmıştır. Yu - | nan vapuru yoluna devam etmek: | amm inmenin emi mam e Bıçak çekti Mahmutpaşada İranlı o İhsanın | dükâünma giren İranlı Ali biçak| çektiğinden yakalanmış ve bak - kmda muameleye başlanmıştır. Rakı yüzün”en Kadir oğlu Ali isminde bir me» | le sarhoş olarak Necati Bey cadde sinde Kigork'un dükkânma gitmiş | ve bir şişe rakı istemiştir. Kigork | rakı vermediğinden Ali buna kız » mış, dükkânda öteberi kırmıştır, | Ali zabıtaca yakalanmıştır. | pinine | Sarkıntılı'k İ Öteye beriye sarkıntılık yapan | Ortaköylü balıkçı Bürhanettin dey riye tarafından yakalanmıştır. öl Dal GÜ — Hstanbul güzellik kraliçesi | Maksimin büyük salonunda akis“ namzetlerinin seçileceğini duyan | ler yapıyordu. i halk Maksimi erkenden doldur - muşlardı. Müsabakaya dört bu» çukta başlanacağı ilân edildiği| geçit yaptırıldı. Fakat halk bir halde saat üçte kapıdan içeri gir | çok renkler içindeki mek imkânı kalmamıştı. İçeride - ki büyük salonda ise bütün masa- lar dolmuştu. Büyük bir kalaba - lik ta aykata durmuştu. Saat be - se gelmişti. Herkes gözlerile sa - londa bulunan hanımlar arasında güzel olarak seçilebileceğini arı « yor, tanıyanlar tanımıyanlara gösteriyor, Taraftarlar propagan- da yapıyorlardı. Bu esnada salo- na 9322 dünya güzeli Keriman Halis Hanım girdi. Kendisine mahsus eda ile masasma doğru giderken çok alkışlandı. Keriman Hanım takdirkârlarına mütebes » sim selâmlar veriyordu. Perde açılıyor Nihayet Maksim sahnesinin büyük perdesi harekete geldi. Bu hareket bütün seyircilerin gözle - rir* sahnede topladı. Biraz sonra i perde açıldı, Peyami Safa Bey güzelleri birer birer takdime baş- ladı: — 62 numaralı Hayat Hanm, 45 numaralı Feriha Hanım... Güzellerin birer birer elinden tutarak sahneye getiriyor, her takdimden sonra alkışlar yükseli- yordu. Fakat müsabakaya giren 23 Hanım içinde güzel (İstanbulun şöhretine uygun güzellikte hanım» İar pek az görünüyordu. Bununla beraber o muhtelif renklerde tuvaletler giymiş sarı « şm, beyaz, esmer, kumral, uzun, boylu, kısa boylu, şişman, zayıf banrmlar içinde iki güzel, ilk ba- kışta göze çarpıyordu. izmir ve Bursa güzelleri Bu esnada birdenbire megafo” nun sesi salonda gürledi: — Allo, allo... İzmir ve Bur - sa güzellerini göreceksiniz! Perde açıldı. Peyami Safa Bey Bursa güzeli Leman, İzmir güzeli Neriman Hanımların elinden tu - tarak halka takdim etti, Neriman Hanımın arkasında açık mavi bir tuvalet vardr. Omu- zuna doğru atılmış kurdela ü” zerinde (İzmir güzeli) diye ya - zl idi. Neriman Hanımın endam gok güzeldi. Uzun boylu ve güzel belirli idi. Bursa güzeli Leman Hanım da Yeşil Bursayı hatırlat- mak isin yeşil elbise giymiş, göğ - süne takdığı kurdelaya (Bursa güzeli) kelimeleri yazılmıştı. . Sarışın, minyon, sempatik bir hanım olan Leman Hanım halk üzerinde çok güzel tesir braktı. Anadolunun bu iki güzeli çok alkışlandı. Leman ve Neriman Hanımlar halka takdim edildikten sonra sahneden çekildiler. Seyirci ola - rak masalarına oturdular, Müsabakaya başlanmıştı. Her- kes reyini veriyordu. Kırkbeşle kirkbeş! Kulaktan kulağa çoğalan fı - silt birdenbire coşkun bir şekil» de yükseldi: — 45, 45, 45... Sesler yükseldikçe 45 nidası | Müsabakasında İ Hararetli münakaşa'ar : 45 mi kazanacak, Nazire Hanım mı ? — 45,45... Bu esnada güzellere bif resmi güzelleri görmüyor, mütemadiyen bağırı « yordu: ş —45,45... Peyami Safa Bey ise bir taraf- tan yeni yeni güzeller takdim et- meğe uğraşıyordu. Maşide Hanımın kardesi — 1931 güzellik kraliçesi Nâ- şide Saffet Hanımın hemşiresi Müfide Hanımı takdim ederim. Halk birdenbire (karşısında 45 numaraya bir rakip görmüştü. Bir an bütün salonu bir o süküt kapladı. Biraz sonra: İ Derken: ş P — Müfide Hanım... Müfide Hanım! , Sesleri yükseldi. Lâkin Peyami Safa Bey bu seslere bir cevap da- ha verdi ve yepyeni bir hanım | takdim etti, ii ki Nazire Hanım © ; Bu hanım humarasız olarâk müsabakaya girmek (arzusunu gösteren Nazire Hanrmdı. Nazire Hanrm takdim edilince Müfide Hanım (unutuldu ve 45 numaraya cok kuvvetli bir rakip. meydana çıkıt, — Nazire Hanım! Halk birdenbire iki parti ol » | muştu. 45 numara ile Nazire Ha- nımın takdirkârları bir an içinde ayrı ayrı seslerini yükselttiler, —45...457.. i | — Nazire Hanrm.:. Nâzire Hanım.... , i Bu esnada gürültü o kadar ço-. ğalmıştı ki cazbandın sesi duyul- muyordu. | Nihayet sağ taraftan yükselen bir şarkı bestesine 45 numaralı - ların hepsi birden iştirak etti: j “5 —45—45 i Yoktur sana burda €$...» i Bu şarkıya : mukabil “Nazire Hanm,,. taraftarları “Nazirenin naziri yok!,, diyorlardı. . Nihayet mikrofonda müsaba * kayı tertip edenlerden birisinin sesi duyuldu: —Müsabakarın neticesini bay- ram erttesi öğreneceksiniz. Fakat balk bunu ( dinlemiyor. mütemadiyen “45” ve “Nazire, diye bağırıyorlardı. 45 rumera kim ? Müsabakaya Birsen müst adile giren 45 numaralı Hanım, Kalamışta Bağdat caddesinde 18 numarada oturan Lütfi Beyin kı zıdır, ismi Ferihadır, Uzun boy hu, tabrirli elâ gözlü bilhassa gül düğü zaman çok güzel ölan Fe riha Hanım müsabakaya girer ken mavi bir tuvalet giyrsişti. Nazire Hanim | Nazire Hann da uzun boyle ince ve siyah kaslı, siyah gözlü inse dudaklı ve biraz eivrice v çıkık çeneli dar ve dal yüzlü idi Bilhassa bakışları çek (O güzeld İlk bakışta cok güzel tesir bıra kıyordu. : ) Müsabakanın neilceşir. Müsabak: an neticesi 9 ta anlaşılacaktır. dd miz sn mn Ünminii saşnamhetmer rel ee seal a anuaamdi 21. nur yemede varn ma 24 ranir e A AŞ RL