20 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

20 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

o Güzel Tenkit Musiki —— Gönül RE mecmuası; basan | ilmi kütüpanesi — N Son günlerde Gönül isimli. bir| Geçenlerde gazetelerden biri bir şiir kitabı neşredildi. Kitabın üs - | anket açtı. Şehrimize gelmiş olan tünde Ahmet Refik imzası vardır; | musiki mütehassisi profesör Matks meşhur tarihçi Ahmet Refik Beyin | :n beyanatı vesilesile musiki üstat- imzası! larımızdan bazılarma ve her ne iz ed ve Era 0 ET iie z : natla KES ARK EAA BA LAN Ria a Alaturka mı;alafrangamı? — Son münakaşalar münaşebetile — edilmiş alaturka havalar benim hoşuma gitmiyor; Leblebici Hor» | hor gibi Türk nağmeleri ile yapı - lan operetler zevkimi okşamıyor; ben alaturkayı yalnız peşrev, 8€ - Memleket Konya hüsüsü muhabirimizden: Burada ekim işleri havaların ku mea TENE AMAN en KEYUD EN SEYE GU rANEKEKEK39 489004 4WAMA A A aAbA Haberleri A A Konyada ekim, yardın ve belediye işleri Konya belediye reisi Şevki Beyin muhabirim!ize beyanatı lik mekteplerden bazılarında kir ve kimsesiz çocukları koru Bu imza ile bir şiir kitabınm in- tişar etmiş olmasının edebi muhit- te yaptığı ilk tesir, Hayret'tir. Bu hayretin iki sebebi var: Tarih sa- hasında yıllanmış bir şöhretin şiir- le iştigalini bilmiyenler, bu kitabım çıkmasile yeni bir şey öğrenmiş ol- dular; Darülfünün Türk tarihi pro. fesörü Ahmet Refik Bey şairdir. Bir kısım karilerin şaşmasında- ki sebep te bir sahada otorite ola» rak tanınmış bir zatın yıllardan sonra yeni bir saahya girmeğe kaik masıdır. Bu iki türlü hayrete düşen kimselere de muhatap oldum. Ben böyle düşünmüyorum. İnsan bir mesleği kendisine iş süç edinir de başka bir işle de a - matör olarak meşgul olur. Ahmet Refik Beyin şairliği de bu nevi - dendir. Hem Ahmet Refik Bey öyle geniş mikyasta $a- i değildir ki, onun şiir ya- zıp bastırması uzun böylu müna - kaşaya sebep olabilsin; o muay - yer bir mevzuun şairidir: Ada ve aşk şairi, Şiirleri de gösteriyor ki, Ahmet Refik B. şair olduğu kadar, hatta daba Ziyade âşıktır. Ahmet Refik Beyin şiir kitabm- da yetmiş tane şarkı, bir manzume, bir de manzum hikâye var. Man « zum hikâye mizakidirr Karezm. Çallı Ibrahim Beyin doğuşunu, bü yüyüşünü ve sair ahvalini tasvir e- der. Manzume Burgaz adasinm vasfındadır. Gene ada ve aşk mev- Zuu., Şarkilara gelince: Bunların çö - | bestelenmiş, ağızdan ağıza do - İatmış, kadm erkek, bir çok kişi, duyusunu, sevgisini, hasretini, is” teğini bu mısraların sesile haykır » Mişter, Şarkı yazmak, şiir yazmaktan büsbütün başka bir şeydir. Şarkı Yazan adam, sadece kendi duygu- *unu nazım kalıbına sokan adam demek değildir. g Şarkı, daima en güzel şiir değil ir; vaffak olmuş sayılması, tutulması <es tarafından kolayca öğrenil Mesi ve söylenilmesi için hatta orta. ette olması lâzımdır. Ahmet Refik Beyin şiirlerinde eski divan edebiyyatımızım en gü- zel şiirleri kıymetinde mıralar da Me Bunları yazan şair umumi» E” tibarile €ski edebiyyatın ve şar N * edebiyyatının malezemesinden istifade etmiştir. Ayni zamanda şarkılarda bulunması lâzım gelen Mapa bunlarda eksik değil - ir, Bazı mısralarındaki kelimelerin tutukluk lara, filân bakılınca Ahmet Refik in aruz veznine pek kâkim ola madığı görülüyor. Fakat şarkıları nn bütün bu düşüklüklerine, hele lisandaki eskiliğine rağmen sazda, &ramofonda, radyoda, şurada bu- rada ve daima ağızlarda dolaşma- #I Şairin ruklara hâkim olduğunu Bösterir, Şarkı, bir devir, bazen ancak bir mevsim yaşar. Şarkı yazmak nankör bir iştir, Refik Ahmet addederek onun hiç bir şeyini hat- beslelenecek bir şarkının mu- İ mai, taksim tarzında ve tek sadalı olarak dinlemeği isterim,, diyor - lar. Olabilir, fakat diğer bir kısım halkın da armonize edilmiş Türk nağmelerini sevdiği ve Leblebici horhor gibi sırf Türk nağmeleri ile , alaturka musi- | tertip edilmiş opereti büyük bir ili İDE ea sizce zevkle dinlediği inkâr olunamaz. İ mümkün ve caiz midir, değil mi - tabiatler, zevkler muhteliftir. Ba - dir? na kalırsa zaten adedi pek mah - İlk nazarda bu sualler insana dut olan musiki üstatlarımızı ister İpek garip görünüyor. “Alafranga | alafranga çalsın, ister alaturka çal veya alaturka musiki yeni mi çık» | sın teşvik ve taltif etmeli; alatur. t ki, bunlardan birini tercih et - | kayı ıslah ve armonize edenleri de serbest bırakmalı. Yalnız her bes- ? Hem| mek lüzumu hissolunuyor? b , de güzel sam'atların alafrangası, | tekârım uydurduğu ve sanatla mü- İ alaturkasr olur mu? San'ate ve zevke muvafık güzel bir eser han- gi milletin olursa olsun sevilir ve takdir olunur. Güzel eserler vücu- de getiremiyenler ise san'etlerini ıslah etmeğe bakarlar. Binaena * leyh, meselenin bütün bütün baş- ka noktayı nazardan mühakeme- si teaccübü mucip olur. Lâkin maattesssüf mesele o ka- dar basit değil; her nedense öte - denberi musiki meraklılarımız iki ye ayrılmışlar, alafranga musiki öğrenenler “acaba şu alaturka mu siki nasıl şeydir?” diye merak bile etmiyorlar. Alaturka musikiye vak fı ömür edenler ise alafranga mu - bie sekip, birdiüşman suretle olursa olsun musiki ile işti- | gal eden bazı zevata şu sualleri sor | du: Alafranga musiki taraftarı mısı İ niz, yoksa alaturka musiki tarafta» rı mı? alıp çalarak kulaklarımızı hırpa - lamamalarını kendilerinden - rica etmeli. Cemil Sait Adanadaki konser Adana muhahirimiz yazıyor: Ada- nada musiki maullimlerimiz tara- fından bir konser verileceğini du- yanlar Garp musikisinin seyircisiz ve samisiz kalacağını zannetmiş - lerdi. Fakat aldandıkları derhal | anlaşıldı. Kız lisesinin salonunda pek kibar, münevver ve güzide bir zümre huzurunda viyolonist Bed - i. pivanist Safa, çellist. İhsan.ve İflütise Reşat Beyler ilk muvaffaki: yetli konserlerini verdiler, Garbin en güzel parçaları çalı « varken dinleyicilerin yüksek alâka ları hissediliyordu. Her parça ça - lndıkça hararetli ve samimi alkış- lar salonu çımlatıyordu. Konsere gelmiş olan ecnebi mahafiline men sup zevat ta büyük bir takdir du - yuyorlardı. ni Musiki sanatının inceliğinde ve tekniğinde muvaffakiyet gösteren Türk sanatkârlarının o yabancılar tarafından bu derece takdir edil - diğini görmek gururumuzu okşiyor du. Konserde keman, flüt, Çello ve piyano için tertip edilmiş olan Me- yerbeer'in Le prophete ve Popp'un Potpurri'si ile Bedri Beyin bir mar şı çalındı ve bunu muhtelif solo parçalar takip etti. Bedri Beyin bizzat bestelediği ço cuk dans ve süvarileri çok alkış - ta noktasını bile kabul etmek is « temiyorlar. j Halbuki, arada tezelzüle uğrı - yan bir şey var; o da musiki san'- atı! Öyleya, bir sanat hakkında münakaşa edebilmek için herkesin o san'atı bilmesi ve esaslarını ayni tarzda öğrenmiş olması lâzımdır; meselâ resim, heykeltraşlık ve sa- ire hakkında muhtelif milletlerin san'atkârları mukayese edilse res- min nasıl yapıldığı, kalemin nasıl tutulduğu mevzuu bahis olabilir mi? Bunlarda ihtilâf olamaz. Mu - sikide her millette kulağa hoş gel- mek maksadile sesleri, tanzim sa- natı olduktan sonra niçin bunun e* sasları, kaideleri biribirinin ayni olmasın? İnsan kulağı millete gö * re değişebilir mi? Darüttalimi musiki heyetini din liyen ber kulak Türklerin kendile- rine mahsus çok lâtif bir musiki » leri mevcut olduğunu tastik etmek mecburiyetinde kalacağı gibi Ka- dıköyünde Eşref Bey orkestrasını dinlemiş olanlar da Türklerin garp musikisini pek ileri götürmüş ol - duğunu itirafta tereddüt edemez * ler. Hal böyle olunca neden Darüt- talimi musiki heyetinden bir zat Eşref Beyin orkestrasını dinlemek ten zevk duymasın, neden Eşref Bey ve arkadaşları o Darüttalimi musiki heyetini dinlerken mahzuz landı. Bu parçalar kemanla a nirken, atların koşuşmaları, süvari hayatı tamamile sâmialarda mü - fekkire de canlanıyordu. Çocukların dansı dinlerken de| oynaştıklarını, baykırıştıklarını ii sıçraştiklarını hayalen olsun gör - memek imkânsızdı. Safa Bey, Veberin valse daveti- ni, Şubert'in Empromptu'sünü bü- yük muvaffakiyete çaldı, genç sa- natkâr şiddetli bir surette alkışlar» dı. Çellist, viyolensellist Ihsan Bey nasebeti olmıyan havaları notaya | itü rak gitmesinden ve don yapmasın» | dan durmuştur. Dolayısile merkez | ve mülhakatta ziraat. bankasının mühtaç çiftçilere tohumluk buğ - day tevziatına nihayet verilmiştir. Dün gece ilk kar düşmüş ve her- | kesi sevindirmiştir. Fakat az yağ- dığı için sabahleyin erimiştir. Eğer bu kış, toprak matlâp ne « mini alamazsa zirai vaziyet çok fe nalaşacak ve binnetice * köylünün | Belediye işleri acısı artacaktır. “ Kirman, Belediye reisimiz Şevki Bey $ Sulama tesisatının ralah edilece. | hir sokak ve meydanlıklarındaki ği ve su gören yerlerdeki idareye l meliyat: hakkımda şunları * söyle borçlu köylülerin kanallarda çaliş Lee tırılacağı haberi, büyük bir sevinç | O“ — Şehrin en güzel mevkii b uyandırmıştır. oJlunan Alâeddin tepesinin teşçi Sulanmıyan yerlerden de sula - hemen hitam bulmuş gibidir. E ma ücreti alınmazsa köylünün | *©neden itibaren tanzimine başlı minnet ve şükranına ölçü bulunmu | Yacağız. Eteklerde pek çirkin b yacaktır. manzara arzeden yıkıntılar temi dğülkintiyelleia; İettirilerek birer ufak istinat du Geçenlerde Halkevi salonunda | ©. sa ve e gire ik getirilmiştir. C.H. Fırkası istasyon semt ocağı Alâeddi a rd bir balo verdi. Nezih ve: duygulu | “iö0ddin tepesinin cenubun zevat tertip ettiği bu “balo çok | ** sinema binasının önünden ba; ; Pp S9“ İlıyan bu ameliye ince minare önü mükemmel ve parlak oldu. ” era Balo saat alafranga beşe kadar Dü takiben Karatay istikametin samimi bir hava içinde devam et- doğru ilerlemiş ef ancak ormd di Selçukilere ait eski köşk harabe: heyetleri teşekkül etmiştir, Çoc lara sıcak öğle yemeği verilmek idir. Belediye kabilesi Azime han büyük bir hamiyyet eseri göste miş ve bir çoklarımıza nümune muştur. Azime H. bir ilk mekte teki seksen kadar çocuğa elbise Sotin yaptırmışlır. Balonun: hâsılat semt ocağının maili inhidam görüldüğünden klneeniiileki hanımla sandın esif liyat orada bırakılmıştır. Sathi mı iyetinin hayır işlerine ve hima'ye- | iller üzerinde ayrıca gezniti al ndeki “Çelikspor;; klübüntin iler | yollar açılmıştır. Seneden “lemesine hasredilecektir. bu tanzim faaliyeti devam edecel Muhitte çok sevilen D. D. yolları | tir. Konya işletme müfettişi ve istas -| o Müteahhide ihale ettiğimiz pa; yon semt ocağı reisi mühendis Ce: ! ke taşları henüz ihzar edilmekte mal Hidayet Beyle refikaları hanr- | dir. Müteahhidin inşaat mevsimi mefendinin bu gibi işlerdeki bilgi | ne kadar getirebileceği taşların döl görgülerini ve çalışmalarını takdir şenmesine o zaman başlanacaktır. elmek bir vazifedir. Ahmet A, Anasını öldüren Tımarhaneye gönderiliyor Geçenlerde Çal kazasının Çalı ee altına alınmıştır. Bu mü Kebir köyünden (o Ahmet isminde! şahede müddeti son günlerde bit- bir genç, anası Emineyi gayri meş | miş ve İzmir hekimleri Ahmedin ru bir münasebet esnasında yaka - | anasını böyle bir vaziyette görüp lamış, kendisini kaybetmiş ve hid- | te öldürürken aklını da kaybetti .i detinden kadını balta ile öldürmüş | Zini tespit etmişler, deli olduğuna iş dair rapor vermişlerdir. Onun için. ahmet, Denizli timarhanesine gön | 'Katil yakalarimıştı. Fakat tahki Kat esnasmda Ahmedin akıllı kim | derilecektir, selere yakışmıyacak tavır ve hare- Çocuk hast anede öi ğ dam, İz- | ketleri görülmüş, genç adam, İz nasıl öldü mire gönderilmiş ve orada tıbbi k «! İzmirde İstanbullu Eşref oğlu | | Ali Efendi isminde elektrikli tram vay şirketi vatmanlarından birisi, | müddeiumumiliğe verdiği bir dava j arzuhalinde oğlu üç yaşında Ek - rem'e memleket hastahânesinde | bir doktor tarafından morfin en - jekte edildiğini, çocuğunun bu yüz | den öldüğünü iddia etmiş, enjek - siyonu yapan doktor aleyhine da » ya açmıştır. Verilen istidaya göre | Ekrem hasta imiş, hastahaneye gö- dı. Konse: meccani idi. Bu koriser de hulunamıyanlar, genç sanatkâr lara müracaat ederek tekrar edil - mesini rica etmektedirler. Adanada ilk defa verilen bu konserin muvaffak olmasında şüp hesiz sanatkârlarm yüksek kıy - metleri âmil olmuştur. Viyolonist Bedri, Viyolenselişi | Ihsan, Piyanist Safa, flütist Reşat Beyleri tebrik etmemek mümkün Şumanın hulyasını çalarken din - leyicilerini gaşi etmişti, Fiütist Reşat Beyin Macarista - sa selâmi zevkle dinlendi. Büyük bir fedakârlikla hazırlanan ve sırf As'anada musiki hayatının doğma Pek alâ ıslah ve armonize edilebi | sma ve muhiplerinin artmasına lir. Amma denilecek ki, bu husus | matuf olan bu konser ümit edildi- ta ihtilâf var: Bazıları “armonizi | ğinden fazla bir alâka ile karşılan | olmasınlar? Araya bu münafereti kim sokmuş, niçin sokmuş? Alaturka musikinin ıslah ve ar- monize edilmesi babâine gelince: Profesör Marksın da itiraf ettiği diz öneli değildir. Yakında açılacak olan Halkevi bu kıymetli unsurlardan istifade etmesini bilecek ve memlekete ne: zih, zevkli ve neşeli saatler yaşa- tılmasına imkân ve fırsat hazır mış olacaktır, N | türülmüş, çocuğun ızlırabı varmış. morfin enjeksiyonu rlmış, bir müddet sonra ölmü ii Müddeiumumilik hâdise tahki - katına, yazizet etmiştir. Ekremin j sedine otopsi yapılacak, ölün n den vuku bulduğu tetkik edile ktir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: