di 2 Teviinan; 1932 ö İK .M. meclisinin açılması (Baş e ar Tu, in icabına ü Adına göre müda- Ni ©ne inkişaf tedbirleri. | | rabzon), Esat (Bursa), beyler, i- dare âmirliklerine 230ar reyle İrfan Ferit (Mardin , Halit Be » vie Karşısında bulun- | yazıt), Mehmet Ali (Artvin), Zi- kayı, Timkânı genişlik ve | ya Gevher (Çanakkale) beyler, tatbik etmiye | Avni (Yozgat), Haydar o Rüştü vanda Mil ; e eriği ). Kn ae tahminlerin | hi rma edebileceğine ' vermektedir. Her Min Mi bir bütçenin te- n Kn yıla düşen kaygula- iktisadın ve pa“ kudret ve istik - tedbirlerin isabetine | mahiyettedir. i (Denizli) beyler seçildiler. Hakkı Tarık B. in bir teklifi Reis vekilleri Hasan, Refet, ve Esat beyler biribirini mütea - kip kürsüye gelerek seçilmelerin- den dolayı haklarında gösteril - miş olan emniyet ve itimada te « şekkür ettiler, Bundan sonra Hakkı Tarık Bey (Giresun) söz alarak Reisi - cümhur Hazretlerinin nutukla - rında temas buyurdukları ve milli kültürün her çığırda açıla - rak yükselmesini, Türk cümhuri- yetinin temel dileği olarak te - menni hususundaki irşatlarına te mas etti ve B. M. Meclisi tarafın- dan müzakere ve kabul edilecek kanun ve kararlarda bu cihetin | elde edilebilmesi için şimdiden tedbir alınması, bu maksatla en - / cümen intihabatı yapılırken her | encümenden birer âza (ayırmak suretile bir hususi encümen teş - i kil edilmesini teklif etti ve bu | maksatla bir takrir verdi. Hakkı Tarık beyin teklifi et - rafında bazı aza söz almak iştedi- lerse de riyaset makamı, nizamname mucibince Reisicüm - hur hazretlerinin onutuklarından sonra müzakerenin açılamıyaca ğını bildirdi ve verilen takrir ge- lecek içtimaa tehir edilerek top - lanmıya nihayet verildi. Nutuk sesli filme “alındı Ankara, 1 (Telefonla) — Millet Meclisinin bugünkü açılma me- i rasimi sesli filme alınmıştır. Gazi Hz. nin küşat nutku da sesli film gazetesi tarafında zaptedilm'ştir. * esası kalacaktır. 5 Önüng, aşlar, her zaman n işler, 8 bulundurduğumuz a e vermeden devam et- ay Demiryolu prog- Zi, Yar), sahasında ıslah mües » «İracgş #Mamlıyacağız. iy balya, allarımıza hariçte a- ti inn ge - v in her tedbiri arayıp i iye verdiğimiz İn Sili ipi N kn ma ve menfaatleri - 7 rem kıldığı sanayi şu- he devam edece - Nİ Dir an önce tahakkuk me hassasiyetle çalışı - tim esi, İnliyor hastalıklarla mücade» Mülg tini arttıracağız. w yürü her çığırda açı» İt, Selmesini Türk cümhu - . Saç Del dileği olarak te - üş Mi (Alkışlar) Türk ZA i benliğine, aslındaki i V€ Zenginliğine kavuş « | ülün-devlet teşkilâtı - A Tem arkadaşlar, milleti- ği A göslük ve zorluk karşı - G adan ilerlemekte ve j Ne ir, (Alkışlar), Bü - milletinin bu yoldaki Yâşıta ile arttırmıya çi bizim hepimizin en kut- izdir.,, 1, Biz intihabatı Romanya kralı ve : boşadığı prenses hazretlerinin sürekli al - Londra 1 (A.A) — Prenses Helene'nin Bükreş seyahatı hak- karşılanan kıymetli nu - in sonra riyaset intiha- | lında evvelce alınan haberlerin kg» Ve meclis reisliğine | Üive ittifakla Kâzım pa- ei seçildiler. tasnifini, ve neticenin | Krahn prenses Helene ile ilerde i wn müteakıp Kâzım barışması fikri derpiş bile edil. memiştr. Hatta vaktile şekle ğü üye gelerek teşek » £ Ve şu nutku irat buyur- ait bir uzlaşma ve anlaşmağa taraflar olan M. Maniu bile bu | Mir nin nutku 0” N arkadaşlar, beni i mel intihap ie a , : y noktai natarımın muvaffak olma- / sına çalışmaktan vez bile geç- reisliğine dolayı teşekkür ede- miştir. di ım devamını bana ği Hakikat halde hükümet, kral yüzünden ortaya çıkan bilhassa tevdi ettiğiniz va- meli bazı müşkillerin halli için prenses Helene'nin Bükreşte bu- lunmasından istifade ile iktifa za ve nızam- edecektir. aralık bir surette yap- Baş eriyorum. A Bir şehri korkuya cağı Benim m | “yveyen rivayet sizin müzahereli » Sevil, 1 (A.A) — Sevil halkı, ar. Bunu benden d ), i rica ederim. (Al - | dün büyük bir korku ve telaş Rlenizi saygı ve mu - içinde kalmıştır. Filhakika, çar- lâmlıyarak işe başlı - | şılarda satılığa çıkarılan bülün lar) balıkların zehirli olduğuna dair ” divanı intihabı ! bir şayia dolaşmıya başlamıştır. Telefon santralı, balık yeme- iz aya Bazretlerinin nu «| # day, Sonra reis vekillik- melerini ahbaplarıma haber ver- ğ, ra mek için telâşlı, telâşı telefon ilkleri ve riyaset İeri intihabatı ya i iliklerine 228 er aletlerine sarılan ahalinin mu'a- a), bere taleplerini yerine getirmiye n yetişsememiştir. j Hasan (Te | Bu hususta tahkikat y dahili | yaramanaamıaanadazen zener Resi zEk Sl Ea RRARi3 doğru olduğu anlaşılmaktadır. | ile prenses'n öralarının açılması | VAKIT Diş doktorları ne | konuştular ? RAE YARA (Baş tarafı 1 inci sayıfada) mal, Feyzullah Rasıh beyler söz söylediler, Dişçiliğin memleketi» mizde geçirdiği tekâmül safhala- rını, mektebin teşekkül suretini anlattılar, | Bazı azalardan ve Bulgaris - | tan diş tabipleri cemiyetinden | gelen mektup ve telgraflar okun- duktan sonra birinci celse kapan- dı. Doktor Suat İsmail bey ve ar- kadaşları tarafından verilen tak- rirde Reisicümhur (Hazretlerile başvekil, meclis reisi, sıhhat ve iç timai muavenet ve maarif vekil - lerine tazimat telgrafları çekil - mesi teklif edilmiş ve bu alkışlar- la kabul olunmuştur. Celsenin” kapanmasını müteakip telgraflar hemen yazılarak çekilmiştir. Bugün konuşacakları şeyler Azalar içtimadan sonra dişçi mektebinin alt katında açılan sergiyi gezmişlerdir. Sergide diş- çiliğin en son fenni âletleri ve makineleri vardır. İkinci celse bu sabah saat 10 da disçi mektebinde açılacak, Kâzım Esat beyin Mekteplerde | diş bakımı, Suat İsmail beyin bi- İrinci (Tesennün) arızaları mev - zulu raporları okunarak müzake- re edilecek, raporlar üzerinde münakaşalar olacaktır. Dünkü celsede hatipler, bir çok kimselerin gayet temiz ve şık giyinmiş olmalarına rağmen ağızlarının içini kimseye göster - mediğini söylemişler halkı dişle- re ehemmiyet vermiye teşvik edil mesini istemişlerdi. Kâzım Esat bey bu gün oku - nacak raporunda bu kısma, bli - hassa mekteplerde diş bakım teş- kilâtı yapılması lüzumuna ehem- miyetle işaret etmekte ve kon - greden şu temennilerde bulun - maktadır: i o “Mekteplerde dağıtılmak üze- re diş ve ağız hıfzıssıhhasından bâhis resimli kitaplar bastırmak, diş hıfzıssıhhasına talebenin dik- kat etmesi için muallimlerin yar- İ dımını temin etmek, umumi hif - zıssıhha kitaplarına bir de ağız ve diş hıfzıssıhhası bahsini ilâve | etmek, diş ve ağız hifzıssıhha bik İ gilerini hâmile kadınlardan baş - lıyarak süt çocuğu, küçük çocuk, mektep çocuğu ve nihayet bü - yüklere kadar cemiyetin her fer - dine teşmil etmek, diş hıfzıssıh - | hasının gerek koruma ve gerek şafi tedavi kısmını ancak darül - İ fünunu bitirenlerin oyüksek ihti- | İ saslarına bırakmak, resmi teşek- küllerin yardımlarını temin et - £ mek lâzımdır... | Bundan başka bazı azalar ta- i rafından verilecek takrirlerle re- simli kitaplarla halka ağız ve diş sıhhatini öğretmek, halkevlerinin İ bu hususta faaliyet göstermeleri, belediyenin diş bakım yurtları aç ması, dişleri koruma Oo çemiyeti teşkili istenecektir. İ | başlanmıştır. Nihayet, arsadaş- İ larından birinden intikam almak istiyen bir balıkçının bu arka- daşına ait balık tablasına zebirli maddeler attığı anlaşılmış ve şayianın bundan galat olduğu resmi ilânlar yapıştırılmak sure- retile halka bildirilmiştir. Bu suretle zehirlenen balıklar müsadere ve imha edilmiş, suçlu Ye Pe ia Miami İde zaten vardır. İki musikişinas arasında bir dava sseresn mer eesasassasas sarman sese vmreesenemerrmeme ene erer enne SENA Sayıfa 9 Cünbüş ismindeki sazın taklidi iddiası Maruf musikişinaslar fikirlerini söy- İediler; yenisinin eskisine zararı münakaşa edildi 7 Cünbüş İsmindeki sazlar ve davacı Zeynelâbidin Ef, Istanbul birinci ceza mahke- mesinde, dün “ Cünbüş ,, ismin- deki sazdan çıkan dava görül müş, tanınmış musiki san'atkâr- ları dinienilmiş ve bu esnada musiki mevzuu etrafında sözler söylenilmiştir. Davacı: Zeynelâbidin efendi, dava ettiği: Ali Riza usta... Da- vanın esası şu: Zeynelâbidin Ef, kendisinin ihtira ve ıslah ettiği bir sazın, Ali Riza usta tarafın- dan örneği yapılarak piyasaya çı- karıldığını, bu suretle ihtira ve ıslabının onun tarafından benim- sendiğini iddia ediyor. “Bu, bir taklittir!” diyor, “maddi ve manevi zarar” istiyor. Ellerinde sazlarla... Dünkü muhakemeye, ikisi de ellerinde sazları ile gelmişlerdi. Ali Riza ustanın elinde, sazın- dan başka bir de kitara vardı. Ikisi de avukatlarile birlikte yerlerine geçtikten sonra, reis vekili Ertuğrul Sait Bey, bu davada ehli vukuf sıfatile rapor veren oMes'ut Cemil, Yesari Asım ve Ruşen Ferit Beylerin mahkeme buzuruna çağırılması- nı bildirdi. 4 Üçü de geldiler. Verdikleri raporda, bu sazların heyeti umumiyesile ikisinin de ihtira olmadığını, yalnız Ali Riza us- tabın sazındaki bir vidanın dava- cının sazındakinin bir eşi olduğ nelicesine varmışlardı. Sonra Ali Riza ustanın sazının, davacının sazının salışına ne dereceye kadar tesir etmiş olabileceği sualine de, bunun ötekinin sazının satı- şını yüzde yirmi nisbetinde dü-. şürebileteği, bu nisbetin vaziye- te güre daha fazla veya daba eksik te olabileceği (o şeklinde cevap vermişlerdi. Sorulan cihetler Raporu veren üç san'atkâr, mahkeme huzuruna gelince, da- vacı vekili söz aldı ve bazı Ci- hetlerin tesribini. istedi. Şöyle dedi: — Ehli vukuf, vidanın taklit edildiğini kabul etmiştir. Biz bu | | saza oderi de koyduk, öteki sada | da deri konulmuştur. Bu da bir taklit değil midir? Mes'ut Cemil Bey şa mütale. ada bulundu: — Deri bazı musiki aletlerin Zeynelâbidin efendi, bunu sazda ko'lanmıştır. Aradaki fark, budur. Yesari Asım Bey de, bandoda bu ıslâhatın zaten mevcut oldu ğunu ilâve elli. Davacının vekili sordu: — Manevi zarar talebimizi va- rit görmiyorler. Niçin? Bâdii ananaya göre Mes'ut Cemil Bey, pare idm. çin İ bulunmadığı cevabını verdi aldı. Geleç ki lâzım olduğunu fakat Türl musikisinin Gama ai şey yapılmış olduğu kanaatiğğ e vam etti; — Sazın gösünü tahta yer deriden yaparsak, bu, bence bif tedenni gösterir. Deri, madeni ses çıkarıyor. Bana göre, bu, musikimizin bedii ananasına uy- gun değildir. Bu suretle, sadece ses daha yüksek akseder, daha uzaktan işitilir | Davacı vekili, maddi zarar ci- hetini araştırdı : — Raporda müphem bir kayıt var. Kâfi değildir. Bizim, neka- dar, ne dereceye kadar zarara uğradığımızı tasrih etsinler | Mesut Cemil Bey, rekabet mevzubahs olunca, iki saz ara sında benzerlik bulunduğundan, birinin diğerinin yerine geçebi- leceğini, ama kat'i bir rakkam, bir derece zikredilemiyeceğini bildirdi. Salonda saz sesleri Bu sırada iki saz da gözden geçirildi. Muayene esnasında, bir kaç dakika mahkeme salonunda saz sesleri akisler bıraktı... i Dava edilenin avukatı, müek- kilinin elindeki kitarayı uzattı: — Bunu da muayene etsinler, lütfen! dedi. Bu kitârada da vi- du vardır. Demek ki vida, Zey- nelâbidin efendinin icadı değik dir. Evvelce başka sazlarda da varmış işte! Mesut Cemil bey, kitarayı tetkik etti. Salonda kitaranm da sesi işitildi. San'atkâr, şöyle söy- ledi: — Bu şekilde bir kitarayı ilk defa görüyoruz. Evet, bunda da bir vida var. Kendisine, Ali Rıza ustanın Zeynelâbidin ©fendinin sazını görmeden sazına bir vida ilâve etmiş olup olamıyacağı soruldu. Cevabı şu: — Görmeden de olabilir. Av nı fikir, birçok kişiye gelebilir tabii! Iki arkadaşı da, bütün es3s- larda kendisine iştirak ediyor- lardı. ücret bahsi! Bu aralık, işlerini brakıp gel- dikleri noktasından ehli vukufa ücret verilmesi ileri sürüldü, Da- vacı vekili, “Biz, 26lira vermiş- tik, Rapor hazırladılar. Şimdi, raporu mütemmim malümat al- mak için çağırdık. Artık birşey veremeyiz!,, dedi. Fakat, mah- keme, beşer liradan on beş lira takdir etti, Neticede, Müddeivmumi mua- vini Nusr. ayı tetkike