Büyük millet meclisinin Orta Avrupa dünkü içlimaında (Baş tarafı 1 inci sayıfada) Müzakere esnasında söz alan Milk müdafaa vekili Zekâi B., 60 s'afma kanuni imkân bulunmadı- ğı söyledi. Birçok münakaşalar- ; dan sonra arzuhal encümeni maz batası reye konularak kabul edil- di. Bundan sonra barut inhisarı irtişa meselesini tetkik eden muh- telit encümenin Trabzon meb'usu Hasan Beye ait olan kısım hak- kında hazırladığı mazbatanın mü. zakeresine geçildi, Muhtelit encümen mazbatasın- da yapılan tahkikat neticesinde Hasan Beyin kendisine atfedilen işlere irtibat ve iştirakini gösterir bir hale tesadüf edilemediğinden hakkında tahkikat açılmasına ma- hal olanağa ve evrakın iadesi- me karar verilmiş olduğ . dilmekte idi. ei m Mazbata okunduktan sonra söz alan Manisa meb'usu Refik Şev ket Bey, bu davayı üç beş kuruş meselesi değil, milletin meselesi, davası telâkki ettiğini, bir kaç ya- hudinin dalâveresi, bir kaç kişi- nin menfaati yüzünden (Büyük Meclisin erkânmdan bir zata dil uzatmağa, onun namusuna leke sürmeğe cesaret edeceklerin aki- ' lerinin fena olması İâzım gel diğini söyledikten sonra sözlerine #öyle devam etti; “Uzum senelerdenberj efkârı umu- e irtişa meselesi diye şuyu bu- an ve mazhunlar icerisinde meclis erkânından bip arkadaşın ismi de d-| det söylenecek: derecede sarahat gös- Leren bü meviuun bugün halli daki- Kasara gelmiş bulunuyoruz. Türkiye Müllet Meclisine mensup bir adamı nihayet Türkçe mânası ile devlet me- nafini bir kaç kuruş mukabilinde sat- im gibi elim bir vaziyet vardı. Bu “b iye bugün müsbet bir sekil edilmiş olması benim için çok fazla bir zevk di ve surür menbar olmuş» Arkadaşlar, meclisinin mille mukadderatını ele aldığı gündenber; vüstaki de birleştiği bü 9 en Mİ ediyorum. Evvel ahir mak yi su muhafaza etmiş bulunan bu den rejiminin namusuna leke Se saret edecek olan adamların her hal. de akibeti muhakkak hüsran olacak. tir. Arkadşlar, insan olmamız hasebiyle vazifelerimizde müsamaha gösterebi - lerek hata edebiliriz. Şunu bunu ya parız. Bunların heyeti mecmuasının vicdanı millette afvı vardır. Fakat mil let menfaatin. şahsi menfantine feda edenler için vicdanımızda asla misa- eze olamaz ve olmıyacaktır. (Alkış- İçinde bulunduğumuz inkıldbın miz yolu üzerinde pürüzsüz pera bilmiş olmanın müşkülâtını anlıyabilmek için bu dava, senn karıştırmak ve nihayet en namuslu arkadaşların entrikalara, şu veya bi Hicari zihniyetle hareket edenlerin if. diralarına maruz bulunmak tehlikesi içinde kaldıklarını görüyoruz. Fakat bu görüş bizde tereddüt değil, bizde vehim uyandıracak değil, bilâkis yü- rüdüğümüz yolda devam için en güzel bir tevsik kararı mahiyetinde olacak. Bar, Refik Şevket Bey bundan son- ra iki noktaya daha temös edece- ğini bildirerek (Meclis âzasın- dan her hangi bir zat hakkında meclisce emir verilmedikçe hiç bir makam velev ihzari bile olsa teşebbüs icrasına selâhiyettar de- gilken Hasan Beyin otomobil me- selesinde tahkikata başlanılarak ; müddeiumumilikçe şuraya buraya i sual sorulmuş olması nazarı dik- | Katini celbettiğini, böyle bir vazi- yetin tekerrür etmemesini isteme- ği vazife addettiğini söylemiştir. Refik Şevket Bey müteakiben 340 kaç yıl geçtikten sonra tahkikatr ne kadar devam eden safhaları- nım ilkmaline intizaren alâkadar oldukları zannedilen O &imseler hakkında bir müamele yapılma - mış olduğunu, Hasan Bey hakkın- daki tahkikatın neticesine kadar adli takibatın durdurulduğunu söylemiş ve şöyle devam etmiş - ri Teşkilâtı esosiye kanununun verdiği istisnai vaziyette diğer kanun ların tatbikine mâni olan sebep ne- dir? Matbuat suçlarında görüyoruz, Bir takım arkadaşlarınız da buraya geli- yor. Fakat hiç bir zoman gazete mi- dürleri hakkındaki kanuni takibat bu yüzden durmıyor. Bu hâdiseyi misel olarak arzediyorum. Maznunlar hak- kındaki takibatın durmasına sebep o- lanların cezalandırılmasını beklerim... Refik Şevket Bevin O sözlerini müteakip muhtelit Oencümenin mazbatası teye konularak kabul edildi. Bundan sonra Trabzon meb'u- su Hasan Bey kürsiye gelerek şun | ları söyledi: “Arakdaşlarım; hizmetlerinde te - miz yürekle hareket etmiş olan ma - sumlar her hangi bir sebeple B. Millet Meclisinin huzuruna (o sevkedildikleri zaman orada ancak adaletin icabini İ göreceklerinden emindirler. Bu mese- | | le etrafında bidayeli ruhurundanberi | Polonya ademi tecavüz misakı, bu | lan dedikoduların mahiyetini, mili ii ,, | Avrupada bazı ma başlanılmış olan bu işiri buzü- | günkü hudut vaziyetini bozacak VAKTI Küçük itilâf devlet- leri bir toplantıya lüzum gördüler Küçük itilâf nazırları —Çekos- lavakya, Yugoslavya, Romanya— Belgratta toplanacaklar, Tam 2a- manında bir içtima. Malümdur ki son zamanlarda orta Avrupa hakkında bir çok şa- yialar dolaşmaktadır. İngilterenin nüfuz sahibi © gazetecilerinden s Wi d, “ imes, yılında vukubulmuş ve aradan bir | a de yazdığı bir makalede, orta devletlerin, bu- şekilde —icabederse kuvvet isti- mal ederek— hareket edecekleri- ni yazmıştı, Filhakika son günelrde bu ta- ratlarda oldukça esrarengiz hâ - diseler olmuştur. Macaristanda M. Goemboes'in mevkii iktidara gelişi, İtalyaya seyahtinin akabin- de olmuş ve bu esnada, Roma, Vi- yana, Budapeşte ve Sofya arasın- da siyasi faaliyet artmıştır. Bun - dan başka, Budapeştede Bulgar, Macar ve İtalyan erkânı harbiye- leri gizli bir mülâkatta bulunmuş- lardır. Diğer taraftan da Bulgar Ma- kedonya komitecileri, Sırp hudut- larına sık sık akınlar yapmışlar - dır. Küçük itilâf devletlerin bu içti- maı, Polonya ile Sovyet Rusya a- rasında yeni akdedilen ademi te- cavüz mişakı münasebetile de şa. yanı dikkattir. Çünkü şimdiye ka- dar Polonya ile Romanyalılar ara- sında bir ittifak vardı. Romanya, Polonyaya Almanya taarruz ettiği takdirde ona filân'yardım edecek Polonyada, Romanya Sovyet isti- lâsma maruz kalırsa, Romanya - nm yardımına koşacaktı. San yapılan Sovyet Rusya i benimle alâkadar olarak ortaya atı | ittifakı Filen feshetmiş bulunuyor. Görülüyor ki, Belgrattaki Okü- | viedani en yüksek selihiyetle temsil | çük itilâf nazırları içtimaı, bu va- | kararı kadar efkârı umumiyeye anla j facak başka bir hüccet tasavvur ede “mem, Arkadaşlarım; kul kusursuz olmaz derler. Kusurdan tecerrüt iddiası ha | terimdan geçmez. Fakat sirf bir em- niyet ve itimat mevzuu olarak tevdi edilmiş selâhiyeti, menfaati uğrunda kullanmak nev'inden bir fiil ve günah şimdiye kadar defteri amalimin hiç bir sayfasına yazılmamıştır. Hülâna arkadaşlarım; benim zift. lenmek huya, yoktur, yok. Beyin sözleri şiddetle | alkışlandı. Adliye Vekili Kümeler, Manisa i e fik Gevket Beya <evap vererek Refik Şevket Beyin ileri iza noktalardan birincisi, yani Büyük Meclis âzasından her Ki zat hakkında meclisce emir veril. medikçe hiç bir makamın ihzari bile olsa teşebbüs icrasına selâhi. yeti yokken Hasan Bey için aksi surette hareket edilmesi © noktası hakkında tahkikat ve (takibat yaptıracağını söylemiş ve ikinci nokta hakkında şöyle demiştir: “— Yalnız buyurdukları ikinci nok- t& zannediyorum ki, kendileri de be nimle beraberdir. Bu sırf adli bir nok- tadır. Bunun bu kürsüde bahsedilme- miş addederim, Teşkildtı esasiye ka nunu her kuvvetin kendi selâhiyetini tayin etmiştir... Bundan sonra celseye, cumarte- si tekrar toplanılmak üzere niha - yet verildi. | İ | ben Türkiye B. Millet! eden bu büyük meclisin tahkikat ve | ziyet karşısında oldukça ehemmiz yet kesbetmektedir. Şileliler nasıl Şilede imar, maarif, gençlik hareketleri günden güne artmak- ta, favdalı neticeler vermekte- dir. Şilede Halk Fırkasının teş viki ile belediye ve balk ha- rekete gelerek Şileyi bir müddet evvel elektrik ziyası ile aydınlat mıştı. Yeniden fırka teşkilâtı bi- nasını Şilenin en güzel bir bina- sına nakletmiş, burada bir oku- ma salonu, bir kütüpane, bir içtima salonu tesis etmiştir. Şim- diye kadar Şile gençleri dağınık ve teşkilâtsız bir halde idi. Fırka bunların bepsini bir araya top- lamış, birde gençlik teşkilâtı vü- cuda getirmiştir. N Gençler birkaç gün evvel bir içtima yapsrak çalışma program- larını tesbit etmişlerdir. Gençler Sporda ve gençliğe lâzım olan fikri ve terbiyevi sa- hatarda çalışscaklar, her sene köylere dağılarak Şile “öylülerini tenvir edeceklerdir. Şileye girer; ken görülen büyük mezarlığa imara çalışıyorlar | geçen sene ölü gömü mesi yasak | edilmiş, şehrin haricinde asri bir mezarlık yapılmıştı. lik baharda eskı mezarlığın bulunduşu yerin etrafı gözel bir bahçe haline getirilecek, büyük bir sinema binası, bir kulüp yapılacaktır. ği e | Kimlerdir, ne ka- zamırlar ? mi (Baş tarafı 1 inci sayıfada) ti iki müvazi çubuk sütuna bağ- İı mini mini bir kutu karşısında mevki alıyor. Kıymetli san'atkâr Mes'ut Cemil'ie Ruşen sazlarını akort ederken birbirlerile fısıltı balinde birşeyler konuşuyorlar. Siyah mantolu bir hanım ayak- larının ucuna basarak kutunun önüne geliyor ve notalarını ka. rıştırıyor. Yan odada bulunan diğer san'atkârlar da öyle.. Kaş- la, gözle ve işaretle konuşuyor- lar. Çünkü makine açıktır ve ar- tk çıkaracağınız tek bir hecenin bile başını 4':p te yeni dünyaya kadar gitmesi ihtimali vardır! Sant tam altıda Mes'ut Cemil kutunun önüne geliyor ve sevim- li edasile görmediği bilmediği sayısız dinleyicilerine haber ve- riyor, — Allo, allo.. Burası radyo Iş- tanbul. Alaturka saz heyetimiz başlıyor. Vedia Rıza hanımı din- liyeceksiniz. * Vedia Rıza hanım dört şarkı söyledi ve saat yediye çeyrek kala vazifesini bitirdi. Kendisile başka bir salonda konuşmıya başladık: — Musikiyi çok severim, dedi. Babam da musikişinastı. Bu iti- barl& çocukluğumdan başlıyan tabii haves gün geçtikçe, sene- ler geçtikçe büyüyordu. Birçok hocalardan ders aldım. Ut çalı: yor ve şarkı #Byliyordum. Fakat plâklara söylemiye dört sene evvel başladım. Radyoda da iki buçuk senedir çalışıyorum. Hemen hemen râdyöfun ew hk demi:siyim. Haftada iki vazifem var. —Radyoda çalışırken heyecan duyazmısınız? — Çok heyecan duyarım. Va- kıa beni dinliyenleri görmem amma, sesimin bıraktığı intiba meçhul kalması beni daha fazla heyecanlandırır ve küçük bir ha- ta bile yapmamak için azami dikkat ve itina göslermiye sev- keder. — Şimdiye kadar kaç plâk doldurdunuz? — Zannediyorum, oluz plâk kadar doldurdum. Mensup ol- duğum müesseseye konturatia bağlıyım. Senede sekiz plâk doldurmıya mecburum. | | — Ne kazanırsınız? | | İ — Piâk işi nisbeten iyi bir kazançtır. Bir şarkım için (80) lira alırım. Radyoya gelince, buradaki kazancım mahduttur. Fakat ben bunu daha çok şe refli bir hizmet sayıyorum. — Hanki makamları seversi- siniz, Hemen hepsini.. Fakt suzi dili, şetaranı tercih ederim, — En sevdiğiniz şarkı? — Sevdiğim birçok şarkılar var. Hangisini söyliyeyim. “Me- se'â bestekâr Yesari Asım Be yin : Kedersiz hiç coşar, ağlar, Taşmr mı kalbi gaşidım. diye başlıyan şarkısı çok hoşu | ma gider, — Halkın en çok sevdiği şar- kınızm o hangisi olduğunu bilir misiniz ? — Bilirim. “Gönlümde bazan parlak saçını Diye başlıyan şarkı halk ta dan çok rağ- bet görmüştür, gece | İ tnden dolayı büyük BritanY? Bu şarkıya ait | yok. “fıkrasının Türkiye büküme 161 Küntmeteyal Hi Silâhları bırakmi| komisyonunda | Murahhasımız bey natta bulundu Cenevre, 15 (A.A.) — Sil ları bırakma komisyonunun ©© kü toplanışında Türkiye mur#| hası Cemal Hüsnü Bey beyan ta bulunarak Türk o murahb larının beş devlet arnsında h#1 olan anlaşmayı o memnuniyet”) öğrendiklerini, Alman murabbs* larının tekrar umumi komisyo” daki yerlerini aldığından me nuniyet duyduğunu, ihtiâfi hiç bir zaman kuvvetle balli” teşebbüs edilmiyeceği hakkın”! ki beş devlet tebliginin üçün“ bilhassa dikkatle karşılandı! bunun bizzat Türkiye tarafınd?” tatbik olunan siyasetin prensi olduğunu söylemişlir, Cemal Hüsnü beyden son” söz a'an Yunan murahbhası, Türk murahhasının söyledikleri Yunan hükümetinin. noktai #f zarına muvafık o Ju unu, hü.ğ metinin bu esasa 'ltısaka ama” bu unduğunu sö»'emiştir. Komisyonun karaf Cenevre IS (A A) — D silâhları bırakma umumi kom j yonu tarafından alınan kaf ğ şudur: ' “Silâhları bırakma konferai p komisyonu, Büyük Britanya B vekili tarafından verilen vesiki nm gösterdiği ve beş dev mükâlemelerinin verdiği netic€ i leri kaydederek: £ ime mühim Di. yardm ti eden gayretlerinin muvaffakiY€ başvekilini ve itilâfnameyi im? edenleri tebrik eder. 2 — Beş devletin, silâhlar esaslı bir surette tenzili ve tab didini tahakkuk ettirecek ve il€ ridede yeniden tenzilât yap” ması için icap eden abkâmı tiva edecek bir mukavelenam bilâ müddet tanzim etmeğe * bu hususta konferansta ten olunan diğer devletlerle te mesaide bulunmağa azmete” || oldukları hakkındaki beyani” | memnuniyetle karşılar. 0 plâktan, duyduğuma göre bin tane Satılmıştır. — Bu hayat sizi meme ediyor mu? — Mahsus bir şikâyetim yok | Bir çok teklifler karşısında — dığım halde şimdilik serb* bulunmayı tercih ediyorum. — Alaturka - alafranga sinde ne düşünüyorsunuz ? — En çok alaturkayı s€' Alafrangayı da severek rim. Bunu da tabii bulmak !87 dır. Yukarıda da söylediğim bi babam Rıza Bey, mmusikişini dinle" beri hep alaturka ii düm. — Kaç vaşındasınız ? — Otuz. , — Sesinizi muhafaza için tedbir alırmısınız ? gi — Hayır. Daha doğrusu "4 dai bazı korunma çareleri" 5 başka türlü hiçbir tedbir * i