Sayıfa 8 Mektep kita plarının fiyatı fazla değil midir? Iki partiye ayrılan kitapcıların bu husustaki fikirleri muhteliftir “ 10 kuruşa malolan kitabı 11 kuruşa vermek mümkündür. Babiâlide kitapçılık meşgul tabiler iki kısımdır. Bir kısım bir şirket kurmuş Vaziyet. tedirler, Bu itibarla vaziyet, bir. birine oldulça zıt kanaatlar ta- şıyan iki cereyan doğurmuştur, Bu cereyanın tarzları edir bil- miyoruz. Fakat faydası barizdir. | Bu bariz fayda, iki kısmın bir. birleri aleyhine fakat halkın le. hine - olarak büyük bir dikkat ve itina ile birbirlerini kontrol etmeleri ve bu kontrol peticesi- ni de derhal alâkadir makamla- ra bildirmeleridir! Formaları ek- siltilen, puntoları küçültülen ve bu itibarla Devlet matbaası ta- rafından tayin edilen fiyatlardan aşağıya satılması icep eden dört beş mektep kitabıan, fiyatların- da yapılan tashihat ta hemen hemen tamamile bu kontrolun neticesi sayılabilir. Dün de işaret eltiğimiz gibi mektep kitaplarına fiat, Maarif vekâleti namına Devlet matbaası tarafından elde mevcut bir ba» rem cetveline tevfikan konulmak tadir. Bu barem cetvelinin da“ ima İsabetli olup olmadığı ayrı mesele, İşin daba ehemmiyetli bir noktası şudur: Fiyat takdir €dilen kitapların bilâhara tadi- lâla uğradıkları ve fiyatlarını azaltacak yeni bir şekil aldıkla- ri vakit tekrar Devlet matbaası- Da gönderilerek tetkik ettirilmek mecburiyetinde © bulundurulma- maları... Bu itibarla böyle vaziyetlerde btün mesele, biraz tabilerin vicdanma, kısmen de böyle ki tapların - Maarif o vekâletinin ve müfettişlerinin nazarı dikkatini celbetmesine kalmaktadır. Devlet matbaası müdürü Ham- Emin Beyle dün tekrar gö rüştük.Bize uzun izahat verdi ve Anlattı ki Devlet matbazsının bu işde oynadığı rol Baremin tat- bikcisi olmak ve Maarif vekâle- tinin. tavzif etmesi kendisine di dolayısile gönderilen “kitaplara fiat koymaktan ibarettir. Kitap: ti kontrol işi kendisine teallük etmez. Eğer bir mürücaat veya —— yam işi tetkik eder Cap ederse fiatleri tashih Netekii muhtelif tabilerin va rn Üzerine muhtelif kitapların fi- atleri tashih olunmuştur. Fakat bu arada fiatleri tashih edil- mesi icap: eden başka kitaplar piyasada: mevcüt mudur, ilmidir 2. Bunu i m ve vi etmesine imkân yoktur. Esasen i ref bu işle vazifedap- Tabiler ne diyorlar? “Dün Suhület kütüphanesi sahi. bi Semih Lütfi Beyin * sözlerini yazmıştık. Semih Lütfi kete 'dahil olmayan kitapcılar- dandır. Ezcümle diyordu ki: “Bu vaziyet “ daha zivade ve belki en ziyade ilk mektep ki- taplari için mevzubahstır, Mese- lâ eskiden bereme göre 38 bu. çuk kuruş fiyatı. o'an bir kitep bu gün aynı fiyatı mubafaza ediyor. Bu kitabın yeni tab'ında > ve deği- Bey şir- işlerile | kendisinin ta. | Yüzde on kârla.. ” aldığı şekle göre fiyatı 29 kuruş olmalı idi, Aradaki bu vaziyet değişikliğinin gözetilmemesi ya- but gözden kaçması bir senede çocuk velilerinin 80 bin lira za- ranna Olduğu kanaatındayım. Bu miktar iki senede 160 bin lira eder. Zararın büyüklüğünü bir düşününüz.” Halt bey ise.. Dön de şirkete dahil kitap- çılardan muallim Ahmet Halit beyle konuştuk. Bu neşriyattan ve dedikodulardan çok mütees- sir görünen Ahmet Halit bey de şunları söyledi: “— Meşhur bir hikâye vardır. Şu herife seksen değnek atın.. Diye emreden kabadayıya adam- cağız “Efendi galiba sen sayı ne- dir bilmiyorsun!,, diye zarif bir nükte yapmıştır. Bütün Babıâli caddesi bir se- nede ancak 160 bin Jiralık ilk mektep kitaplarının cirosunu ya- parken bir senede ancak 10 bin tane satılan ve 28 kuruş yerine 38 kuruş fiat konulan kitaptan dolayı çocuk velilerinin uğrıya- cakları zarar 80 bin lira değil belki bin lira olur! Bu kabil formrları azaldığı i halde fiatı azalmamış hemen bir tek kitap yoktur. Bu sene yeni basılan bir coğ- rafya kitabına kitapçı fazla fiat koymuştu. Liste çıkacağı sırada kitap hazır değildi. Kitap ta mamlanırca konulan fiatın faz- lalığı anlaşıldı. Devlet matbaası derhal işe vaz'ıyet ederek fiatı indirdi ve derhal bütün mektep- lerede tamim etti. Gerek talim ve terbiye heyeti gerek Dev'et matbaası her dakika kitapları kontrol etmekte ve vazifelerini yapmaktadırlar. Bu iş'n asıl zajf noktası şudur: Tabiler ellerinde olan ve ot mıyan sebeplerle kitaplarını za- manında bösmazlar. Tam Maarif vekâleti listesini meşredeceği sı- rada matbaaya verirler, Liste basılacağı sırada kitap henüz basılmamıştır. Kitapçı sızlanmıya başlar. Ona bir suhulet gösteri- lir, Bir taahhütname istenilir, Ki- tapçı taahhütnameyi verir. Buna göre de fiat konulur. Sonra ktap'ar bir iki forma noksan olunca bugün iddia edilen fiat farkı meydana çıkar. Benim fikrimce kimin kitabı | olursa olsun vekâlet kitabın ta- mamı gelmedikçe fiat koyma- maldır. O zaman biç bir hak. sızığa meydan kalmaz. Kitaplarda tadilâta gelince esasen bundan sonra değişecek punto kalmamıştır. o Her ki- tap tabii halini bulmuştur. Evvelce kalın puto ile basılan ve bu yüzden yeni tab'ında kü- suk harfle basılarak forma ade di azalan bir kaç kitabın fiatı yeni listede azaltılmıştır, Netice Fu iş bir mesele 0'a- cak mahiyette değildir. E bizim. memlekette herkes sipe- maya, eğlenceye, Yo-Yo ya seve | VAKIT seve para verir, kitaba gelince fiatını sorarken ilk söz olarak: — Ceremesi kaç kuruştur? der! k Halkın kitaptan ve okumak- tan ürktükleri bir sırada bir de kitap pahalılığından bahsedecek o'ursak korkarım ki gazeteleri bile okumamıya başlarlar. Onun için bindiğimiz ağacın dalını kes- miyelim. — Fiatları indirilmiş kitaplar var mı? — Fiat 42 den 29 kuruşa in- dirilmiş bu sene kitaplar vardır. Fakat böyle iki kitabın 224 sa- yıfası olan 42 kuruş 160 sayıfası İ olan 29 kuruştur. Demek ki ki- tap 'pahalı iken forma adedi de fazla olduğu için kitapçı bundan kât etmiş değildir. Burada mühim bir noktada şudur: Evve'ce basılan kitapların ori- jinalleri tek tek olduğu için ta- lim ve terbiye heyetinde kontrol edecek bir nüsha bulunmazdı. İki senedenberi basılacaklar- dan ikişer tane daktilo edilmiş müsvedde isteniyor. Binaenaleyh bunlarla kitabın tatbiki kabil olabiliyor, Esasen bizim bir ki» tabı tadil etmeye hakkımız yok- tur. Esssli bir tadil yapılınca vekâlete yollamek mecburidir. Basılınca da fiat takdiri için Devlet matbaasına gitmek !âzım- dır, Şikâyeti mücip nokta büyük sarf, küçük sarf o meselesi idi. Bu da bugün için kalmamış va- ziyettedir. Suleyman Şevket beyin kitabı Yeni harflerle tab'ında 75 ku ruş'an 132 kuruşa çıkarılan Sii- 'eyman Şeyket beyin “Gözel Yazılar, ınm dördüncü cildi me- İ selesine gelince bu mesele hâk- kında da Ahmet Halit Bey şunları söylüyor: — Hiç bir muharrir kendi ki- tabına kendisi fiat koyamaz. Muhakkak Devlet matbaasının görmesi ve her sene teşekkül eden beş kişilik komisyonun bunu imzalaması şarttır. Matbaa bu hususta gayet basiretkârane hareket etmektedir. Aynı mesele hakkında Devlet matbaası müdürü de bu kitaba mubarriri tarafından fiyat konul- duğunu temin edecek bir şey olmadığını söylemektedir. Kita- bın üzerinde hiç bir fiyat yoklur ve kitap kitapcılarda Devlet matbaasının kitap. cetvelindeki fiyat üzerinden satılmaktadır Hamdi Emin Bey Süleyman Şev- ket Beyin kitabına fiyat koyması ibtimalinide Odoğru bulmuyor. Süleyman Şevket Beyin vaktile bu işlerin şeklini tesbit eden komisyonda aza bulunduğunu söyliyor. Semih Lütfi Bey ne diyor Dün Semih Lütfi Beylede “onuştuk. Dediki: — “Bizim Abdulkadir o Sadi Beyin cüğrafiyaları çıktı. Eskiden dördüncü cildinin fiyatı 41 be- şircinin fiyatı 50 kuruştu. Fa: kat yeni tab'ında şekil değiş- mişti. Eunların O'uzar kuruşa satılması lâzımdı. Devlet matba- ası bize derhal tebliğat yaptı. Halbuki şirketin buna benzer binlerce kitabı var. Bu dik- kat ve alâka niçin onların ki- tepları hakkında da tatbik olun- müvor. Bunu takdirinize bırakı- yorum. Fazı fiutların eskisi gibi kal ması onların bu fazla fiatlı ki- taplar üzerinde tabii sutetten 93 Tesrin'snni 1g ikinci Ceza Mahkemesinde Nevres H., haşa ben hırsızlık etmem, dedi Yusuf Bey davâcı, Nevres Hanım da dava edilen,. Dava, ikinci ceza mahkemesinde, Nevres Hanım, reisin sorgu- suna karşı, iki elini birden yu- karı kaldırarak, şöyle diyor : — Hâşâ... hâşâ! Kabul et mem, efendim. Ben, bu yaşıma kadar böyle birşey yapmadım! Nevres Hanımın - şimdiye ka- dar yapmadığını ve bundan sonrada yapmıyacağını söyledi- ği şey: Hırsızlıktır. Komşusu Yusuf Bay, onun, kendisine ait bazı şeyler çaldığım id- dia ediyor ve şunları anlatıyor : — Efendim, bu hanım mabal- lede komşumuzdur. Biz, bir ye- re gidiyorduk. Ev kimsesiz kal- masin, soyulmasın, diye anahtarı kendisine teslim ettik, evi gö- zelmesi ricasında bulunduk, Halbuki, bir müddet kaldığı- mız yerden dönünce, bir de ne görelim?,.. Ev soyulmuş! — Nâöyiniz çalındı? — Mutbaktaki bakır takim- ları... Muhakemeyi “dinliyenler ara- şında, ayakta duran bir hanım, e'ini uzattı, yusuf Beyin kolunu dürttü. Şöyle söylediz — Çamaşır takımları da var! Yusuf Bey, ilâve etti: vari gari na nereden hükmediyorsunu ? — Şu cihetten ki evn kapı. sının veya penceresinin 20r'an- dığını gösterecek hiçbir emare göremedik, En, içeriye dışarıdan bu şekilde giriimediğine göre, içerideki eşya, me şe ilde dışa- riya çıkmış olabilir? Evin anab- tarı banımda ! — Çalınan eşyayı kulamadınız, değil mi? UN sonradan vermiyor. Eu da halkın da, taş: ra bayilerinin de, vekâletin de müşkül mevkide kalmasını ica- bettiriyor, Bir listedeki fiata bir de yapı ssontoya bakıyorlar ve aradaki farkın karşısında şa- şırıp kalıyorlar.,, En kestirme çare Kilap işlerile alâkadar üçüncü kısım zevata gelince kun'ar da gelecek sene bu vaziyetin olmı- yacağımı ve mektep kitaplarının sadece Devlet matbaası tarafın- dan basılması cihetine gidilmek- te olduğunu işaret ediyorlar ve bu takdirde mektep &itep'arının bir hayli ucuzlıyacağını iddia e- diyörlar ki Devlet mathaası mü- dürü Hamdi Ewin B.de bu bü- kümleri teyit etmettedir. Fiiha- j kika bir mektep ktabına fiat takdir edilirken müelif hakkı da dahil olduğu halde kitabın ma- i liyet fiatına, kilapçının kazancı ve masrafları karşılığı için bir | mis'i zammedilmektedir. Bu su- ı retle mese'â 10 kuruşa satılması icabeden bir kitap 20 kuruşa satılmaktadır. . Halbuki Devlet matbaası maliyet fiatına bir m'si değil. ancak yüzde on ilâve et- mektedir ki bu hes'ba göre 10 kuruşa ma'olan kitabı 11 kuruşa Evet şamaşır talemları da: — Peki, bi Hanımın çaldıği. KL tazla ıskonto yapmalarına imkân | Bir ev kendisine teslim edilmiş, bu evde eşya çalınmış... Hanım beraet etti satır almak mümkün ö'mak — Hayır! Yusuf Bey, sözüne şöyle vam etti: — Müsnadenizle birşey ©“ söyliyeceğim. Biz, eve döndüğü müz zaman, ku hanım Çori©i gitmişti. i — Peki, bu sizce neye de let ediyor? — Bilmem, ne diyeyim ?.. res hanımın «vve'ce böyle 8 bate çıktığı filân yoktu da.“ Nevres hanım, bu söz üz! tekrar ayağa kalktı: — Bundan ne çıkar, efendi” Ne çıkar? Olabilir ya, Gsfi” istemiş, icabetmiş, Çor'uyâ mişim! Eşyanın çalınması y?” kaybolmasile bunun ne mü beti var? Re's, Yusuf beye sordu! | — Siz, anahtarı banımat ettiğinizi söylüyordunuz. ğiniz zeman . 0... İ — Efendim, hanimin bi oğlu var. Evinde yalnız deği — Do'ayısile hanım bulunmadığı sırada Üvey oğ'U? | zelecekti demek... Peki, ç şahidil Şahit Sırı bey geldi. Yi beyin eşyasının Nevres 4 tarafından çalındığı bususU biç BİP Şey “bitmediği, yg) evin kapısında, pepceresindö 4; zorlanma eseri görmediğini lat, Nevres Hanım, kendisinin 5 oğlunun da hırsız'ıktan bab”; o'madığını kaydederek, şu şünçeyi ileri sürdü: — Dışarıdan kilide bir* 5 başka bir anahtar uydur” j nı, kapıyı maymurcukla açi”. ğını kim iddia edebilir? “4 kaybo'muşsa, mutlaka bizi” almış olmamız lâzım $ Doğrusu, komşu hatırı ç nahtarı aldığıma, evi göl f vaddettiğime binkere pişme” K dum. Ben mebilirdim başıma” bir şey geleceğini bunda" tövbemi, tövbel Kim bir emanet etmeye kalkarsa, deceğim. insan, boşuna “uy” | | i TELLİ EE altında kalıyor böyle iştel yer” de umumi, Nevres hanımı” sef tını istedi, Mahkemede i çaldığına dair hiç bir Ye lunmadığından, ittifakla, © kararı verdi. Nevres hanı” şekkür ve düa ederek va pr N me sa'onundan çikti. 5 şöyle söylediği işitildi: İl — işin dotrusu, vi dana çıkar böye işte oi biç dan ayrılmayan insana Zorar erismez! # a | Yunan Londr l konsoloslUğ” ,, Yunanistanın İsta solosu M. Triyandafı!ak” | dra baş konsolosloğu". edilmiştir. Yerine yen" ad so os tayin edilinceY€ tanbul Yunan baş kO gi mi Da Atina hariciye ms?” lerinden M. Ka edecektir. : ink iz iz ke kğ iğ İlinin Bea ba vd