evvel; 4232. A emleketimizde faaliyet ha- N ulunan © ecnebi vapur d Nyalarından son zaman- i Sikâyetler çoğalmaktadır. z Mat. tüccarları tarafından : şikâyetler şu merkezde- > vapur okumpanyaları b Dara m mümkün mertebe faz- ik, teb ya Ni anleşma neticesi olarak Barton ücretlerini yükselt- *. Navlonlardaki bu faz- et Gi edilen malların ma'i- “ le Mini yükse'ttiği ve bu su- İka, © piyasalarda rekabete », Ufakmadığı için ibracatı- ii, “<yhine o'makta ve ibra- iy. “0 azalmasında bir amil © etmektedir. SE şovlar ne diyorlar? e) “e Müyetlere ne cevak veri- Mİ öğrenmek üzere bu ke- y, *cnebi vapur kumpanya- Mu Süracaat etmeyi faydalı pek. mubtehif ecnebi vapur . mabyasının memleketimizde ei bize şu cevabı verdi ; Vapur kumpanya- nek ücretlerini yük“ Sil, <9 birleştikleri doğru k Nav'op,, ücretlerinde” Zamandanberi tereffü yok- PN kis bütün ecnebi vapur , hah 'aları ihracat tacirlerinin , Mat ve talepleri üzerine ir navlun o ücretlerinde t bile yapmaktadırlar. Ev- ya hazırdırlar. Çünkü ih- İş, tacirlerinin menfaatlerile İ ympanyalarınız menfaat- A irine muvazidir, Navlun X, bin fazlalığı vözürden © azalırsa bundan zirar İL olan yalnız tüccar de- ii zamanda vapur kum- idir. Ticaret maksadını N Yu kiler vapur kümpanyaları- ai menfaatleri aleyhine / iyi li gayri mantıki bir ba- “a yi P ği l Mavlon © Bir misal La bav'un ücretlerini yük- ı değil bilâkis tüccara ta, Y9pmayı düşünüyoruz. lı Va söyliyeyim: Nakamız muayyen saaller- i akşam 17de lJiman- et etmek mecburiye- | “© Vapurun seferprog- Si i Mersin . e Selâ alabilmek için anlaşmış” | | Ç Yunanistandaki Şubeleri : nik. Atina. Kavala. Pire Ban «a müamelâtı. Kredi mektupları. Her cins hesap küşadı. Hususi kasalar icar. M5 nebi vapur kumpanya- | ları anlaşmışlar mı? "İtük ve ticaret malı nakli fiatlarının artması yüzünden zararlarımız Bir Vapur acentası bu hususta teminat veriyor ramı, diğer limanlara uğrayış saatleri buna göre tanzim edil- miştir. Buna rağmen, sabahleyin mavnalara mallarını koymuş olan tüccar ellerinde olmıyan sebep- lerden, resmi muamelenin bitiri- lememesinden dolayı malı vapu- ra teslimde gecikirlerse biz va- purun hareketini tehir ederek malı gemiye alıyoruz. Bu yüzden fazla işçi çalıştırmak ve vapura diğer limanlara vaktinde yetişe- bilmes: için faz'a sürat verilmesi mecburiyetinden dolayı fazla masraf. yapmayı da göze alıyo- ruz. Bunlar sırf tüccara kolaylık olması içindir. Çünkü malı vak- tinde yetiştirilemediği için ge- miye almadığımızdan tüccar di- ğer bir vapur gelinciye kadar malını mavnalarda bekletecek ve bittabi fazla masraf yapa- caktır. Sonra, gene tacirlere bir ko- laylık göstermek için onların ta- lepleri üzerine, hatta bazan çok az yükler için, ' vapurlarımızı programlarında olmıyan limanla- ra da. yolladığımız oluyor. Bu suretle tüccarın masrafı da aza- iyor. Bütün dünya piyasalarında ol- duğu gibi şarkta, Yunanistan, Mısır ve Türkiyede de buhran neticesi nakliyat azalmıştır. Bu- nun neticesi olarak vapur kum- panyaları arasında müthiş bir rakabet vardır. Bu rakabet fi- atları yükseltmiş değil tabiatile indirmiştir. Geçen sene, çuval içinde bu- lunan eşyadan Marsilyaya nakl için ton başına 6 Türk lirası alı- nirken şimdi 4 lira alınmaktadır. Ceviz o kütüklerinin Otonundan Cenovaya nakl için on lira istenirken Ooşimdi yedi lira alınmaktadır. Diğer eşyanın nav- lum Ücretlerindede yüzde 15 ka- dar tenezzül vardır. Yolcu üc- retleride indirilmiştir. Istanbul ticaret odasının yap- tığı tetkikat neticesinde söyle- diklerimin aksi bir kanaata varmış olduğunu söyliyorsunuz. | Ticaret odası tetkikatı esnasında bir kerede vapur kumpanyaları- na müracaat etmiş olsa idi işin doğrusunu ânlar ve tetkikatı bir taraflı olmazdı hesaplarımız açık- tır. ALAKA AA ANA © Selânik Bankası l Tesis tarihi: 1888 i; Sermayesi : Tamamen tediye edilmiş N 30. 000. 000 Frank Ga , Türkiyedeki Şubeleri: a alâta , Istanbul . Izmir. Samsun Adana i Evvelce doktorlar, kendilerinden ! ü VAKIT Sayıfa 9, Doktorlardan kazanç| Mısırla aramızda mesele kalmadı IN RT LA ŞA eş vergisi alınması Vergiyi maktu mu, vermelidirler yoksa kazançlarına göre mi vermeleri daha muvafıktır ? Kazanç kanunu lâyhasında ya- pılan bazı tadilâttan bahsetmiştik. kazanç vergisi alınmaması için müracaatta bulunmuşlar, sonra a- lındığıma göre şekil itibarile bazı | kolaylıklar gösterilmesini istemiş lerdi. Bu itibarla dün bazı doktorlar- la görüştük. Yeni vaziyet karşısın- daki intibalarını sorduk. Tadilâ- tın bütün teferrüatı kendilerince henüz malüm olmamakla beraber, doktorlardan istiyenlerin | vergiyi maktu olarak, istiyenlerin de be- yanname usulile verebileceklerini duyduklarını ve bunun büyük bir kolaylık teşkil edeceğini söyledi- ler. Aldığımız malümata göre, dok- torlar arasında öteden beri bu iki | şeklin de taraftarları vardır. Mak- tu olarak vergi vermeyi istiyenler, bu usulün bu hususta yapılacak muamelenin süratle ikmaline ya- rıyacağını ileri sürerek maktu ola- rak vermiye taraftardırlar. Beyan- name usulile vermek istiyenler de, kazançlarının daima ayni derece- yi muhafaza edemiyeceği, inip çı- kacağı noktasından maktu olarak vermeyip kazançlarına göre ver- meyi daha muvafık bulmaktadır- lar. Diğer taraftan görüştüğümüz bir doktor, bütün iddialar hilâfı- na olarak doktorların şimdi eski- sine nispetle kazançları hayli a- zaldığımı, bunun bilhassa bu sene daha evvelki senelere nazaran, bariz bir fark gösterdiğini söyle- miş ve sebebini de şöyle izah et- miştir; — Kazancın azalması, hastala- nanların azalması dolayısile değil- dir. Keşki öyle olsa. Sıhhati ye- rinde insanların çoğalması, bizi memnun eder. Buna “Artık eskisi kadar para kKazanamıyoruz!,, di- ye üzülmek aklımızdan bile geç- mez. Hastalananların azalmasına memnun olmamız pek tabii bir seydir. Bir doktorun gayesi, her şeyden evvel insanları iyi etmek, 2 | sıhhatte görmektir. Bu kazancın kıymeti yanında para kazanmanın ehemmiyeti gölgede kalır. Kazancın azalması bundan de- layı değil, hastalananlarm kendi- lerini bedava muayene ettirmeyi şimdi eskisinden daha ziyade ter- cih etmeleridir. Tabii bütün dün- yada olduğu gibi burada da şimdi birçok kişi parasmı hesapla har- cetmek, tasarrufu azami derecede gözetmek mecburiyetini hissedi - yor. Bunun için para vererek ken- dilerini muayene ve tedavi ettire- cekleri yerde, bedava bakılabile- cekleri (o hastanelere gidiyorlar, | Hatta, oldukça ufak tefek sayılan | rahatsızlıklar, umumiyet itibarile ev ilâcı yapılarak geçiştiriliyor. Avrupa memleketlerinde de dok torların kazanç vaziyeti şimdi böy- ledir. Azdır. Şunu da ilâve edeyim ki, Türk doktorları, doktorluğu insani ga- ye olarak çok sıkı bir surette be- nimsemişlerdir. Maddi menfaati, icap ederse ihmal etmek temayü- (Baş tarafı 1 inci sayıfada) sırada kendisinin Gazi Hazretleri tarafmdan bayram gecesi husu: ve samimi mahiyette iltifat gö günden bahsedilmiş ve sefir veki- lin yanından memnun olarak çık- mıştır. Şu kadar ki hâdiseden hüküme- tine işaratta bulunmağa bile lü- zum görmemiştir. Ancak bir Londra telgrafı ile bir kısım Mısır gazeteleri bir hâ- Mabut ajansın desisesine kur- ban olanlar da, anlaşılan bunlar- dır. Bu avamfiribane hareket uğru- na memleketlerinin bir çok hayati menfaatlerine bile kasteden bu a- damların yaptıkları işin farkında olmadıkları görülüyor. Devrimizin en büyük adamı © lan Türkiye cümhur reisi tarsfin dan Mısır sefiri Hamza Beye'en- diye vukubulan dostane bir iltifa- dise varmış gibi neşriyata başla - ita hakaret manasını verccek ka- dıktan sonra hükümetinin kendi- sinden izahat istemesi üzerine ma İümat vermiş ve kendisince © me- selenin kapanmış olduğunu bil dirmiştir. Fakat sefirin şahsı kararile bu meseleyi kapanmış telâkki etme- ğe hakkı olmadığı hükümeti tara- fından kendisine bildirilmiş, diğer taraftan hükümetimize de bir no- ta gönderilmiştir. Rivayete göre Mısır notasında asıl hâdiseye mümasil bir hâdise- nin istikbalde tekrar (oetmiyeceği hakkında teminat istenilmiştir. Bu teminatın mânası anlaya- mıyoruz. Eğer maksat Mısır sefirlerinin bundan sonra resmi üniformaları ile merasime iştiraklerini temin ise sefir Abdülmelik Hamza Bey Cümhuriyet bayramında fesli ola» rak bulunmuş ve fesini çıkarmak teklifi ise o zamanki istirahati için vuku bulduğuna göre bunun hatıra bile gelmemesi lâzımdır. Yok bu teminat teşrifat kaide- lerinin istikbalini temin etmek mahiyetinde ise asla varit görüle- mez. Zira her devlet üniforma intihabında nasıl serbest ise Tür- kiye Cümhuriyelinin de istediği gibi teşrifat usulleri koymakta ser best bulunduğunu da takdir etmek icabeder. ..ş Mısır matbuatının bir kısmı, bir İngiliz ajansı tarafından uy - durulan baştan aşağıya tasniatla dolu, bir habere inanarak aleyh tarane neşriyatta bulunuyorlar. Hayret etmemek mümkün de- ğil!. Fakat şimdiye kadar bu İngi- liz ajansının türlü türlü fesatlar çıkarmak, dostlar arasını bozmak, kardeşleri biribirine | düşürmek için bin bir desiseyle karşılaşan Mısır gazetelerinin, bu kadar tec- rübesiz, bu kadar ihtiyatsız dav- ranmasını yalnız hayretle değil, hiddetle de karşılanmıya lâyıktır. Yarım asrı geçen işgal tecrübesin- den sonra mahut İngiliz ajansının uydurma bir haberine bu kadar bel bağlıyanlar, her halde bir ta- kım basireti bağlı, insanlardır. Anladığımıza göre Mısır gaze- teleri içinde bu biçim neşryatta bulunanlar Vefd fırkasına mensup turlar. Vefd fırkası şimdiki Mısır hü- kümetine muhaliftir, Vefdin gaze teleri içinde muhalefetin seviyesi» hi, demagojinin bataklıklarına dü- şürenler, en adi behanelerle istis- mar ederek taarruza geçen, pek fazla hamiyetli ve pek fazla va- tanperver görünerek siyaset lica- reti yapanlar da vardır. 'dar şaşkınlık gösteren bu gazeis- Yerin yaptıklarına pişman olacak- larından hiç şüphe yoktur. Mısır hükümetnin ilk işi de bunlara hadlerini bildirmek olmalıdır. Vefd gazeteleri veya başka Mr- sir gazeteleri bugünkü Mısır hükü- metine istedikleri kadar muhalefet edebilirler. Onların dahili bir me- selesidir, Fakat, iki dost ve kar- deş millet ve memleket arasındaki samimi rabrtaları münasebetleri hiçe saymak cür'etini göstermek kadar yakışıksız, manasız, muzır ve tehlikeli bir hareket yoktur, Mısırın Vefd fırkasma mensup olan bu gazeteler, Mısırın Türkiye sefiri Hamza Beyefendinin şah- sına da bu vesile ile hücum edi- yorlar. Çünkü bu gazeteler Ham- za beyefendiyi de Vefdin muha- lifler arasında sayarlar ve onu da düşürmek isterler. Binaenaleyh bu gazetelerin ha- diseyi izam etmelerinin bir sebe- bi de, Abdülmelik Hamza beye- fendinin şahsına karşı olan husu- metleridir. Netekim Vefd fırkası iş başına geldiği zaman Hamza beyi de o zamanki vazife ve me- muriyetinden uzaklaştırmıştı. Bu suretle İngiliz ajansının verdiği haberi istismar etmek is- tiyenler, bunu hem bu günkü Mı- sır hükümetinin muhalefet ve ef- kârı amme üzerinde tesir etmek, hem de bizzat sefir hazretleri a- leyhinde bulunmak için vesile it- tihaz etmişlerdir. Fakat bir takım dahili işlere aslı faslı olmıyan harici bir haberi karıştırarak mesele çıkarmıya te- şebbüs, son derece manasız bir harekettir. Böyle bir harekete mü- saade olunmaması lâzımdır. Bir takım Mısır gazeteleri Mr- sır hükümetinin hükümetimize bir nota vereceğinden de bahsetmiş- lerdir. Aslı faslı olmiyan bir habe- re istinat ederek nota vermek gi- bi bir hareketin Mısır hükümeti tarafından vuku bulacağını tahmi- ne imkân bulunmaz. Bahusus Mr- sır sefirinin vazifesi başında bu- lunduğu ve ortada hiçbir hâdise bulunmadığı bir sırada böyle bir teşebbüse ihtimal vermemek icap eder, Esasen haber aldığımıza göre Mısır sefiri Hamza beyefendi, bir müddet evvel mezuniyet almış ol duğu halde maahaza bir mesele mevcut olmadığını göstermek için vazifesi başında kalmayı tercih et- miştir, Mısır konsolosu Mısır hükümetinin o İstanbul konsolosu Hakkı Bey dün akşam Ankaraya gitmiştir. TE TEE YETİ KETE İY lü, kendilerinde pek kuvvetlidir. Muayenehanelerinde ücretle has- ta muayenesi saatlerinde bile, vaziyetleri vizite vermiye müsait olmıyan hastaları kabul eden Türk doktorları, çoktur. Bu arada, tanınmış doktorlar da bulunuyor. Avrupada ise, o vaziyet, kıyas kabul etmiyecek kadar aksinedir. Ticaret işleri Umum Müdürlüğünden: Yangın Sigorta işlerile İştigal eylemek üzere” Sigorta Şirketlerinin teftiş ve mürâkabesi hakkındaki 95 Flıziran 997 edilmiş olan ecnebi siçona şirketlerinden Ka Fonciere Hirik tarihli kanun hükümlerine göte tescil Sigosta Şirketinin Türkiye umum vekili haiz olduğu selâhiyete binen bu kere mürgcsatla gayba- beli esnasında haiz olduğu bilcümle hukuk ve selâhivetleri istimale mezun olmak ve sşİrket namına “yapacağı işlerden doğacak davalarda bütün mahkemelerde dava eden edilen ve ücüncü çahıs sıfatlarile hazır bulunmak üzere Emile Gallizi Efen- diyi vekil seyin eylediğin! bildirmiş ve lâzım gelen vesikayı vermiştir. Keyfiyee >