yi Telif hakkına Bundan bir ay kadar evvel! “Edebi kontenjan isteriz, diye yazdığım bir yazıyı, okuyucula - | rım zennedsrim ki hatırlarlar. Bu yazımda: — Lozan muahedesinde biz, telif hakkını, Avrupanın yüksek ilim ve fen kültüründen mahrum kalımıya » | lim diye kobul etmemiştik. Halbuki o zamandan buglne kadar yaptığım: tercümelerde bu maksada uyan pek | âz eser vardır. Yepilanların çoğu da aleldcele yapıldığı için yarlıştır. Bu - | na mekabil bir yığın kötü ve bayağı | romanlar, yaslar tercime ettik, Bu takdirde, ve memlekete ilim ve fen getirecek yerde, bir medeniyetin çü - *rük edebiyatını sokmakta ne mana “var, Telif hakkını kabul edelim. © Demiştim. Bu yazım akisler v“uyandırmakla beraber, günün hi- *diseleri arasında Okeybolup gitti. Fakat dündenberi, Ankaradan ge- "len bir haber, tamamile benim müdafaa ettiğim fikre değilse de, «ona yalın bir meseleye temas et | ti, gâzetelerin birinci sahifelerini süsliyen havadisler arasında yer *aldı. O da şu: Fransızca ve Almancadan Türk - geye tercüme veya adapte edilecek e- çserler için bundan sonra o eserlerin çasıl mrharrirlerine telif hakkı vermek “Jâzımdır, Bu haberin nereden çıktığı a- “Taştırıldığı zaman, kararın, bu İ- ki memleket ile yapılan ticari ,Mukavelelerde bulunduğu söylen- di. Ben kendi hesabıma, böyle bir “kârarın ticari bir mukavele mad- 'desi olarak kaydedilmiş olmasını, evvelâ “edebi kontenjan isteriz,, başlığını kullandığım için “ede - hiyeş Gi çorabı veya margarin değildir., diye sitem «karşı küvvetli bir cevap; sonra da, edebiyatın, artık Avrupada tamamen ticarileşmiş, yani bir ih- Tâcat mataı olduğuna dair redde- dilmez bir delil olarak kabul edi- yorum. © Bu noktaya bir balmımu ya» piştırdıktan sonra, havadisin bazı muharrirler tarafından nasıl kar- şılandığına bir göz atalım. Umu - miyet itibarile kavadis müsbet - karşılanmamıştır. e Heşnutsuzluk y yuyandırmıştır. Fakat çok haksız — &bir hoşnutsuzluk. *“ Kimisiz —İlim; fen, edebiyat, san'at saha- larında Avrupadan pek çok şey almi- ya miihtacız. Bunları alirken kakkı “telif vermek demek memleketteki ki- tap salışına ve yazı ücretlerine naza- | ran, hiç bir şey tercüme o etmemek demektir, Herkes eser yazamaz. Avrupadaki eserlerin hepsi de ayni kudret ve gü- zellikle yazılamaz. Binaenaleyh, ter - cüme eserlere katiyyen ihtiyacımız vardır, Diyor. Bu arkadaşın sözlerinin ilk kısmma birinci makalemde yazıp yukarıya hulâsa ettiklerimi hatırlatır, son kısmına da: — Herkes eser yazamazsa, yer- lerini yazanlara bırakıp, gidip kavaflık etsinler! , Derim. Çok kıymetli bir arka » © daş ta şunları söylüyor: o — Bu, gayri kabili tatbik bir me- seledir, Eğer, böyle bir iş yapılmak üzere ise, bizimkilerin şiddetle muha- © lefet etmeleri lâzumdır. Şimdiye ka- dar Türkiye tercüme ve adapte eser- ler sayesinde malbualını doyurabil - miştir. Bunsuz neşriyat yapılamaz, Pr böyle bir meselede isrı © edeceklerini hiç etmiyorum. ız harsının dahe edenlere | Fikret Adil sız kelimesinin bütün dünyaya ya - yılmasına çalışan Fransızlar, eserle- rinin böyle 14 milyonluk bir kitleye okululmasını elbette isterler, Bence bu mesele bir Fransız ve Alman kavgasıdır. Eğer Almanlar da eserlerinin hakkı telifsiz tercüme e- dilmesini istemiyorlarsa bu, Fran - sızlara karşı bir oyuna hazırlandık - lar.m gösterir. Bu swretle Almanya gizliden gizliye Türkiyeye eser vere- rek Fransız edebiyat ve neşriyatının üstüne çıkmış olacaktır. Bizde ilmi, edebi ve içtimai eser - lerin tercüme edilmemesi büyük bir tehlike sayılır. Bu fikir de bence doğru de - ğildir. Şimdiye kadar, Türkiyede matbuatı adapte ve tercüme eser- ler doldurduğu içindir ki Türk okuyucusu matbuata diğer mem - leketlere nisbetle lâkayt kalmiş - l tır. Her ne zaman, bir gazetede | yerli mevzu ve yazı çok, ecnebi yazı azsa, o gazete çok rağbet | görmüştür. Gözümüzün önünde misaller var. İ Sonra, Fransızlarla Almanlar, | memleketimizdeki 14 milyonluk nüfusu kendi kültürlerine bağla - mak için kavga ediyorlarsa, biz, bu fırsattan istifade ederek her | iki tarafa birer tekme vurmalıyız. Zira, demin yapıştırdığım balmu- muya avdet ederek haber verelim ki, Türkiye, bugün kendi başına bir kültür yaratmağa çalışırken, maddi ve manevi kapitülâsyonla- | rı yıktıktan sonra, hiç bir kimse - nin ruhi, fikri ve içtimai vesayeti | altına giremez. Nerede kaldı ki, edebiyatlarını, tamamen ticari - leştirmiş ve büyük sanayiine bir propaganda vasıtası yapmış mil- etlerin! Ayni arkadaşın son cümlesi, bizde ilmi, edebi ve içtimai eser- lerin tercüme edilmemesinin bü- yük bir tehlike olduğunu söylü - yor. Münakaşa edilecek bir nok » ta olmakla beraber, farzedelim ki “yle olsun, bu hâdise, başlı başı - fx telif hakkımı kabul etmemize İ bir sebeptir. Zira, eğer bunlar j tercüme edilmiyorsa, tercüme e »- dilenlerin lüzumsuz olduğu mey - İ dana çıkıyor demektir. ! e e | Telif hakkını kabul etmek, e - minim ki bizi kolay cehtlerin gösterişlerinden (o kurtaracak, ve Darülfünunda uzun müddet bek - lemiş olan bir “Gazi,, mükâfatı - nı burdan sorira namzetsiz bırak- İ mıyacaklır. Fikret Ajil i Lekeli humma ile .. : . şüpheli yolcular Deniz yolile şehrimize gelen iki yolcunun, lekeli humma has - talığına tutuldukları — anlaşılmış, Ali ve Hüseyin isimlerindeki bu hastalar, Cerrahpaşa hastahane - sinde tecrit edilmişler, tedavile - rine başlanmışlır. Bu iki yolcu, İstarbula Kon - i ya vapurile gelmişlerdir. Sıhhat müdürlüğü, hastalığın o bulaşıcı mahiyetini düşünerek, sıkı tedbir- ler almış, “Konya,, vapuru fenni surette temizlettirildiği gibi, li - mandaki İitün vapurlarda da temizlik yapılması takarrür et - tir, Alınan esaslı tedbirlere göre, sirayet ihtimalinin ortadan kalk - ş sayılabileceği tahmin olun - ! ık bir kıymet göstermesine karşı VAKIT i iksat Haberleri © ikinci kânunun ilk on beş gününde : Gümrüklerimiz Gümrük ve inhisarlar vekâleti istatistik ve tetkik müdiriyeti 1933 Kânünusani aymın ilk 15 günlük ithalât ve ihracatını toplamıştır. Hazırlanan istatistiğe göre 15 günde ithalâtımız 3.053.635 lira- ihracatımız bunun 1.249.821 lira noksanile 1.803.814 lirayı bul - muştur. 15 günlük ithalât ve ihracatı- mız aşağıda gösterilmiştir: İYHALAT Eşya cinsi Yün ve kıl iplikler Yün mensucat Limon Şeker Lira 89.999 86.148 34.144 117.507 Kahve 144.434 Sargılık kâğıt 30.666 Matbaa ve yazı kâğıtları 40.798 Pamuk iplikleri 148.62 Pamuk mensucat 553.543 Her nevi demir boru ve raptiyeleri Dokuma, tarama ve atma makineleri Değirmen, hamur, şeker ve saire makineleri Petrol 30.190 79.382 | 61.752 44.633 | Kinin ve emlâhı 76.150 Sair eşya 1.515.662 IHRACAT Eşya cinsi Koyun ve keçi Yumurta Av derileri Yün Üzüm Fındıli Tütün Palamut Palamut hülâsası Afyon Kereste Maden kömürü 69.750 Sair eşya 404.342 Isveç rejisi ve Yunanistan İsveç rejisi Yunanistandan 300 bin kilo tütün satın almıştır. Sigorta ve Yunanistan Yunanistan hükümeti, sigorta kumpanyaları için bir talimat ha- zırlamıştır. Bu talimata göre Yunanistan- da yalnız bir iş üzerine sigorta muamelesi yapan bir kumpanya 5 milyon drahmi ve iki iş üzerine muamele yapan sigorta kumpan- yasıhın en az 10 milyon drahmi sermayesi olacaktır. Bir yılık ihracatımız İhracat Ofisi 1932 senesindeki ihracatımızı gösteren (büyük bir yıllık hazırlamıştır. Bu yıllıkta bilhassa ihraç mad- delerini diğer senelerle mukayese | eden istatistikler vardır. Kontenyer teşkilâtı Beynelmilel ticaret odası, bü - tün dünyada kontenyer teşkilâtı yapmağa karar vermiş ve İstan - Lira 42.467 61.553 32.504 27417 141.363 79.092 715.316 105.453 35.952 39.861 48.744 Tİlik mektep çocukları ni bedava kitap Muallimler ve kita çılar pek harareti .. 4 — —— —— — İstanbul maarif müdür muavi - ni Hıfzırrahman Raşit beyin evvel ki günkü nüshamızda ortaya attığı fikir kitapçılar arasında büyük bir dedikodu uyandırmıştır. Hıfzırrahman Raşit beyin orta - ya attığı fikir şu idi: “— İlk tahsil mecburi ve mec - canidir. Meccani kaydi içine bina, muallim, ders levazımı, ve hatta tebeşir bile girdikten sonra kitap niçin girmesin. Esasen kitabın kıy- meti de 400 bin lirayı geçmemek- tedir. Bugünkü vaziyette bütün ma arif idarelerinin bütçelerinde fa - kir talebeye yardım için bir fasi) vardır. Bu fasıl genişletildiği tak - dirde mey 'e halledilir. Hıfzırrahman Raşit fikri muallimler arasında bir alâka uyandırmıştır. ” Muallimlerden bir zat bu hu - susta demiştir ki: — Hıfzırrahman Raşit Beyin fikri çok (doğrudur. (Bilhassa müdafaa edilen tez çok kuv- vetlidir. £ Maarif (o idarelerinde faslı genişletildiği takdirde bu iş iyi bir netice verir.,, Kitapçılar re diyor? Mektep kitapları o meselesinde kitapçıların ikiye ayrıldığı malüm- dur. Mektep kitapları işinde büyük bir kazanç olduğunu iddia eden ikinci grup kitapçılardan Halk-kü> tüphanesi sahibi Abdülâziz bey di- yor ki: — Hıfzırrahman Raşit beyin fikri çok doğrudur. Bu suretle memleketteki bütün talebelere ki- tap tevzi edilecek olursa maarif idaresi çok iyi bir iş yapmış olur. Halkın kesesinden çıkıp üç döl kişinin cebine giren para da halk- ta kalmış olur. Bu parayla fakirler evlâtlarının orta tahsilini de hazırlamış elur- lar.,, Mektep kitapları basan üç dört kitapçıdan Ahmet Halit bey de şu beyanatta bulunmuştur: — İlkmekteplerdeki fakir ço - cukların kitaplarını meccanen 1: - min etmek hususundaki bütün fi - kirlerde müşterekim. Bugün yirmi beş kuruşluk alfabeyi teminden â- ciz olarak çocuğunu mektebe gön- dermiyen aileler obulunduğuru cok yakından biliyorum. İşin tica- yet noktası bir tarafa bırakılma; şartile fakir çocukların kitapları - nın herhangi suretle olursa olsun ineccanen teminini bir (ovatandış sıfatile, ayni zamanda bir mual - lim sıfatile yürekten dilerim. Şu kadar ki, biz garip bir 'ti - beyin bu yaparak alâkadarların fikirlerini toplemağa başlamıştır. Malatyada buğday Kuraktan fırladı, gene bul Ticaret odasının da fikrini sormuştu. düşüyor MALATYA, 19 (A.A.) — Ha yat eseri olarak her şeyi hüki s i ten bekleriz. Bizden çok zengi” lan hükümetler ilk tahsil için! ra alırken hükümetimiz büyük dakârlıkla yalnız ilk mektep cuklarından değil, orta mekt lebesinden bile ücret almıyor. © yeni bir yük yüklemek doğru ğildir. Bence bu işi kısmen kil çılara ve kısmen de mahalli bü lere yüklemek suretile hallet” kabildir. Kitabı yalnız basmak deği ibu fikri doğru bulduklarını söylüyor!# i nu tevzi etmek meselesi en mü” iştir. Bu da devlete tahmin edi! ceğinden çok fazla ayrı bir teşkil eder. Halbuki kitapçılar kitaplardan yüzde on nisp hükümete her sene meccanen tap verseler mahalli bu nispet kadar bir kitabı temi! maz. Mesele de kendiliği! halledilmiş olur. Esasen böyle ğır açılacak olursa yarın da medeki çocuklar için süt isten derken ğocuklara ayakkabı bise istemiye başlanacaktır. B sin de arkası gelmez makul lim ve makul düşünelim, Fiyatların inme üzerinde tetkikle Mektep kitapları fiatiarı selesini tetkik için Maarif v letinde kurulan komisyon b zu “üzerinde çalışmasına bütçeler ' derlerse hiçbir çocuk kitapsız © > Ce mikyasta devam etmektedir. misyon bu mesele üzerinde ye atılan bütün iddiaları ine inceye tetkik ederek münakaşalar yapmakta ve hassas davranmaktadır. Duyduğumuza göre fiat selesinde ortaya konacak fi i en âdil formül olacaktır. 2* taraftan ilkmektep ( kitaplar” i Devlet matbaası tarafından | tırılması ve Devlet (o matb kendi vesaitile basamadıkls” münakasa açarak bastırmasi hetinin de kabulü lehinde Bu takdirde Devlet kitapların gerek maliyet gerek tabıları üzerinde lacağı için neticenin çok olacağı söylenmektedir. Rusların kurac4” ları fabrikalar M. Suriç | Bir müddet evvel Mosf”g. vetli bir cereyan vardır. S İ giden Sovyet büyük elçisi * ) riç yarın şehrimize gele el * Suriç bir kaç güne kada! raya giderek Rusyadan makinelerle memleketi rulacak üç fabrika | kikat yapan Rus mütehi Ticaret odası bu hususta et - | valarm kurak gitmesi dolayısile | tinin Rusyadaki faaliyeti raflı malâmat toplamak için İs - | zahire piyasasında yükseliş baş - | da alâkadar makamlara M9 tanbulda bulunan şimendifer ida- | mış ve derhal faaliyete geçilmiş - | relerine, gaz kumpanyalarına mü- kuruştan 8 kuruşa çıkmıştır racaat etmiştir. Ayni zamanda bu müracaatla- rı tetkik ve tesbit etmek üzere bir de komisyon teşkil etmiştir. Komisyon dün ilk içtimamı lamıştır. Buğdayın kilosu dün 3 Dündenberi şehrimizde fası - lalı surette kar yağmağa başla - mıştır. Yağış şimdilik hafif hafif devam etmektedir. Buğday piya- sasında az bir tenezzül vardır. aa bi : dileği ğ yi verecektir. Sovyet müt da Şubat içinde gelerek ç cak fabrikalar g dıkları projeyi cekler, - ilkbaharda f9' dam ŞA