Şefika Hanım nasıl olup da o- tomoebil kullanmak için aldığı ruh- sat tezkeresinin üzerinde yaşını on yaş küçük göstermeğe muvaf- fak olmuştu?. Meçhul.. Fakat şu rası muhakkak ki, lâtüfkâr bir ka lem, 1880 senesinde doğmuş olan bu dul kadının doğduğu seneyi 1890 olarak yazmıştı. Vakıa, Fen- gara veya Calibe Hanımda giyi- nen, başını Marselde yaptıran ve akşam yemeğini teşkil eden sala- tanın yapraklarırı sayile yiyen bir kadın için bu on yaş farkın bir e- hemmiyeti yoktur amma, ne de ol- sa, bu küçülme hâdizeşi h. i- der.. ex O gün Şefika Hanri uzun uzun aynada kendisini seyrett'kten sen- ra: — E, dedi, geriye 42 vos kaldı. İnsan, bilhassa bir kadın 42 ya» şında ihtiyar değildir arma, ilk baharmda'da sayılmaz. Bir dul kz. dın için 42 yaş coktur. Hattâ pek soktur. O halde, mademki, kendi- sine hoş görünmek izteyen bir me Mür onu, on yaş kücülmü, o kalde oün yalancı çıkarmamak | gerek- tir, binaenaleyh, küçük, amma kü- süsek bir kalem çizgisi ile mese- lenin halledilmesi kabil.. Haydi cesaret. Şu 1890 senesini 1899 yapmak kolay, bir 0, ko'aycacık 9 olabilir. İşte oldu. Şimdi, mese- le bu vesikayı kullanabilmek! O gün Şaziye Hanımların çayı var. Şaziye Hanım otuz yaşlarım- da bir esmer güz:l'dir. Şaziye Ha- nün Şefika Hanma karşı opek bürmetkâr davranır. Mendili ka- zara yere düşse hemen iğilir on- dan evvel davranârak alır. İçeri- ye girse, ayağa kalkar, ona yer verir. Nerede ise, hanım nine gibi elini öpecek. Doğrusu razik kadın amma, nezakotin bu derecesi de çekilmiyor. Onun için kendisi bu yaş mess- lesine inandırmak güç. Hem eski- denberi tanıtıyorlar. o Fakat, bir hafta evvel Flurya plâjında tanış- tıkları Saimeye “yutturmak,, ko- lay olacak galiba.. Hele bir tecrü- bet. Şefika Hanım, bu gerçliğine kendisini de inandırmak için merdivenleri koşa koşa indi. Az kalsın merdivenden düşecekti, O- tomobilire bindi, fakat yeni eldi- venlerini bozmamak için şoförü- ne bıraktı. Taksim meydanına gelince dur- du. Ayaspaşaya, Şaziyelere yaya gitmeğe karar verdi, ve sıcakta, oflaya, poflaya apartımana yetiş- ti. Şaziyede, o gün pek kalabalık vardı, İçeri girer girmez, Saime Şefika Hamma yaklaşarak; —Aman ne güzel tualetiniz var,, “Diye onu karşıladı. Şefika Ha- nm yalanlar hazırlamıştı, oOHer söze başladığı zaman: — Ben ki sizin büyüğünüzüm.. Diyor ve alelusul: — Hayır efendim, hiç te göster- -iyorsunuz! P Denmesini bekliyordu. Fakat bu hain kızlar seslerini çıkarmı- yorlardı. Nihayet aklma parlak bir fikir geldi. Çantasını kasten mus tacaktı. O gittikten sonra muhak- kak açacaklar, ve muhakkak ya- şının tarihine bakacaklar, birbir- lerine: — A... Sahi mi, ver bakayım.. Diye haylarışacaklardı. Şefika Hanım dediği gibi yaptı ve ertesi gün, Şaziye, telfonla, çantasını kendi evlerinde unuttuğunu, bir adam gönderip aldırmasmı bil dirdi. Mesele hallolunmuştu . Aradan bir kaç hafta geçti, Şe- fika Hanım çantasını sırasile Zeh- ralarda, Leylâlarda, ve o hain Fatmanın evinde unuttu. Bütün dostları kendi kendilerine soru- yorlardı; 5 Şefika Hanıma ne oluyordu?.. Ne olacak, yirmi yaş gençleşmiş- ti. Şimdi artık zarflamış, yüzüne taze bir renk gelmişti. Hattâ, mü- İ tekait Cezmi Paşa öna bakıyor ve: — Cinsi cazibesi var, Diyordu... Bir gün, Şefika Hanımın sıra- “İş çantasını unuttuğu arkadaşla” rı bir çayda toplanmışlardı. İçle- rinden birisi, Şefika Hanımın en son çantasını unuttuğu Hali- me Perin; — Ayol, dedi, Şefika Hanım bizde çantasını unutmuştu. Ken- dis'ne sözlemeyin amma açıp bal:- tem. Kaç yaşında imiş biliyor mu- sunuz?. Hensi birden bağrıştlar: — Bizde ds unuttu 'di. — Bizdede.... — Bizde de... Nihayet mesele anlaşıldı. Ve ona, bir oyun oynamağa karar ver- diler. ; : Şefika Hanim mes'uttu. On beş gündür aşıktı. Zira, vaktile aley- hinde bulunmuş olduğu Mısr prenslerinden genç Abdülgafar şimdi pervane gibi etrafında dola- şıyordu. Şefika Hanım Abdülga- süs verdiğini ileri sürmüştü. Haki- katte de, bu, pek yanlış değildi. Zira Abdülgafur kendisini prens diye takdim ederek, zengin ve yaş- ıca kadmlardan para çekmekle geçinen bir sorseri idi. Yalnız, ne de elsa gene ve hakikaten yakışık Ir olan Abdülgafur, kırk yaşmdan yukarı olanlarla münasebette bu- lunmaz, vaziyetini muhafazaya i- tina ederdi.. Şaziye ile arkadaşları, ona, Şe- fika Hanımm henüz 33 yaşında olduğunu yemin ile inandırmışlar- dı. Hattâ kendisine, ctomobil kul- lanmak için aldığı ruhsatiyede doğum tarihini de göstereceklerdi amma, artık Şefika Hanım, kâfi derecede tesir yaptığına emin ol- duğundan, bunu ötede beride u- nutmiyordu, Fatma, Abdülgafu- ra demişti ki : — Her halde bir gün evine gi- dince, işte, bak, yalan mı değil mi görürsün?. Abdülgafur, bu söz üzerine Şe- fika Hanıma kur yapmağa başla- dı. Bütün meharetini kullanarak da, nihayet kendisini evine davet ettirdi. ... Şefika Hanrm, genç aşıkınm biraz daha heyecanlanmasını te- min için onu salonda bekletmeği (muvafık bulmuş, ve sanki kaster unu gibi, bir mika zarf i- çinde duran otomobil ruhsatiyesi- ni de masaya bırakmıştı. Pembe bir kimono ile salona girdiği zaman, Şefika (Hanım, Abdülgafuru elinde otomobil ruh- satiyesi ile gördü. kırıtarak yanı- na yaklaştı ve hattâ, ona, sokul- du bile.. Fakat Abdülgafur: — Lâ vallah... Lâ.. Ben böyle şey yapamaz... Diyerek kapıya doğru yürümüş a Eylul Bazı işaretler Vardır ki. TAKVIM Pazartesi Salı İ e sie d ig 12 “Eyi (13 Eşin nsanın yuzunden HCema.evvel 12 Cema.evvel iy «wyej e * sx İ humul siniZ Gün batışı 1805 m? Sabah namaz 448 441 Öğle namaz 12,10 1210 v “ , p“ di nl gene lm nda Üç köşe, dört köşe, yuvarlak, vii Akşam namazı 143 22 Ki e pen ve Yüz ve yüzlerden ne anlarsınız . İmsak 36 357 e 3 ip (Physiognomonie) henüz yeni | ri yüzlerde incelik, bili Yrm kalan İ şey in olan bir ilimdir. Bu ilim sayesin- | riya, hiddet kabiliyeti ji günleri şe de insanların sadece yüzüne ba » | Müdevver yüzlü tiplerde runluk, kararsızlık, tabiati? ruluk, şehvet, ikmal, sie ratli, fakat geçici hiddet karak nasıl bir tabiatte ve ahlâk- ta olduğunu öğrenmek kabil olur. Bu ilimde ihtisası olmuıyanlar bir HAVA — Din sıcaki:k nzaml 25, a8 - gari 19 derece olarak tesbit edilmiştir. Bu gün rüzgür mütebavvi esecek hava yarı bulutlu, yazı, açik “ceoaktr. şahsın heyeti umumiyesini tetkik | lere tesadüf edilir. / yer er sein -———— | etmekle onun hüviyeti hakkında Typss planetaires, yi İ bir fikir edirebilirler. Fakat me- | revi tip denilen simalara . baret sahibi olanlar için böyle de- | bunlar eski Yunanlıların Bugün ğildir. Bir adamın sadece yüzüne | addettikleri tiplere benzif* ISTANBUL — 15 den Jöğom kader | biraz dikkat ederek onun hakiki MEDİ deer kain elma zı e | şahsiyetini keşfedebilirler. BR'ye: kali GAİYe temi ve arküdaşlri (Physioncmonie) denilen yüz- | 22 den 23 6 Kadar gramofon. den insanın rubunu okumak illim | den birine benzetilir. VİYANA, (S2 m) — 1280 komser | ve san'atı başlıca iki kısma ayrı- | rih tipi denilen simada 1340 gark, 1410 pit, 3145 konser, 2088) 1, baş Rölsirii #lmiil k Birine Types ogöcmetrigues | lunur. Jupiter tibi gayet (Hendesi tipler), ikincisine Types pPlantaires (Seyyarevi tipler) di « vorlar. Hendest tipler mubhitlerine na- İ zaran insana hendese şekillerin - don birini hatırlatan © hatlardan müteşekkil simalardır. Bunlar - dan bazıları murabba, bazıları müselles, bazıları daire.. ilâh şe - killerini hatırlatırlar, Her hangi bir sima bu şekiller- den birine benzemesi itibarile bir gok istihracat yapılabilir. Bu is - tihracat okseriya insana hayret ve recek surette hakikate © tevafuk eder. Meselâ murabba biçiminde Typ anar Sİ olan yüzler vvetin, £r ç anik | tın, müspet hissiyalın alâmeti o , larak telâkki edilir. Müselles bi - m RAMİ) e ozi siminde olan yüzlere bakarak — 2145 Şarlır — 2215 Orkostrm. “gsertlik, başkasına fenalık etmek « ROMA (412 m) — 1330 Pak — wiİten zevk almak, hatta bazan zu- Rakiz kanser — 15.30 Konser — 2145 Kone | him inhimaki gibi otemayüllere mia e (500,5 m) — 1015 Kanser | hükmolunabilir. Kezalik bu tipler EM de para ihtirası, mansıp hırsı, ek- seriya müfrit bir inat vardır. Siv- Dena, İva Bana © e b 4 am m AEP VARŞOVA (1411 m) — 1345 Pik — Bisikl â) “Adana'dan istanbul gö gençler bugün gidiyorlar dir. İşte bu suretle bazı “ yardır ki, (Venüs), (Ay). (Merih), yahut (Zühal) BÜKRUŞ (494.2 m) — 33 pisik, 14 pâk, 18 orkestra, 1940 orkestra, 20.20 pltk, 21 048 muzikisi, 2145 musiki, 22,16 oda mu- sikisi, ROMA (441,2 m) — 14,50 plâk, 1880 Konser, İlypsâk, 2145 musiki, BUDAPEŞTD (590,5 m) — 10,15 salon Orkestramt, 14.05 konser, 18,30 konser, 21,16 İ konaar, 24 çizen orkestra, MO3KOVA (1594 may — 15 mmusiki, 1 10 mnüşiki, 19,10 musiki, 20,10 mans, 22 ingilizce meşriyet, VARŞOVA (1411 m.) — 1845 plâk, 14,55 plük, 18 könmer, 23510 plâk, 23,50 dans, KÖNİGVÜSTER HAVZEN (1635 m) — 21 musiki, 22,10 mansiki, 2,15 berlinden na- Idil, 2330 konar, PARIS (1725 m) — 17 konser, 20 mu- siXi, 21 konser, 2140 münahsba, 2145 kon- kül eder, Kadınlar için olan (Venus) de yuvar! Iâtif bir yüz, tatlı yat bir alım bulunur. Umumi harpten evvel physiognomonistler zama yük adamlarından i #malarma bakarak onların ballerini, talilerini keşfet dir. Çok garip tesadüf eserif bunların ekserisi bilâhare P* lerle tahakkuk etmiştir. N meşhur Alman İmparator“ Vilhelm hakkında yapıla” * miştir: ” “Bu adamın tipi hem * ni, hem başkalarını mahv€ tabiata maliktir.,, Sabık Rusya çarı ikinci hakkında da şöyle denilmi$ “Bu adam tabiatı itibar” Undan hal'edilmek tehlik: ruz olan bir tiptedir. Yarın — 1305 Konser < 19 Çigan orkeşirsa — 100 G0 KA 00 BUDO ADA 0 LARA A OSLO (10714 m) — *i Kelimeler ve 100 Konser — 21 Çiyan orkestrası — 4 Vi tonlar kakkındı muzahabe — 25,15 Musik || | Yan a NE i 44,35 Plâk — 16,10 Plâk — 15 Halk kon- seri — 19,20 Dans — 2055 Radyo — 21 Halk konseri — 22,15 Konser — 22,50 Rad- yu — 23 Dana p 24 enne ER mın Ge Mİİ Bekir Sitki, Necmi ve Ahmet | ve bazı söfaretliane erkân” Münükei, Beyler isminde üç genç sporcu | lunuyordu. v PARİS (1725 m) — 20 Mesxi —21| Adanadaki seyhan Spor klübü İlk maç saat 10'da tek © Konser — 21,45 Komedi — 23 Plâk, namma bir Bisiklet seyahati yap, | arasında finale kalan R mışlardi 18 Ağustosda Adanadan | takımından Botez ile Yur hareket eden genç b'sikletçiler | mından Stalios arasında “4 U.ukışla - Ereğli » Karaman - | dakikösi heyecanla seyir ©“ y Çumra - Kosya - Kadınhan -İgın | maçın üç setini de Stalio8 © - Akşehir - Afyon - Kütalıya - | neticede 67/3 — 6/4 — Inönü - Fursa - Yaloya yo'undan | rakibine bir set bile Istanbula gelmişlerdi. Bisikletçi. | tek erkekler şampiyonluğ” let burada mu'afız gücü kuman- | zandr. dam İsmail Hakkı Bey tarafin- Öğleden sonra saat 15,30 erkekler finali Türk ve dan misafir edilmiş'erdir, Bugün gene vapurla Yalovaya | takımları arasında cerey# GE PE K Oyun çok çetin ve 2! geçecekler, oraden Eursa yolile z redilen bir cereyan e) Eskişehir - Ankara - Bilecik- — Böyle bir kadın, demişti, ol- kes bel gideceklerdir. | VE seyir edenlere çok bj dakikalar yaşatmıştır. Türk maz unutmak vesika her yerde.... Arap şivesinin rai iği Balkan tenis rumın bu maçta pek yes o bu sahneden kendine gelen Sefi- — ğı gözüküyordu. Netii ka Hanım, derhal atıldı, ruhsat şampiyonluğu Nicolaides (Yunan) ekibi X tezkeresini çıkardı ve baktı.. Dün Kağıköyünde Fenerbahçe | Suat (Türk) ekibini 6/27 1899 tarihinin birinci “9,, unu | kortlarında Balkan Tenis şampi- | 6/4 yenerek çift erkekle mahir bir kalem “0,, haline getir. | Yonasının finali Yapılmıştır. Maç- yonluğunu da kazanmış ““W mişti. “0,, ların “9,, oluşu ne ka, | lara sabahleyin saat 10 da başlar- Maçlardan sonra tek 48 dar kolay ise, aksi de öyle idi. Bu | mıştır. Sahada şiridiye kadar gö” | şampiyonu olan Stalios *., suretle vesikada Şefika Harımın | rülmemiş bir halk tabakası nazarr | erkekler şampiyonluğunu ” doğum larihi 1809 olarak gözükü- | dikkati“ celbediyordu.” Seyirciler | Nicolaides - Stalios eki meyanmda bir çok meb'uslar ile | ları tertip eden komite F* şehrimizin tanınmış (şâhsiyetleri | fından kupaları tevzi edi” Istanbul 3 üncü icra memur- luğundan : Borçtan dolayı mah- cuz ve furuhtu mukarrer 503 Model Fiat markalı bir Otoro- bil halen işler bir halde İ-Ey- lal:932 Perşembe günü saat 10,30 dan 11,30 kadar Taksim meydanında açık arttırma sure- tile satılacağından taliplerin ma- hallinde memuruna müracaatları ilân olunur. (4194) AAA 41 b 8400 6 GA BA EEE EA BEYA yordu. Yani Zaro ağanm dişisi gibi 123 yaşında., e slk