Sayıfa 8 4 vel 1937 ET 7 e MY A Sene başına doğru “Ne hediye alayım?» Buldum, diye bağıran Beyin bulduğu VAKIT SPOR TEFORİ Bugünkü maç 1| i şk Arayan Adam Muharriri : Pitigrilli O Tercüme eden: fa, ER larını gizlemek için şarkı söylü - | yen çocuklara benzerler, Pol Pot'un şöhreti, at camba - zı ve felsefe talebesi Jutta Şu- ma'nın şöhretini de arttırmıştı. Şimdi genç kız, Sorbon' da bütün arkadaşlarına, kendisini cambaz kıyafetinde gösteren kartpostal - ları imzalamakla vakit geçiri - yordu. Bir gür, hayranlarından birisi, ona büyük bir demet gül ile beraber, Kartın nadir eter - lerinden birisini hediye etmişti, İspanya Kraliçesi onu kabul etmiş ve ellerini bu kadar beyaz saklıyabilmek için ne kullandığı - ni sormuştu. Jutta; Z Am any demişti, es - i rın yapraklarını açmak, | ellerin beyaz kalmalar | dım ediyorlar, gayr aaaği Meşhur bir romancı, Pol'a mü - | racaat ederek roman halinde ha « | yatını yazmak için mürasda içte « | Dz im Pol tesekkür ederek | — Ben de sizin gibi palâvra satıyorum, Siz meşhursunuz,. Ben halk arasında tanınmış bir a- damım. Fakat, hasta, koridaorla- rında dolaşarak binlerce insanı ve. kimbilir kaç defa kendi hayatlarını tehlikeye atmış | olan doktorların meçhul mevcu- diyetini düşündükçe kendimden utanıyorum. Deniz altı gemilerinde çalışan, tayyarelerde uçan meçhul kah - ramanlati düşününüz. O zaman siz de bönim' gibi şöhretinizden Lem Muharrir, hâkim, a - Palyaço.. Bütün bunlar lâf, Lâf.. Ben kendime ceddi- ye alırsam haksızlık etmiş olu -| ram. Siz de öyle.. Bu yaplığımız | işlerin gülünçlüğünü hissetmiyor | musunuz? Muharrir itiraz etti; i Fakat e. münekkitler bi- ygs Okuduğunuz — vak'adaki E hâkimin ne garipbirmahi0k olduğunu an! we ği . !yorsunuz.Size — Eu adam deli mi, akıl- m? iki güne, yani tefrikanın 20incisi çıktığı süne kadar £ gelen cevaplar içindo doğ- 5 Yuyu bilenlerden 50 kişiye £ hediyeler vereceğiz. içimi ğa çıkardı. Gençti, güzeldi, ve güzel bir namuslu kadın sihirile, Pol Pot'u şiddetle alâkadar edi - yordu. Bazı akşam, onu, za” rif bir yürüyüşle evine dönerken görürdü. Kadın, evinde hemen soyunur, önlüğünü takar, ellerine birer kaba eldiven geçirerek tahta - ları oğmuya, aile yuvasını temiz - lemiye bariardı. Pol Pot'un hizmetçisi ona: — Mösyö Pol, dedi, bu kadına çok sık bakıyorsunuz. | Ve Pol, yaramazlık yaparken yakalanmış kabahatli bir . çocuk | gibi, pencerenin önünden çekildi. Masmafih, Pol Pot yalnız değil - di. Jutta Suman hayatını he- men hemen onunla geçiriyordu. Genç kadın, kollarını onun boy» nuna doluyor: — Beni, aileme ve evime bağ * lıyan yegâne şey, diyordu, köpe - ğim Brooning'dir; Ailem efradı i - le hiç bir alâkami “yok. “Beni “4” cambazı yapt#ar. Bu mesleğe hiç te arzum olmadığını hesapla - raadılar bile. : Bir babam, bir de kardeşim var. İyi adamlar. Yal - nız fikir işlerile alâkaları yok. E - ğer onları, hayatta alelâde bir ta - | rıdık olarak tanımış olsa idim, | kendilerile görüşmezdim. Söyle - diklerini bir türlü anlıyamıyo - z ş : — Münekkitlerden : yelim.. Onları da bizimle gen 2 ber ayni terbaya koyabiliriz. Biz Bir şeyler yaparken, kendilerini her fikrin sikletinden anlar zanneden bu alçaklar, her han - gi bir hücum karşısında tabana kuvvet kaçarken Oo “Tenkidin mukaddes hakkı!., na dekalet et - mekten de çekinmezler, Siz, mw - harrirler entelektüeller, bir mu - sikişinasın es:-ini satabilmek için bir köylünün mandasını satmak- tan daha güçlük çekeceğini zan- nederek aldanıyorsunuz. “Montaigue,, in bir eserine, özümün fiatinden daha fazla o - bemmiyet veverek gene aldanı- yozsunuz. para kazanmasına rağmer, âdet - lerini ve evini doğistirmemişli. Her sabah, karşiki cvi ceresinden yorganı sil lak kollu kadının gürültüsü uyanıyordu. Bu kadın, tuhaf bir kadındı. Genç bir kocası, küçük hir co - cuğu vardı. Evinin işi ile yalnız başına meşgul oluyordu: Her sa - bah erkenden kalkar, yatağını temizlerdi.. Sonra, ortasından muntazaman ayrılmış saçlarımı ve evde, kendi diktiği belli olan, fakat şık, temiz tüvaleti ile soka - eder | vuklarına, piliçlerine gösterdiği rum. Büsbütün başka bir düşü - — Size muhabbet göster miyor- | lar w1? — Gösieriyorlar . Fakat bu muhabbet, bir köylü kadınım ta - | muhabbetten başka bir şey değil - dir. Akşam olunca, köylü kadın nasıl onları; “Kümes, kümes, diye içeri Almak suretile menfa - #ili bir reuhabbet gösterirse, on - lar da han öyle muhabbet gös“ teriyorlar., Meselâ, geceyi sizin Phi gecirdiğim zaman bana bir sormuyorlar. Çünkü bu, on - ları alâkadar etmiyor. Onları yegi « alâkadar eden sey, her akşam, muntazaman at cambaz- İiğı yaparak, Eocede “dört yüz frank kazanmaklığımdır. (Devamı var) Çin ve 9lar komitesi Cenevre, 57 (A.AV — Çin heyeti namına iderci kelâm eden zat, İ9lar komitesi karanın “bayal inkisarmı mucip o'dulu- nu , beyan elmiştir. Mwmaleyb demiştir ki: Bu ka- rar, ümidimizin pek dunundadır. Bilhessı, Çinin haklı, olduğu son rapor için hiçbir tarih tes- bit edilmiş değildir. Mançurideki vaziyete Okarşı " koşmak ve bu vaziyetin daka ziyade vahimleşmesine mani ol mak için hiçbir şey derpiş edil memiştir. bahçe karşılaşıyorlar Federe olmıyan kulüpler ara- sında büyük bir canlılık göster- miş o'an Karâgümrüklüler bugün Fenerbahçe sahasında ikinci de- fa olarak Fenerlilerle karşılaşı- yorlar. Bundan birkaç ay evvel gene ayni sahada Fenerbahçeti- lerle ekzersis mahiyetinde hususi bir maç yapmış olan Karagüm- rüklüler, o zaman Fenerlilerle 2-2 ye berabere kalmışlardı. Bu | gün baka'ım ne olacaktır? Bugün- kü bususi maç ta gene her iki taraf için bir eksersiz mabiye- tinde olmakla beraber Karagüm- | rüklüler bu ekzersize geçen de- | fakinden daha kuvvetli olarak çıkacaklardır. Fenerin bugün sahaya ne şekilde çıkacağı ma'üm değildir. Karagümrük ise, önümüzdeki Cüma günü, turnuva sonuna ka- lan Peralılara karşı çıkaracağı şu takımla Fenerbahçelilerin kar- şısına sıralanacaktır: Mi Mahmut Al Tevlik o Lü! O Hikmet Nuri , Krahim Kirysko o Seyfi o Refail Bugünkü maç önümüzdeki cu- ma Beşiktaşa karşı oynıyacak olan Fenerbahçe takımı için de çok faydalı olacağı ve tesbit edilen takım şeklini göstereceği için alâkadarlar tarafından elem miyetle telâkki edilmektedir. asımpaşa sahasındaki maç. sn isiişeleri © Kasımpaşa sabasındada fut- bol faaliyeti: devam etmektedir. Evvelki gün Kasımpaşa gürbüz- lerile Halıcıoğlu birinci ve ikinci takımları karşılaşmışlardır. ikinci takımlar üçer sayı ile berabere kalmışlar, birinci takımların ma- çıda birer sayı ile ve müsavatla bitmiştir. Birinci takımlar maçının ilk dev- resi maç çok güzel olmuş, fakat ikinci devrede sert ve kırıcı bir mahiyet almıştır. Bu arada mü essif bir hadise olmuş, Gürbüz- ler takımında oyniyan Seyrise- fain takımı kaptanı ilhami B. bir tekme ile bacağından sakatlan- mış ve tedavi a'tına alınmıştır. Edirnede Cuma günü Edirnede çok heyecanlı bir maç yapılmış ve Ga- zi küstü için jandarma meklebi tekimile Edirnespor takımı kar- şılaşmışlardır. Jandarma takımı şimdiye kadar karşılaştığı bütün rakiplerini yenerek finale kal- mışlı. Maç çok zevkli olmuş ve jandarma takımı hakim bir osun- la Edirnespor takımını da 1-3 vererek Gazi büstünü kazanmış» tır. Güzel muvaffakiyetler göste- zen jandarma takımının bu ka- dar yükselmesinde mek'ep mü- dürü İzzet Beyle meklep . zabit- icta'n büyük bir tesiri ve yar dımları vardır, Denizcilik işleri : Istanbul su #por'anı kulübünün m zamwnamesi yilâyelçe tasdik e- di miştir. Kulüp tamamile faali: yete geçmiş bir vsziyettedir. Türkiye denizcilik federasyonu Cemal yüzme kom tesinin bildirdiğine gö. re su sporları hocası Her Tugethof cuma günleri 10-12 arasında Ortaköyde Fenerbahçe kulübü- Camekânlarda kırmızı elbise- li, kenarları beyaz kırmızı külâh- İı, göbeğine kadar ak sakallı No- el babalarr.. Tahtadan süvariler, pamüktan buz ayıları, tenekeden şatolar, kemikten bebekler.. Dai- re şeklindeki raylar üzerinde dü- rup dinlenmeden mütemadiyen dönen şimendiferler... Camekâ - nın önünde büyüklü küçüklü bir nacak hediyelerin (odaha şimdi- den münakaşası başlamış.. Be - yoğlunda kalabalık bir kaldırım. i dan ilerlerken ince bir ses kula- ğınıza çalınıyor: — Kocacığım.. Bana bu se- ne kumaş hediye et olur mu?.. Büyük bir müessesenin Beyoğ- Erkek hediyesi arayan Hanımlar sürü seyirci... Yeni sene için alı- | dışarı fırlıyan Arşimet gibi b ğırdı: ; — Evreka.. Buldum.. Oturduğu sedirden kır? yastığı kapmış havaya kaldin du, Arkadaşı sordu: , — Ne “Evreka, sı. Ne EE dun?.. Yastık elinde: — Sene başı hediyesi 9. dum.. Sene başi hediyesi buldu?” | Bu keşfim her halde “Arşimefi” keşfinden daha mühimdir... — Canım anlat hele — Biliyorsun ya... “O, meraklısıdır.. Kendisine sene şında on tane yastık gönde ğim... Geçen gün bana bu ları methetmişti... Ben de lundaki çamaşır dairesine şöyle bir uğrıyacak oldum. Hınca hınç !. — Hediyeliklerinizi bilir misiniz?.. — Gösterelim beyefendi.. Bu sene için gayet nefis kadın eşarp- larımız var... Bu sene bütün Av- rupada bu modadan geçilmiyor. Parça parça muhtelif renklerden uzun eşarp... Müessese müdürü uzun müd- det Almanyada bulunmuş, Paris- te çalışmış genç bir moda müte- hassısı: — Beyefendi.. Hiçbir memle- İ kette — Paristen başka — meda göstere niz ki bu eşarplar çok tutacaktır. Böyle bir hediyeden memnun ol- mıyacek hanrmefendi yoktur zan- nederim.. Ağzındaki Sipahiocağı sigara- sının dumanlarından O gözlerini kırpıştırarak konuşan meşhur, tüc- car arkadaşına: diye istiyorum ki, pek orijinal ol- sun.. Arkadaşı salonun kenarın - da duran camıekânı gösterdi: — İpek güllerden götür. Ga- yet orojinal bir şey... İpekten bir kırmızı gelincik al Bir gül, bir de papaiya... Hem işe de yarar.. İ Gülleri ayrı ayrı 3 elbisesine koy- İ sa senin hatıranı 3 elbise ile be- raber her yerde gezdirmiş ola - cak... Düşünsene... — Acaba kumaş mı alsam?.. — Gül al gül... Camekâna yeklaştık. Burada- ki ipek çiçekle; hakikaten görü - lecek şey. Yaprağından, dalın - dan, dikenlerine kadar ipeklen... İvekiş müdürü bunlardan biri- ni insiimeden avucunun icine aj ide. A na , gösterdi... Çi- çeklerin yalnız ipskten oldukları» na bir türlü inanamıyorlardı.. Kıpkırmızı bir gelinciğe bak- İ tim. Çok san'atkârane.. Köşede oturan kır saçlı, tek gözlüklü bey hamamdan »çıplak | | i nün den?elik lokalinde, -pazer unda i, M.-€. A, iokalinde, sa- hı güneri 1ö- 17,5 arasında İs tanbu! erkek Ksesnde, 1s'anbel spor kulübünde jiwwast.k ve ku rw yüzme dersörine devam et- mekte ve bü çalışmanın çok fay- da'ı* neticeler “vereceği anlaşı! maktadır. Bu derslere ber ku: lüpten bütün amatötlerin iştirak elmeye hakları vardır. k Jânse edilemez.. Fakat göreceksi- . * — Monşer, dedi, öyle bir he - i e a a | l gönleri 17 - 19 arasında Beyoj-' göndereyim?,, “Ne göndereyi diye düşünüp duruyordum. E ! ka... Evreka.. Evreka.. f Ne tuhaf sahne... Kadıni& kısmı erkeklerle (dolu... kadın için hediyeler seçiyo Erkekler kısmını da hanımlar gal etmiş.. Orlar da erkek he yeleri seçmekle (meşguller... şık hanım konuşuyorlar: — Gömlek yaptıracağım. diği numarayı bilmiyorum. Pij& ma yaptırtacağım.. Boyunu 2 medim... 2 — Canım nasıl olur?.. Boyn£ nu bilmez misin?.. Ki — Geçen gün aynada ölçeği” Benim başım onün omuzuna gö” Yor BE EE BİA yapıla bilir mi acaba?.. vi Makastar ömründe işitmedi bu garip ölcü karşısında : kalmış bir halde: — Vallah nasıl olur ! ki, hanrmefendi?.. — Bari gömlek yaptırayım. — Ölçünüz var değil mi efi | dim?.. — Boynunun öleüsünü bil rum... Evvelki gün tuttüm... tam şu kadar.. Güzel parmaklarile | birisiğ. boğacakmış gibi iki elinin ş2ha? det ve baş parmaklarını ay bie minde açir: — İşte tamam bu kadar.. d Fakat bu ölçünün tuhaflığı? ' kendi de güldü: 4 — En iyisi ona kumaş als” bilme” ! İpekiş müdürünün odasın yız... Genç müdür bin bir ri İ ipeklileri yan yana koyuyor. şıdan geçip bakıyor. Başını * elinin arasına alarak: — Olmadı.. Olmadı.. ” yor... Maronla portakal gitmi Soruyorlar: > — Yanına beyaz koysak. * yağı hiddetleniyor: s5 — Olmaz.. Olmaz.. Lâkin müdür bey bir kadı? sarpı hazırlıyormuş.. Bizde başlıyan bu modacılık işi de güç sânat.. Zannetmem ki. en mühim tablosunu bile ken rer'>'a bu kadar uğra! Gök yüzünden © şen taş yığ Vilvo, 17 (A.A) — Leb” vanya bududu e varma zünden büyük bir taş yığını © müştür. Bu esnada hasıl gürülüğ, onlarca kılometreli da're dahilinde işililmiştir..