ur N N # is r £ r wd. kü ET e EO AŞ Sayıta 4 2,5 Özide pp N Istanbul Efendisi esnafın nasıl Muhtesep, İhtisap ağası, ihti - sap emini, ihtisap nazırı, İstan - bul efendisi. Bu tabirler artık ta- rihin misalidir. Arada sırada Mü - sahipzade Celâl Bey gibi kalem sahipleri için belki güzel kome - | dilere kaynak olabiliyor ama, ke- limelerin asıl manalarını bu nes- lin çocuklarıma anlatmak için şerhler yazmak icap ediyor. Öy - le.. İhtisaptan bir beldenin ida - resi manası çıktığını tarih merak- Jssı olmıyanlardan kaç kişi bilir? Bizim bu gün vali ve belediye reisi Muhittin Beye verdiğimiz salâhiyetler vaktin O kadılarmda, ihtisap ağalarında idi; hem bü - yük bir fark ile.. Onlar salâhiyet- lerini, hükümlerini bir hâkime, bir mahkemeye vermeden itiraz- sız, temyizsiz icra ediyorlar, değ- nek atacaklarsa atıyorlar, cereme alacaklarsa alıyorlar, hasılı ka - nun hilâfında inat edenlerin ka - nun tabirile haklarından geliyor - lardı! İnsan düştüğü yerden kalkar - mış derler. O günlerin tarihinden elde ettiğimiz bazı malümetı ta - zelemek niyetindeyiz. Bunları okuyanlar esnaftan ise, hallerine bakıp şükredeceklerdir. Esnaf - #an değilseler “Acaba şimdi ne yapalım?,, diye akıl yoracaklar - ,, dır. Hususile eski kanunların, ne kadar tabii türkçe ile yazıldıkları- « na dikkat edeceklerdir. Bakmız, 1091 senesinde, Dör- düncü Mehmet zamanında yazıl « mış bir kanunname esnafı nelre- le bağlı tutuyor, bunların suçlu - suna nasıl ceza veriyormuş?. Ekmekciter, simitciler Kanunnamenin bu faslı ek mekçilerle başlıyor. Deniliyor ki; “Ekmz; “win ekmeği, (1) kirde - © dilerin kirdecı ve çörekçilerin çöreği gibi çiğ ve gözlenip ve kara ve ekşi ve eksik olmıya. Eğer olursa kadı ta. Zir edip dirhemine bir akçe cerime a- lina. © Ve elekleri sık olup, ekmek kepek- İH olmıya, ve ilâ muhkeme siyaset oluna ve bunların ehlihibresi simitçi © taifesinden ola. Ve çörek ekmek, nısfı ola. Bir med (2) e bir okka yağ koya, gayet halis ola, Ve yağsız çöreği kir- z 'de narkına işletile bunlar her zaman işlenip, bulunalar.,, Kasaplar Kanunnamenin kasaplara do » © Kunan tarafı daha ehemmiyetli - dir: “Kasaplar koyunu keçiden ve er- Keği dişiden temyiz edip, haltetmiye- ler ve fusulü erbaada tayin olunan nark üzerine et bulunup, inat etmi. yeler ve semizini saklayıp arığını (za. » yılın) boğazlamıyalar. Taallül edip her zaman et bulun. durmıyan kasabın muhkem hakkın - dan gelinerek, ta et bulunca, hapse - deler. (Nasıl kestirme tedbir değil mi?). Her kişinin muradı üzere et verip sagir ve kebir nazarında bir ola. Narhtan tecavüz ederlerse tazir o- lunup dirhem başına bir akçe cerime alina.,, Aşçılar ve başcılar Ahçılara dair okanunnname lü şt | arasındaki “Ahçıların pişirdikleri © yemekler çiğ olmıya ve tuzlu olmıya, Ve kâse leri pak ve akzanları kalaylı ve ça - nakları yeni ve sırçalı ve futaları te- miz ola, Muhalif hareket ederlerse hakla - rından geline. Kuzu biryan (2) 1 evvel suya wsla- tıp pişirirlermiş, o menoluna; evvel yahni edip sonra biryan etmekten de ve biryanın yüzüne aşı sürmekten de menederler. Ve mahra yahut muharra (Kelime anlaşılmıyor) pişireler. Tandır birya- nt ve yahni et narhının nısfı ola.,, Bazı farklarla başka bir ka - nunname bu hükmü tekrarlıyor: Yukarki ibarede “Tuzlu olmiya,, denilmiştir; ikinci ometinde bilâkiş “tuzsuz olmıya,, nehyi ile O yanında “Pak kotaralar,, emri var; “Çanakla- | rı eski ve sırçasız olmıya,, nehyinden sonra “Ve hizmelkârları kâfir olmı- ya,, denilmiş. Anlaşılıyor ki, bizim 1933 senesinde tatbik edebileceğimiz dir kanunu tatbik ediyorlar; garson- luk Türkiyede vatandaşlara ait hiz- | metlerdendir diyorlar. i Ahçılardan sonra sıra başçıla- | ra geliyor: “Başçıların pişirdikleri baş ve pa - çayı mahra pişireler pak ola ve kıllı ev bezi görmüş — yani derisi yan - mış — (Diğer nüshada bayat be kir ve kılı) olmaya, Ve koyun başına ra- manına göre narh verile ve paçanın her zamanda dördü bir akçeye ola. Ziyadeye satılırsa muhkem hakkın - dan geline... Diğer kânunname bu hükümlere şunu ilâve ediyor: “Ve sirkesi ve sar- misağı amam ola ve sair hususalı baş şeraiti gibi ola... Işkembeciier ve börekciler “İşkembeciler işkembeyi pak edip pak su İle mahra pişireler. Sarmısa- ğı ve sirkesi yerinde olup kâseleri ve futaları pak ola.,, Diğer bir kanunnamenin ayrı bir hükmü de şu: “Dinçeveşçiler (9) dahi o gözlene; ciğeri haltedip pişirmiyeler. “Börekçiler koyun'eti 250 dirhem alıcak şurdalı (?) börek 200 dirhem ola. Varaklı börek 180 dirhem olup meyünesi soğanlı olmıya, Koyun e - tinden gayri et haltolunmıya. Ve s0 ganı çok ve eli az ve ekseri yer; boş olmıya ve hamırı pak undan olup iç yağı karıştırılmıya ve illâ muhkem tazir olunup haklarından geline, Lok- ma işliyenlerin hamir; çiğ olmıya, Balı akideli ola., Yarın da yoğurtçular, sirkeci - ler, turşucular, helvacılar hak - kımdaki hükümler.. di) ince pide. pi (2) Kebap, 1 ekerek Eiki skikksse ise ölüm saatleri: En ziyade sabahları imiş! Rostock, 21 (A, A) — Ros- tock darülfünunu profesörlerin- den Fischer, son yedi sene zar- fında ölen 3,769 kişi üzerinde yaptığı tetkikat nelicesinde bun- lardan çoğunun sabahın saat üçü ile altısı arasında öldüplerini tes- bit eylemiştir. Ikinci derecede en tehlikeli saatler 20 ile 23 VAKIT İATLANTİD Pierre Benoit'nın şaheseri Istanbul Belediyesi: Darlüibedayi Şehir Tiyatrosu Temsilleri ; 22-10- 932 Cumartesi günü Suvare s 1,30 da Mucize Komedi 3 per- de 2 tablo Yazan: R. de Flers e F. Croisset İ nl İ . Tercüme E :L Galip Bey TN Halk gecesi İSTAHBUL BELEDİYES: Galatasaray — Gülntasaray lisesi çocük- larının edebiyat, ilim cephelerini gösteren ii güzel mecmuanın 17 inelsi çıktı. Tav - #iye ederiz, Deniz öinda sermereasa mersasmaserarsasasamaz. Napolyonun altınları Italyanlar denizin dibinden çıkaracak Geçen gün telgraflarda bah- sedilen bu haberin tafsilâtını İngiliz gazetelerinde okuyoruz: “Egyht,, gemisinin deniz altın- daki ankazını bularak gemi ka- sasındaki altınları çıkarmıya mu- vaffak olan Italyan tahlisiye ge- misi Artiglio yeni ve mübim bir mâceraya hazırlanmaktadır. Ye- ni maceranın hedefi, İngiliz Ami- ralı meşbur (Nelson) un Napol- yon Bonapartla barp ederken batırdığı harp ve nakliye gemi- lerini bularak onların içindeki altınları bulmaktır. Nelsonla Napolyonun gemileri arasındaki vuku bulan muhare- beye, Ebukır denilir. Fransız gemileri askerlere ve zabitlere dağıtılmak üzre birçok altın ve gümüş dolu idi. Sonra levazım bedelleri de bunların içinde idi, Bundan başka Mısırın birçok eşrafına ve ekâbirine de verilecek altınlar da bu gemile- rin içinde idi. , Napo'yon, Mısırda ele geçir- diği birçok mühim ganimetleri de bu gemilere koymuştu. Bun- larin arasında birçok mücevher- ler, altınlar ve san'at eserleri bulunmaktadır. Napolyon, İsken- deriye ve Kahire müzelerinde bulunan birçok eşyayı zaptetmiş ve bunları Fransaya göndermek istemişti. Şayet bu gemiler battığı yer- lerde taharriyat yapılırsa, birçok altınların bulunacağı zannolun- maktadır. Halihazırda alâkadarlar müza- kere ile meşguldurlar. ASRi Ilâveten : Memleketimizde ilk dafa olarak: BU AKŞAMDAN iTiBAREN KALARA Konuşan ve âlim köpekler tarafından temsil edilmişFransızca sözlü komedi Metro - Goldwyn - Mayer Filmidir MARLENE DIETRICH TARAFINDAN TEMSİL EDİLEN ŞANGHAY EKSPRES TAKVIM Cumartesi Pazar 22 T.evvel (23 T.ewvel 21 Cema.ahir 22 Cema.ahir Gün doğuşu 6m 621 Gün batışı 1749 19 Sabah gaman 001 Li Öğle namar 1058 A Ukindi namam (457 14.6 Akşam vamam İ7,10 1718 Yata nâamam (o 1353 18,s0 Imsak 440 “41 Yılm geçen günleri 24 Yılm kalan a HAVA — Dün sıcaklık azam! 24, aagari 18 derece olarak tesbit edilmiştir. Yarın hara hafif bulutlu olaraktır. Bu sene Fındıklarımız 265 bin çuval tah- min ediliyor Bu seneki fındık mabsulümüz 870.000 kantar yani beher çu- val 80 kilo olmak üzere 265,000 çuval tahmin edilmektedir. Bu miktar 25 bin ton kadar tutmaktadır. Geçen seneki fın- dık mahsulümüz ise 13 bin ton idi. Ba seneki fındık mahsulü- müz hakkında yapılan istatistik- lere göre Trabzonun umumi is- Uhsali 325,000 kantardır. Bu miktarın 60 bin kantarı Rizeden, 25 bin kantarı Oftan ve 60 bin kantatı Sürmeneden, 55 bin.kan- tarı Trabzondan ve 95,000 kan- tarı Çömreden, 30 bin kantarı da Vakfıkebirden istihsal edil- miştir. Giresondaki umumi istihsal yekünu ise 380 bin tondur. Bu- nun 300 bin kantarı Airesondan, 40 bin tonu Tireboludan ve 40 bin tonu da Göreleden istihsal edilmiştir. Ordunun istibsalâtı ise 90 bin kantardır, Akça şehir, Fatsa, ünyenin istihsalâlı ise 75,000 kantardır. Topkapıda yangın Dün öğleden sonra Topkapıda Arpa emini yokuşunda 23 nu- maralı» Kaipisin Oo köşkünden yangın çıkmış ise de ilerlemesine meydan verilmeden söndürülmüş- tür. Yangının mangaldan sıçrıyan bir kıvılcımdan çıktığı anlaşıl- SiINEMADA Iki meşhur komik : LAUREL, ve HARDY Demir Kapı Filmnini Bir Tehzili Olan hakkından geliyordu? K i | j t A L T İ N DA Fransızca Konuşan ilk Büyük Filmlerinde Bu filmde bütün gayretinize rağmen ciddiyetinizi muhafaza edemiycek- siniz. Esasen gülmemek, biraz hayattan kaybetmektir. - 22 Teşrinievve! 1932.» BUL'un Cinayeti BirPalyaço! Iki kadınla evli ol duğundan 20 sene hapsediliyor Dünyanın en meşhur pa'yaço- larından olan ve Çinden başla” yarak Amerikaya kadar herkesi güldüren Vincet Mariani, s09 günlerde şiddetli bir mabkümi* yete uğradı. Hemde aşk yüzün den! Mariani, on bir sene evvel Hitâdietinde bütasyorda. Örs rast geldiği bir İngiliz kızını sevmiş ve onunla evlenmişti. İkisi mesut yaşamakta idiler. Mariani Avtupaya dündüğü 2x man karısını da birlikte götür mek istedi. Kadın razı olmamış ve âilesi ile birlikte kalarak onun avdetini beklemeyi tercih etmişti. Fakat Mariani Fransada bir güzel kıza aşık olur ve onunla evlenmek ister. Kızın babasi bir çilinğirdi. Çilinğir kızı Pal*” yaçoya vermekte tereddüt ede sede Mariani kayın babasını" mubalefetine rağmen evlenir ve yeni kansilele mes'ut yaşar. Geçenlerde çilinğir kayın ba” bası kızını bir Kenara çekerek ona kocasının başka bir karı! daba bulunduğunu anlatır ve da” madı aleyhinde dava açar. Fransada iki zevceli olmek bir adamı cezaya çarpmak içi! kâfi bir suçtur, Mariani mabke” meye çağırılı sada davete icabet etmez, mubakeme gıyaben c£” reyan eder ve Mariani yirmi sene haps& mahküm olur. Mariani O halihazırda Fraps* haricindedir, kendisi Fransa? gideçek o'ursa derhal polis t** rafından yakalanarak hapse #t” lacaktır, Bununla beraber palyaçonu” takdirkârları Fransa adliye »* zırına bir istida vererek bükü tabfif lehinde ricalarda bulu” muşlardır. o ———— Afyon istihsalâtımıZ 1932 senesi afyon istihsalâi” mız beher sandığı 60 okka mak üzere 975 sandıktan ibi” rettir. Bunun 50 sandığı TrakyadaP» ; 450 sannığı Izmir ve civar" 425 srandığı da diğer mahaller” den ve 50 sandıj da Mal | den istihsal