Aralık Eç Ararken-... - Fatih taraflarındaki âpartıman yavruları Binamız yenidir, maşallah ! deyin — Kiracıya ahret sualleri Kendisine çabuk bir kiralık ev bir arkadaşıni, Sultan- o ğlu taraflarını alt prn nsonra; aydi, dedi, seninle şu Fa- t da bir yoklayalım! | . m geç vakitti, arkadaşım, ,* Ohün hanımı ile kiz bir- kalktık, Fatihe geldik. Ken- önceden sağlık verilmiş o- Yeni Aaparlıman yavrusu ev- birinin kapısını çaldık ... A ve ürkek bir kadın sesi: Kim 02, Eve bakmıya geldik, lütfen açar mısımız?, A... Siz çıldırdınız mı ayol, 5, 4 vakit eve bakılır mı, gün- n aklımız nerede idi?, Gündüzün işimiz vardı, şim- ak olmaz mı?. © Olmaz! Çünkü ben bu va- *Ve yabancı insan alamam! nz, Yi amma valide hanım, biz — i üz! buraya kim gönderdi ?. ; s > durduk ve attık: ahalle bekçisi! > Mahalle bekçisi mi?. Ken- i e y n birinci emri verdi: ik *99! Ayakkabılarla içeriye » Şıkarın bakayım, orada trinizi! iskarpinleri çıkardık, , a bir püsküllü terlik, Ming hanımına da kendi a- Sa, şıkardığı aba terlikleri inc kata çıkınca baktık ki her tarafında i ekinin, ne mapallk, Alek mm saklasın, dediniz! Bari odalara girerken bes- iş güz z vilieimni ya, sy binadır, birer maşal- bay elleri ektik, maşallah dal arduk, kle birine sb Yı kişisiniz böyle?. - veni hanım cevap ver dagi İsi varmış, siz gidin, bakm ee, | "sisi misin, ev sahibi mi? — Dört kişiyiz, bir ben. bir bey, iki de kızım! — Bey ne iş yapar? — Memur... — Ne memuru, polis mi?, — Hayır! Bir daire de me mur..., — Maaşı ne kadar?. Dayanamadım, ben cevap ver« dim : | — Canım efendim, maaşını ne İ yapacaksınız?. Bu adam buraya iç göveyisi girecek değil ya, ki: racı girecek! — Olsun, da bir kere... Maaşını söyledik, bu sefer hu yunu, suyunu sormaya başladı : — Bey içki içer mi?. —İçmez! — Doğru söyleyiniz! — içmez dedik ya! — Kaç yaşında?. — Elli iki! — Asabi midir, değil midir? .. — Değildir canım, gayet mülâ- yimdir.. — Kızlarınız ne iş yaparlar?. — Mektebe giderler., — Çalgı çalarlar mr?. —E,arasıra!.. - — Hımm... 77 Bey okanmları te kaçta ge . maaşını anlayalım — Büyük hanım, sen mahkeme Ev sahibiyim zahir! Tabii, bun ları peşin soralım da sonra arada dırıltı olmasın! o Malüm a, önce dört kişiyiz diye girersiniz de son- radan meydana bir alay misafiri- niz, hısımınız, akrabanız çıkar.. i i — Bizim pek kimsemiz yek ha- rım, bize gelse gelse yalnız ayda, yılda bir beyin hemşiresi gelir, — Kediniz, köpeğiniz var mı?, i i — Yalnız bir yavru kedimiz var, . — O hiç olamaz hahımcığım, burada kedi, köpek barınamaz .. Zira ben titiz insanım — Peki, kediyi getirmiyelim! ,. Ne istiyorsunuz bu kata?, — Bakınız önceden söyliyelim, kedi, köpek olmamak, sık sık mi- safir gelmemek, kızlar vakitli va» kitsiz çalgı çalarak başımızı ağırt mamak, bey her akşam eve erken gelmek, hiç içki içmemek, sonra i da efendicazıma söyliyeyim ayak- kabılarla içeriye | girmemek, ve iki aylık da peşin vermek şartile burası size yirmi iki liraya olür .. — Haydi Allah hayırlı müşte- ri versin! . Deyip oradan fırladık, daha bi- raz ileride ki gene yeni'bir âpar- ıman yavrusuna yanaştık. Burada da bin dereden su getirdikten son ra bize kapıyı biri orta yaşlı, biri taze iki hatuncağız açtı: — Amanın hanım kızım, affe- dersiniz, pabucunuzu taşlıkta çı- Çıkardık.. 4 « > Amanm bey birader, crğa- Mi. es EA Muhafazakâr Milliyetperver Fırka EE Atmanyadan “ VAKIT,, â aeaneeyaasnasayasaş Mearaaaay aneen sese ene siseresemenmasen mümessili ile mülâkatımız “Biz sizin 922 de yaptığınızı yapmak istiyoruz. Yani Berlin, Teşrinievel (Hususi) Gün çok güneşli adeta sıcak, tarafında mermerden ( yapılmı: kral, imparator heykellerile süs » lü (Siegesallbe) bu gün pek ka” labalık değil, Tek tük ( ötemebil Tier. | olan böyle güzel bir gününden is- İ , İki | tifade etmek üzere tramvaya © > gartenin ağaçları hâlâ yeşil i Ela biev hiz rise müsavat bir zamandır yürüyorum ve hihas- İ yet on dakika sonra oradayım. (Sieyes Albe) nin köşesinde - dilenci oturmuş © armonik çalıyor | tacak, Heykelin altını okuyorum. | lmisi detin bir uykuya dalmış, Sa- |'kin sert babasınm heykeli imiş. geçiyor, Yaya yolcularsa daha | yim, adımlarımı ağırlatıyorum, fazla kocaman parkm tarhları 4 - | nasıl vakıt geçirmeli, Bir heykel rasındaki yollara ( süzülüyorlar. | önünde tevakkuf ettim. Bu hey- Bu yolcular el ele tutuşan “genç | kel sert bakışlı, aksi çehreli çok âşıklar, köpeğile dolaşan ihti * | şişman bir adamın heykeli, Bir a- yar (Frorilein) lar ve dadılarınm | yağı, bir yığın kâğıtların üzerin - elinden kurtulup kaçan, koşan sa- | de elinde bir baston nerede ise rışın çocuklar, kenarda yerde bir | kaideden atlayıp insana dayak a- | taş kanapelerde bir kaç yersiz | Friedrich Wilhelm, 1620 — 88. yurtsuz serseri var kimisi bir kâ * | Tevekkeli değil ( yanılmamışım ğıttan çıkardığı elmayı yiyor, ki * | meğer bu heykel büyük Frederi - atime bakıyorüm iki buçuk. Mu - | Almanyada askeri (terbiyeyi din İ hafazakâr © milliyetperverlerin | yapan'adam. Reichstag binası karşısındaki w “| Bu hükümdar yolunun üzerine | 'mumi merkezlerinde saat ÜSİe | tesadüf eden kadmları (elindeki beni yüzbaşı (Brasins) - bekliyor: | bü sopa ile: Haydi evine! diye Yüzbaşı o Brasius *muhafaza! ' milliyetperver matbuâtmn mü - bir mülâkat istedim. Bu mülâkalı. veriyor. Kendisi eski bir tayyare zabitidir. Hafbi yniumide Rus ve Fratisız cöphelerinde “vüruşmüş”- ka da iki'kere daha bir göğsün - »| den bir de ayağından yaralanmış tır, Harbi umumiden #onra gö - mış ve'bir defa daha yaralanmiğ” tır. R o Ş Firkasının mühim âza hati ve şahsiyetlerinden Berlinde fir- ka namına konuşmıya mezun o - lan sayili irisarilardan biridir. Bir rüştümi ve gazötemi pamma bir fa- kım sualler sordum. Bu gün üçte çevap vermeyi vadetti, i Fakat ben on beş gündenberi hasretini çektiğim güneşi görür görmez dayanamamış, kendimi her halde pek erken sokağa at - ERE LARA NE AAA ŞE İZA ŞAR külmesin! Söndürdük... © — Amanın hemşire, şu keçele» rin üştünden yürüyün, zira bugün tahta sildik! » 5 Keçelerin üstünden yürümeğe başladık ve böylelikle kiralık o- lân kata çıktık.. Gene bir hayli ah ret sualinden sonra tâm pazarlı: ğn girişirken şu tenbihe maruz “kaldık: — Yapılacak konturatoya, üz yak kabılarınızm mühakkak so - kak kapisında çıkarılması” ve ye meğin muhakkak en alt kattaki karanlık iüutFakta yenilmesi şârt konulacak.. LR Fatihten öteye doğru apartı - manlar ve apartıman yavrusu ki- ralık binalar yaptıranlar bu bi - maların şekillerini anlamışlar am- ma, kiralık bina ile kiracı ne de- mektir?. Sade onu kavrıyama > mışlarl. üre İle“düşmüş çi butun Ba nüllü'olarak komünistlerle çarpış- | kaç gün evvel kendişile gidip gö- — * İ nasıl bir idare şekli istiyor? 7 Osman Gemnl döğermiş, Bu heykelin önünde fazla duramıyorum. . Onu takip başı yana, adeta arkaya çevril - ! yüzbaşı (Brasiuâ) fırka NAMINA | miş sanki Reichtagın o üstündeki | tün Alman milletinin kartala hasretle bakıyor. Mutaassıp cümhuriyetçi havsa- lam en mühim caddelerinden biri» nin mantığını kabul etmiyor. Şim di daha ilerledeyim. İşte karşıda Brandenburger sütunları, bideşile, Beş dakika sonra merke- gin önündeyim, #aat üçe yirmi var. Daha geçirilerek yirmi da - kika var, Reichtağın (etrafında dönüyorum. , merdivenleri gr duvarlarda- oymaları seyrediyor, heykelle - bakıyorum, Bu binanın üstün- de ne kadar çok yaldız, haç ve kartal var, Saat üç, kapıyı çalıyorum, Ye- şil gömlekli çizmeli, külotlu bir genç adam kapıyı açıyor. İçerde « i yim, loş bir koridor. Yüzbaşı (Brasius) un odas; çok aydınlık, Genç, yakışıklı çok nazik bir adam.. Yazıhanenin önünden kal f kıyor, beni karşılıyor. : Masanın haşrida yerleştik. Yüzbaşı Bra - * #lus konuşmıya başlıyor, Yüzbaşı Brasiuş konuşurken bir. memle * kette her hangi bir fırka matbua- tınm mümessili değil şüphesiz Almanyayı bu gün gölgede idare eden bir kuvvetin mümessilidir. | Kendisi bunu tamamile itiraf et - miyor fakat işte: söylediklerini dinleyiniz: : Dahili siyaset Birinci sual: — “Fırka Almanya dahili si - yasetinde nasıl bir e tebeddül ve — Biz Almanyada saltanat i- | dareşinin yeniden teessüsünü is - | tiyoruz. Demokrat değil (Otori - tef) bir saltanat idaresi, Alman milletine lâzım olan sistem bu - dur. Zayıf ve iradesini başka elle: re bırakan bir hükümdar istemi - i3 zafere |: istiyoruz. ,, Aa amp — 3 — | mıştım. Hatta Berlinin pek nadir İ yoruz. Fena bir saltanata iyi bir cümhuriyeti tercih ederiz. Fakat reisiçümhurunuz oOKemal Paşa gibi dünya yüzünde kaç tane rej- sicümhur sayabilirsiniz. Parla » men ile idare edilen memleket - lerde, devamlı bir hükümet şekli yoktur, Bir memleketin hükümet idaresinin programı her yeni in » tihabatla tebeddül eder. Bir mem- leketi, kitle idare edemez bir baş idare eder. Her hangi büyük bir vâtanperver Alman Almanyanın diktatörü olabilir. Fakat diktatör * ancak bir diktatörle olur. Dikta « tör ölünce idâre başka ellere dü şer, fakat saltanat idaresi esasm - « da bir diktatördür ve padişah ö « lürse hükümetin sây şekli değiş « mez, ayni hatta gider. Soruyorum; Hökümet reisleri — İyi bir resi hükümeti, daf - ma iyi bir reisi hükümet mi takip , eder? — Hayır, fakat fena bir padi- © şah fena bir reisicümhurdan ve mesşilidir; Frkadan VAKIT ge “| eden heykel Büyük Fredrikin hey | fırka kavgalarmdan dahâ az mu- zelesi namlıria bir'Kaç gün evvel keli, Onun da elinde bir baston | zırdır. Hindenburg yüksek bir va- tanperverdir. Hemen hemen bü » sahiptir. Fakat, teşrinievel aym ilk günlerinde 85 yaşıma bastı. O ölürse veya o bir defa daha inti- itimadina ; i ile | hap edilmezse menileket ne olur?“ e «bükümdar., .heykellerile | tap edin > Pa iyen amm merkezi - | | Jlineisualı “ — Teslihat meselesine dair ne düşünüyorsunuz? tiyoruz. Fransızlar, ve di- ğerleri terki teşlihata razı olsun * lar, bizim halimize gelsinler. Biz silâhlarmak değil, müsavat isti: © Yoruz, Suat Derviş Kİ VAKIT ın Avukatı sareasmmea serseri © Avukata, mahkemeye « gilmeden evvel Bize yazınız ! © VAKIT'ın bu faydalı sldunumu olavu » cularımızın gösterdiği arzu üzerine yeniden açıyoruz. İstiyehler, öğretmek İstediklerini bize yazabilirler. İsimler, miresler gidi tu tulur; İştenilizae mektapla da cavap verilir. YAKTIM gvukalı size parasız İizmei, miişkülünüzü halletmekle mempun olur, Nişanı bozma H. N. remzile: — Nişanlımdan ayrılmak isti“ yorum, bâna bir şey düşer mi? — Nişanı bozabilirsiniz; yal « 1 nız hediye almışsanız geri vere - ceksiniz. Sonra, sizden karşı ta - raf dava edebilir. Siz kâfi sebep göstermiye mecbursunuz sizin yolsuz olarak bozduğunuzu ispat ederlerse tazminat verirsiniz. Er « kekle kadının başka biri ile şüp* heli münasebette bulunması, na - musa dokunur bir cezaya mah - küm olması, içkiye düşmesi, kar » şılıklı sevgide soğukluk, nişanı bozmayı haklı kılar. Tazminat — maddi, manevi — hakimin takdi- riledir, j — Sizin 922 de yaptığınızı ç yapmak istiyoruz. Müsavatis-