Beyaz Kadın ticare YY YE Li .“ O karısını sattı, şimdi başka birisile evleniyor !,, diye cevap verdi DE Bir izdivaç Bir gün Jaklaroj göğsünde bir çiçek takılı olduğu halde geldi beni buldu, Gayet memnundu. Bana mühim birşey söyliyecek- miş gibi bir tavırla dedi ki: — Azizim bugün sizi davet ediyorum, o Arkadaşlardan biri evleniyor izdivacında bulunacak olursanız son derece sevinecek. Aynı zamanda iyi eğleneceğiz. “ Hava gayet güzeldi, Güneşin parlak ışıklarına rağmen tatlı bir rüzgâr insani zevk veren bir serinlikle sarıyordu. Akşam üzeri idi. Sordum: — Dâvetinizi kabul kim? — Kim olacak size geçen gün takdim etmiş olduğum dostları- mızdan Röne.. Ah ne saadet de- ğil mi? Yüzüne hayretle baktım. An- laşılmıyacak bir şey. Bundan bir kaç gün evvel Jako beni Röneye prezante etmişti. O sırada heri- fin karısı vardı. Halbuki: — Bu nasıl olur azizim. Da- ha geçen gün siz bana Röneyi prezante ettiğiniz sırada yanında zevcesi yardı. Kadına bir hal mi oldu. Yoksa koşandılâr mı? Jako gayet tabii bir şey söy- ler gibi dedi ki: — Hayır canım.. O karıyı sat- tı. Bugün yenisini alıyor; işte © kadar.., Jakonun otomobili vardı. Oto- mobile bindik, Herif otomobili güzel kullanıyordu. Yalnız lüzu- mundan fazla pervasızdı. Her dönemeçte otomobil öyle tehli- keler atlatıyordu ki insanın kor- ku ile irkilmemesine imkân yok- tu, Jako sanki gezmeğe gitme- yor adeta müsabaka yapıyordu. losan şoför mevkiinde oturaca- ğına beygire binen bir cambaz gibi otomobilin ön tarafında a- yakta durmamasına hayret eder. Böyle her an ölüm tehlikesi ge- şirirken onunla konuşmak insa- nın hatırına bile gelmez. Onun için otomobilin durmasını bekli. memnuniyetle ederim. Fakat evlenen tomobil en kalabalık bir cadde. yi arkasından süvariler kovalı yormuş gibi geçti. Halk vaktin- de kaldırımlara sığındığından ka- za olmadı. Aynı zamanda Jako- da otomobilin “volan,, ım demir bir elle idare ediyordu. Nihayet düz bir caddeye vardı. Burada kaza imkân azalmıştı, bir az , cesaretlendim, yeni gelinin gü- zel olup olmadığım sordum O- muzlarını silkti, şu cevabı verdi; Bilmiyorum. Kadını daha gör- medim. Dün vapurla gelmiş Hemen O evlendiler. Malüm ya Büemosayres de böyle şey- ler sürüncemeye bırakılmaz. O- tomobil Palermoya varmıştır. Bu- rası Büenos o Ayres'de Polonya ormanı mesabesinde bir yerdir. Her tarafta güzel yeşil kameriye- ler görülür. Hertaraftan cazip xokular yükselir. Jako havanın güzelliğine son derece seviniyor- du. Bol bolnefes aldıktan sonra bana dönerek dedi ki : — Görüyorsunuz ya burada herşey sevgi kokar; Arjantinin havası böyledir. Bu memleket ek ve sel yerek susmayı tercih ettim. O. Tefrika * 22 dünya cennetidir desem yeri var. Jako otomobili ağaçlıklar ara- sında yapılmış büyük bir binanın önünde durdurdu. Binanın inşa tarzını görünce şaştım. Filhakika şekli» hem Ermonomil pavyonu- nun manzarâsını, hem de Pariste- ki Kovmos lokantasını andırıyor- du. Otomobil durdu. Jako otomo- bili bir garaj yerine kadar gö- törüp bıraktı, Sonra içeri girdik bu sırada rehberim. gürur ile söylöyordu: — Buraya Paris istirabathanesi ismi verilmiştir. Şimdi ber vakit burado toplanınız. Punu tesis edenler Aşil ile Arson.. Haydi içeri girelim Böne çok sevinecek Haydi geliniz girelim de kendi- mize iyi bir yer bulalım. Çünkü davetliler az değil. Oldukça mühim bir yekün tutuyor. — Nikâh merasimi bu sabah- mı yapıldı yoksa bundan sonra- mı yapılacak? Rahip ve belediye memuru zannedersem bir nikâh için buraya gelmezler. Jaklaroz bu sözlerime karşı büyük bir bayret gösterdi, Hatta bir lâhza şaşaladı sonra gayet tabii bir tavırla şu cevabı verdi. — Rabip böyle bir. memurun işi ne? Biz kendi işlerimizi gör- mek için me birine ne ötekine mubtaç değiliz kendi işimizi ken- dimiz gürürüz. içeride hakikaten büyük bir kalabalık vardı. Kahkahalar atı» lıyor emsalsiz neş'e hüküm sü- rüyordu. En samimi dününlerde ancak bu kadar şenlik görüle bilir, Masaların üzerinde şampanya şişeleri, küçük çörekler dolu idi. Salonun tanzimi de mükemmeldi. Her tarafta kalın kırmızı halılar yayılmıştı, Gene masaların üze- rine ve salonun her tarafına bol bol çiçekler konmuştu. Duvarlar ve tavan tamamen yaldızlı idi. Insan etrafındaki yaldız &o''u- ğundan gözlerinin okamaştığını hissediyordu. Böyle süslü salon- lara Fransada ancak bazı büyük ayalet şehirlerinin eskiden kalina binalarında tesadüf edilebilir, lik bakışta bu ziyafette kadın- dan ziyade erkek olduğu görü- lüyordu. Bundan daha basit an- layışlı şey yok. Büenos Ayreste kadınlar iş sabibidirler. Kolay kolay tatil edemezler. Halvuti aylak gezen erkeklerin haddi hesabı yoktur. Jako bir taraftan bana böreklerden ikram edip diğer taraftan kadehime şam- panya koyarken bu noktayi işa- ret elmeyi unutmadı, dedi ki: Bir düğün oluyor diye kazita- ları kapatarak ticareti durdura- mayız ya! “Dostluk kantarla alış veriş miskalla demişler herşey- den evvel iş.. Manmafih böyle ziyafetler o- lunca evvelden kararlaştırılmış bir devir usulü“ ile lâzım olun duğu kadar kadının bulunabil- mesi temin ediliyormuş. Bu mec- liste bir vizitasi yirmi Pezoya olab Hanımlardan tarifesi düşük yerlerde çalışan ve ancak iki Pezo alan Hanımlara kadar her tabaka temsil edilmiş bulunuyor. Burlar birbirilerine evvelâ caka yapmıyorlar. Hepsi samimi bir muhit içinde gülüyor, eğleniyor. Başka bir muhit dahilinde olsa zenginler fakirlere karşı kibir taslar, ti Kimler VAKTT kazandı? in Parasız yatı talebesi 915 numaralı kanun mucibince Maarif Vekâleti, orta mektepler- le liselere leyli meccani olarak girecek talebe için bu sene bir mü sabaka imtihanı açmıştı. Müsaba- ka imtihanları bütün liseler, mu- | allim mekteplerile, orta mektepler mintakalarında, orta mektep bu- lunmıyan diğer yerlerde de maarif müdürlüklerinde yapılmıştır . imtihanlar için Maarif Vekâle- tinden sualler tanzim edilmiş . ve mühürlü zarfalar içinde imtihan mintakalarına gönderilmişti. Bu zarflar 3 Eylül 932 de ayni saatte bütün imtihan mekteplerinde ve heyetler huzurunda açılmış ve talebeye tebliğ edilmişti. İmtihan- lar tahriri olarak yapılmış ve imti- han evrakı gene mühürlü zarflar- la Vekâlete gönderilmişti. Maarif Vekâletinde müdürler ve muallimlerden müteşekkil bir heyet tarafından imtihan kâğıtları esaslı bir surette tetkik edilmiştir. İmtihana 2299 kişi girmiştir. Kad ro mucibince ancak 123 talebenin alınması iktiza ettiğinden muvaf- fak olanlardan en yüksek not a- lanlar tefrik edilmiştir. Müsabakayı kazananlardan ley- li meccani olarak ayrılan talebe- nin imtihana girdikleri mmtaka - larla isimleri şunlardır: Istanbul — Mesduh B: oğlu Suat Et, Mehmet EL oğlu Mehmet Ef, Vahit Ef. oğlu Fikret Efe, Mustafa EĞ oğlu Necati PP, Ahmet E£. Oğlu Mehmet Remzi BE, Yu Bua Ri oğlu Mimi Bt; İhsan Ef, oğlu Ap- tullah BG; Salik EE, oğlu Zeki EE, Emini EE, oğlu Ali E£., Kadri Ef, oğlu Fikri E£, Meb- met E£. oğlu Mahmut Turgut Ef, M. Emin EL, oğlu Hâmi Hf, Mahmut Ef. oğlu Meh- met Echçot Et, Mustafa Ef. oğlu Tursun Efendi. Erenköy — Ahmet Kasım Er. kızı Kümu ran E., Sadettin Mf. kızı Emine Nezahet H., Mehmet Şakir DF. kızı Naile Sabahat H., Yumuö Ziya Bey kizi Cahide Tayyibe İH, İs- mall Ef. Kiz Vasfiye Hi, Muzaffer Et. kızı Handan H., Merhum Al! Ef, kızı Semiha H., Selim E£, kızı Vebibe Hanım, Rize — Recep Ef, oğlu Osman E, İlyas 4, oğlü Mustafa Efendi, Bilecik — Hasan“ Et. oğlu. İbfahim Ef, Hafız Nuri EH, oğlu Mahmut Nedim B£,, Ö- mer Lütfü EL, oğlu Sadettin Efendi, Ankara — Ali Ef, oğlu Mehmet Ali E£, Sadık Ef, oğlu Salâhattin Ef., Abdulah E£. oğlu Ali BE, Mehmet Rf. oğlu Y. Kadri EK, Mustafa EF, oğlu Ahmet Jif,, Ömer EC, oğlu Osmani Ef, Tevfik Ef. oğlu Şemsettin EL, AN Ef. oğlu Hâmit HE; Osman Ef. oğlu Hik met Ef, Ahmet Ef, oğlu Mehmet Efendi, Malatya — Ahmet Ef, oğlu Mehmet Ef, İbrahim E£/ oğlu Mehmet EL, Ramazan E*, oğlu Abdullah Efendi. Manisa — Fevzi Ef, oğlu Nurettin Ef, Mehmet Ef; oğlu Nuri Et, Tekirdağı — Ismail Hakkı Ef, oğlu Özer Elendi. Eöklşehir — Muntefa Ef. Yozr Sıdıka H, Halil E£. oğlu İbrahim Ef, Ali BE. kuz Ayşe Hanım, İzmir — A. Şefik Bey oğlu Salâbattin Ef. Gaziantep — Memik EB oğlu Ali. EL, AH EL oflu Behçet He Kayseri '-- AH EL. oğlu Ziya WE Trakgon -- Nuri E£, oğlu Cafer E£., Tayyar BE! Mustafa BE. oğlu Ali EL İsımati Bİ. oğ- Ii Kemal Ef, Aslan çavuş oğlu Mehmet Remzi Ef, İzmit — Mustafa BE oğlu Süleyman Et, Sıvas — Mustafa E£. oğlu Adil EZ, Mab- mat Bİ, oğlu Necati B£, Çarileri — Ahmet BE, oğlu Mehmet Ef, , Nöpet EE. oğtu Mehmet Necati BE Kastamonu — Hamdi B. oğlu Kemal Ef, Zya Bey oğlu Recai EE. Denizli — Süleyman E£. oğlu Muharrem Vehbi BE, Ali TEE, oğlu Bektaş Er, Niğde — Talip ağa oğlu Lâtü Er. Amasya — İrfan BE, kızı Muhsin Fikret Hanım. 8. Karahisar — Tevfik EE oğlu Cemal Et, Mehmet Ziya Ef oğlu Mustafa Zihii EE. EVâzir — Abmet E€ oğlu Mustafa E£, Zühtü EL oğlu Niyasi Bi. Zonguldak — Mustafa E€ oğlu Mustafa Kemal Efendi. Yahya Necati BE. oğlu Mustafa BE, Sellim Mütercimi : Zonguldak mebusu Halil 10 Teşrin TAT LE Gözlerini kitaptan ayırmıyan Çi başka âlemlerdeneler düşüne 6 ıncı fasıl | Bundan evvelki tan babsetmiştik:; Oradaki iza- hatımız, oğlan çocuk kadar, kız çöcuk hakkında da tatbik olu- nabilir. Halbuki, çocukların yaşı ilerledikçe, aradaki farklar ar- tar ve bu suretle her ikisini ayrı ayrı ve pek farklı bir tarz- da mütalea etmek zarureti hasıl olur, “Işte bu fasıldaş kendi kendini idare etmiye, ailenin gözünden uzak kalmaya ve hareketlerinin mes'uliyetini duymaya başlıyan oğlan çocuktan bahsedeceğiz. Evvelâ, oğlan çocuğun aileden | kat'i olarak ayrılacağı zamana takaddöüm eden ilk ayrılık dev- resi hakkında birkaç söz söyli- yelim:Analar ve çocuklar üzerin- de pek acı tesirler yapan bu ayrı- bk, boşa gitmemekle beraber makul, selâmetbahş ve ekseriya zaruridir. Mektebin neşe ve şetaretleri- ni, oyunlarını, saf ve temiz zevk- lerini methetmekle analık şefka- tini aldatacak değiliz. Hayatın en güzel, en tatlı devresinin mektep hayatı olduğunu da id- dia etmiyeceğiz; Hayır, mektep hayatı » itiraf ederiz ki - zahmet- | lidir, mahoşlur, fakat hayırlı ve faydalıdır. Mektep (hayatının acılarını tatmış ölanlardanız. Gözlerini kitaptan . ayırmıyor gibi göründüğü halde, çocuğun hiç bir şey okumadan hayalini mütemadiyen aile ocağının etra- fında, anasının ve kızkardeşleri- nin (yakınlarında doaştırdığı uzun saatların acılığım pek ya- kından tatmış bulunuyoruz. Fakat bütün bu oıstiraplara rağmen mektep, seciyelerin tecrübe ve inkişaf o meydanıdır. Büyük ve yüksek faziletler orada öğrenilir. Çocuğunuzun hayatta hiç bir ma- #azmakızms deramasssase2n9s00s0na00aREREONEAEOUEEENLIEEAI Yİ. oğtu Hüseyin Ef, Mehmet EE, oğlu Ke- nan Ef, Ahmet Ef, oğlu Osman Yf, Mardin — Hamdi Er. oğlu Fuat Ef, İlyas ER, oğlu Hizir W,, Badettir Vİ. oğlu Mehmet Ef., Abdülkerim oğlu İbrahim Ef, Hall Ef, oğlu Salim E£, Hasan KW, oğlu Şekip EE, Davut Et, oğlu Ahmet Efendi , Aydın — Merhum Mekmet Hümi Wf, oğ- lu Abdullah Cevat E£,, Emin E£. oğlu İbra- him EK, merhum Ali Ef, oğlü Human Er, maârhuna Haşim EE oğlu Eimâs EC, Hafiz Mehmet Ef. oğlu İlüseyin Cahit BA, “Hancı Mehmet Et, oğlu Osman Ef, Mterkum Ca fer B£. oğlu Hakla EY, Kâğu 1 kızı Zeh- ra Müşerref H. Bolu — Mehmet Ali Ef oğlu Necdet Fab. ri EC, Mehmet ağa oğlu Kâmll Ef. Edirne — Kadri Er. oğlu Nüzhet E£,, Alİ Ee. oğlu Orhan Er, Silleyman Ef. kızı Ner- min Ji., Recep &£, oğlu Hükmet Ker. Bihop — N. Abidin E£, kızı Müzeyyen H. Siirt — Yumıf BE, oğlu Hasip E£. Afyon — Carullah EE. oğlu Ahmet Ef, , Ömer E*, kızı Lütfiye Hanım. Konya — Abdurrahman £. oğlu Abdli- kadir Ef. Molla Mehmet Ef, oğlu İsmail Hakkı Ef, Molla Ömer Ef, oğlu Ömer BE Maraş — Mâraş orta mektep mezunların. dâniT numaralı Ahmet E£ Balıkesir — Hasan Ef, oğlu İsmali Bi. | | Hümmet Ef oğlu Tubir Ef. Antalya — Merhim AM Rıza BE oğlu Kema! EY., Ralf Ef. kızi Seniha H., Abdullâk E£. kızı Naciye Hi, Cevdet Ef kun Huriye Müzebber H., Mehmet Er. oğlu Gani Bi. Urfa -—- Al ağa oğlu Müslim He. Adana — Miüteknit Tahsin Rey oğlu O- guz Ef, #arhum Funt Bay'oğtu Hikmet Hi. Kırklareli — İsmell E£, oğtu Zeyyat Şeb- rullah Ef. Yahya E£. oğlu Celâl if. Bursa — Müstafn Asım Et. oğlu Hüseyin Necmettin Ef. Mustafa X£. oğlu Abdi BE, Badık EL. oğlu Saffet E£. Muğla — Şükrü Ef, oğlu Muammer Ef. , Momig Ef. oğlu Mehmet Ef, İrahim Ef, oğ- Ya Yunuf EK, niaya tesadüf (etme. | hayatının daima tatlı” fasılda cinsi- | İ yet farkı gözetmeksizin çocuk» geçeceğinden, ananın" vesayetini terkeder eti cecik bir zevcenin pü fakatına nail olacağı” misiniz? Evet mi? Şu “$ dizinizden O ayırmayın” rahat ve huzur için birakınız devamlı bir çocukluğun bütün © den istifade etsin, P metli işlerden, hüzün V5 dirlerden, suvuk ve lerden, © yabancı büyük keskin oyunlardan v& rakabetlerdei ği anayı korkutan bütün £X uzak tutunuz. Fakat *# bet cevap veremiyece$" çocuğunuzun müstakb€' bâkim © olamıyacağımıZ! ediyorsanız ailenin dışı9ği sil ve terbiyenin me dan korkmayınız. Çe€ yatta en luzumlu ve şeyleri öğreten mekte İ cuk burada usul ve nir. Çünki ailede usul ne kadar sıkı olursa © riya müsamehae dilir. ' öğrenir, çünkü ailede ! kolayca gevşetilir, 18” yüz östü bırakılır. Hak let öğrenir, çönkü #f ve adalet mefhumu, ©# saadekârlığa mazhar © Gayret ve faaliyet” çünkü mektep hayatı b şa gayret ve faaliyeti birinci olamıyanlar, bi$ oyunda ve koşuda b çalışırlar. Samimiyet öğrenir; çünkü çocukları, hk ve münafıklık kad şeyden nefret etme: ve tahammül öğreniri çocuklar yaramaz m biribirlerini - rahatsız hoşlanırlar. Cesaret öğ kü mektep hayatındi kendi kendini müdaf# mecburdur, muallimim * ne sığınmayı bir nevi telâkki eder. .Dostiu çünkü en esaslı dosiiM”” tepte vücut bulur, öğrenir, çünkü, haki” olduğu gibi, mektep. da herkes, ancak Z mavkii işgal edebilir, ” se sizi çiğneyip geç” yarınki büyük adamı mez bükülmez bir kai” şısındasımz; liyakat * kınızdan, iradenizdef niyelinizden başka a güvenemezsiniz. İşt€'e çebresile mektep! P* ve edelim ki mekt€P kikatte bu derece kunç değildir, bu kadar tatlı'aşlıranı 4.” yumuşatan tarafla” it Hoca, daima mütbif* değildir, dis'plini9 diği mücazat'arın gite“ larda vardır, ME di hayattır. Fakat S9, / mütenasip bir BE bizzat cemiyettir. ©“ miz cemiyetten deb? kü acil, muhik ve © Şe e ye e e