12 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

12 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Sayıfa 4 i Harici Ticaretimiz İthalât - İhrz İhracat Piyasadaki umumi durgunluk : 1930 ve 1931seneleri muamelâtına birnazar Türkiye Cümbhuriyeti Merkez Bankası üçüncü ' (Nisan — Hazi- ran 1932) bültenini neşreiti. Bu bültenin başlangıcında memleketi mizin en son nakli vaziyeti ile i- careti hariciyesi şu suretle tasvir ediliyor: Nakti vaziyet: Piyasadaki durgunluk devam etmektedir. İstânbul takas odası. | nın Haziran 1922 güyesinde altı | aylık muazaclâtı geçen seneye nis- İ petle döztte bir derecesinde düş- | kündür. Halbuki göçen senenin muamelitr da (1930) a nispetle gene © nispette aşağı bulunuyor- du. İçinde bulunduğumuz seneye ait olarak Banka rauameleleri ha- rekâitmda meşhut olah bu müteva- li inhitat Merkez Bankasının baf- talık vaziyetlerinde asarını pek bariz olirak göstermektedir. Ban- kanın iskento cüzdani son üç ay zaffında da mutlak harekstsiz- liğini muhafaza etmekte israr et- miştir, K Bankanın altın mevcudu cüz'i nispetlerde de olsa tezayüt etmek- te berdevamdım. Mart 1932 gaye- sinde (17,55) milyon lira mikta- rında olan altın Haziran 1932 ga- yesinde (18,5) milyon liraya ba- liğ olmuştur. Senenin birinci üç a- Yı zarfında ihrscat mevsiminin ka» panmış ve ikinci üç aylık devre de henüz açılmamış bulunması do layısile döviz mevcudunda kendi- ni gösteren tenakusa, mevsimin kısırlığından mütevellit sıkıntıya rağmen milf para istikrarı filisi- ni salâbetle muhafaza etmektedir. © Ticareti hariciye: 1930 ve 1931 seneleri muamelâ- | tıma ait olarak gümrük umum mü- dürlüğü tarafından neşredilen kat'i rakamlara göze 1931 senesi harici ticaretimizin neticeleri şöy- ledir: İthalât — 1980 senesine naza- ren (20,8) milyon lira (0, 14 ka- dar) vel929 senesine mazaren (129,6) milyon lira (95 50 kadar) azalmıştır. İthal edilen emteanm sikletinde de bir tedenni vardır: ! 1930 senesindeki (459,5) bin to- | na mukabil (449,5) bin ton, bi- maenaleyh .(100,000) tonluk bir noksan... İhracat — (618,1) bin tonun (666,9) bin tona çıkması hasebi- le siklet noktasından ihracat mik- tarında (48,8) bin tonluk bir te- zayüt olmakla beraber kıymet iti- barile bilâkis (1930) senesine nis petle (24,1) milyon (€4 15 kadar) ve (1929) senesine nazaran (27,9) milyon liralık (5 18 ka- dar) bir tenakus hasıl olmuştur. Bu farkın sebebi zirai muhsulât fiatlarının bütün piyasalarda düş- müş olmasıdır. (1930) da ihraca- tın beher tonu vasati (245) lira kıymetine iken (1931) de bu'kıy- met (190) liraya düşmüştür. Umum tcareti hariciye : (1939) senesi (1,116,499) ton olan emtea ithalât ve ihracatı, ya- ni ikisinin heyeti umtumiyesi 1950 senesine nispetle (51,161) tona azalmış ve Kıymet itibarile de (1931) senesi (45) milyon Tira- bk (Se 15 kadar) bir tedenni kay- detmiştir. Senei haliyeye ait ticareti bari- ciyemiz : 1931 senesi zarfında müşahede edilen ve Teşrinisani 1931 denberi mevzu kontenjan usulile biraz da- ba tebarüz eden bu darlık senei haliyede de devam etmektedir. (Son Mayıs 1932 ayında meşhut ufak, bir tezayütten kat'r nazar e- dilirse.) — 1932 senesinin ilk beş ayı zar- frnda © ithalâtrmızın Oo yekünu ! (34,050,000) lira kıymetinde ve | (140,747) ton sikletindedir. Hal- buki (1931) senesinde aynı aylar zarfındaki ithalâtrmiz 57,796,000 lira kıymetinde ve (183,436) ton sikletinde idi. İbracatımıza gelince; (1932) senesinin ilk beş ayı zarfındaki ih- racatımız (39,371,000) lira kıyme. tinde ve (273, 964) ton sikletin- dedir. Halbuki (1931) senesinin aynı ayları zarfındaki ihracatımız yekünu ise (50,875,000) lira kıy- metinde (224,718) ton sikletinde idi. A NE ŞU CA AKAN BE KA BNA Maden kömürlerin- « den mayi mahrukat Almanyada, İvgilterede ve Amerikada birkaç senedenberi imaden . kömürlerinden, o mayi mahrukat istihsal edilmektedir. Motörlerde kullamlan bu mayi mahrukatın son senelerdeki it- ihalâtı mühim bir yekün tuttu. ğundan ticaret odası derhal fa- aliyete geçmiş ve tetkikafa baş- lamıştır. Bu tetkikatta Zonguk dak ve havzasındaki maden kö- mürlerinden mayi mabrukat is- tihsali imkân olup araştmlacik ve an sonra bir rapor tanzim edilerek Iktısat vekâletine gönderilecektir. Bugünkü kanaata göre maden /kömürlerimizden mayi mahrukat istihsali imkân dabilinde oldu- undan müteşebbislerin bu iş 8 uğraşması tavsiye Olun- maktadır. PA Samsuna girip çikan vapurlar Tutalan istatistiklere | göre Samsun limanma 1931 senesinde 1926 adet 1,815,000 tonilatoluk gemi girmiştir. Bu rakam geçen seneye nazaran 150 adet daha fazladır. olmadığı |- Burun ve kulak kesenler Karısı Kâm'le hanımın bur- nunu kestiği iddiasile suçlu Ilyas ve İlyasın “kulağım kesmekle mazmun Kâmile benmın amca zadesi o Münirim OAğırcezadaki mubakemelerine dün öğleden snn- ra devam edilmiştir. Dünkü ce'sede mazmun vekil- leri müdafaalarını yapauşlardır. | İlyasın vekili müdafaasında ez- cümle demiştir ki: — Münir Ilyasın evine gelip gittikçe Kâmile hanıma gönül bağlamış, onu sevmeye başla- mıştır.. Hadiseye sebep budur. Kâmile hanımın burnunu kesen liyas değildir. Araya kıskançlık girdikten sonra bu işi Münir yap» Kâmile hanımın burnunu dir. Münirin vekili de bu müdafaa- ları kabul etmemiş ve suçu ört- “mek için hadisenin bu şekilde gösterilmek istenildiğinden bab- yayi. Muhakeme gösterilen VAKIT Lehistanla ticareti- » 3 * miz inkişaf edemiyor Memleketimizle Lehistan hü- kümeli rasında ticari muahede olmaması yüzünden tacirler pek çok ziyan etmektedir. Netekim dün bir tacir bu bu susta şu sözleri söylemiştir; — Memleketimizden Lehista- na pek fazla ihracat yapılmak- tadır. Ancak Lehistan bükümeti menşe şahadetnamesi aradığı için biz çok ziyan ediyoruz. Çünkü Lebistan hükümeti birçok memleketlerden gelen mallara müsaade vermektedir. Biz de'bu müsaadeden istifade için malımızı evvelâ İtalyaya (gönderiyoruz. Oradan menşe şahadetnamesini “Italya,, diye alarak Lehistana sevkediyoruz. İk tarafizn verilr ş olan nakliye ve sair muamee parası iki mislne çıktığı için mallerimiz Lehistan piyasasında pahalıya malo'uyor. Eu yüzden hiçbir melda rekabet yapamıyor ve bittabi malda salamıyoruz.,, Aldığımız melümata göre bir çok tacirler ticaret odasına mü- racaat ederek hükümete bir te- menvide bulunu'masını rica et- mişlerdir. Ticaret odası bu hususta bir rapor bazıtlamaktadır. Bir mağaza yanğı- nında kasıt varmı? Marruççularda 52 rumaralı tuhafiye ve burdevat mağazası- ni kasten yaktığı iddissile suçlu mağaza sahibi Penayolun muba- kemesine dün ağır cezada devam O'unmuştur. Dünkü celsede de, geçen celr sede dinlenen itfaiye grup. amiri Ismail Bey ve daha bazı şahitler dinlenilmiştir. Bu meyanda mua- vin kâmi Bey şehadetinde: — Evet yanğm bastırıldıktan sonra ifaiye efradından birinin bir takım çuval parçaları buldu- ğumu ve bunları bir kibritle tu- tuşturduğu vakıt çuval parçaları- ma birden alevlendiğini görmüş- tüm, fakat kim olduğunu teşhis edemem . Demiştir. Halbuki ronavin Kâ- mi Bey bundan evvelki celsede bu çuval parçalarının gazlı o'cu- ğu ve ilfaiye grup amiri tarafın- dan kibritle tutuşturulmuş oldu- ğunu söylemişti. Maznun vekili yangında kast olmadığını 22 Şubatta 15000 liraya sigorta edilen mağazanm üç ay sonra Zi Haziranda yan- dığımı ve mazourun kefaletle tahliyesini talep etmiştir. Bu ta- lep zerine heyeti hakime mü- zakereye çekilmiş ve bir saat sonra 500 fira kefaletle tahliye- sine karar verilmiş ve muha- keme başka güne bırakılmıştır. Eroin kaçakçıları Emniyeti umumiye ikinci şube müdürlüğü; o'dukça vasi bir teşkilâtla idare edilen yeni bir eroin kaçakçı şebekesi meyda- na çıkarlaıştır. Bu şebekenin başında birkaç ta ecnebi bulun- duğu anlaşılmakta ve tahkikat şimdiki balde gayet mahrem tu- tulmaktadır. Şebekenin Beyoğlu cihetinde icrayı faaliyet ettiğine dair birçok izler tesbit edilmiş- tir. Tahkikat yakında ikmal olu- narak kaçakçılar birer birer am- laşılacak ve adliyeye teslim olu- açektır, sn deki bi alm ile İğ açi aile elsi iüznid yi ARE 7 AL YALİ P Fikfi kabiliyetini terbiye etmek bir kadının gâyesi olmalıdır Mütercimi : Zonguldak mep'usu Şu tafsilâttan anlaşılıyor ki, ev işi kadm için büyük ve güzel bir meşgaledir. Maamafih kadının sırf ev hizmetine bağlanıp kalma- sı da doğru bir şey değildir. Yani İ bu meşgaleyi zevkli bir vazife bilsin, bundan daha iyi bir iş ol- madığını takdir etsin kâfi. Kadın, evin hizmetçisi değil, hanımıdır. Kocasınm yalnız yemesini, içme- İ sini; yatıp kalkmasını temin “et- mekle değil, ayni zamanda onun i Fikir arkadaşı olmakla da mükel- ieftir. Yorgun, argın eve dönen erkek, orada dinlenmek ister. E- vinin iyi tanzim edilmiş, battâ iyi süslenmiş olması kâfi değildir ... Orada süslü bir'de fikir bulmak ister. Kadın unutmamalıdır ki ailenim safası, cazibesi, rubâ ne- şat verecek neş'esi kendisidir. Aile siyasetinde en esaslı kaide, &keğin kendi evini, başkalarınm- kinden daha sevimli görmesini te- min edebilmektir. Bu itibarla (süs) de bir vazifedir. Vakıa sü- sün haddi zatinde esaslı bir kıy- rıeti olmadığı gibi, hakiki mezi yetlere pek ehemmiyetsiz şeyler katabili Fakat, hbaşkalarınınbuzur ve saadeti üzerinde! gösterdiği tesir- den dolayr büyük bir ehenamiyeti vardır, Masmafih, bir evin mah» rem Lağatı üzerinde «n imünesir cazibeyi vücude getiren şey, fiks ri terbiyedir. Pek çök cazip ta- rafları ölân mahremiyötin de so- lip tesirsiz kaldığı zamanlar ola- bilir. Tekvaperverlik duygusu gi- gi en yüksek ve en büyük hislerin bile dermandan düştüğü zaman- lar olduğu halde diğer beşeri duy- guların kuvvetten düşmemeleri mümkün müdür?. Mahremiyet, sır saklamaz. Her iki tarafın bata ve moksanlarmı ifşa eder. Karşılıkir hata ve kusur ları saklıyacak; tabiatleri yumu“ şatıp birbirine yaklaştıracak, bir kavgayr yatıştıracak, veya önüne geçecek, birini af dilemek hicabın dan, diğerini af etmek sıkımtısım- dan kurtaracak şey, pek basittir: i San'at ve fikir eserleri hakkında i müşterek bir zevk sahibi olmak.. | Biraz musiki, bir arada karıştırı- lan bir albüm, başbaşa takip olu- nan bir kitap, okunan şeyler hak: kında tatlı bir hasbühal, bütün bu ufak tefek şeyler, kadını ve erke- ği bir zaman için, işlerin dağdağa sından, aile endişelerinden, mah- remiyetteki kusurları ikide birde sezinmek ibtimallerinden kurta- racak avunma çareleridir. Kadından, tâbiatın bahşettiği olmasını istemek aklımızdan geç- mez.. Şüphesiz sade ve tabii olan bir fikir, iddiacı bir ahmaklıktan daima hayırlıdır. Bununla bera- ber, malik olduğu fikri kabiliyeti terbiye ve tenmiye etmek bir ka- dın için daima bir gaye teşkil et- melidir, Bilgilerde derinlik ve ibtisas a- ramıyoruz. Fakat, anlamağa ve takdir etmeğe hadim bir istidat sahibi olsun demek istiyoruz.. Mi- | mari fenninin muhtelif meslek tarzları araşındaki farki anlamasın; muhtelif resim teplerinin tarihini, edebiyat” lan veya filân nazariyesi bilmesin ve takdir etmesi yüksek bir muharririn e: kumağa, yüksek bir edibi! bir hâilesini uyuklamada” meğe muktedir olsun. Bundan evvelki fasılda muallim ve mürebbisi olmaf” onu tahsil ve terbiyenin MX 4 olan bir idraktan daha meli, daha salim bir idrake mi rek husunda rehberlik erkek için bir vazife olduğu” detmiştik, Fakat kadın da # i berliğe mükabele Z casmın tahsil ve terbi; noksanlarını tamamlama v5 tedirdir.. Erkeğin sert biatını yumuşatmak, k âmiyane ve bayağı iti uzaklaştırmak, etvar ve ıslah ederek insan cemiyf daha Jâyık bir hale getirmii dının elindedir. İlim ve irfanı ne kadi” sek olursa olsun, hiç bir yoktur ki kadından duygu "4 ği öğrenmek ihtiyacında bu sın, Bu, erkeğin fikirde ve hükümde sıhhat ve ii süsundaki tefevvükuna 9 8 kadın lehine tâbiatın bir 19 # Erkeğin, umumi aile idaffiler“ mes'ul ve ev h mutlak bir ime maktaki hakkı müse! beraber hun, kadının kaca al hayatile. alâkadar o'4 mahrum olması lâzım p mânasını tazammun etme” bu işleri anlamalı ve bun kalanmalıdır. Kadının bu 4 ta kocasma fikir ve ileri sürecek bir kabiliyet mış olması pek mübi gitmekten alıkoymak ve? ve teşvik etmek kadına si, Bilhassa erkek, işlerin? alara “vo! tehlikislere l 1! Wi Kadın kocasının işlerini A manlardadır ki karısını sadakatine muhtaç olu” ekseriya bulmak ve yapi” İ retini haiz olduğu halde ı il kabiliyetine b malik'değildir. Muvaffakıyetsizlik 005, şaşırtır ve artık her şeyi” a& mukabil kadın, daha andeki tesirleri daha olmakla beraber bayat”. tar sahasına daha kol3” çabuk avdet eder ve nın saadeti mülâbzas tahammül kabiliyetini kazanır. Kadın, te | ne malik olmadığı halde ve yardımcı ve teselli veri j hassa mühim bul a tıcı bir kabiliyete del 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: