2 Teki Teyrinievvel 1932 Sfenks Konuştu Maurice de Cobra 'nın Son Romanı: 6 e Dönagalesi unut- Ur. Tanıdığınız güzel dar çok ki | « Am- vey bir mahlüktu! Bir lu, ve dikkat edin klâsik yok! Bu, dayanılmaz en geliyor denilen İÜ pleriz. vii çevik ve hiç de klâsik de- pek belirmiyor amma » Zaten, bir çok ka- v azibesi, sadece vücut- ufak tefek kusurlarını göl bakışlarında değil b. i ilk günden irademi alt O gözlerin içindeki hare- ke daüssılayı, sevim- kuvvetini tasvir ii için insan z portreci şalir, ru- A,” v8 früdizm müntesibi ol- gözler karşısında, alnr- b ii fazla çıkık bulmama im- | mıydı?. Yaonun tâze €r teni, daimâ mis kokan f vnç rengi ipek teni! Belki A, “izsilere düşkün O bediiyat ısları için biraz Vücutta bu tenin rüyala- , tirdiğine ve en kat'i karar- zmaya kâfi o geldiğine i iy musınız?. il adalarından gelme bir i bir İngilizin evlenmesin- “oğan bu enfes mahlük, ha- Avrupa su şehirlerinde ge- Semubi Amerikalı bir cen- Mi, karısıydı. A İNİK era dümüzden #ökiz. gün ns golfta, ne teniste birisi h ayrılmaz çiftler iz... dersem benle iü yemekten sonra şekerle- | Me Yapmayı ve bakara oynama» min ket ye golf sopası kullanma- ih eden kocası, karısın | r arkadaşı bulmasına pek | im M görünüyordu. likte bulunduğumuz ye olmuş- sonlarında bana milyarder | i Tabii > ikram ediyor ve şaka- | “ > 7 Yüzbaşı, karıma idman Ydığınıza bahtiyarım.,, | «alaycı ilâve ediyordu: i Mi Sünkü kocalar bir ngiliz itimat etmeli. İse yk en idi, amma ona lâyık değildim!.. Albaya diği, gün artıyor, gizlemeye İm halde Alba bunun far- Yarıyordu, e Yet bir gün Dönogalesin fi m, oynamıya o gittiği İNE karısı, mutadı olan sakin iğ beni odamda görmeğe vie bi kararlarım birer birer Bun şuhluğu ilk rahneyi li, hassas ve dahiyane © ses benim son endi- oğlu. Gözleri beni büs- 5 Sileden çıkardı. sl kadar, lâcivert dik, * mes'ut bir ömür geçir- Izin, Mi bana sebebini kocasile Londraya git- hiri kurtarmak i için, on- Mya On gün sonra iltihak diği md ayrılık, — çıldırasıya tün ğa i kere daha anlama - Londrada Hay Mon Stre- küçük bir ko- Onlara yakın bir ve münasebeti- meni bir safhaya girdi. ; lar spor faali» Ni mmm a e SEN Alba... | yetine mani olduğu için, evlerin- den çıkmaz oldum.. Her akşam yemekte onlarda idim. Çaylarda, konserlerde, tiyat roda Alba ile birlikte bulunuyor- dum.. Ötede koca, tam kumarbaz, her akşam bakara çeviriyor, füm- varda banka açarken karısını eğ- lendirdiğim için sık sık teşekkür ediyordu.. İngiliz zabitlerinin kocalar için sigorta sayılabileceklerine hâlâ i- nanıyor muydu?. Yoksa her gün bir kat daha göze çarpan bir mü- nasebete göz mü yumuyordu ?... Bunu bilmiyordum, umurumda de değildi!. Bir akşam, üçümüz yemek yer- ken, Mösyö Dönogales bana sor- du: — İzniniz ne vakit bitiyor, a- zizim?. Hakikatle böyle ansızın karşı- laşmak canımı sıktı; gene işi ala- İ ya vurdum: — On iki gün sonra vapura bi- İN f niyorum.. O zaman Pikadelliye, | klüplere, danslara elveda!.. Hâki üniforma, müstemleke başlığı, ko- lera aşısı, Bombay ve Haydara- bat ile Efgan hududu arasında bir yerde askeri vazife.. Sivri si- nekler, Poloda attan düşmeler, tesseli viskileri! , Ev sahibi başını salladı: — Bizden böyle çabucak ay- rılacağınıza pek üzülüyorum, dos- tam.. Hem'size hmerm da var.. — Bana mı?. — Evet, benimle hiç oyun oy- namadınız.. Beş liralık bir banko bile.. — Oh! Biliyorsunuz ki ben ve kumar. Alba bana, serzenişle baktı: — Doğru kocamın hakkı var... İ | Gem bu akşam bizimle kalmalı- sınız., Oyun meraklısı bir kaç ah- uz gelecek.. Her halde bizi IZ. (Devamı var) Yeni Yunan kabinesi Atina, 26 ( Hususi ) — Yeni kabine teşkili meselesi görünüşe göre bir bal safhasına girmiştir. Salâhiyettar omehafilden çıkan haberlere göre, Terakkiperver abrar fırkası reisi M, Kafanda- ris, ve Venizelistlerin müzahare- tile ve küçük cümburiyetçi fır- kalar rüesasının iştirakile bir ka- bine teşkil edecektir. Yeni ka- binenin önümüzdeki (pazartesi gününe kadar teşekkül ederek işe başlamış bulunacağı beyan edilmektedir. Yeni kabine, ayan meclisinin kararile yeni meclisi feshedecek ve yeni intihabat 4 kânunuevvel- de icra edilecektir. Bükreşte i Balkan konferansında Yunan he- yeti murabhasası riyasetini ifa eden cümburiyet birliği fırkası reisi M. Papa Anastasiyonun ye- ni kabineye iştirak edip etmiye- ceği bakkında telgrafla fikri s0- rulmuştur. M. Papa Anastasiyo- dan bugün yayın cevap gelmesi beklenmekte ve mumaileyhin ye- Formül | ni kabinede hariciye nezaretini | ve kabine reis vekilliğini deruh- ingiliz kabinesine şiddetli bir hücum Buhranın ve işsizliğin önüne geçmekte gösterdiği aciz. LONDRA, 26 (A.A) —A- vam kamarasının dünkü içtimam- da M. Lansbury'nin Mac Donald kabinesine hücum maksadile söy- lediği sözlerin başlıca (o kısımları sunlardır: “Hükümet, buhranın ve işsizli- ğin önüne geçmek hususunda gös terdiği acizden dolayı milletin ve parlâmentonun itimadını kaybet- miştir. Tasarruf siyaseti fenadır. Bunun yerine bir içtimai masarif siyaseti tatbik etmek lâzım gelir. | İmparatorluk hükümetinin takip ettiği siyaset fena ve zararlıdır, çünkü muhtelif iktısadi kuvvetle- re karşı bir cephe teşkiline sebep olmuştur. Amerikada görülen misal, ka- palı bir iktisat siyasetinin tehlike- lerini göstermiye kâfi gelmek icap eder. Bugünkü kapitalist (o cemiyet hürce hareket etmektedir. Çünkü sağlam ve alıcılar ve mahreçler bulmayı aklına getirmeksizin is - tihsale çalışmaktadır. Bize lâzım olan şey, sanayiin millileştirilme- si, devletçilik esasına müsteniden tensiki ve sermaye ile sayin makul bir surette telifidir.,, M. Mac Donald, bu hücuma hemen mukabelede bulunarak iş- sizliğin dahili bir mesele olmadı- ğını, fi fakat kambiyo sahasındaki zorluklar kabilinden beynelmilel müşküllerin bir neticesi bulundu- ğunu söylemiştir. M. Mac Donald, böyle bir felâ- ket tek bir fırkaya yahut her han- gi bir hükümete atfetmesinin ma» nasız bir hareket olduğunu ilâve ederek sözünü bitirmiştir. Balkan Turizmi Federasyonu Romanya kıral himayesine aldı Bükreş, (Hususi) — Romanya Kıralı Hz. Balkan Turizm fede- rasyonunu himayelerine almışlar- dır. Federasyon âzası Sinaya'da Kıral Hz. tarafından cuma günü kabul olunacaktır, Belçika meclisinin feshi BRÜKSEL, 26 (A. A.) — Meclisin feshine ait Oemirname, cuma ve ya cumartesi günü inli - şar edecektir. Teşrii intihabat, 27 teşrinisani- de yapılacaktır. > eserse sass0nanun ran seren Günde 2x —— Bir Fıkra | Sv Çulluk Ahmet Karakolda Çulluk Ahmedi istic - vap ediyorlardı. O hep yaptıklarını inkâr ediyordu. Sanki mahalledeki hirsizlıkları yapan o değilmiş gibi. Komiser bağırdı: — Ulan, hepsi meydanda. Şunu inkâr etme, beni nafile yere yorma!. Çulluk Ahmet boynunu bükerek güldü: >— Beyefendi, dedi, Siz de benim çalışmaktan pek hoşlanmıyorsu- , Kimsesizlerden büy Yetimlerin Sayıfa 5 k san'atkâr yetiştirilirken . d orkestrası ve şehir bandosu Bu küçükler Opera ve operetlerin orkestrasına hazırlatılmaktadır. Şimdi konserler veriyorlar Hayrullah Et, 927 de Beşiktaştan Or- taköye doğrü gi derken solda bir binadan kulağınıza gayet boş sedala- rın aksettiğini, ba- zan büyük bir or- kestranm beynel- milel şöbreti haiz musikişinasla- nn en güzel parçalarını çaldığı- nı duyarsınız. Ve muhakkak yürüyenlerin ekseriya yaptıkları gibi durur, bir müddet bu hoş parçaları dinlersiniz. İşte burası şehir bandosunun binasıdır. O Rubunuzu (okşayan parçaları çalanlar da beş sene evvel darülâcezeden ve yetim mekteplerinden toplanarak ye- | tiştirilen çocuklardır. Teşekkülün beşinci senesini | idrak eden bu müesseseyi gez- dik, Büyük . koridorun köşelerinde pencere önlerinde, bahçenin her tarafında bando talebelerinin yanlarından geçenlere bakmak- sızın derslerine çalıştıklarını gö- rürsünüz. Aşağısı gibi yukan koridor da gençlerle doludur. Bütün sınıflarda birer, ikişer toplanan talebeler harıl, barı! çalışıyorlar. Dershaneler, yatakhane, ye- | mekhane çok temiz.. Müdür Hulüsi Beye sorduk: — Bu işler için kaç hademe- niz var? — Hadememiz bir iki tane- dir. Burada kışla disiplini cari- dir. İşler nöbet usulü ile çocuk- lar tarafından görülür. Hatta sınıflar arasında temizlik reka- Hayrullah İ beti vardır. — Müessesede şimdi kaç ta- lebe var? — Bugünkü mevcut 60 tır. Bunlardan yedisi beş senelik ilk tabsil devresini muvaffakiyetle bitirdiler. Orta tedris devresine yakında başlıyacaklardır. lâsi : im Mi oldu. Vereceği konserlerle ve yetiştireceği san- atkârlarla şehrin bir bandoya ibtiyacını vali ve belediye reisi Muhiddin Beyefendi takdir ve halkın da buna ihtiyacı olduğu- nu hissetmiş ve bir bando ya | pılmasına karar vermişti. Bando için o darülâcezede ve yetim mekteplerindeki çocukların alın- ması ile bunlara bir istikbal ve müreffah bir hayat temini gibi büyük bir fayda göz önüne ge- tirilmişti. “Eski darüleştam bandosun- dan kalan ve Balmumcu mekte- binin deposunda çürümek üzere olan eski aletler bando için alındı ve darülâcezede bulunan çocuklardan 1l ve yatı mektep- e 2 > gocuk andı. elim Hayrullah Ef, 929 da bu suretle kon- servatuara (o bağlı bir müessese ha- line getirildi. Ço- cuklar (o küçüktü, fakat okendilerin- de musikiye kar- şı büyük bir ba- ves vardı. 927 senesi Hazi- ranında teşekkül eden bando 928 senesinin Mayısında Tepe- başında ilk konserini verdi. Müteakiben 929 üç konser, 930 da verdiği iki konser alâka ile karşılandı. “Başlangıç (o bazı - kimselerce hiç de ümit bahş görünmemişti. Konserler fazlalaştıkca, büyüyen küçüklerin © muvaffakiyetlerinin eserleri ogörünmiye (o başlayıca, kanaatlar değişir gibi oldu. Bir çok yerlerden konser davetleri yapıldı. 930 senesine kadar bando darülâcezede kaldı ve 8 Teşri- nisani 930 da şirdiki binaya taşındı, 931 Nisanında bando tarafından (Giyomtel) övertörü çalındı. o Ekemmiyetli O klarnet varyasyonlarını ibtiya eden Tur- billon namındaki bir eserle de Hayrullah EF. solist olarak te- mayüz etmiş oluyordu. Hayrul- Ef. şimdi | lah EF. 927 de bandoya şehir yatı mektebinden alınmıştı. Bando bir taraftan teknik ve klâsik çalışmasına devam eder- ken müesseseyi kuran ve çocuk- ların hamisi olan Muhiddin B£ irşatta bulundular ve 12 kişilik bir şehir cazbandı yapıldı. Bu orkestra heyetinin teşkili takip etti ve bu orkestra ilk defa olarak geçen sene Yalova türküsü ve saatçı operetlerinde göz önüne çıktı. Şimdi orkestra Cema! Reşit Beyin ibtimamı al- tında bu sene oynanacak ope- retler için çalışıyor. “Talebe yalnız ağız sazlarile değil, telli sazlarla da meşgul olduğundan birkaç sene için- de büyük şehir orkestrası vü- cuda gelecek ve şimdiden ufak mikyastaki orkestra istikbalde operet ve operaların orkestrası olacaktır. “Müstakbel virtöozlarm, milli bestekârların bu müesseseden yetişmesini (beklemek < hakkı- mızdır. Daha dün bülün muak limlerin huzurunda Gündüz Ef. nin yeni bir bestesi çalındı ve takdirleri celbett. “Bizden her zaman muzaha- retlerini esirgemiyen belediye erkânı ile çocukların “babamız,, diye hitap ettikleri Muhiddin Beyfendinin himayeleri baki kal- dıkça dünün kimsesiz ve yetim çocukları günden güne muvaf- fakiyet kazanacaklar, memleke- te nafi birer mevcudiyet olacak: darda. NE