Sayıfa 8 Zonguldak mebusu Mütercimi : Halil İLE Ana ve babanın ekseriya şikâyet ettikleri çocuk tabiatları Çünkü kardaşlar, esasen müsa- vi şartlar içinde doğarlar. Çocuk- lukta başlıyan dostluklar bile, ek- seriya bu müsavatın haricinde vü- cut bulur, Şüphesiz bunda da bü- yük bir iyilik vardır. Çünkü her ne kadar içtimai nizamın mesre- di, ahval ve şeraitin ihtilâfından ibaret ise de bu tâli ve yâpma ih- tilâfların velev ki mahdut bir za- man için olsun tabii (kardaşlığa muadil bir duygu ile telâfi edil meleri ve hatta bütün bütün silin- meleri çok iyi bir şeydir; fakat, bilâhare başgösterecek olan ah- val ve şerait ayrılıkları, gitgide dostluğu ya zayıf düşürür ve ya- hut müşkülleştirir. Halbuki ayni servet derecesi içinde doğan, ayni mahrumiyetleri çeken veya ayni nimetlerden istifade eden kardaş- lar. arasındaki © münasebetlerin müşkülleşmesi ve bunları biribir- lerine yaklaştıracak olan tabii duygunun sönmesi mümkün değil- dir. Gerçi hayattaki tahavvüllerin ekseriya asıldaki müsavatı bozup | çürüttüğü muhakkak ise de huy-| ların kökleri ve itiyatların temel- leri daima masun kalır. Duyguda- ki hararet, gerek ayrılıklar ve ge- rekse menfaatlerdeki (o ihtilâflar yüzünden azalabilirse de aile ha- tıraları, ilk itiyatlar, kan kuvveti gibi âmiller, lüzumlu ve sıkıntılı veziyetlerde kardaşlık duygusunu tekrar alevlendirirler, Şu halde kardaş sevgisi, dost sevgisinin en kuvvetli şeklidir. Pek tabii değil mi? Çocuklukta oyunlarımızı, eğlencelerimizi ve tahsilimizi bölüştüğümüz kimsele- re karşı ömrümüz oldukça ciddi ve halis bir muhabbet besledik- ten sonra hatta ( doğuşumuzdan daha evvel, kendilerile ayni ra- himde yaşadığımız ve âyni kanla beslendiğimiz varlıklardan, sev- ginin hangi derecesini esirgiyebi- liriz? İtimat, tam ve kâmil bir müsa- vattan doğar. Aralarında yaş far- kı olan ve yahut baba — oğul ve- ya kız gibi tabiaten biribirlerine müsavi olmıyan şahıslar arasm- da enikonu bir itimat bulunamaz; saygıya mukarin bir sevgi bile mutlak bir itimada manidir. Bu itibarla kalbimizi Oancak dostlarımıza ve bilhassa kardeş» lerimize açabiliriz. Halbuki ru- hun en çok muhtaç olduğu nimet, itimat etmek ve açılabilmektir .. Bazı insanlar vardır ki tab'an hu- zünlü ve kendi âlemlerinde yaşa- mak ister yaradılıştadırlar. Bun- lar, temzi yürekli ve iyi düşünce- li kimseler oldukları halde utanç | ve çekingenlik gibi sebepler yü - zünden duyduklarını ve düşün- düklerini açığa vurmakta çokça sıkıntı çekerler. Bu ise hoşa gitmiyecek bir (ha- leti ruhiye) dir.Çünkü sükütili- ğin ve kendi âleminde yaşamanın itiyat haline getirilmesi, gitgide nobranlığa ve merdümşgirizliğe yol açabilir. Çimlenmek için müsait bir mu- hit bulamıyan iyi tohumlar, ya- vaş yavaş bozulmağa ve kendile- rinde mevcut olan kabiliyet ve istidat çürümeğe yüz tutar, Ana — bâba ekseriya bu tabiatteki ço- cuklarından şikâyet ederler. Hal- buki bu türlü bir hastalığın en müesir ilâcı, kardeşe veya arka- daşa itimat etmekten ibarettir... Oyundaki teklifsizlikler, çocuk- lukta veya ilk gençlikteki geve- zelikler ve karşılıklı . azgınlıklar | arasında bu gibi çekingenlikler, kendiliklerinden "yırtılıp açılırlar. İlk yaşlardaki bu serilip serpiliş- ler kadar çocuğun ruhu sıhhati - ne hizmet edecek hiç bir şey / yoktur. İyi duygular, çekinmeden ifa- de edilmekle tekâmül ederler ve sırf ifade edilmiş olmaları saye- sinde kuvvetlenir ve kökleşirler.. Sözde tahrik edici bir kuvvet var- dır. İyi bir söz, bazan bizi min- nettar eden ve hattâ hayatımızı medyun olduğumuz “bir remiz,, hükmündedir. Düşündüklerimizi ifade etmek- ten bizi menneden gülünç utan- gaçlığı yenmek cür'etini gösterin- ce ruhumuz, pek büyük bir hoş- nutsuzluk duyar. Şu halde delikanlı, kardeşine açılmaktan; temiz duygularının esrarını sayıp dökmekten; hicaba, tevazua, çalışmıya, gençliğin fa- ziletlerine dair - bahislere dalıp sokulmaktan:korkmasm. Asgari derecede iyi ve temiz olsalar bi- le bütün duygularını, bütün 'dü- şüncelerini anlatmaktan çekin- mesin. İç yüzümüzün karanlıkla- rında beslenen fena bir duygu, gittikçe kök salâr ve: sertleşir... Artık ona, o kadar çok-alışırız ki masum ve tabii görmeğe başlarız. Bu duygu evvelâ bir itiyat olur, sonra bir ihtiras, daha sonra bir hastalık şeklini alır; fakat bu duygu, eğer saçılıp dökülebilirse ruhta buna karşı bir şüphe hasıl olur. Utanılmağa lâyık oldukları halde mubayyilenin müsamaha- kâr gölgesi altında gizlenen $ey- ler, kardeşin affedici sevgisi kar- şısında hissedilir bir şekil alırlar. İfade edildikleri için artık . azap ve ıstırap verecek mahiyetleri kal- maz. Bu, sanki alman ve kâfi gö- rülen bir tarziyedir.. Rivayet edildiğine göre omeğ- hur Goethe Werther ismindeki &serini yazmadan önce intihar sevdaşma düşmüş, fakat (Wer- her) i yazınca bu belâdan kur- tulmuştur . Fena düşüncelerden sıyrılabil- mek için bir kitap yazmak, her- kesin kârı değildir. o Maamafih gençliğin iyi veya kötü her şeyi söylemekten çekinmiyen ifratkâr itimadı de sui istimal derecesine vardırılırsa yani fezahatlar bile farfaracı öğünmelere vesile yapı- ır ve bilhassa bir nevi rezalet ve tereddi müşevvikliği haline getiri lirse, hiç bir iyi tarafı olmıyan bir itimat olur. (Devamı var) gr YAAR Malâl zabitler ve efrat Eminönü askerlik şubesi riya- setinden: 931-932 senelerinde tütün ikramiye defterlerinin tan- zimi €snasında ademi mürâcaat- ları dolayısile ikramiye defterle- rine yazılmamış olan malül zabitan ve.efrat ile şehit âileleri için bir zeyil defteri tanzim edilece- ğinden bu kabil malülin ve şehit âilelerinin yetlerindeki o vesaikı resmiyeleriyle 15-Teşrinisani-932 taribine kadar âcilen şubeye müracaatları ilân olunur. VAKIT Bugün Almatiyada Reichsrat meclisi komisyo- nunun içtimaa daveti Berlin, 1 (A.A) — Gazetelerin verdikleri haberlere nazaran Rei- chsrat meclisi komisyonu ikinci teşrinin üçünde toplanmıya da- vet edilmiştir. Bu davet Prusya kabinesini temsil eden nezaret müdürlerinden M. Brecht ile Al- man dahiliye nazırı von Gajl arasında dün yapılan mükâleme- lerin: bir neticesidir. Bu görüşme esnasında Prusyanın Reichsrat meclisinde temsili meselesi tet- kik edilmiştir. Demek oluyor ki Braun kabi- nesi Reichsrat meclisinin umumi içtimaımı Rayiştag meclisi için yapılacak intihabattan sonraya bırakmak bususunda Alman hü- kümetile aynı fikirde buluma'- tadır. Bu intihabattan evvel Reicus- rat komisyonu sadece hususi bir toplantı yapacaktır. Reichsrat meclisinin son içti- madan bugüne kada uzun bir müddet geçtiğinden meclisin ih- tmal İl teşrinisanide başlıyacağı gelecek içtima ruznamesi çok dolgun olacaktır. Bu ruznamede müzakeresi icap eden 25 mesele ve 15 takrir vardır. Bu takrirler ilk önce encümenlere havale edi- lecektir. Londrasokaklarında süvaripolislerin nümayişcilere İngiltere gibi koca bir sindi mem- | dan M. Mac Govern, lekette işsizler ve açlar dehşetli bir nümayiş yapıyorlar. Bu nümayişi İngiliz membalarından gelen telgraf lar çok sade gösteriyorlar. Fakat hakikat zetelerinin muhabirleri meselâ geçen perşembe günkü nümayişi şöyle an - Romanya, Lehistan itnaktadırlar: ve Sovyet Rusya Bükreş, 1 (A.A) — Romanya, Lehistandan bir ademi tecavüz misakı akti için yeniden Sovyet- lerle müzakerata girişilmesi hu- susunda tavassutta bulunmasını istemiştir. Varşova hükümeti, hariciye nazını M, Titulescö'ya Lehistanın Komanya - Sovyet mü- zakeratı haricinde kalmayı ter- ge elmekte olduğunu bildir. m ir. histanın bu imtina, siyasi mahafilde büyük bir heyecan tevlit etmiştir. Halırlardadır ki, bu müzake- reler aynı zamanda bir taraftan Lehistan ve Rusya diğer taraf- tan Romanya ve Rusya arasında icra edilmiş idi, Besarabyanın veziveti mesele- sinin ihdas etmiş olduğu müşkilât karşısında Lebistan tavassut tek» lifinde bulunmuştur. Diğer taraftan, malüm olduğu veçhile, Lehistan, Sovyetlerle bir misak imza etmiye muvaffak ol- muştur. anın imtina: dolayısile Bükreşin iyi malümat almakta olan mehafili, Moskova ile ya- | pilması istenilen müzakeratın bir takım müşkillere maruz kalaca- ğını tahmin etmektedir. ——— Alman komünist kâtibi umumisin'n bir nutku Berlin, 1 (A.A) — Komünist- lerin yapmış oldukları bir mi- tingte Alman komünist fırkası umumi kâtibi M. Talman'ın şid- detle Versay muahedesi ve onu imza etmiş olan M. Herman Muller ve Vandervalde gibi s0s- yal demokrasi reisleri aleyhinde bu'unmuşlur. Mumaileyh, Leh hükümetine şiddetle hücum etmiş, emperya- lizmin ve bilhassa İtalyan em- peryalizminin hakimiyeti altına konulmuş olan Almanların içti- mai ve milli halaslarını temin etmek azminden babseylemiş, Alsas ve Loren kabul edilmesini istemiş, Fransız ve Alman pro- letaryalarını birleşmiye ve kapi- talizmi yıkmıya devet etmiştir. Geçen perşembe günü İngil - terenin her tarafından O gelen “Açlar grüpu,, Londrada (büyük tezahürat yapmıştır. e Bumlarim miktarı 20 binden fazla idi. O gün Londrada Hayt park işsizlerin * şimtdiyeirkadem * misli görülmemiş nümayişlerine sahne olmuştur. Perşembe günü sabahleyin or- talığı tehdit eden nümayişçilerin bareketleri | polisin ihtiyat kuy » vetlerini tezyide sebep olmuştu. Gal, İskoçya, ve sair şehirler - den peyderpey gelen kafileler parkın önünde yavaş yavaş top - lanmakta idiler. Her kafilenin ö- nünde kırmızı bayrak taşıyan bir böyle değildir. Fransız ga | 60 kişi yaralandı, 38 kişi yakalandı! komünist vardı. Kafileyi teşkil e- | den işsizlerin kollarında mensup | oldukları cemiyetlerin firması - nı gösteren şeritler bulunuyordu. Vaziyetin vahim bir şekil ala - cağı hisseden polis bu tezahüre mâni olmak için hiçbir tedbiri ih- mal etmiyordu. Dakikalar geçtik- çe açlık yürüyüşü yapanların a - dedi yükseliyordu. Polis otobüs - lerle bu kitlenin'etrafını mahira- ne bir surette abluka etmiye baş- | lamıştır. İşte bu esnada nümayiş- çiler polis otobüslerini taş yağ - muru altıma almışlar; bunun üze- rine polis adedi tahminen yirmi bin kişiye baliğ olan nümayisçi - ler üzerine ateş açmıya mecbur Kalmıştır. Neticede altmış kişi yaralı düşmüştür. Müsademe âz bir zaman sonra kesilmiş ve kit- le dağıtılmıştır. Bunların reisle - rinden otuz kişi tevkif edilmiştir. Avam kamerasında münakaşalar Londra, 1 (A. A.) — Muhale- fet fırkasmın reisi olan amele fırkası lideri M. Lansbury'nin bir sualine cevap veren dahiliye na - zırı, “Açlık yürüyücüleri,, nin yapmiş oldukları nümayişin pek mühim olmıyan bir iki bâdise müstesna olmak üzere sükün için- i de yapılmış olduğunu beyan et - miştir. Bundan sonra amele (fırkası sol cenah müntehası meb'usların- kat bir müdahalede bul işsizlerden mürekkep bir h© Avam: Kamarasınca mesini istemiyeceiğni söyl! tir, Mumaileyh, bu bapta min için kendi grupu yet mürettiplerile temasa “ olduğunu ve fakat : heyet parlâmento tarafından dilmek hususunda münhasi “kitle halinde teşkil etme” dukları kuvvetin ; tesiri,, venmekts olduklarını #5 teklifini reddetmiş oldu söylemiştir. r Mumaileyh, böyle bir bat rekete muhalif olduğunu ** lâne vaziyetleri kendisini sir etmekle beraber açlık cağını ilâve etmiştir. Fransız Başve , Ispanyada Madrit 1(A.A; — M. nun seyahati mubalefeti9 unsürlarma (o Azana © kal müşkülat çıkarmak hi vesile teşkil etmiştir. Müfritlerden, kömünis ve katoliklerden bir takı” be bedahate karşı hâlâ bir "8 siyasi mükâlemeler yal "gil olduğuna zahip mak ederek ve gerek Fran gerek İspanyolların bu v4 tekziplerine inanmayarak vd mayiş tertip etmişler VE müteakip perşembe görü Toussint yortusunun g kadar grev yapmağa karaf m mişlerdir. i 100 kadar talebe bir ©, © nümayiş yapmak istemiş S polis kendilerini med w halk buna karşı iâkayt k Ahali, caddelerde YAY? “arif dolaşan M. Heriot'y0 o ta alkışlara garkemekledi” Matbuat, bu seyabal HE sütunlar tabs's etmekte. gi riot'nun samimiyet “© ekte, den takdirle bahseyle" jer Hatta esvelce gizli &Y£ duğuna telmib etmiş teler 'de ayni VE$' etmektedirler.