Sayıfa 8 ( VAKIT Jin Tefrikası : 3 lam Muharriri : Pitigrilli — Anladık... kısa kes! Pol Pot kör arkadaşını kapı - sına kadar götürdü. Levi kapıya dayanarak durdu: — Fakat, dedi, hâkimler hak - kında bir hüküm vermek hususun | 'da biraz da müsamahakâr olmak lâzım. Düşün, aldıkları aylık ne? Buna mukabil bazı öyle mesele - ler hakkında hüküm veriyorlar ki işin içinde milyonlar dönüyor, Bir taraftan da bin bir dalavereli işler çevirip, onların bir ayda ka - | zandıkları parayı iki saatte alan avukatların palavralarını dinle « mek mecburiyetindedirler. Pol itiraz etti: — Banka veznedarlarının da ellerinden milyonlarca para güçi» | yor, buna mukabil... J Me Doğru. Doğru ama mesleğe daha yeni girmiş bir hâkimin h- | Jini düşün aylığının b. cizdir, ev sahibi kira ; kal, kasap veresiye ve: nirken Yaptırdığı elbi kostümünün taksiti var... Eğer kendisine kâfi miktarda para ver» seler, bütün bunları © düşünmez, davaları daha iyi ve daha salim bir kafa ile tetkike vakit bulur, ve belki de... — Belki de, bizim arkadaşlar- Han en kıdemlisi olan gibi yapat. € evli ne de çoluk çocuk sahibi ama, sabahlara kadar Monmartr- 'da içip kadınlarla eğlenmekten | vakti olmuyor ki... Etraftan gazeteciler sökün et- miye başlamışlar ve bağırıyorlar- | dı; — “Paris - rezalet!... — “İntran,, bir hâkim arka - daşlarına mahkeme © huzurunda hakaret etti, Samuel Levinin komşuların - dan biri, eline bir gazete alarak | yanına sokuldu ve sordu: — Mösyö Levi bu hâkimi ta « | niyor musunuz? Levi cevap verdi: — Hayır! Pol Pot arkadaşının elini sıka- rak ayrıldı: — Allaha ısmarladık. » 45 Terciime eden : fa, ; Dünyanın en güzeli olduğuna | süphe etmediği bu caddeden, hâ- | kim evine yürüyerek dönmeyi ar- zu ediyordu. Vandon meydanını Opera meydanma bağlıyan bu caddede terziler ve kuyumcular öyle bir servet teşhir ediyorlardı ki bu cadde insan nahvetinin bir | rasatgâhı telâkki edilebilirdi. Fil- hakika, Grimvic rasathanesi coğ « rafya âlimleri icin neyse, bu dük- kânlar da müdekkik ve zevk sahi- bi kimseler için öyle idiler. Fakat müvezziler, hâkimin etrafını sa - rarak bir sürü gazete isimleri ba- ğırıyorlardı. (Pariste ama gazele ! çıkıyormuş!) diye düşünen hâ - kim, bu sıkıntıdan kurtulmak için bir otomobil “çağırdı, bindi, bir köşeye büzüldü. Bir aralık, oto * mobil, karşı sokaktan gelen öteki otomobillere yol vermek için dur- du. Bir müvezzi, pencereden bir gazete uzatarak haykırdı: — “Le Soir,, Bir hâkim mahke- | mede birdenbire çıldırdı. İlk sayıfada üç sütun üzerine bu serlevha yazıyor, altında da, Pol Pot kendi resmini görüyordu. Otomobil tekrar hareket etti, ve kapısının önünde durdu. Pot indi, parayı verirken bir çocuk koşarak geldi ve: — Reis bey, dedi, apartımanı - nızda bir sürü adamlar var? — Bir adamlar mı? İhtiyar hizmetçisi de, merdi » venden sesleniyordu: — Mösyö Pol sekiz kişi gelmiş, sizi bekliyorlar, -— Ne ii v ? Adliyedeki | Ne istiyorlarmış? Soir,, e e — Sizi görmek istiyorlarmış! — Baksınlar da görsünler iş - te! Pot içeri girdi. Epeyce kala - çin ziyaretçilerden bir kısmını i - çerki odalara taksim (etmişti. Bunlar, Paris gazetelerinin mu - ! harrirleri idi, İçlerinden sivri sa- kallı birisi, — Bir saniye mös; kararak parlayıveren bir şey yak- sol Potun evi uzak değildi. | fotoğrafçı idi. Hizmetçi: ma ma — Mösyö, dedi, içerde iki kişi Bayı çıkaramadılar, Karagiimrikte İ var, işleri pek acele imiş derhal | görüşmek istiyorlar. ,, Dünkü futbol faaliyeti bundan | 3baret değildi. Karagümrükte de Gazeteciler itiraz ettiler: gok dikkate değer maçlar vardı, | — Bizim de işimiz acele, zaten Haftalardan beri devam eden ku | sizi ancak on dakika rahatsız ede pa maçlarının dömi finali yapıla. | ceğiz. caktı. İlk maç Necmi İstiklâlle Size söyliyecek bir şeyini yek İtalyanlar arasında yapılacaktı, | kil... Fakat İtalyanlar muayyen vakit- te gelmedikleri için mağlüp sayıldılar, Bir ikinci mağnezyum ziyası hükmen ! daha parladı, Pot'un gözleri ka - maşmaâsına rağmen, içerki oda - Bundan sozza sıra, Beyoğlu - | dan siyah elbiseler giymiş, yaka- nun en ileri ve en biribirine rakip | ları rozetli iki kişinin ilerlediğini olan jki takımına 3 Pet gazetecilerden bir sa- Kurtuluş karşılaştılar. Bu ma - | hiye müsande alarak yanlarına çın aylardanberi dedikodusu ya- pıldığı için seyircisi pek çoktu. Maç da hakikaten zevkli ve he » yecanlı oldu. İki tarafın sayıları biribirini kovalıyordu. — Birinci devre üç üçe bitti. İkinci devre | maç daha sıkılaştı ve Peralılar penaltıdan bir sayı daha kazan - dırlar, Maçın bitmesine on daki - ka kala Kurtuluşlular haklarında hakemin verdiği bir hükme itiraz &derek sahadan çekildiler. Esa - sen Üçe karşı dört sayı ile ve ge- İlp vaziyette bulunan Peralılar Maçı kazanmış oldular. geldi, Perz ile | | yahi adam başlarını eğerek sözle rini tasdik ettiler, kapıya yürü - düler, çıkarken, içlerinden biri » si: — Bir saat sonra! Dedi. Pol Pot da kapıyı kapa- tırken: ra! Pol Pot içeriye dönerek gaze- tecilere: —- Size, dedi, hakikaten söyli- yecek bir şeyim yok. Mahkeme « reisliğinden istifamı verdim, sim- | | teşkil edilmiştir. | arap akddemisine seçilecek Müş- balıktı. Hizmetçi bekleme odasın» | da kâfi miktarda yer olmadığı i- | Diyerek paf!... diye bir ses çı: | ti ve teşekkür ederek ayrıldı. Bu | VAKITI Mısırda Aleni fuhşun kalkması Mısırda umum sıhhiye müdü- rünün riyasetinde toplanin umu- mi heyetle vaktile gönderilen suallere gelen cevaplardan res- mi fuhşun kaldırılması tarafarla- nunda ekseriyet görülmüş 3 sene | zarfında tamamen kalkmış o'- mak Üzere bir kanun lâyıhasının hazırlanması için bir komisyon | A fikanın Bataklıklar ve vah Afrikanın içlerinde türlü türlü mücevherlerle plâtin ve © altınla dolu mağaraları keşf için İngilte- reden bir heyet hareket etti, He- ! yet iki maden mühendisinden, i- ! ki büyük avcıdan müteşekkildir. Bunlar İngiltereden Habeşistana | gidecek ve oradan henüz meçhul olan ormanlara dalarak Tulu Wallel mağaralarını bulacaklar- dır. Bu mağaraların, Saba kraliçe- si Belkisin altın ve mücevher de- posu olduğu tahmin olunmakta - dır. kadınlara namuskâr yollardan | «ekmeklerini çıkarmaları husu- sunda irşadatta bulunmak üzere propaganda heyetleri çıkarılma» sma ve kadınları fena yollara şüörükliyenleri cezalandıracak kanun teklifine karar verilmiştir. | Umum sıbbiye müdürü de ilga taraftarları arasındadır. Şeker bolluğu Mısırda çıkan Muhadenet ya- zıyor: Hükumetle müşterek olup şeker inbisarı şirketi idare mec- | lisi son toplantısında anbarlarda birikmiş olan şekerlerin ne su- retle elden çıkarılabileceğine dair müzakerede bulunmuş, memle- kette istihlâki imkânı görülme- diğinden Sudan veya yabancı memleketlere yollamıya karar vermiştir. Türkiyede yerli şeker fabrika- larından alınan şeker memleke- tin ihtiyacına kifayet etmediği takdirde Mısıra tütün, taze ve kuru meyva, ellik bayvan ver- mek syretile takas yapmak im- kânı yok mudur? Arap akademisi Arap Afrikanın sinesinde saklı olan bu mağaraların etrafında 'sık or- | manlar, bataklıklar, vahşi hay - vanlar, ve yarı vahşi insanlar bu- luhuyor. Bir sene evvel Mister İtrank Hiyter namındaki avcı bu mağa- raları keşfetmiş, fakat bu hava - lide aç kaldığı için geri dönmiye mecbur olmuştu. Fakat Mister Frank mağarada bulduğu mücev- | herlerin bir kaçını da cebinde seklıyabilmiş ve bunları Londra- ya kadar getirelbiminti. e Bunlar muayene olunduktan O sonra bir | heyetin bu havaliyi (keşfederek | hakikati anlaması takarrür etmiş» | tir, Mısır maar'f nezareti rek ve -Arapodili âlim “ve -edip- lerin isimlerine 'ait listeyi hazır- lamağa başlamıştır. Bilhassa derübi AFrIKArM en | | ileri gelen iş adamlarından biri bu işle alâkadar olarak Londra - ya gelmiş ve Mister Frank Hay- EA di eskiden nasıl Jâalettayin bir insansam, gene öyle olmakta de - vam ediyorum. Gazetecilik nok - tai nazarından sizi alâkadar ede- cek hayatımda bir hâdisn yok. Bundan otuz beş sene evvel doğ- dum. Tevellüdüm İsa ile Napol - İ yonun tevellütleri gibi bir kuy * ruklu yıldızın görünmesile dün » yaya ihbar edilmedi. Karım yok, zira, henüz tesadüf böyle birisini karşıma çıkarmadı. o Masmafih, ben, kadmın, bir erkeğin fikri muvazenesine yardım edeceğine Macaristanda VAKIT muhabiri Veyh Jerö bize şunları yazıyor: İ lü bir tevakkut noklası olarak te- gitti ve bir şayler s5yledi. İlci si. | —- Evet, diyordu, bir saat son « ! de kaniim, fakat buna elli bu ka- dar kiloluk adale ve kemikten mürekkep vücudu ile değil, erkeğin etrafında yarattığı kadmlık havası ile muvaffak o -| lur. Dostum, arkadaşını yok. Zi . | edebiyatı yazmıştır. Macaristan - ra, ben, dostluğu, rekabette da Türk edebiyatı yeni tanınmış” mütareke, içtima! mücadelede ö- | tr Ban Janos bu ' kitabı ile Türk ve Macar milletinin hars sah da rabıtalaını kuvvetlen- dirmiye hizmet etmiştir. Londra-Budapeşte Istanbul kara yolu Tevfik Fikret hakkında Büyük Türk şairi Tevfik Fik- / ret B. hakkında Macar muallimle- rinden Ban Janos macarca tarihi i ederim. Burunla beraber, gözleri kör olmuş bir hâkim ar - kedeşmna iyilik yapmak isterim. Bu arkadaşım umumi harpte, bir adamın kuzşuna dizilmesine hük- metmek mecburiyetinde kalmıştı. Hüküm infaz edildikten bir müd- İ det sonra, mahkümun masum ol- duğu tahakkuk edince, beynine bir kurşun sıkaral istedi. Fakat, kurşun onu öldüre - | ceğine göz damarlarından birini | | kopardı, ve onu, ömrünün sonu » | na kadar kör olarak yaşamıya mahküm etti, Onun yerinde bir ka hâkim olsaydı “Bir insan İngiliz otomobil cemiyeti Lon- İdradan İstanbula siden gayet İ mükemmel bir yolun inşa ettiril- i mesi için çalışmıya başlamıştır. | Bu fikri bir çok hükümetler tara- | fından kabul olunmuştur, Avru - | panım bu en uzun etomebil yolu sekiz memleket toprağının üstün- de Âvrupa ve Asya arasında oto“ | mobil nakliyatını kolaylaştıracak | tr. Bu yolun Londradan İstanbu- olarak, bu mahkümun idam €dil- | la kadar tulü tahminen üç bin ki- miş olmasına acırım, fakat bir | lometre olacak. Yol Londra »* Do- i hâkim olarak noktai o nazarımm | veç . Çale - Viyana - Budapeşte kabulünden memnunum,, derdi. Belgrat - Sofya - Edime - İstan - (Devamı var) bul şehirlerini bağlıyacaktır. Londradan Istanbula Bu yolun Macaristana düşen kısmıf” Macarlar mükemmel inşa ediyorlaf | ran milletlerinin mü! 5 <3 Kününuevvel 1982 içlerinde Sina Melikesi Belkıs'ın altın ve mücevherleri | şi hayvanlar orta” sında bu büyük hâzine araniyor ! terin bu işi meydâna çıkarması çin hiçbir yardımı esirgememif ti. Bunun üzerine heyet teşei etmiş ve birkaç gün evvel çıkmıştır. Heyetin varacağı ilk merhs Mağaraları keşfeden avci F. Hayler | Habeşistanın merkezi olan Adi Ababadır, Buraya vardıktan sof ya kaolunacak (mesafe 1200 milden fazladır. Heyet bin y tehlike ile karşılanacak, asla! la dolu sahalardan geçecek, pi hassa yarı vahşi insanlarla ” gul olacaktır. Heyetin yolda © sadüf edeceği Galla kabilesi iptidai » insanlardan fark haldedir. Kİ Fakat heyet bütün bunlf? mücadele ederek hedefine vayfi” ya çalışacaktır. 2 a... © Macaristanda “Vakıt, ei Yolun Macaristan vaya düşen kısmından Viyana 8 Budapeste kısmı en vasi te asfalttan inşa edilmiştir. ticaret nazırı beyanatında y # Budapeşte Belgrat kısmı ikmal) edileceğini söylemişti” Mancuri'de Turan €İ i v Tokyodan Tuvancilas Genie ti (Daido - sha) reisi ve ©, mecmuası başmuhaşriri 5 riya” Tomoyoshi yazıyor: Mans : da Japonların muhare' i Me kâten bir Turan cihadıdı”” ye çuriya Çinlilerin değil, SİT” gap yurdu idi. Vegh Jen? zo, veli Sam ingiliz kömürü ve Almanyö BERLİN, 2 (A. A») e e yaya İngiliz kömürü it edile leşini ve İngilterece v gümrük tarifelerinin cat tacirlerine verdiği mM selesinin tetkiki hakkı” rini man » İngiliz müzs' Mi. kânunuevvelde Berlinde > Yl sı muhtemeldir. vi ya