27 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

27 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dad, Sayıfa 6 pi ğe Ancak bu parayı hak etmiş ol- duğumuzdan teşekkür ederek al- dık.. Yolumuza devam ettik. Üç gün sonra bir sahil muhafızınn kulübesinde hasta yatıyordum . .. İki gün müddetle çorak bir mem- leketten geçmiştik.. Hararet ta- hammül edilemiyecek derecede idi, yollar pek bozuk idi.. Bir akşam denize yakın yat - mışız ve dalga bizi tamamen ıs- lattı. Kitaram kırıldı.. Artık ek - meğimizi kazanamıyacaktık.. Er- tesi sabah kalkmak istedim.. Ar- kamda müthiş bir sancı duydum. Hasta idim, Kocamı uyandırarak hastalığımı söyledim... Ne yapa- cağımızı şaşırdık. Biz yola çı- karken hasta olmak ihtimalini asla hesaba katmamıştık : Maamafih, yardım buluncıya kadar yürümeğe gayret ettim... . Vücudumun güneşle açılacağını zannediyordum... Fakat ilerledik- Şe acılar artıyordu. (o Böylece sa- atlerce süründüm.. Nihayet Güs- ti arazinin bir kıvrımma saklan- mış samandan bir kulübe gördü. Kulübeye yaklaştık.. Bir sahil muhafız askeri eski çuvallardan yapılmış bir şilte üzerinde horul horul uyuyordu.. Kocam askeri uyandırarak hali kısaca anlattı .. asker hemen kalkıp onun yattığı yere yattım.. Ode yiyecek bul mak için merkeze gitti. o Yarım saat sonra çorba dolu bir çanakla geldi.. Bir kaç parça odun yaka- rak bir ateş yaptı... Çorbayı ısıttı. | Sıcak sıcak çorbayı içtim.. Sonra kalın bir battaniyeye bürünerek rahat bir uyku çektim." Güsti muhafızın gösterdiği nezakete karşılık olarak sahil muhafaza” smda ona muavenet etmişti, Ertesi sabah uyandığım zaman kuvvetim yerine gelmişti. Muha- frza teşekkürde bulunduktan son- ra yola koyulduk. Artık sahilde böyle muhafız etlerine tesadüf ediyorduk . Her birisinde askerler bize yiye- cek buluyorlar. Akşam olunca yatacak yer gösteriyorlardı.. Eğer onların bu yardımı olmasaydı git- | tikçe güçleşen seyahatimizi sonu- . eriştirmek imkânsız olurdu . » Bir kaç gün en çorak arazi içinde yol aldıktan sonra mıntaka biraz canlılık peyda etti.. Küçük Tu- revyeja şehrine geldik. Kitaremi tamir ettirmekliğim icap ediyordu.. Tenha bir çok so- kaklar gezdikten sonra nihayet kapısı üzerine iki kitare asılmış e bir küçük dükkân önüne var dık. Dükkânda yanakları çökük bir işçi çalışıyordu. Kitaraya baktı... Tamir edebileceğini ( söyledi li Sohra şehrin bütün halkının bir şenlikte bulunmak için bulundu- ğumuz yerin oldukça uzağında toplanmış olduklarını bildirdi... Dükkânın yanında boş bir sun- durmada arap elbisemi giydim.... Toplantıya gittik., Herkes bize bakmağa koyuldu. Etrafımıza koca bir halka çevril- di.. Nihayet zabıtai belediye me- | muru etrafımızdaki Okalabalığı dağıtmak istedi... Muvaffak ola- mayınca muhafız askerlerden bir kaç kişi çağırdı. Bunlar bize hemen uzaklaşma- mızı söylediler.. Biz İspanyolca | anlamaz gibi duruyor; yalnız İ- Kontluktan Dilenciliğe | Dilenci kıyafetinde kont ve mad Lakontes nasıl olur inanmıyorlardı şaretlerle cevap veriyordu.. Bir yüzbaşı, bir mülâzim ve bir komi- ser bizi uzaklaştırmak için bir sok ricada bulundular. Bir takım izahat veriyorlar; uzaklaşmamız İ lüzumunu izaha cabalıyorlardı ... Biz yerimizden kımıldamıyor, polis komiseri de dert anlatama- dığını görünce gidip İngiliz kon- solosunu çağırdı. Konsolos gel - mişti.. Bizi fasih bir arapça ile konsoloshaneye davet etti. Ve orada pasaportlarımızı istedi.... Kocam pasaportları uzattı.. Kon- solos bunları görüp okuyunca do- İ na kaldı.. Hem bize bakıyot,'hem de kekeliyordu: “Sakat bu kont.. ve madam lakontes, nasıl olut?,, Kahkaha ile gülerek giriştiği- tekrar gözden göçirdi.. Sahte ol- madıklarına kanaat (getirdikten İ sonra: — Evet, evet, anlıyorum!.. i Dedi. Maamafih içinden kaçır- mış olduğumuza hükmettiği mu- i hakkaktı.. Her halde ricamız üze- rine zabıtaya kim olduğumuzu söylememek yadinde bulundu .... Hükümet nezdinde bize kefil ol- du.. Muhafız zabiti bize akşam ! yatacak yer gösterdi... Ertesi sa- ! bah kocam gidi, kitarayı aldı. İ Utçu aleti tamir etmiş, yeni ki- rişler koymuş, fakat neden oldu- ğunu söylemeden beş para kabul etmemiş: “Bu işi memnuniyetle yaptım... oEğerpara verirseniz zevkim kaçar.,, Demiş. Sabah yemeğini konsolos ve polis müdürü ile yedik.. İkisine de teşekkür ettikten sonra Tureviye- jJadan ayrıldık. Dört jandarma şehirden bir kaç kilometre mesafeye kadar bizi | teşyi ettiler. Sonra tekrar serseri hayatımı- za başladık.. San Gzovya'danberi bir para sarfetmemiştik.. (Buna mukabil on peçeta kazancımız vardr.. Fakat Truvyeja'dan çık - tıktan sonra para ile bile ekmek bulamaz olduk.. Deniz kenarmı takip ediyorduk.. Halbuki çiftlik- ler dahildedir.. Artık bulabildiği- | miz incir ve üzümle iktifaya mec- bur kalıyordu. Berberlik Ertesi gün pazardı.. Güsti bir su kenarında güzelce bir tıraş ol- du.. Bulunduğumuz dere kenarı" na yakın bir çiftlik evi vardı... Yaklaştı.. Büyük salon bu mınta- kadaki çiftliklerde görüldüğü gibi masa ve sandalyelerle tezyin edil- mişti.. Salonun bir köşesine iri bir küp yerleştirilmişti. İçme suyu bu iri küpte duruyor- du.. Pazarlık elbiselerini (giymiş sekiz köylü uzun masanın etrafr- na oturmuş yiyor ve içiyorlardı.. Kocam, istirham eder bir sesle biraz sadaka isteyince köylüler- den biri: “Merhaba! Giriniz de sofraya oturunuz.,, diye bağırdı.. İ Oturduk, karnımızı tıka basa doyurduk! O vakit köylülerden biri kocama berberlik edip etme- | diğini sordu.. o Kocam, “hayır, dedi.. Bu sefer köylülerden biri dedi ki: — Sabahleyin kendi kendini- zi pek âlâ tıraş ettiniz.. o Muhak- i kak başkalarını da tıraş edebilir- siniz.. Bizi tıraş ederseniz. çok memnun olur ve bedelini veririz. “Devamı var) miz bahsi anlattım.. Pasaportları | Uludağın. güzelliği Oradaki asayişe hayran kalan ecnebi seyyahlar Geçenlerde Istanbuldan Bur- saya zengin ve mühim bir mü- essesenin sabipleri bulunan üç ecnebi geldi ve Uludağ oteline çıktılar. o Ecnebiler (OUludağda gördüklerini şu suretle ifade etmiştir: “İsviçre dağlarının güzelliği dillerde destandır. Fakat bütün o güzellikler sun'idir. Insan elile ve mülemadi bir gayretle mey- dana getirilmiştir. Bu sebeple Isviçre dağlarının bu güzelliği dikkatli bir nazarı incidir. Ade- ta insan bu sahte güzelliğe alk danmamak guturiyle mücadele eder. Hakiki haz ve huzuru İs- viçre dağlarında bulunmazsınız. Uludağ ise dünyanın en ziyade gönül okşıyan her an başka bir güzellikle karşılanan bir yeridir. Şunu itiraf etmeliyim ki biz bu seyyahati ikmal edinciye ka- dar her an bir eşkıya çetesinin taarruzuna hedef olacağımız en- dişesile üzülüyorduk. Yalnız bizi teselli eden bir nokta refakati- mizde birkaç Türk dostumuzun bulunması idi, Fakat şimdi an- lıyoruz ki: Her ecnebi endişe ve tereddütsüz bu güzel mem- leketin, bu yeşil ve etmniyetli dağların içinde bir başina kendi memlekerinden daha emin ve müsterih bir balde gezebilir, yşaıyabilir.,, Fransız meb'usan meclisinde PARİS, 26 (A. A.) — Harici meseleler hakkında müzakere a - çılmasına taraftar meb'uslar, dün- kü muvaffakıyetsizliklerine rağ - men kendilerini mağlâp mevkiin İ de görmemektedirler. M. Franklin Boillon ile M. Mar- in, dün akşam birer istizah takri- ri daha vermişlerdir. Fakat meb- uslardan bir çoğu M. Franklin Bouillonun Amerikaya taallük eden meseleler hakkında müşkü- lât çıkarmak istememesine ve yal- nız tahdidi teslihat meselesinden bahse hazır bulunmasına rağmen bu istizah teşebbüsünün muvaf - fakıyetle neticeleneceğinden şüp- beli görünmektedir. Berlinde alınan vergi BERLİN, 26 (A. A.) — Wolf ajansı tebliğ ediyor: Berlin şehrine ait mali işlere bakan müdür, gelecek 6 ay içinde iktısadi vaziyet hissolunur dere « cede düzelmiyecek olursa vergi basılatında 20.000.000 mark rad- desinde bir azalma husulüne $e » hir halkının intizar etmesi lâzım- geldiğini bildirmiştir. Bu müdür, şehir bütçesindeki açığın 67.000.000 mark olduğunu ehemmiyetle kaydetmiş ve bu a - çığı kapatmasını hükümetten rica eylemiştir. Kumbara Sahipleri: 29 teşrinievvel kumbara- nızı doldurma günüdür Kumbarası Olmıyanlar: Bu hafta içinde Iş Bankasın- Asri Sinemada Cezanı — Ast sinemada cumartesi gününden, itibaren, gösterilecek olan ( Cezanı çekeceksin ) Mary Turner, satıcı bir genç kız, patronun mağâzasından hır- sızık yapmış olduğu tahmin edi- lerek, mağazanın diğer merur- larına bir ders olmak için ma- sum olduğuna rağmen onu tec- ziye etmek için üç senelik bap- se mahküm edilir. Kendisine yapılan bu haksız- lıktan pek müteessir o'up ser- best bırakılınce hasımlarından intikam alabilmek içip, hapisba- nede bulunduğu üç senelik müd- det zarfında hukuk“öğrenir. ve kanuna “muhalif hareket etmez- den insaniyelin maddi ve ma- nevi zarar ve ziyanı mucip ol- maktan hiç çekinmez. Hatta bir gâbgster : takımı başına geçerek birçok cinayetler yapar ise de kanun hilelerile kendini ve ta- kımını kurtarmıya muvaffak o'ur. Zabıta düştüğü halde bir türlü edemez. daima onun peşine elde Nihayet işler bozulur, vaziyet fenalaşır, para yok suzluğu yüzün- den gangster takımı genç kızın patronun evinde bulunan “Mona Alman kabinesine şiddetli bir hücum! Kabine dünyaya vaitlerde bulunmakla itham ediliyor BERLİN, 26 (A. A.) — Havas ajansı muhabirinden: M. Brüning, Alman hazinesi - nin şimdiki vaziyeti hakkındaki endişelerini izhar etmş ve bu en- dişeler, merkez fırkasının naşiri efkârı olan gazetelerde akirler hâsıl etmiştir. Bingende bir nutuk söylemiş olan M. Brüning, hükümetin mil. Wi ahvali maliyeyi gizliyerek bü - tün dünyaya vaitlerde bulunmak- tan ibaret olan etmiştir. siyasetini tenkit Milletin aktolunan istikrazla - İzm mahiyetlerinden haberi yok - tur. Ve ihtimal yapılan fedakâr - lıkları pek geç öğrenecektir. İs - dan alacağınız kumbaraya, ilk arltıracağımız parayı 29 teşri-. nievvelde atınız. — Türkiye Iş Bankası— | tikrazların yekünu ihtimal, mezu- Çekeceksin ee EEE Eri iri iii eler likilri liseli İyiyi yyy filminden bir sabne Lisa, resmin asıl hakikisini ©* geçirerek satmıya karar verir” Diğer taraftan Mary patron#” dan intikam almak için onun luna eğlenmek maksadile be aşk etmiş ve hatta onunla lenmiye muvaffak olmuştuysâ neticede yekdiğerini ciddi si ler. Bu sebeple gangster hırsızlık için hazırladığı tertibi iştirak etmez. Eu plan icra edileceği görü gangster takımından bain piri meseleyi -rubıtayâ haber ve” Tam Marynin kendi kan ped” rinin evine girdiği sırada gerek polisler ve gerekse zevci yetişi” ler. Orada bulnnan hırsızla Garson ise kendilerini ele vel? arkadaşını öldürür ve bep birdi kaçarlar. k Zabıta Mary'yi katil olaf” adliyeye teslim ederse de son senelerdenberi gizlice per€ teş ettiği bu genç kadının LA dana atılmaması için gidip adi yede kendi cürmünü itiraf v ve böylece serbest bırakılan * ry kendi sevdiği kocasile bir hayat başlar. g ye My yy yy VAKIT in Avukat! Okuyucularımıza hizmet arzediyor 7 Avakuka, baksak“ GİR mahkemeye gitmeden sizi ir” tıran mesele için VAKİT'in "gir katından fikir, rey alını” pk mektupla maksadınızı zarf üstün; (VAKIT'ın avuk” na) diyeceksiniz. Gazetey€ masını (istemedikleri mektupla cevap istiyebilirler” takdirde posta pulu gö olmalıdır. iz Tek başına denizde seyy hat eden ada Mareşal Lyautey vapuru Bol 23 ünde Punta Sabinal yü , civarında Alain Gerbaut Gİ di misine tesadüf ve meme” miş olduğunu bildirmiştir. Münzevi seyyah, gemide > niyet verilmiş olan hududu teca - | vüz ediyor, şeyin yolunda olduğunu bildiri i tir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: