EE ENÇ yi : i A e mr SE Sayıfa 10 Kürkçü Bohor kânından bir samur kürk çalınmış- tı. Merkezde Bohor telâş ve hiddet içinde haykırıyordu: — Komiser bey, ben masraf - tan kaçınır bir adam değilim. Şu hırsızı ne yapıp yapıp bulunuz, efendinin dük- müsaadenizle suratına tükürece ğim. Komiser, gülümsiyerek telefon etti. Biraz sonra Bohorun dükkâ nma, sivil bir memurla iriyarı, siv- yi burunlu, biçimsiz bir köpek gel- di. Memur köpeğe, kapımın yanın- daki izleri koklatarak? — Aport! Dedi ve iki adım geri çekildi. Köpek burnunu kaldırıp etrafını kokladı, orada toplanmış olan komşulara bir baktı ve ok gibi, te- yeddüt etmeden, dükkânın üstün deki apartımanda, ikinci katta o- turan Sürpik dudunun eteğine dişlerini geçirdi, sürükliye sürükli- ye, aşağıya indirdi. Sürpik dudu, memuru görünce dizlerins kapan dı; — Aman, beni şu (omefretten kurtar, her şeyi söyliyeceğim. Ve ilâve ettir — Kaçak rakılar, gaz toneke- leri içinde, banyo odasında duru- yor. İnbik de orada.. Komşular hayret içinde söruş - turdular: — Peki ama kürk nerede? — İnan olsun yavrum, kürk - ten haberim yok. Ben kabahatimi söyledim. Artık ne yaparsanız ya- pınız. Cezama razıyım. Sürpik duduyu bir resmi polis gelip merkeze götürdü. 'Taharri memuru, köpeğe izleri tekrar koklatıp tekrar: — Aport! Dedi ve iki adım geri çekildi. Köpek gene komşulara bir bak- tı, havayı kokladı, ve içlerinden a- parlıman sahibinin vekiline doğru hırlıyarak atıldı. Vekil sapsarı ke: silerek feryada başladı; — Aman ben ettim siz etmeyi- niz. Sizden topladığım kiraları ev sahibine vermedim, hepsini ye - dim, Bütün kiracılar, vekilin üzeri - > üşüştüler ve ellerini bağladı - r, Bir resmi polis daha gelip onu da karakola götürdü. Bu sefer köpek, dördüncü kat- ta oturan rum kiracının pantalo nuna dişlerini © geçirmişti. Kiracı mosmor kesilerek komşuların ö - nünde diz çöktü: — Ah, diye döğündü, ah.. Ken dimi mübadilken etabli diye gös- termiştim... Ah bu mel'un köpek nereden de anladı. Bir başka resmi polis, onu da! karakola götürdü. Şimdi komşular, hep işkillen - şmişlerdi. “Bu ns müthiş köpek!, diye fısıltılar duyuluyordu. Kürkçü Behor da, oağn sola bakınmıya başlamıştı, Taharri me- muruna, köpeği de göstererek: — Sizleri boşuna zahmete sok» tuk, Maşrafınız nedir? Kürkten fi- lân vazgeçtim,. Haydi güle güle... Diye cebinden para çıkardı. Fakat köpek kolay kolay gi» der mi? Bohorun karşısına geç - miş kuyruğunu sallryordu. Bohor farkına varmamış gibi gözükerek savuşmak istedi, Lâkin köpek ar - kasından yetişti ve ayaklarımı kok- lamıya başladı. Bohorun yüzü ki- reç gibi olarak gözyaşları arasın- 'da itiraf etti: saklıyayım. Ben alçak bir ada -) mım, Kürk benim değildi, karde simin evinden çalmıştım. Bohoru karakola götürürler - ken, komşular evlerine kaçıştılar. Artık köpek kaçanları tefrik etmiye ve koklamıya vakit bulamı» yacaktı, atıldı, önüne gelenlerden lââlettayin bir iki tanesini yaka- ladı. Pek tabii onlar da itiraf ettiler ve karakola götürüldüler, Bunlar- dan biri belediye tahsildarı iris, paraları ihtilâs etmiş, kumarda kaybetmişti. Ötekisi de, karısını elektrik ütüsile döğmüş, mahke- mede, şahit olmadığından istifade ederek biçare kadınm merdiven - den düştüğünü söylemiş ve beraet etmişti. Üçüncünün itirafatı o kadar açık idi ki, matbuat kanununun! pençesine düşmemek için tekrar edemiyeceğim. Artık sokakta kimseler yoktu. 'Taharri memuru ile köpek baş ba- şa kaldılar. O zaman köpek, memura doğ- ru koştu, ve kuyruğunu salladı.| Memur, nevmit bir çığlıkla kendi- ni yere attı; — Ben ettim sen etme kuçuku- çucuğum !.. Bundan sonra otuz ku- ruşluk gündelik tahsisatmın yarı sını iç etmem, v.s Meselenin bitişi çok iyi oldu. Zira, sıra artık bana gelmişti. Kö: pek bana da hücum etse, bu hikâ- yeyi meşhur Rus mizah muharriri Zoşçenkodan çal... şey pardon naklettiğimi itiraf mecburiyetinde kalacaktım. Nakleden: fa. Muallimlerin konferansı İlik tedrişat müfettişlerinin son içtimamda ilkmektep muallim - lerinin her sens içinde mesleki mevzular dahilinde bir kaç kon - ferans vermesine karar verilmiş - tir. Slam Muğlada evlenenler MUĞLA, 13 (A.A,) — Yalnız Muğlada bir sene zarfında 87 ni- kâh aktedilmiştir. Şehrin bütçesi Şubat ayında toplanacak olan Şehir meclisinde müzakere edile- cek 933 Belediye bütçesi hazır * lanmıştır. Bütçe tabedilmek üze- re matbaaya verilmiştir. yay Halkevler. ve muallim'er Maarif vekâleti tarafından ve rilen bir emwe göre bütün smual- limler Halkevleri ile daha yakım: dan alâkadar olacaklar ve Hal - kevinde faal vazife alacaklardır, a Mersin İmanı Mersin limanının mühim bir ihraç kapısı olması için iktısat vekâleti tarafından bir proje ha « zırlanmıştır. Vatandaş! Şeker bayramı hediyelerin, o memleketimizin pârasını dışarıya akılmama'ı, Milli iktısat ve Tasarruf Cemiyeti VAKIT — Allahın bildiğini kuldan ne Kongresi birleşmi- ye adım olacakmış! ilkbaharda bütün Arap hü- kümetleri azası Bağdatta bunu konuşacaklar Bu sene ilkbaharda büyük bir Arap kongresi toplana- caktır, Bu kongrede Mısır, Yemen, Irak, Suriye gibi ne kadar Arap| hükümetleri varsa hepsinin mu - rahhasları bulunacaktır, Kongre Bağdatta Yasm Paşanın riyasetinde toplanacak ve kongre | dağıldıktan sonra da Arap âlemi” nin en âlim, en mütefekkir, en ka» biliyetli şahsiyetlerinden teşkil e- dilecek icra heyeti Haşm Pa - şanm riyasetinde çalışarak Arap âleminin en büyük derdi, bü gün- kü belâların en birinci sebebi olan ! tefrika siyasetine nihayet verme -| ğe uğraşacaktır. Bu kongreyi tertip edenlerin dü şündükleri şudur: Araplar, büyük harpte, Türk - lere karşı hasmâne bir cephe tut- tuğu zaman Türkiye idaresinde ki Arap memleketlerinden bir A - rap İmparatorluğu vücude getir - me zamanımın geldiğine zahip olmuş, fırsattan iştifadeye koş - muştu. Harpten sonra müttefik Ayrupa hükümetleri (o büsbütün başka bir siyaset tuttular, her köşede bir Arap hükümeti yaptı » lar ve bu hükümetlerin ber biri kendi cinsinden olan öteki hükü - metlerle alâkadar bile değildi! Büyük Arap imparatorluğu fikri bir hayal olmuştu. Her geçen gün bu gayeden uzaklaşıldığını ve her uzaklaşmada daha büyük za - rarlar, acılar görüldüğünü ispat ediyordu, Suriye kadar Filistin, Bağdat kadar Hicaz bu münferit siyasetten şikâyet ediyordu. Yeni kongre bu şikâyetlerden doğuyor. Kongrede mandater hükümet - lerden bahsedilmiyerek Arap âle - mi için bir gidiş yolu araştırıla - cağı temin olunuyor. Irak kadar Suriye, Filistin gibi Hicaz, Lübnan derecesinden Ye « men, kralirk taraftarları kadar iş- tiklâlciler de kongrenin toplanma; | sını istiyorlar, yalnız Bağdattan korkuyorlar, orada Suriye Cümhu- Bağdatta | 14 Kânunusani 1933 sinde iki senelik faaliyetin bir hülâsası (Baş taraf: 3 Une sayfamızda) Dördüncü Kısım ise İstanbul vilâyeti idare heyetinin o yapmış olduğu işlere tahsiş edilmişti, Sıhhat işi için yapılan işler Hastaneler, dispanserler, evkaf işleri, nafia işleri, Belediye hudu- du dahilinde ve haricinde yapr- lan yollar, su işleri, maarif işleri, açılan ilk, orta mektepler hak » kında malömat veriliyordu. Bun - dan sonra esnaf teşekkülleri ve iş kanunu, hakkında idare heyeti » nin yaptığı işler, liman hakkında» ki faaliyet, idare heyetinin son i- ! ki sene içinde ehömmiyet verdiği gençlik ve spor teşekkülleri, ve halk hatipleri teşkilât mufassa « lan anlatılıyordu, En nihayet halkevlerine verilen ehemmiyek, ve evin faaliyeti zikrediliyordu, Cevdet Kerim Bey iki saat de- vam eden raporu okuduktan son- ra fırka arkadaşları ve hükümet erkânı, fırkanın umumt kâtibi Recep Beyin gösterdiği kıymetli Mmüzaharet ve irşatla mesailerine devam ettiklerini söylemiş ve ni - hayet: “Vatan ve millete refah ve saadet temennilerile sözümü biti- rirken umumi reis vekilimiz İs - met Paşa Hazretlerini, daimi u « mumi reisimiz Reisicümhur Gazi Mustafa Kemal Hazretlerini de- rin bir hürmet ve tazimle anar ve kongremizin vatan ve millet için hayırlı mesaiye mazhariyetini di » leriz.,, diyerek sözlerini bitirmiş - tir. Söz alanlar Rapor okunduktan sonra aza tarafından verilen Büyük Reis | Gazi Hz. ile İsmet Paşa, Kâzm Paşa ve Recep Beye tazim tel - grafı çekilmesi hakkımdaki tak - rir okunmuş ittifakla ve alkışlar - la kabul edilmiştir. Bunu müteakıp kongre reisi Hüsamettin Paşa rapor hakkında söz söylemek istiyenler olup ol » madığını sormuştur. Evvelâ söz alan umumi bele - diye meclisi azasından Avni bey raporun “vazifesini iyi kavradı - ğını ve iyi iş gördüğünü gösteren,, bir heyet tarafından yazıldığını riyeti için bir tehlike görüyorlar «| söylemiş ve iki noktanın eksik ol- mış!!,. duğunu anlatmıştır, Ayni o Beye Istanbul! Darülfünun Emanetinden: Istanbul Darülfünun Kütüphanesine 20 lira asli maaşlı Al mança bilen bir memur ahnacaktır. Taliplerin lâakal Orta tah- silini ikmal etmiş ve 25 ile 35 yaşı arasında bulunmaları lâzım- dır. imtihan hakkında dört buçuğa kadar müracaat eylemeleri ilân olunur. (168) Beyoğlu Kazası Defterdarlığından: Mahallesi Sokağı No. si Cinsi Bedeli keşfi Feriköy Maliye şubesi binzsi Bina S0 0 Emek yemez İskender caddsi 25 i 7 00 w © Şişbane 41 & 150 00 Üç Yüz Yetmiş Beş lira bedeli keşifli balâda adresleri mubar- ter mebaninin tamiratı pazarlıkla ibale edileceğinden tal plerin yevmi ihale o'an 14-1-1933 t:rihine müsadif Cumarlesi günü saat 15 te Beyoğiu daresinde müteşekkil Satış Komisyonuna ve şe- ra'ti anlamak üzerede Mili Emlâk kalemine mütacaa'ları. (123) Istanbul Posta T, T. Başmüdüriyetinden: Iki adet Posta molörünün abşap aksamı pazarlıkla tamir ve telvin ettirilecektir. Pazarlığa iştirâk etmek © isteyerlerin şehri halin on dokuzuncu Perşembe günü saat on dörlte teminat akçe- lerini hamilen baş M. iyette müteşe«kil komisyona müraçaat ey- Jemeleri. (173) | göre bazı memürlar âli makeat * ları kavrıyamıyarak © vergilerin kaçırılmasına yardım etmekte ” dir, İkinci nokta da âli tahsil görer gençlere daha fazla yardım mese lesidir, Avni Beyden sonra kon » grede dinleyici olarak hazır bu » lunan Nazmi Nuri Bey'söz slmiş ve raporda sanayi hakkında a£ malâmat verildiğini teşviki sana” yi kanunundan sonra senede 40 milyon kilovat elektrik sarfeden fabrika olduğunu ve bu fabrika - da 60 bin amele çalıştığını söyle- miş ve Sanayi kredi bankası ka - nununun bütün sanayi erbabına İ “stop,, diye emir verdiğini söy * lemiş ve bunun vilâyet kongre - sinde tesbitini istemiştir. Üçüncü olarak söz alan Dok- tor Osman Şerafettin Bey sıhhat | için raporda program gösterilme- | diğini halkın tenviri lâzım geldiği ni söylemiş ve dispanser açılırken doktorların fikirlerinin alınmasını istemiştir. Sait Bey de köylüye | arazi tevzi için idare heyetinin yaptığı işleri sormuş ve bir çok dilekte bulunmuştur. | Tarık, Methi Sait, Abdülkadir Ziya Beyler de muhtelif mesele * ler hakkında söz söyledikten son ra Cevdet Kerim Bey hepsine bir- den cevap vermiştir. Ayni Beyin fena adamlar hak» kındaki fikirlerine karşı: — Halk fırkasına mensup her dele etmesi lâzımdır, dedi. yanatı ise dilek vaziyetinde ol - duğundan lâyiha encümeninden sonra hep birlikte müzakere edi. mesini istedi. Yalnız Doktor Oşman Şera * fettin Beye verdiği cevapta: — Sihhat hakkındaki her işi Belediyenin 70 - 80 Jiralık dok * torlarından beklemek doğru de « zaman zaman halkla temas et” sinler. Zannediyorum ki kanun ve aile borcundan . başka bir dö manevi borçlarımız vardır. mütessir eden nokta kendimi taan etmektir.,, Cevdet Kerim Beyden sonr# Sadettin Rıza Bey &öz alarak Nazmi Nuri Beyin sözlerine kim* senin iştirak etmediğini hüküm€” tin bunlar için güzel tedbirler a” dığını söylemiştir. Bu esnada azadan bir çokla”" tarafından müzâkerenin za CU ! tile encümenler için aza seçi si hakkındaki takrirler okunars” ittifakla kabul edilmiş ve intih?” yapılmışlır, Neticede Hesap encümeni” Mehmet Ali, Mustafa Faik, A” ni, Reşat, Yusuf Ziya Beyler, Hİ a çe encüümenine Abdülkadir Galip Bahtiyar, Doktor Hi | Celâl, Asım, Kâmil, Bican Bel? i ve lâyiha encümenine de Met i Hikmet, Tevfik, Yusuf Ziya 5" z dettin Rıza, “Asım, M sil Cemal Beyler seçilmiş ve çer d samba günl! ikide toplanmak İf zere kongreye nihayet verili tir. arkadaşın böyle adamlarla müca- Diğer söz söyliyen zevatın be- i ğildir. Etıbba odası, şu veya bu, doktor cemiyetlerinin-en dürüst ve samimi arkadaşları yer yer v&* 1 7 > istanbul Vilâyet kongre- | i |