MAK» Pariste kitap | Istanbulda kitap Yüksek tedrisatla meşgul olan u Şok defa şunu söylüyorlar: | Beliz Efendim biz O Sorbonda, ndeki gibi ders veriyoruz ... on Çe aynidir. , | ne hakikatı geçen gün Süirt bi us Mahmut Beyefendi de, | iş gp kalede tekrar ettiler. Ber- İlk, ifünununun bizim Darül- l Mterseniz bakınız kitapla” gibi ders vermekte olduğu” | lediler, Çok defa kitaplarımız tabii Şek tedrisatta kullanılan Ma- velerden bahsediyorum — ay- NN filân veya falan profesörün abinin, Türkçe bir nümunesidir. Bı €ğer meziyetse profesörleri- âittir, Kitaptaki ilim seviye- il Pariyle, Berlinle bir bulunuyor | ir. ydi şüphesiz çok iyi, çok hoş bir | sy ir. Ben bu noktadan bir şey mek istemem. un yüksek ofisat için kitabin, bilhassa Ma- Müslin mânası nedir?. İİK şekilde düşünülünce vaz: erhal değişir, çünkü artık ü- e konuştuğumuz kitap say- , satırlar, mürekep yığınları kâğıtların, rafları arasında ku- bir kelebek gibi müsteha- fikirler halinde çıkar, can- Artık bu kitap bir kâğtt değil, gebe bir kadının ye- İş karnıdır. Oradan bir hayat ır, Bir canla karşılaşaca- ikirler nefes alacak, yaşıya- okuyanların bedenlerine FE ” 1. pr EF ei #4; ... e scanlandıran, hele bir e'can veren şey üedir?/'O- in muhitine uygun olmasıdır ... misal: Paris hukuk fakülte de, ders okuyan bir talebeye Wtceğiniz kitap ne zaman can- Mur?. Eğer bu kitap Pariste ya- Man, Pariste 24 saatini ilim ve yç eniyet muhitinde mütemadi- na İntibalar alarak geçiren insa- ye bildiklerini yeniden ter- *debilecek, muhitinden, mec- ! sından, gazetesinden, konfe- ından, kütüphanesinden, si- ndan, tiyatrosundan hattâ alacağı mütemadi bilgi- i a bir şey ilâve edebilecek » #ler verebilirse,. Simdi erebilirse İ âyni şeyi gelin bizim ler için düşünün ve hasılı e m le Sorbondaki bir ders ki- a, ine kadar aynen ter- m, m kitap kendi ana muhitinde Sanlı Ve halde burada Sai, itaptır. Bu kitabın iç, olabilmesi için bu kitabın, rlerin bizim Darülfünun- ünün Sor intibaları, edindiği fi- daş İş ii bondaki adamın dere We İtecek bir bilgiyi ih- Ons lâzımdır. zi sin bizde muhitin, mec- kitapların , konferasla- ta, Mönay eler; kütüphanelerin ay in m, ki Iı tamamlıyacak bir a yardır, Üniver- ei Ru Sare Minaz itibarile canlı ve Kl lrimizin ders ki- için zannederim Yol, *sinde de tatbik et- | melda fazla kazan- ei, .0 Pariste- kitap ayni bir kalbin hararetini vere- | (Günün işaretleri! memeleri — — — —— e. VAKIT ş Xa i Sayıfa 3 e e e mc e e io Günün Haberleri . Siren: | gn i| O zararı seve seve değil, | mubakeme kalmıştır. Çay, kahve, şeker Kahveciler Aralarında şirket kuracaklar ama .. Dün öğleden evvel Istanbul ticaret müdüriyetinde çay, kahve ve şeker tacirlerinin toplanarak | büyük bir şirket kurmak için müzakerelerde ( bulunacaklarını yazmıştık. Fakat dün şeker, kahve ve çây tacirleri vaatleri bilâfına olarak ticaret o müdüriyetindeki toplanmıya gelmemişler ve buna mukabil bir istida göndermişler- dir. Tacirler bu istidalarında muayyen şartlar dairesinde şir- ket kurabileceklerini fakat bu- günkü vaziyete göre buna imkân olmadığını bildirmişlerdir. Dün bu vaziyet üzerine kahve, çay tacirlerile temas ettik. Bir | tacir aynen şunları anlattı: — Iklısat vekâletine evvelce müracaat etmiştik. Bu müraca- alımızda mayıstan evvel celbet- tirmiş olduğumuz ve o günden- beri gümrükte Kalan mallarımı- zın çıkarılmasını istiyorduk. Çün- kü mayıstanberi gümrükte mal- larımız kaldığı için sermayemiz bağlı bir vaziyette uyuyor. Buna mukabil hergün de bir- çok masraflar ibtiyarına mecbur kalıyoruz. Vekâlet bizim müracaatımızı kabul etti. Bize bir şirket yap- maklığımızı bu suretle Türk malı ihraç etmek şartile kahvelerimizi Istanbul ticaret müdiriyetinde toplandık. Fakat doğrusunu iti- raf etmek lâzım... Hepimizin bir çok mehfantlerimiz vardır. Bu menfaatler çarpıştığı için uyuşa- madık. Daha doğrusu paramız yoktur. Gümrükteki malları çı- karalım ki,. Bu para ile şirkeli kurabilelim. Halbuki Vekâlet bu vaziyeti istemiyor. Şimdiki halde vaziyet bu şe- kilde kaldı. Vekâlete tekrar müracaat ettik.. Bakalım vekâ- letten ne cevap gelecek? ,, Maamafih kabve tacirlerinin kendi aralarında bir şirkel kur- maları muhakkak zannedilmek- tedir. Böyle olmadığı takdirde, ve- kâletce gümrükte kalan malların çıkarılmasına müsade edilmiye- cektir. Kahveciler o mecburiyet karşısında kalmadan evvel şir- keti kuracaklardır. 24 saatinde muhitin Mısırda bir münakasa Mısır hükümeti posta idaresi memurlarına lâzım olan elbise- lerin tedariki için 932 senesi kânunevvelinin onunda bir müna- kasa açmıştır. Bu münakesaya Türkiyeden iştirak etmek istej en- lere malümat verilmesi ihracat ofisliğinden rica edilmiştir. Yalandan çek Mahreci olmadığı halde çek tanzim ederek sarraf Filip efen- diyi dolandırmakla mazmun Kay- serili Muzafferle bogosun muha- kemelerine dün agır cezada de- vam olunmuştur. Müddei umu- miliğin mütaleası alınmak üzere, gratiklerle süslüdür, Tayyareler Hâlâ vapurdan çıkarılamadı Ankara — İstanbul battında işletilmek üzere Amerikadan ge- tirilen iki tayyare gümrük mu- ameles! bitirilemediği için dün vapurdan çıkarılamamıştır. Tay- yareler yarın vapurdan çıkarıla- rak yeşil köy tayyare istasiyonuna nakil edilecek ve orâda kurula- caktır. Tayyarelerle birlikte Amerika- dan gelen mötehassıs M. Hals bün akşam Ankaraya gitmiştir. Ankarada bir kaç gün kalarak | alâkadar makamlarla temas ede- cek, sonra buraya gelecek ve tayyarelerin kurulmasına nezaret | edecektir. Mısır çarşısı tamir ediliyor Asarı Atika encümeni azala- rından bazıları dün Mısır çarşi- sına giderek tetkikat yapmışlar- dır. Encümen azaları bu hususta bir rapor hazırlıyacaklardır. Ra- porda çarşının ne şekilde tamir edilmesi lâzım geleceği yazıla- caktır. Mısır çarşısının üzerinden taş- lar düşen kısmın tamir edilmesi için dün belediyeden Eminönü şube müdürlüğüne emir verilmiş. tir. Belediye mühendislerinin ne- zareti altında dünden itibaren taş düşen kısmın tamirine baş- lanmıştır. Tamir parasını kapının üzerinde bulunan trikotajcı ile kapının yanında bulunan dük- kânlar vereceklerdir. Çarşının diğer kısımlarının “tamiri mese- lesi ise yopılacak tetkikten ve hazırlanacak projelerden sonra düşünülecektir. Gümrükten çıkan garip hadise ! Dünkü Cümhuriyet gazetesin - de gümrükte çıkan garip bir ha - diseden bahsediliyordu. Cümhuriyet refikimiz diyordu ki: “İnhisar vekâleti İstanbul gümrü- Güne vermiş olduğu bir emirde bir kısım ilkalât eşyasının yeni bir emre kadar ithal olunmamasını bildirmiş - tir, Fakat gümrük idaresi bu emrin farkına varmadan, eski emre güre ithalâla müsaade etmiş sonra farkı na vararak bu eşyayı toplamak için | ticarethanelerde gece yarılarına ka - | dar uğraşmıştır. Dün bu hususta İstanbul güm- rük başmüdürlüğüne müracaat ettik. Gümrük başmüdürü aynen şu sözleri söyledi: “.— Mağazalardan © toplanmış ve gümrüğe getirilmiş hiçbir mal yoktur. Bunu tekzip edebilirsi - nİZ.,, ——— Kemal cenap Beyin konferansı Tıp fakültesi müderrislerinden profesör Kemal Cenap Beyin Türk dili hakkında Edebiyat fakültesinde verdiği konferans “Terminologie » Internationale en Turc,, ismi altında Fransızca ola- rak bastırılmışlır. Küçük ve zarif bir cilt teşkil eden bu risale profesörün bizzat yaptığı tetkik ve tecrübelere ait | Takas işi remenaassssaraanananan. Tacirler Satılan malın vesi- kasını gösterece Takas muamelesi hakkında iktisat vekâletinden dün İIstan- bul ticaret müdüriyetine ve Ti- caret odası ile alâkadar makam- lara çok mühim bir emir gel miştir. Bu emre göre bundan sonra takas muamelesi yapacak bütün tüccarlar ihraç edilen malların kat'i surette satıldığını ispat edecek vesika çgöstereceklerdir. Bundan başka takas müame- lesinde tali bazı değişiklikler de mevcuttur, Dün bu hüsusta yaptığımız tahkikata göre bazı tacirler ta- kas yaptıklarını ispat etmek için sadece başka memleketlere mal sevkediyorlar, o Buna mukabil derhal mal itbal ediyorlardı. Fakat yapılan tahkikatta bazı tacirlerin bu malları Avrupada veya muhtelif ecvebi memleket- lerde bulunan ahbap, akraba veya sairenin namlarına sevke- diyorlar. Bu suretle satılmıyan malları sevkedilmiş gibi göste- riyorlardı. Vekâlet bu kabil vaziyetlerin önüne geçmek ve Türk malının hakiki surette satılmasını temin etmek maksadile böyle bir ka- rar iltibazına lüzum görmüştür. Bu karar yerli malı ile uğra- şan bir çok tacirleri memnun etmiştir. Mahkemelerde iş takibi Mahkemelerde ve icra daire- lerinde, yalnız doğrudan doğru- ya işi olanlarla Avukatlarının ve müddeiumumilikçe tasdik edilmiş hüviyet varakaları bulunan avu- kat kâtiplerinin muamele takip edebilecekleri, bunlardan başka kimsenin muamele takip edemi- yeceği, oalâkadarlara bildiril miştir, Avukat kâtiplerine hüviyet va- rakaları verilmiştir. Muamele ta- kibinde bu usule riayet olunup olunmadığı o müddelumumilikçe sıkı surette kontrol edilmektedir. ağam Halk Fırkası umumi kâtibi geliyor Bir buçuk aydanberi Avrupa- da tetkik seyahati yapmakta o lan Cümburiyet Halk fırkası umumi kâtibi Recep Bey pazar veya pazartesi günü İstanbula dönecektir. Recep Bey burada iki gün kaldıktan sonra Ankara- ya gidecektir. Ankara, 17 (Hususi) — Av- rupada bir seyahata çıkmış olan Cümburiyet Halk fırkası umumi kâtibi Kütahya meb'usu Recep Beyin ayın yirm'sinde Viyanadan Istanbula hareketi tahmin edili- yor. —— Halıların fiyatı yükseldi Gelen malâmata göre İran halılarından son haftalar zarfın- da yüzde yirmi beş nisbetinde fiyat yükselmesi kaydedilmiştir. Buna sebep Iranın halıyı tekas- tan istisna etmesi ve milli para- nın yükselmesidir, e dans ede ede verir / Istanbul o belediyesi o Üsküdar tramvaylarından ayda 60 bin lira za- rar ediyormuş. Bu hat Evkaftan ali. rurken Şehremini olan operatör Emin Bey" ik zanlarda zarar olacak fakat bu zararı seve seve ödiyeceğiz,, de miş miş. Ahmet Şükrü Bey arkadaşımız şim» İ di bize bunu hatirlatıyor da “Emin B, İ hattın zarar edeceğini iyi keşfetmiş, fakat belediyenin zararı seve seve Ö- diyeceği kehanetinde isabet edeme- miştir. Çünkü zararı içimiz sızlıya sızlıya ödiyoruz., Diyor. Bize kalırsa operatör Emin B. yanlış söylememiştir. Seve seve za- ! rarı ödemek sözünü kendisinin şehre minliğinde kalmak şarlile söylemiş- tir, Gene bugün de doğrudur. Yani eğer Ahmet Şükrü Bey operatör E- min Beyin tekrar belediye riyasetine gelmesini temin edebilirse o zarar seve seve değil, haltâ dansöderek ve- rir. Tercümeden tercümeye fark var.. Peyami Safa Bey sabk Maarif müsteşarı Mehmet oOEmin Beyin Bergson'dan yaplığı tercümede hatasi lar görmüş. Bu cümleden olarak “Ah-; lâk kaidelerinin icabeltirdiği kaymizt| hükümleri, şeklindeki bir ibareyi “kiymet hükümlerinden o mündemiğ ahlâk kaideleri, şeklinde tashih edü yor ve bu ikj ibare arasındaki farkım, ehemiyetini anlatak için “fakat buna ha Ali hoca, ha hoca Ali dememeli, çünkü ahlâk kaidesi kiymet hüküm- lerinden çıkar, yoksa kıymet hüküm leri ahlâk kaidelerinden değil, di- yor. Peyami Safa Bey, bu izahı temsilt bir surette yapmış olsaydı daha ko lay anlaşılırdı. Meselâ şu terciümeden birini “Taruklordan alınan yumurta- lara,, ötekini de “yumurladan çıkan yumurtalara,, benzetebilirdi. AA 00 DA Va AG a ARA AA LE DENER Kargaiardan- şikâyet yok! Bir iki sene evvel yapılan mü- cadele müsbet neticeler verdiği için vilâyetimiz dahilinde bu $e- ne kargalardan şikâyet yoktur. Diğer muzır hayvanlarla icap eden yerlerde mücadele yapıl makta ve lüzum görülen yerler- de köylüye muhtelif suretlerle yardım edilmektedir. Bu arada Yalovada da Yaban Domuzu ile mücadele etmekte-| dir. Her köylüye hissesine dr şenden fazla domuz avladı takdirde, bütçenin müsaadesi” nisbetinde nakdi mükâfatda ve- tilmektedir. Bu mükâfat hayvan başına iki lira kadar tutmakta- dır. sasasamansssasan sesansnss. iade see ssmeme, 15 yıl evvelki VAKIT DENER - 18 Teşrinisani 1917 - — Meclisi meb'usan dün saal ikiyi, çeyrek geçe Hacı Âdil Beyin riyaseti altında in'ikat etti. Zaptı sabık hulâ-' sası kıraat ve kabul edildikten sonra arizai cevabiye müsveddesinin müza- keresine geçildi. , Sadrâzam Talât paşa hazretleri kürsü hitabete geçerek tebligatı res- miyedekj müphemiyetin, esrarı aske- riyeyi işae etmemek ve vaziyeti har » biye hakkında düşmana sirişte ver » memek maksadına matuf olduğunu ve bir iki güne kadar Gaze cephe sinden dönecek olan o başkumandan vekili paşa hazretlerinin meclise lâ- zımgelen cevabı vereceklerini ve el « yevm alınan haberlerden bu cephede bir tehlike mevcut olmadığını derme- yan eyledi. Hali harbin devamı hasebile ka « nün lâyihasının müzakeresine ipti « dar edildi. Bunun üzerine İstanbul meb'usu Şefik bey geçen sene zarfın da memurinin maaşatına icra zamaimin kifayetsizliğinden ve me » murinin ihtiyacı tehtin o edilmediği takdirde ölmiye mahküm bulunduk » larından bahsetti. Karahisarı Sahip mebusu Ağa Oğlu Ahmet Bey de o mumaileyhin alcasına iştirak elti, ? w” > dn ümidi