Profesör Kemal Cenap Beyin Tıbbiyede talebesile hasbühali Osmanlıca hastalığile mücadele Türk facıalar doğuran bu' hastalıkla | mücadele etmeli Tıp Fakültesi müderrislerinden Profesör Kemal Cenap Beyin Dil işlerils uzun müddettenberi alâkadar karilerimiz pek iyi bilirler, Geçenlerde bu mevzu okuyucularımıza bildirdiğimiz Kemal evelki gün Fakültede talebesile ayni mevzu Üzerinde bir hasbühal yapmış ve hulâsatan şöyle söylamiştir: Türk dilinin istiklâlini güden | Üzerinde fikirlerini Genap Bey, son dil inkılâbı hareketleri karşı- sında münevverler şüphesiz ki lâ- kayit kalamaz. Türk dilinin eski ve kapalı hazinelerinde henüz pa- rıltısmı kaybelmiyen elmaslarını meydana çıkarmak bizi ne büyük bir heyecana sürükler ve bu ne doyulmaz bir hazdır. Büyük reisimiz saltanatı ve hi- ; âfeti nasıl smır dışma attıysa, şimdi de yaban kelimeleri atmak ve Osmanlıca hastalığile çarpış- mak için mücadele bayrağını aç- tı. Bugün ber Türk münevveri fa- cialar doğuran bu hastalıkla mü- cadele mecburiyetindedir. Sultanın biri bizde yetişen tek tük münevverleri alet olarak kul- lanarak Avrupalıları aldatmak is- temişti ve “Gülhane hattı hüma- yunu,, diye bir yenilik programı yapmıştı. Güya Osmanlı sultanı artık şarklılığı bırakmış, sarığı çıkarmış ve Garplı olmuştu. Nizamiye mahkemeleri tesis ve (şer'iye mahkemelerini) ipka ey İemişti. O şer'iye mahkemeleri ki karısını: — Boşamadım.. den kocaya: -— Oğlum şu desti boş #ni bir bak! Deyip, boş, cevabını alınca: — Haydi boş dedin. Karın boş düştü! diye hükümler verirdi ve adma da (hilei şer'iye) diyerek 'Allâhı ve vicdanlarını aldatmağa kalkışırlardı. İşte dilimize Fransızcanın hü- cumu butarihten başlar. Garba döndük diye frenkçe kelimeler tümen tümen lisanımıza doluyor ve sözüm ona bu yenilik ve terak- ki oluyordu. Ve nihayet bir zaman geldi ki bu frenk mükallitliği şuur altı mantığımızda iyice yerleşti ve ha- reketlerimize hâkim olmağa baş. ladı. Bizi (Antomat) yaptı. Me- selâ: Osmanlıcada (darülmesai) di- ye Arapçadan yapılmış bir kelime vardır. Bunu Türkçe olarak söy“ lemek lâzım gelse pekâlâ “çalış- diyen inat «- değil ma yeri,, diyebiliriz. Fakat bu za- | | bitirecektir, man derhal şuur altı mantığımız harekete geliyor ve: — Nerde efendim o canım 'darülmesainin ahengi diye heze- | - İ hepsi için filsirlerini tesbit et- yanlıyoruz. İşte bizim büyük dahimiz bu “Antomatisme,, yi çok iyi bilen ve anlıyan bir adamdır. Şapkada ol- duğu gibi..... Eğer şapkayı koya- İm mi, koymıyalım mı, diye s0- rulsaydı belki çoğumuz bu sualin | yeri olmadığını, fesin mükemmel olduğunu, renginin güzelliğini söylerdik, Fakat bugün vaziyeti iyice anlamiş bir haldeyiz. # * » Lâtin alfabesini kabul ettikten | sonra çok mühim içtimai bir de- ğişiklik oldu. Büyük Gazi bize al- fabeyi verince Şark medeniyeti denen, esrar ve afyon kokan Şar- ka sırtımızı çevirdik ve Garbın | | münevverleri için mücadeleye de- : Her meşgul olduğunu ortasına girdik, Elimize aldığımız alfabe ile dünyadaki ilim tabirle- rini araştırırken biz münevverler otomat olduğumuzdan yapılmıya- cak şeyleri yaptık. Ne yaptık? Bunu bir iki misal le anlatmak isterim, Her gün göz“ lerimizi yakan, : sinirlerimizi a- yaklandıran bazı kelimeleri kay» dediyorum: Banliö — Vagon li Bunlar bir büyük facia değil midir? Dil kurultayına gelen köylü e- fendileri veya bir nineyi alıp Be- yoğluna çıkaralım ve üzerinde “Enstitü de Bote,, yazılı bir mü- essesenin önüne getirelim: — Okuyun bakalım, burası ne- resi? diye soralım. Arap harflerinin cahili fakat Gazi Türkiyesinin âlimi bu öz Türk, levhayı okuduğu halde bir şey anlamıyacak ve han mıdır, hamam mıdır diye şüpheye düşe- | cektir. | Bu yalnız cemiyet hayatımızda | değil, ilim hayatımızda da büyük facialar yaratmıştır. İki sene ev- vel (Türk kügati) diye bir lügat çıktı, Bu kitapta bir kelimeye te- sadüf ediyoruz. Kurtiyo e Tellâlç simenrı. Ba, | Fransızca Le courtier kelimesin- den maktulen(!) alınmıştır. Keza bir lügat kitabında (kon- tajiyö - Bulaşık, sari) diye bir kelime var. Buna nazaran şöyle bir konuşmada: — Anacığım senin o hastalığın fena kontajiyö mü demek lâzım gelecek? Hastanın 1sısı var, demiyoruz. | Hastanın fiyevrisi var, diyoruz. İşte münevverlerimizin yaptığı yapılmıyacak facialar bunlardır. | Bunun adına ben (Tanzimat has- | talığı) diyorum. Bu hastalık Türk ğer bir şeydir. Türk diline yapı» lan saygısızlık devam etmemeli - dir, Ticaret odası encümeni Kontenjan vaziyeti için tetki- kata başlıyan Ticaret odası en- cümeni pazartesi günü vazifesini Encümen, gümrük kanununda bulunan bütün maddeler üzerin- de ayrı ayri tetkikat yapmış ve miştir. Encümen aynı zamanda kon- tenjan esası için bâzı. temenni- lerde hazırlamıştır. Bu temen- | niler ve tetkik raporları hazır- | landıktan sonra oda idare he- yeti o tarafından da (müzakere edilecek ve Iktısat vekâletine | gönderilecektir üsküdarda yangın Üsküdarda perşembe tekke- sinin bir odasında oturan kör Kâzımin karısı Nuriye içdiği ci- ğarayı yere almış bir minder tütuşmuştur itfaiye derbal yetiş- tiği için. yangının büyümesine İ mesainiz Acem şairi | Firdevsi Bininci yıl dönümü Iran, fevkalâde merasim yapmağa hazırlanıyor Tahrandan bildirildiğine göre, vütün İranda meşbur şair Fir- ölümünün birinci devsinin yıl dönümünde tantanalı merasim yapılacaktır. İranın her tarafında hazırlıklara başlanmıştır. Hükümet, Firdevsinin gömük düğü yerde muhteşem bir türbe | inşa ettirmektedir. Türbenin, in- şaşı, bitmek üzeredir. Harasan- dan: getirilen kıymetli bir cins taştan yapılan türbenin duvarla- | nna gayet güzel yazı ile büyük şairin “ zel bevitler nakşolunmuştur. Firdevsinin ölümünün fında toplantılar yapılacak, şai- rin hayatından bahsedilecek, “ şehbname ,,sinden parçalar ©- kunacaktır. Hül ümet tarafından yaptırilan tüzbenin de açılma merasimi bükümet erkânmın ve Iran mü- | nevverlerinin işlirakile icra olu- nacak, bu sırada hararetli tuklar söylenecektir. nu- Yeni neşriyat: Balkan harbinde Türk filosu Bahriye erkâ- nm harbiyesi harp tarihi en- Tümeii mütehassısı Ali Haydar Emir Beyin bu eseri Deniz harp & kademisi neşri- ya sırasında bastırılmış tır. 480 sayıfalık bir büyük cilt teş kil. eden bu kitap metin ha ricinde 18 barita ile 14 de re- sim veriyor. Büyük erkânı barbiye Paşa Hazretlerinin bir mektubu eserin kıymetini yüksek salâbi- yetle gösleriyor. Yeniz Ali Haydar Emir Bey reisi Müşir paşa müellife : “Deniz barp akademisinde şimdiye kadar Balkan harbine dair verdiğiniz derslere ait not- lar tetkik edilmiş, bu vadideki mucibi omemmuniyet görülmüştür.,, diyorlar. Takdire mazhar olan notlar bu kitapta daba büyük bir ih- timam ile ikmal olunmuştur. Ali Haydar Emir Beyi tebrik ederken eseri bütün okuyucula- | rımıza tavsiye ediyoruz. Mimar Bu gözel, nefis mecmuanin 9 uncu sayısı çıkmıştır. Bu sayı- da ayrıca Istanbul plânı tetkik ediliyor. Mündericatı : Mimar Osman Celâl Bey, san- at ve madde — Mimar Sedat Hakkı, Sayfiye projesi — Orya nist mimar Burhan Arif, modern bir şehrin uzviyeti — Beton ile alçı bloklardan mürekkep hafif döşemeler — Dekoratör Ve- dat, Yeni film dekorları — lik meydan verilmemiştir. heykel sergis', ve saire. şabname ,,s'nden en gü- | birinci | yıl dönümünde İranın her tara- | (7 Bugün eli bütün 21 Temrin Eğ m sinema meraklıları MELEK w« ELHAMMH Sinemalarında büyük bir muvaffakiyetle gösteril | SENİNLE Şaheserini görmeğe koş: | Haurice | Lp | e Stschbach HÜGUETTE DUFLOS JARTISTIK sinemasına gitmelidir. Bütün seyir im kahkahadan kıvran- l rmek çök se wimlidir. sıkıptılarınızı gidermek ara o gülmek | Mary Glory'yi | Mösyö İ Madam ve Bibi filminde * mutlaka görünüz. bu film; Mary Giory'nin şir Mağstiö ei pip tabu idaresinde | kep bit orkestra bu rçalarile sğpie edilen nefis hevaları çalacaktır. Mile. LiLi tarafından t Ispanyol Dansları Pan Fransızca sözlü ZAFER filmi,müessir, dramatik ve mü- biç bâdiselerle dolu bir filmdir Mümessilesi : Sehhar Brigitte Helm ANDRE LUGUET ve JEAN GABİN m mürek- TAKVİM Cums Cumartesi 21 T.ovvel 22 T.evvel 20 Cema.ahir 21 Cema.ahir Gün doğuşu 619 dan Gün batışı di. 9 60? 11.58 47 1249 1852 iki ndi aman Akşam namazı Yatar namazı İmank Yün geen (|, günleri j ! 21 18,33 409 Yıl kalan günleri HAVA — Dü 16 derece olarak tesbit hava hafif bulutlu olacaktır. | RADYO |! Bugün ISTANBUL — 18'den 1940 & ka Ala Tuza ve Belkis Hanımlar — 21 e kndar Orkestra 21 den 7 İnci, Kilsa, Cennet Hanımlar, Yeni Fransızca muallimleri Dün darülfünunda orta mek- teplerde Fransızca muallimi ol- mak istiyenlerin imtihanı yapıl- mıştır, Gala müsnmeres'nde : ve 0 Fransız filmlerinin en müessir ve en fevkalâdesi ol MARY DUGAN'ın Dav A filminde candan alkışlanmıştır. les BIR SAN aklardır. Baş rollerde Filme ilâve: Paramount gazetesi - Rus futbolcularının şeb gelişi. Seanslar bugün Elhamra" da 10.45 Melekte 1! de Dün akşam: GLORYA sinemasını? | i Bütün Salon halki CHARLES < BO — Bugün herkes XX Istanbul Beledi Darülbedayi Şehir Ti Temsilleri : 3 afi 232 rms vi h 21-10- CUMA günü Matine saat 15,30da Ve Suvare saat 21,30 da Mucize Komedi 3 per- de 2 tablo Yuzan: R. de Flers ve F. Crois Tercüme E e ik Üğnll mahsus Nukut (Satış). Kuruş | * Silin A“ Pezeta Mark Zolot Pengö 20 #. Beigike li? Lay 20 Drahmi gr. Dinar 20 İsviçre Gervosil 1 Altm 1 Mocldiyf 1 Banknot : | Çek 34— ve fiatları İzem sa. 4,50 | Anadotu #3 — | a. MR: Dilenciler'e gene müc” edilecek J Dahiliye Vekâletinde9 diyeye dilenciler kakkın emi İ bir tamim gelmiştir. Bu gi dileneilikle ve dilencileri dele işlerine esaslı bif cil çahışilması, dilenci çocukl!” p lilerinini tesbit edilmesi “ li lardan çocuklarını dilendi" | ceklerine dair taabbö alınması bildirilmiştir. name verdikleri halde İdi | rını dilendirenler cezâ gö" | lerdir.