Sayıfa 6 “ Islâm âlemi nereye gidiyor ? ,, Londra, Paris, Berlin darülfünunları bu mevzuu tetkik etmektedirler İngiltere, Fransa ve Almanya müsteşrik âlimlerinden müteşek * kil bir heyet islâm âlemindeki yeni hareketleri tetkik eden yeni bir eser yazarak İngilizce neşretti ler.. “İslâmiyet nereye gidiyor?.,, unvanını taşıyan bu eser, Avrupa nm en meşhur müsteşrikleri ve â- limleri tarafından yazılmak, sonra İslâm âlemini alâkadar eden bir çok meseleleri tetkik etmek itiba- rile okunmağa değer. Eserin tahririne Paris, Londra, Berlin darülfünun müderrisleri iş tirak etmiş ve bunlar geniş bir tet- kik ve tetebbü sermayesi olan ma lâmat ile okuyucularını aydınlat- mıya çalışmışlardır. Eserin başlca mevzularından biri olan “İslâmiyet nereye gidi- yor?.,, bahsini Londra darülfünu- nu (omüderrislerinden profesör Gabb yazmıştır. İngiliz profesörü bu değerli tet- kikinde bu çok mühim suale sarih bir cevap veremiyör ve islâmiye- tin nereye gittiğini, nereye vara- cağını gösteremiyor. Sebebi, bugün hiç te görünmi- yen, yahut hesaba katılmasına im kân bulunmıyan âmillerin ansızm faaliyete geçerek vaziyeti büsbü- tün değiştirecek tesirler yapması- dır.. Bununla beraber profesör Gibb bugün islim âleminin aldı. ğı istikameti tayin ederek diyor ki: “İslâm âleminin bugünkü bariz vasfı, onun garblılaşmak istediği- 'dir.. Bunun neticesi olarak garp medeniyeti islâm âleminde müte- madiyen ilerliyor. ,, Sonra gene İngiliz profesörüne göre islâm memleketlerinin hede- fi, islâm milletlerinden müteşek- kil ve dostane şerait içinde yaşı- yan “islâm milletleri ailesi,, vücu- de getirmektir. Bu ailenin efradı olan islâm milletlerinden her biri “medeni bir hükümet,, tesis ede- rek müstakil yaşamak emelinde- dir. Fakat bütün bu milletler müşte- rek bir kültüre varis olduklarını unutmıyor ve bu müşterek kültür, islâm milletleri arasında bir ca- mia vücuda getirtiyor.. “»»ş Profesör Massignon'un Afrika hakkındaki yazısı da şayanı dik- kattir.. Şimali Afrika sahilinde yaşıyan müslümanlar, bilhassa Fransaya tabidirler.. Şimali Afri- © kanm rklimi şeraiti onun Fransa- “ile nüfus mübadele etmesine yar- dm ediyor.. Onun için 1927 de - 150,000 Şimali Afrikalı, Fransaya © geçerek orada iş bulmuşlar ve ça- lışmışlardır.. Buna mukabil Fransızlar, İtal- yanlar da Cezair ve Tunusta ko- laylıkla tavattun ediyorlar.. Fa- kat Cezair müslümanlarının €- i ; mellerinden biri Fransa içinde ve ie! © Fransanm kalp ve dimağmda is- © lâmiyet namına bir mevki açmak- tar. Onun için bunlar Fransa için- de bu mevkii elde etmeğe çalışı- yorlar.. » Eserde Hindistan hakkındaki daman'da bir çok mühim idari vazifelerde bulunan kay - makamı tam manasile bir imperyalisttir.. Onun için İn gilterenin Hindistanda (Otem- sli ve teşrii heyetler ve teşekkül- ler vücuda getirmesine muhaliftir, Ona göre Fransızların kendi müs- temlekelerinde kazandıkları mu- vaffakiyetin başlıca sebeplerin den biri, onların bu gibi müessese lere baş vurmamaları imiş! Bu- nun neticesi olarak Fransızlar, bu hattı hareketin semerelerini topla- dıkları halde İngilizler onlara gıp tayla bakmaktan başka bir şey ya- pamıyorlarmış! , ». » Profesör Berg, İndonesye'den, yani Felemenk'e tabi ve bir çok müslümanlarla meskün Hint ada- larından bahsediyor. Felemengin şarktaki müstemlekeleri, gerek nü fus sayısı, gerek ehemmiyet itiba- rile, İngiltereden, sonra gelir.. Fa kat Felemengin idaresi, ve ilmi | inkişafları gündelik hayata tatbik etmekteki muvaffakıyeti, İngilte- reye faiktir. Son on beş sene zarfında Fele- menk hükümeti de İngiltere hükü- meti (gibi, (omüstemlekelerinde meşruti usul dairesinde harekete başlamış ve bu usule müstenit mü esseseler vücuda getirmiştir. Bu- nun neticesi ne olacak?. i Profesör Berg, bu suale cevap vermek vaktinin henüz bhülül et- mediği fikrindedir. dara rüksayi si Mısır ile Garbi Asya hakkında- ki bahis profesör Kampf Meyer tarafından yazılmıştır. Profesöre göre eskiden Türkiye, bir takım islâmi hareketlerin membaı idi. Türkiye, o teceddüt ve inkılâp devrine girerek bu hareketleri bı- rakmış, buna mukabil Mısır onlar la meşgul almıya başlamıştır. Bu- gün Türkiyede islâmi bir hareket yoktur Mısır ise bir takim islâmi hareketlerin merkezidir. İranda vaziyet başkadır. İran, şarka da garbada mütemayil bir haldedir.. İranın hedefi, belki de şark ile garbı telif etmektir. Efganistandaki şerait, ruht bir inkişafın taazzu etmesine müsait değildir. ... Mütenddit profesörler tarafın- dan vücuda getirilen eserin ifade ettiği başlıca fikirler bunlardır. Bu fikirleri muhakeme etmek ve onları doğru veya yanlıiş te- lâkki etmek karie aittir . Omer Rıza Bir müsamerede dört arkadaş Dün Karagümrük idman yurdu bahçesinde verilmete olan mü- samere esnasında Karabaş ma- hallesinde oturan Mehmet, Os- man, Cemal ve Ömer isimlerin- de dört arkadaş sarhoş bir balde müsamere mahalline ge- lerek zurla kulübün bahçesine girmişler ve orada getirdikleri rakıları o içmeğe başlamışlardır. Bu dört arkadaş polisler tarafın- dan yakalanarak haklarında ta- Kadın modaları Çoraplar Kış yaz kalkmadan) Elhamra Sinemasında evvel araya ajorlu- . . su girdi ! Avrupada şimdi moda olan çoraplar, geniş delikli ve bir ağı andırır şekilde vücuda geti- rilmiş çoraplardır. Bu çoraplar, bacağı hemen, hemen çıplak bırakmaktadır. Çoraplar, ten renginde, kahve rengi, kurşuni ve siyah renkte- dir. Elbisenin rengine göre giyi- lecektir. Bu çoraplar, çok zaman evvel Amerikada moda olmuştu. Ame- rikada giyilenlerin delikleri, çok genişti. Onun için bunlara “Ha- mak çoraplar,, deniliyordu. Av- rupadakiler , o Amerikadakilere nisbetle biraz daha mutedil bir tarzda yapılmaktadır. Netice itibarile, Amerikada- kiler gibi Avrupadakiler de ba- cağı mubafaza etmekten ziyade, güzel gösterecek bir süs mabi- yetinde kalıyor. Bununla beraber, çorapsız gezmek modasının yer- leşmesine doğru bir adımdır. Zaten havalar serinleyince, çorap giyilmiyecek mi? Bu ajorlu ço- rap modası mevsim değişmesine göre, bir intikal modası, sayıla- bilir, Sinemada sigara içilemez! Dün Beyoğlu sinema kontu- rollarından 2445 numaralı Sa- dullah Efendi sinemada sigara içtiklerini gördüğü bir kaç ki- şiye ibtarda bulunmuş ve bun- lardan Pangaltıda kafes soka- ğında oturan bakkal Şakir Ef. bu ihtadan muğber olarak me- mura hakaret etmiştir. Şakir EF, hakkında takibat başlamıştır. Hafta tatiline muhalif Galatada Necatibey caddesin- de 221 numaralı dükkânda otu- ran tütüncü Yahyanın hafta ta- tili kanununa muhalif olarak dün dükkânını açtığı ve tütün sattığı görülmüş ve yakalanarak hak- kında takibata başlanmıştır. Güverteden ambara Beyoğlunda kalafat yerinde Muhsin kaplanın sür'at motö- ründe çalışan Mahmudiye cad- desinde Yeşil direk hamamı kar- şısında oturan seyyar marangoz Rizeli Reşat vapurun güverte- sinde ( çalışırken müvazenesini kaybederek ambara düşmüş ve âğır surette başından yaralan- mıştır yaralı Reşat oSenjorj hastanesine yatırılmıştır. Yastık altında para Galatada Umumhane cadde- sinde 3 numaralı hanede dalakçı Nuri polise müracaat ederek odasında yatmakta iken yastığı altında bulunan altmış liranın aynı odada oturan Mehmet, Ali, hamal Mustafa ve Ali Riza ta- raflarından çalındığıni haber ver- miş ve dört arkadaş yakalan Yeni Filimler Cennet Kuşu Lullan Harvey, — Haart Gerat Berlinde Ufa şirketinin Fransızca ve Almanca olarak çevirdiği bu dokuz kısımlık filmin Elhamra sinemasında Fransızcası gösterilecektir. Rejisörü Vilhelm Thiele'dir. Birbean ve Dilly'in eserinden muktsbestir : Tegrinlevel Pazartesi aişamır Etkarra miötinemda güeterilecei ölen (Cennet Kuşu) #ilreinden bir sahne. Viktor beynelmilel büyük bir | run karısı halasr ve aşık görünen otelin baş garsonu, aynı zamanda | Dük'le beraber otele da otelin bütün ruhu mesabesin- geliyorlar. Gene kadının fikri kocasile bir - dedir. Viktorun elinden her şey | leşmektir, Viktor karısının Dük'le gelir. Müşteriye iyilik etmesini se- ver ve iylikte bulunmayı vazife telâkki eyler... Amcası da elli senedenberi bu dir. Viktorun karısı iki sene evvel beraber gelmesindeki maksatta boşanmak ve Düşes olmak hevesi seziyor ve bütün kuvvetile mani gölü yl aa olmağa çalışıyor. Amcası yardım cısıdır. Her iki taraf maksadma KN ikile dansöz olmak | ail olmak için baş vurmadıkları > şöhret el için aci sare kalmıyor. Fakat aşk galebe terkederek kaçıyor.. Bu macerada | €diyor.. İki sene sonra sadık fakat halası beraberdir. İki sene geçtikten sonra Vikto- | leşiyorlar. Hâlâ mı büyücülere, cincile- temiz bir hayat sürmek için bir- re inanan Var? Konyada çıkan “Babalık,, ar- kadaşımızın yazdığına göre Sa- rayköyünde garip ve isanılmıya- cak bir vak'a olmuştur. Hadise şudur: . Sarayköy nahiye merkezinde Karaçay tuz şirketinin bulundu- ğu dükkândan bir gece bir mik- tar para çalınmışlır. Parayı aşı ranları bulmak için çare aranmış ve Murteza hoca isminde bir cinci nin celbedilmesine karar verilmiştir. o Ayrıca meczup iki adam da bulunmuş hırsızlar bun” ların vasıtasile aranmıştır. Neti- cede bu heriflerin verdiği ma” lümata istinat edilmiş ve bu yüzden iki kişiye bayılıncıya kadar sopa atılmıştır. Dövülen lerden biri dayaktan öleceğini anlayınca bıçağı sol böğrüne saplamak istemiştir, Hadise ha* ber alınmış, müddeiumumilik tahkikata başlamış, alâkadarları Dezaret altına almıştır, ——şğ. aa ama Manisada üzüm vesaire Manisa, 30 (A.A) — Dün öğ- leye kadar borsada 8-18 kuruş arasında 392 çuval üzüm ve 4.30 paradan 7 kuruş arasında 130 çuval buğday ve 3 buçuk 4 kuruş arasında 17 çuval arpa ve 16,5 kuruştan 2 çuval susam, 10 kuruştan 17 çuval koza sa- tıldı. Dünkü üzüm satışının yekünu 601 çavaldır. m — Şüpheli bir ölü Galatada Birahane sokağında oturan Nikonun odasinda ölü ere haber verilmiş zabita ve belediye doktorları tarafından yapılan muayene neticesinde Nikonun ölümünün şüpheli oldu- ğu görülmüştür. Romen kabinesi değişti! Bükreş, 30 (A.A) — M. Titu- lesco'nun istifası parlamentoda uzun müzakerat ve münakaşatâ sebebiyet vermiştir, Fırka örüesası bu istifadan mütevellit endişelerini izhar et* mişlerdir. M. Valida, Milletler cemiyeti" ni hararetle müdafaa ve metbe” derek Romanyanın Rusya ile münassbatım normal bir safha” ya sokmak için Cenevre mefkü” resine tevfikan çalışmıya devam tir, . etmesi lâzım geldiğini söylemi$” j v m