$ Kâvunuevvel 1932 Hitit diğ vadoluda Alişarda 'eski Etiti ) medeniyeti hakkında uzun anberi araştırmalar ya ir vi Alman profesörü M. Fon haa ten heyeti kış geldiği için Hileyi tatil ederek şehrimize ay vir. Heyet birkaç güne memleketlerine gidecek, İ v baharda tekrar gelerek araş , km devam edecektir. , Mesür Fon der Osten ta İk 5... Y9t hakkında bir mubarri- İ Vize $u izahati vermiştir: | SAlişardaki araştırmaların ye- <* yıl faaliyetini, kışm geldiği “yü İatil etlik. Aldığımız neti- Memnuniyet vericidir. ç Bundan evvel, taş, tunç, bakır ar devirlerine ait eserler pi m, 5. hatta bu devirlerde ya- ipsanlara ait iskeletler çıkarmıştık. Bundan tabarriyatımız. bize, bu tarihten evvelki devir Osmanlı devrine kadar iŞ olan mederiyetler hak- bir fikir edinmemize im- Htbigue,, devrine ait eser- Lu'duk. Pundan bu devrin an 20 asır evveline kadar | şe aplaşılıyor. vird, balde bühâvalide bu de h evvel de insan'arın yaşa- i | le erdim çııyor, W devrinin karakteristik mam İŞ an 2 (A.A.) — Mili mü- . Hazırı Schle'cher, Cümhur fından yeni kabineyi mağ, memur edilmiştir. Mu- ve bu teklifi kabul eyle- ği kabineye kimler dahil henüz malüm değildir. » şurası muhakkaklır ki er milli müdafaa nazır- Muhafaza edecektir. Hun- a kendisi Prusya nez- ch komiserliğini de- ektir. VE k ve posta mazırları tay Pie kalacaktır. Bracbt abiliyeyi Fakat, Pek alacaktır. in dey; u takdirde Prusya t fa dey Reich komiserliğin- i Bi edecektir. Yeni ka- rün tayini ancak bütün te- Mir, ararlaştıktan birkaç gün a bulacaktır. Müyg ç, penin tavsiyesi Yeni pt Başvekil Von Papen a Si yapmak vanil i- “sie, iini bizzat ipa hura tavsiye etmiş ve Üariy 8. hükümetinin. teşkili İli, be vaziyetteki gergin- ğun, gü ümitvar a miştir. Reisicü k hususun. Ay praktan 25 metre derinlikte | i Mülâkatla hş Ylunduğuna göre şimdi- l May maliye, (adliye, | Alişar Hafriyatı medeniyetine dair yapılan tetkikler | Taş devrinden Osmanlı devrine kadar geçen medeniyet devirleri vasfı, bu devirde ölülerin özer- lerinde kırımzı nakşlar bulunan tabutlar içinde gömülmesidir. Tunç devri Bakır devrinden hemen sonra başlıyor. Bu devir- den biraz sonra eski Hititler devri başlar, inhitat ve yeni imparatorluk milâttan 1700 Bu devirde eski inhitat devri başla- Demir devri sene evveldir. Hititlerin mıştır. Bunların yerine Asyadan ge- len bir kavim kaim olmuş ve Niksolar ismi altında yeni bir Eti imparalorluğu kurmuştur. Bunlar yeni Hititlerdir ve eski Hititlerle aralarında böyük farklar vardır. İ Bunlardan sonra Trakyalılar ve Lidiyeliler gelmişler ve Anado- etmişlerdir. Tabarriyatımız neticesinde, ta- rihten evvelki taş devrinden Os- manlı devrine kadar geçen za- man zarfında bu havalide 23 muhlelif medeniyetin birbirini takip ettiğini meydana çıkardık. Bu meden'vet devirleri arzda 23 tabaka ( * « etmektedir. Bu 23 medeniye » b psini tetkika im- kân bulamr 153. Yalnız sekizi üze- rinde çalıştık. l Bulduğumuz bütün eski eser- ileri Ankara müzesine yolladık. Bu müze şimdiye kadar bulunan seerlerle çok zenginleşmiştir. | Yeni Alman kabinesi | Fon Schleicher'de | itlercilerle müzakere edilecek, mak- meclisi mümkünse tatil etmek.. | gelmiştir. Bunun için ancan uzun müddet düşündükten sonradır ki Hindenburg buna razı olmuştur. reis'cümhur oPapen hükümeti tarafından başa çıkarı- lan işlerden dolayı Von Papen'e teşekkürlerini beyan eylemiştir. Rayichtag ile bir ihtilâf zuhu- runa acaba ne yolda mümumaat edileceği o meselesi Almanyada pep büyü bir alâka uyandırmak- tadır. Bu alâka dolayısila Schlei- cber ile Hitlerciler arasmdaki münasebetlerin asla kesilmediği- ne ehemmiyetle işaret o'unmak- tadır. Hitlercilerle müzakere Schleicherin son günlerde sar- feltiği gayretlere aynı istikamet. te devam edileceğini tahmin için bir takım sebepler mevcuttur. Bu gayretler galiba sabık Rayiş- tag meclisi reisi Hitlerci Goering ile müzakereler yapmak suretile tezahür edecektir. Müzakereler- den başlıca maksat Rayiştağın ilk içtimamdan sonra bu meclisi buna imkân varsa muayyen bir müddet içinde tadil etmek ola- caktır. Taki kabine reisi Rayiştagda- ki gruplardan her birinin vazi- yetini anlamak üzre giriştiği mü. zakerelere devama imkân ve fırsat bulsun. Hatırlardadır ki bundan evvel- ki Rayişteg ilk celsesinden sonra bir hafta için dağılmıştır. lunun büyük bir kısmını isti'â | KAYSERİ, 30 ikinci teşrin (Hu susi)? Kayserinin en göze çarpan eksikliklerinden birisi spor haya - tıdır. En küçük bir kazada bile Gençler birliği, İdman yurdu gi- bi namlar altında muhtelif spor teşekkülleri varken bu koca vilâ- yette bunların en küçük bir nü - munesi bile bulunmaması, Kayse- ri gençliğinin sporla alâkadar ol- madığını, ona kıymet vermediği- ni gösteriyor, Yalnız lise talebesinin kendi muhiti dahilinde yaşattığı spor hareketleri tabiatile (Kayseriyi temsil edemez. Onlar karşıların- da canlı bir rakip de görmeyince faaliyetleri ancak sınıflar arasın- daki hususi maçlara'inhisar edi - yor, Lisenin muallim mektebi ile yaptığı bir iki futbol maçı ile A- merikan mektebile yaptığı bir iki voleybol müsabakası Kayserinin bir yıllık spor faaliyetinin bilân- çosunu teşkil etmektedir. Şimdi köy muallim mektebi de kapanın- ca; lise, mektepteki sahasından dışarı çıkıp da bir maç yapacak takım bulamıyor. Bereket versin, oHalkevinin spor şubesi faaliyete geçti de bu- rada da bir gençlik teşkilâtı, bir miryolları işletme dairesi cer başmüfettişi Necip, kalem âmiri Necmi, Mustafa Arif beyler gibi kıymetli eski sporculardır. Bu an- layışlı zevat işin başında bulun- dukça bu yeni kuruluşun çabuk inkişaf edeceğine inanıyoruz, Tayyare fabrikasında ve istas | yonda çalışan gençler de sporla çok yakmdan alâkadar oluyorlar. Kayseri Onların içinden doğarak, kendi emek- lerile vücuda gelmiş teşekkül yok... | hareket göze çarpmıya b: ;ladı. | Spor idare heyetini teşkil eden - | ler İş Bankası müdürü Sadık, de | Ziraatimizin makineleşm Gençleri Teşkil edilen birinci takıma ol - dukça kıymetli oyuncular dahil olduğunu öğreniyoruz. İlk maç | yapılınca kabiliyetler (o hakkında | hükümler verebileceğiz. Halkevi bütçesinden tahsis e- dilen üç yüz lira ile Namazgâh tabir edilen saha tesviye edildiği gibi duvarları kapıları da tamir edilerek basit bir stadyom haline getirilmiştir. Geçen cuma yeni formalar ve | ayakkabılar giyilerek eski futbol meraklıları ile lise gençleri ara- İ sında “Spor mütekaitleri maçı, namı altında eğlenceli ve hususi İ bir ekzersiz yapıldı. | — Yerli gençler spora çok lâkayt kalıyorlar, Bu, belki de sporun burada kıdemli ve faal bir mazisi olmadığından ileri geliyor. Yegâ- ne sporları, birkaç sene evvel hü- İ kümet tarafından menedilen ve ! her baharda birkaç kişinin yara- lanmasile (neticelenen meşhur “Taş döğüşü,, dür. Memlekette Kayseri gençliği- nin içinden doğarak, kendi el e- meğile vücude getirilmiş her han- gi bir teşekkül yoktur. Buna se- bep de son senelerde fazlalaşan kahvelere işsizlerle beraber iş sa- hibi gençlerin de müdavim olma- larıdır. Bir de yazın bağcılık ha- yatının bütün halkı şehirden u - zaklara taşınmıya meğbur ötme - si; kişm da geceleri nöbetle evle- ri dolaşarak oturma âdetleri bu - ! rada birliklerin O kurulmamasına ve yaşıyamamasına sebep olarak gösterilmektedir. Her ne sebeple olursa olsun, i içtimai birliklere karşı bu lâkaydi i Kayseri gençliği için ehemmiyet- Ni bir kusur sayılır. F.D. ? Sayıfa 9 Memleket Haberleri Konyada 60 bin nülus için.. Hiç bir güzel zevk yeri yok.. Konya, 30 ikinci teşrin (Hususi)? Konyada havalar geceleri $0- ğukça ise de gündüzleri, nispeten mutedil gidiyor. Halkın eğlence yerleri pek mahduttur, Bara ben- ziyen bir kahvenin ince sazı ve Ceylâni beyin sineması yegâne vakit geçirecek yerleridir. Ne bir tiyatrosu, ve ne de zev« ki tatmin edebilecek çalgısı var- dır. Altmış bine yakın nüfusu o- lan bu beldede bu mahrumiyet cidden elim oluyor. Bereket ver - sin ki halkevleri reisliği son za - manlarda kıymetli teşebbüs ve gayretile halka faydalı konfe » ranslara ve bu meyanda münev- verlerin bir araya gelmesini te- min eden samimi toplantılara ön ayak olmustur. Geçen hafta dok- tor Halil Beyin “Gıda,, bahsi üs, zerinde verdiği ilmi ve kıiymetli' konferans bu cümledendir. Konyada memnuniyeti mucip: bir teşebbüs de hanımları sevin - diren bir dikiş ve nakış yurdu a- çılmasıdır. İstanbulun en maruf dikiş ve nakış mektebinden çıkan Sacide ve Dürdane namındaki i- ki Türk hanımı Konyaya gelip mektep açmıya teşebbüs etmiş- lerdir. Bugünlerde Konyada hükümet ve devair müessesesatmı müraka- be noktasından canlı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Konyaya muhtelif vekâletlerin müfettişleri gelerek teftişe başla- mıştır. Maarif müfettişi Ali Ca - nip bey, maliye müfettişi | İsmail Hakkı bey, sıhhiye müfettişi En « ver ve mülkiye müfettişleri Feyzi ve Rifat beylerin teftişleri bu cümledendir. Himayeietfal müfettişi Hik - met bey de gelmiş mensup oldu- ğu cemiyetin muamelât ve hesa « batını tetkike başlamıştır. esi için behemahal İ kooperafifter kurulmalıdır | Ziraatimizin daha verimli bir | hale gelmesi, asri makina ve alet lerle mücehhez olması için behe- mehal zirai kooperatiflerin ku - rulmasma ihtiyaç vardır. Çiftçi « nin hatta veresiye dahi olsa ken- : diliğinden makina almasma kal » kışması biraz güççedir, Çünkü bir taraftan onu eski usule bağlıyan | alışkanirk diğer taraftan ise ma - kinayı kullanmak için tutacağı adamın başına açması muhtemel işler onu her zaman makina kar- şısında durakiamaktan hali bı - rakmıyacaktır. Çiftçinin emsa - line müsadif o olmasına rağmen hâlâ makinaya ( ihtirazla bakan gözleri vardır. Nasıl bakmasın ki kendisi makinanın teferrüatı - nı anlıyamadığı gibi, omakiniste vermiye çalıştığı ücretten sarfına- zar, makinistin keyfine tâbi ola- cak ve iş adeta makinistin üstüne havale olunacaktır. Makinist is - terse makinayı bozar isterse boz- madan bozuk deyip işin içinden çıkabilir. Bundan başka makina - "nm hakikaten bozulmasında ta - 'mirci ustası, yedek âlet bulmak bir mesele teşkil eder. Hiçbir za- man çiftçi münferiden — çalıştığı ozaman bu vasıtaya kolaylıkla mü- | racaat edemiyecektir. Ancak ko- operatifler kurulursa ondan ala « cağı kuvvet ve itimatla bu ise gi- | i rişebilecektir. Çünkü çiftçi bile - cektir ki kooperatifte bu işten an- yan vardır, Gene bilecektir ki yanındaki makinist kooperatifin itimat edip kendisine verdiği bir / adamdır, Ve gene bilecektir ki koöperatifte her türlü yedek ak - İ sam, makina için lüzumu olan mahrukat ve yağ gibi seyler var- i dır. | Ziraatimizin omakinalaşması istihsalâtımızı arttırmak demek olacağından her halde can ve gö- | nülden arzu olunacak bir iştir... Gerçi istihsalâtı arttırmakla be - raber mahsule mahreç bulmak | keyfiyeti de bu arttırma âmeliye- sine zincirle bağlanmış bir vakı- adır. Fakat mahreç veya satış me- | selesinde toplu istihsal, ucuz is - tihsal, iyi ve temiz istihsal en mühim rolü oynıyacağından ge - ne iş dönüp dolaşıp makinalaşmı- ya gelir. Diğer zirai memleketlerde, me selâ Danimarkada her ekim saha- sına büyük arazide bektar başına 220 kronluk küçük arazide (yedi sekiz b | tar başına 300 kronluk makina sermayesi isabet etmektedir. Gene bu memlekette “el âleti,, mahdut işlerde bilhassa köklü ne- batatta kullanılmaktadır. Diğer bilümum zeriyat işlerin- de hep makina kullanılmaktadır. İşte bizde de ziraatimize lâzım olan toprağı hazırlama, .ekme, biçme, sıkma, eleme ve daha sair i işlerde kullanılacak makinaların tedarikine tevessül olunurken bil- hassa bunların bir sistemde veya bir fabrika mamulâtından olma « sma dikkat oedilmesi lâzımdır. Çünkü her birisinin © hususiyeti ayrıca ustalara ihtiyaç mesettir » receği giib yedek âleti meselesin- de de müşkülât çıkar.. Gene bü - rada kooperatiflerden azami işti- fade kabil olacağı, çünkü koope- ratiflerin toptan siparişat yapıp ayni sistemde âlet getirtecekleri derkârdır. Kurulacak zirai kooperatifle « rin göreceği diğer hizmetler iti - barile şu veya bu namda olma » smın ehemmiyeti yoktur. Elverir ki bu kooperatifler faaliyetleri « nin en mühim kısmını zeriyatın ıslah ve nemasına tahsis etmiş bu nsun, ği