ag Dün, Dün, Şehir Mn Et yemekten korkmayınız | Mezbahamızın daha fazia terakkisini istemek orasının tamamen gayrı fenni olduğunu söylemek değildir ! Şehir Meclisinde z (Baş tarafı 1 inei sayıfada) de on bir milyon küsur lira in bağlandığı halde kanuni Sym yüzünden bu rakam - an 863,000 lira eksildiği söyle - 1” Or, muhtelif Fasıllardaki mu - . nen varidat rakamlarile tah- tü Mümkün olan miktarlar gös- liyordu. Tahakkuku tahmin e- miktardan fazla ve tahsili Side takiple mümkün olan ka - v€r, iktisadi vaziyetin vücuda | iği varidat eksikliği ayrı ” kaydolunuyordu. Netice iti- muhasebenin tahsilât de - esi yüzde 73, 74 santim olarak | abi ediliyor, omesaisinde tam Mes muvaffak olmuş bir mu nin muhammene göre tah- vilâk teşebbüsünün de yüzde 95 i lâzım geldiği işaret edi - yordu, | Raporda netice itibarile ebeye iyi bir not verilemi- i ve bir çok varidatm ta - akkuk ettiği halde senesi zarfın- b tahsil edilmemiş olduğu bildi- ordu. Mazbatada daimi en - Ünenin bütün azasının imzaları Dirdi, yalnız belediye reisi imza- Mamıştı. Karanlıkta çakan şimşek ! İlk sözü Beyoğlu azası Meh - Ali bey aldı, önce mazbata - ü bu imza eksikliğine işaret e- i ek “Encümen karşımıza baş - mes'uliyeti ve muamelenin si de ilerde iptalini mucip ola- » Belediye reisi ve muavinleri | m sahnede görünmeyip , öslerde bulunmayı tercih edi - le, dedi. Bundan sonra da - ik encümehin raporunun karan - e çakan bir şimşek va « ve nde ortalığı o aydmlattığını hi önümüzdeki felâketi gösterdi- Kari atın günden güne azal- olduğunu, daimi encüme - bu vaziyet karşısındaki ika - beğ; pek yerinde olduğunu söy - 2 Varidattaki bu eksilme kar- y masraflarda ne yopıldığı- dan ve daimi encümen- sordu. Belediye reis muavini Nuri iy EvAP vererek belediye rei - ta mazbatadaki noktai na- Ri m bir kısmına iştirak etme Badığ Uğu için rapora imza koy- ap SN mütaleasını tetkiki he - hesap tetkiki hesap encüme- le edilip orada tetkik lâzım geldiğini ilâve ey tinde verilmemiş ? içi, alim paşa, tetkiki he- *3 vaktinde verilmeyip Av; Daire bırakıldığını bey, encümen namına ağla vererek tetkiki A Verip, vene ancak ayın bi- lar ii, tetkikinin ve a nem zamana iğde buna o rağmen e anin hiç olmazsa va- j bu devreye yetiş - A geliyor, formalite noktasın « | dün gene hararetli ! bitirerek bu husustaki raporunu İ verdiğini, masraf kısmınm ise an i cak şubat devresine yetiştirilebi - İeceğini söyledi, Tetkki hesap encümeni maz * bata muharriri İsmail Şevket bey bütün külfetin gene devre hari - cinde toplanmak mecburiyetinde kalan tetkiki hesap encümenine düştüğünü kaydederek söze baş- ladı, dedi ki: — Daimi encümen her zaman makamla temastadır, teşrinisani devresi de tetkiki hesap devresi - dir. Şu halde muhterem daimi en- devreye takaddüm eden zaman içinde niçin makama müracaat ederek “A, devletlü! Şu tetkiki hesabı ver de tetkik (o vazifemizi bir an evvel bitirelim!..,, deme - miştir? İsmail Şevket beyden sonra belediye reisi muavini Nuri bey söz aldı: — Tetkiki hesabın tetkikinin zmana bağlı olduğu (söyleniyo, doğrudur; fakat tetkiki zamana bağlı olan bu hesabım hazırlan - ması zamana bağlı değil midir? İnsaf buyrulsun, bizim muhase - bemiz bir ay geceli gündüzlü, cu- maları da dahil çalışmıştır. Müzakere kâfi görülerek tet - kiki hesabın varidat kısmı hak - kındaki daimi encümen raporu | tetkiki hesap encümenine hava - le edildi. Çata'ca talebe yurdu için tahsisat Çatalca azası Mustafa bey ve arkadaşları bir takrir vererek Ça» talcada geçenlerde açılan talebe yurdunun orta mektep (talebesi gibi ilkmektep talebesine de fay- dalı olduğunu söylüyorlar, bu mü €esseseye paraca yardım edilme - sini istiyorlardı. Takrir okunarak bütçenin neresinden tahsisat bu » lunabileceği gösterilmek © üzere makama havale edildi. Pazar yerleri İktisat müdürlüğü şehrin muh- telif yerlerinde lüzumu takdirin- de pazar yeri açılmasına izin ver- mek salâhiyetinin daimi encüme- ne verilmesini istemişti. Mülkiye &ncümeni münasip (görüyordu. Mazbata okundu, meclis bu sa - lâhiyetinin daimi encümene ve - rilmesini muvafık görmediğinden mazbata reddedildi. Şoförlerden alınacak ceza! Mülkiye encümeninin diğer bir mazbatası daha vardı: Ehliyet - İ Namesiz otomobil kullananlardan almacak para cezası yirmi beş, karnesiz otomobil kullanacaklar- dan alınacak ceza beş lira olarak tesbit ediliyordu. Kabul edildi. Mezbaha meselesi Mezbahanın eksikleri hakkın- da vilâyet baytarınm hazırladığı İ rapor münasebetile iktısat encü - meninin yazdığı mazbata geçen celsede okunmuş, makamın gele- cek celsede cevap vermesi karar - laştırılmıştı. Dünkü içtimaın ikin- ci celsesinde belediye reisi mua « vini Nuri bey beklenilen bu ce - cümeni teşkil eden şahsiyetler bu | müzakereler oldu vabı verdi. Nuri bey iktisat en - cümeni raporunda (gösterilen maddelerin her birini ayrı ayrı mevzuu bahsediyordu. Encümen mezbahadaki barsakhanenin ka - | patılmasına lüzum olmadığı fik - rinde idi. Makam da bu noktada müttefikti. Encümen mezbaha - İ da bir tecrithane yapılmasını is - tiyordu. Nuri bey, omezbahanın tamamen tecrithane mahiyetin- de olduğunu, esasen buraya gi - ren hayvanın hastalıklı olsun ol masın bir daha çıkmadığını söy » ledi. Encümen koyun paviyonla- rı arasındaki bölmelerin demire çevrilmesinin pahalı olduğunu söyliyerek bölmelerin tahta ola- rak kalmasında mahzur olmadı - ğını söylüyordu. Nuri bey hay - vanlarm bölmeleri bir vuruşta yı- kıp öbür tarafa geçerek öteki hayvanlara karıştıklarını, bölme lerin demirden ve sabit yapılma- sının o kadar pahalıya mal olmı- yacağımı söyledi. Mezbaha lâ - ğamının, işkembe tahliye mahal- linin, temizleme tertibatının ısla- hı için çalışılmakta, kan kurutma işinin de bir talibine ihale edil - mek üzere olduğunu ilâve etti. Nuri bey sözlerini şöyle bitirdi: — Mezbaha bizim en munta « zam işliyen omüesseselerimizden biridir. Birçok Avrupalı mütehas- *sıslar mezbahamızt görmüşler ve takdirlerde bulunmuşlardır. Bi - taraf ecnebilerin methüsena etti - ği mezbahamızı bizim meclisi u « mumi arkadaşlarımızın batırma « sı ne derecede muvafrktır bile - mem, Koku meselesine gelince, her yerin kendisine göre bir kokusu vardır, hamama gitseniz hamam kokar, ıtriyat mağazasına gider - seniz orada da kendisine göre ko- ku vardır, ben Berlin mezbahası- nı gezdim, orada da mezbaha ko- kusunu duydum, domuzları ke - serken akan kanın altına yarım gaz tenekesi tutüyorlardı! Cevaba cevap ! İktisat encümeninin mazbata muharriri Galip Bahtiyar bey, ce- vaba cevap verdi. Birçok nokta - larda makamla aralarında ihti - lâf kalmamış olmasını memnuni- yetle kaydettikten, (ayrıldıkları noktaları da işaret ettikten sonra sözlerini güzel bir hatime ile bağladı. Tenkitlerin samimi ol - duğunu, tariz mahiyetinde sayıl - mamasını, derin bir hüsnüniyete istinat ettiğini, o işlerin düzgün gitmesi esas olduğuna göre bu tenkitlerden istifade edileceğinin de muhakkak sayıldığını söyledi. Galip Bahtiyar beyden sonra Nu- rettin Münşi bey söz aldı. Şehir meclisine bu devrede iştirak et - miş olan yeni âza ilk defa söz söylüyordu. Nurettin Münşi bey evvelce cemiyeti umumiyei bele - diyede âza olarak çalışmıştı, mez baha hakkında evvelce geçmiş o- lan müzakerelerde hazır bulun - muş, söz söylemişti. Bugünkü ko- nuşmalardan çıkardığı O neticeyi hulâsa etti: Mezbaha beş sene - dir bir adım ileriye gitmemiştir! Bu mevzu üzerinde Tevfik Sa- » i e: tü Amerika Cümhur reisinin iradı Senede 150 bin . ği Sa fa 7 nedir ? lira... Bunu nasıl harceder ? Amerika Cümhur reis- lerinin ekserisi fakir ölmüşlerdir Amerika o Reisicümhurluğuna intihap olunan Mister Roosvelt, daha şimdiden bütün dünyayı alâkadar eden mühim meseleler- le karşılaşmış (o bulunmaktadır. Mister Roosvelt Amerikada fakir sayılır. Onunla zevcesinin sene- lik iradı 40,000 dolardı. Roos- velt Reisicümhurluğa geldikten sonra iradı 75,000 dolata vara- caktır. Yani bizim paramızla 150 bin liraya yakın.. Fakat bu paranın iki misli bile ona kâfi gelmez. Bu para ile Amerikanın Beyaz sarayı ida- re olunacak, bu sarayın senelik tamiratı 10,000 dolara varıyor. Sonra sarayın mabrukatı 4500 dolar tutuyor. Hususi kâtiplerle sair hususi memurların maaşları da ayrı. Fakat cümhurreisine bütün sene içinde kasasına gi- ren 135,000 dolar bu masrafla- ra tekabül edebiliyor. Amerika o Cümhurreislerinin ekseriri fakir ölmüşlerdir. Yalnız Mister Yilson ( 225000 ) dolar, Mister Harding (525000) dolar, Teodor Roozvelt (500,000) do- larlık servet bırakmışlardır. Yeni Gümhurreisinin ve zer- cesinin gelecek martta yapılacak Riyaseticümhur merasimini nasıl karşılıyacakları, bu merasimde nasıl görünecekleri belli değildir. Bilhassa Madam Roosvelt'in bu kes tarafından merak ediliyor. Son derece muktesit bir kadın olan Madam Roosvelt, şimdiye kadar' birkaç şapka ve birkaç tuvaletle iktifa ediyordu. Bundan sonra Amerikanın bütün moda- ! ları onun kapısında haşir ve ne- şir olunacak, Amerika kadınları hep onu taklit edecektir. Yeni Cümhurreisi iş başıma geçtikten sonra herşeyden evvel iş meselesiyle, yani iş arıyan ve Cümhurreisine müracaat eden, mektup yazan binlerce adamla karşılaşacaktır. Mister Harding Cümhurreisliği zamanında 240,000 adama me- muriyet vermişti. Mister Vilson taharri memurluğuna talip binler- ce adamla karşılaşmıştı. Mister Rozvelt içki yasağını kaldıracağından içki yasağina nezaret eden ve kanumu tatbik ile meşgul olan binlerce adam işsiz kalacaktır. Bundan başka içki kaçakçılığile meşgul olanla” rm hepsi de işsizliğe mahküm- durlar. Bunlarla karşılaşmak her balde tehlikeli birşeydir. Fakat yeni Reisicümhur bunlarla kar- şılaşacaktır. Amerikalılar, bilhassa demok- ratlar Avrupalıların barp borcu- nu ilgaya taraftar değildirler. Yeni Reisiçümhur da bu mese- leyi, Avrupada değil, fakat Amerikada konuşmayı istiyor. Onun bir takım şeraitle ve Amerikayı “müstefit isdecek mü- saadelerle (borçlar (o meselesini halledeceği anlaşılıyor. SARA AAA Ala dara ea Sazak adin Sadreddin EEE EEE DA DEERE ARR İER lim paşa da söz söyledi, kimyager Nurettin Münşi bey, ge- rek doktor Tevfik Salim paşa de- ğil Berlin mezbahasının, — hiçbir Avrupa mezbahasınm öyle Nuri beyin söylediği gibi kanı topla - mak için gaz tenekesi kullanacak müesseseler olmadığını, omezba- halarda birinci şartın temizlik ol- duğunu söylediler. Tevfik Sa - lim paşa bilhassa “Mezbahadır, elbette kokar!,, gibi bir zihniye - tin doğru olmuyacağı noktasında ısrar ederek şiddetli tenkitlerde | bulundu. Belediye reis o muavini Nuri bey tenkitlerin hepsine ay - rı ayrı cevap veriyordu. En son şunları söyledi: — Mezbaha hakkında burada cereyan eden müzakereler halkı et yemekten soğutacak mahiyet - tedir. Burada konuşulanlar mat * buata da geçiyor, herkes okuyor. Mezbahamızda — pisliğin (dize çıktığı, etlerin pislik içinde kesil- diği yolunda bir kanaat hâsıl o - ! luyor. Kat'iyyen doğru değildir. Mezbahamız temizdir, daha i- İ yi olmasını isteriz, bunun için de ! çalışırız. Fakat bu günkü hali de İ fennidir, sıhhidir. Bu münasebet- le vali beyin bir ricasını da ar - İ zedeceğim. Her hangi bir idare ! şubemizde bir noksan gören âza | beylerin bu noksanı umumi su «- rette mevzuu bahsetmeden ev - vel bir kere alâkadar memura, hatta vali beye söylemesini o za- tten alacağı izahatla her halde ka ni olacağını vali bey söylüyorlar, Gerçi işlerimizin hiçbiri gizli paklı değildir, matbuata geç yone gerek | sinden de çekinmeyiz, ama yanlış şeyler konuşulur ve bunlar mat - buata geçerse halkta yanlış kana- atler hâsıl olur. Bu, doğru değil- dir, Tevfik Salim paşa — Görülen noksanlar hakkında icra memur- / larile de temas edilebilir; fakat onların tam konuşulacakları yer burasıdır. i Son söz Mevzuun ehemmiyetile bera - ber ruznamede başka konuşula - cak şeyin olmaması da reis veki » linin müsaadekâr davranmasını İ intaç ediyor ve mezbaha mesele- | si böylece uzayıp gidiyordu. 'Ni' - ! hayet Cevdet Kerim bey son #özü İ söyledi, işi tatlıya bağladı. Cevdet Kerim bey tenkitlerde- ki samimiyete, makamın muhik olan o hüsnüniyetine işaret et - ti, belediye icra (memurlarının da, meclis âzasının da ayni mak- sadı güden samimi bir camia ol - duğunu, esasen buradan © geçen sözlerle mezbahanın noksanla rına işaret edildiğini, fakat “bun- ların mezbahada kesilen etler yenmez!,, demek olmadığını söy» ledi. Reis vekili Sadettin Ferit bey bütün müzakerelerden bu gün için fili bir netice almak mümkün olmıyacağını, ancak ye- ni sene bütçesi getirilirken maka» mın işaret edilen noksanları na - zarı dikkate almasını söyliyerek müzakerenin kifayetini reye koy- du, kabul edildi; pazartesi günü