gi Sayıfa 10 ATALAR SÖZÜ Yazan ı Kastamonu mebusu Velet Çelebi — öksüzün şeytanı çok olur (Yahut dokuzdur. (Hakikaten ekser öksüzler ya « ramaz, hırçın, ahlâksız olur. Ök - süze yapılan fenalığın en kötüsü; babasınm tekrar aldığı ikinci ka - dın ile öksüzün arasını bozmaktır. Çocuğa bu sebeple analığma, hat- ta babasına düşman olur, Babaya düşman olmaklığı irtikâp eden bir çocuk; artık büyüklere, mukadde- sata da ehemmiyet vermez olur, Böyle çocuk ise vatanm en fena, en zararlı evlâdı olur.) ... ? —öÖrt ki ölem! (Yorganımı üstüme ört, Ölmek- İiğim ehvendir, mealindedir. Za - vallı Azeri bir Türk; ameliyat i - cap eder, tehlikeli bir hastalığa tu- tulmuş. Yatağa serilmiş. Hekim gelmiş. Kurtulmak için ne kadar masraf olacağını sormuş. Çok ka- rıştk ve tehlikeli olduğundan bir i ki yüz lira — hiç olmazsa — sarfı icap ettiğini söylemiş. Hekim git » miş. Mahalle imamını çağırmış. (Hoca efendi! Benim cenaze mas- rafım nedir?) demiş. Hoca da (Ne olacak. On, on beş liranın içinde- dir) deyince zavallı fakir arkadaş larıma: — Ört ki ölem! i Demiş. Bir şeyin ehvenini, de - dikodusuzlarını ihtiyar edenler ta rafından söylenilir.) , * * » ! —Ötsün boru, gelsin çeri, (Eski zaman padişahlarından babadan, dededen padişah olmuş, her sözüne (Ferman efendimi « zin!) denildiğine alışmış olanlara meselâ (Efendim Amerika filân teklifimizi kabul etmemiş,) der, demez (Vay, bire beni bilmez. Ben ona haddini bildiririm. Ge..l Çağırın sarasker lalamı. Ötsün bo ru, gelsin çeri) der, Der amma ne- reden gelsin, nereye gitsin, nasıl ve re tarikle gitsin. Padişah efen- diye hepsi meçhul. Bu kabil kibarlar, işini bilmi - yen kimseler hakkında söylenir.) » * * “ — Ördek değilsin, kaz değilsin, To - ge denizde işin ne. “(Büyük külfetli bir işe n- lere, büyük masrafı, israfı Mi ra söylenilir.) ... i —Öz anasını seven, özge anasına söğmez. (Azert meselidir. Bizde (Kendi unasını seven, başkasının anasma söğmez denilir.) * * » | —Oksüzün adını 4 koyar, “(Kimsesi olmıyan, sıkı terbiye görmiyen öksüz tabif sokaklarda terbiyesiz, salma büyür, Münase - betsiz şeyler yapar. Fena muame- İelere, dayağa alışır, yüzsüz olur, Mahalle çocukları ona en fena ha line münasip bir at koyarlar. Meşhurdur: Bir kaç kişi bir dü Züne gidiyormuş. Yanlarına birisi takılmış, Almamak © istemişler. “Canım, ahbabımız dersiniz, olur gider,, demiş. Pek iyi, gel! demiş- ler. Biri daha taklaşmış. o (Buna ahbabımız diyeceğiz. senin için ne diyelim,) demişler. Dalkavuğu muz) dersiniz, demiş. Onu da al mışlar. Derken ilerden serseri kı- yafetli birisi de yanlarma soku) - muş. (Efendiler, Beni de götürün) diye (Artık seni alama yız. Şuna ahbap, dedik. Şu da dal- kavuğumuz. Sana ne diyelim) de- sişler. (Benim için bir şey hacet yok. Mahalleli beni bilir) demiş, (Öyle İse buyur, gidebilir sensen san sin bize ne) demişler. O da koşul- muş, gitmiş. Düğün evine varmış- lar. Davetlilere (Buyurun) dedik- ten sonra ilk takılanı takdim et - mişler, (Efendim, ahbabımızdan filin bey — ha buyurun efendim i — Ya şu zatı şerif — dalkavuğu- muz efendim — pek âlâ buyursun lar) derken serseriyi görmüşler: — Ulan Siyvrikaz burada senin işin ne? Diye çıkışınca beylers hitap e- | derek: “— Gördünüz mü beni na- sıl tanıdılar!) demiş. — Önümden çekene bak. Ardımdar kakana bak, (Kakmak — İtirmek, kakala - mak. Adamın biri ölümsüz memleket ârarmış. Mezarlıksız bir şehre gelmiş. “Sizin mezarlığınızı göre- medim, Ölülerinizi ne yaparsınız.,, demiş. “Bizde kimse ölmez,, de - mişler, (Burada kimsenin eceli gelmez mi) demiş. “Eceli geleni $u dağın ardından çağırırlar. Gi- der, bir daha gelmez) demişler. Bu adam “Çağırırlarsa gitmeyive- ririm vesselâm) demiş. Orada ika mete karar vermiş, Evlenmiş, ev, bark, çoluk çocuk sahibi olmuş. Seneler geçmiş. Bir gün dükkâ - nında bir makinenin vidalarını sökmüş, dağıtmış. Kan ter içinde tekrar takmiıya, düzeltmiye uğra- şırken Bir ses: — El tutan baba oğlu kaymaz!. Diye bunu adı ile sanı ile çağı" rır çağırmaz hemen kollarını indir meden, sırtına bir şey giymeden, dağa doğru koşmıya başlar. Etra- fındakiler: — Ayol, hani : çağırdıklarında gitmiyecektin. Nedir bu telâşın de yince: — Nasıl koşmuyayım. Önüm » den çekene bak. Ardımdan kaka na bak demiştir. Kaymaz — ka- yınmaz, gitmez manasına. Türkçe (Sabit) karşılığıdır. Sebat edip itaat etmemesi ü » mit edilen bir şeye karşı tehalük- le meyleden kimse bu yolda ma - zeretini bildirir.) e * — Önüm kavruka kavurur. Arkam harman savurur, (Meselâ kışın ocakta ısındığı halde arkasından soğuk rüzgâra maruz olan ve bu kabil kimse söy ler, Kavurka — kavrulmuş buğ - day, mısır ve saire.) — Önüne bakar Mısır seyreder. — Önüne bakan ağır başlı sa- kin adamlardan olmakla beraber akıl ve irfanile her şeyin ilersini düşünen, atide olacak şeyleri ev- velce keşfedip vaktile tedbirini a lan, kezalik mazarmı mesleğine hasredip de onu çok ileri götü - ren kimse hakkında söylenir. » Yeni Çıktı Tarih Felsefesi Filozoflardan Güstev Lö Bonun eseridir. Tercüme Heydar Rifat Beyindir. için müteleasi kiymetli, elzem br eserdir. Tefevvüz o küçüşhanesinde 125 kuru; Üroloğ Tl Dr. Hakkı Rüştü Idrar ve Tenastl yolları birin- ci sınıf mütehassıs” “PARIS,, VAKIT Gorgulot'un. silâhı .—.rs000n sarasmamasasasamarasnae saraamanesasann Maktül Fransız Reisicümhurları ve katil aletleri Birçok zenginler katil! Gorgulof'un silâhını | salın almıya talip olmuşlar. Fravea hütümeti, Gorgolufun Fransız Re's'cumturu Pol Dume- ri öldürdüğü tabancanın müze“ | deki tarihi arasın da saklanılmasına karar vermiştir. Gorgulof, vak'adan sonra ya- kalandığı ovakıt üzerinde iki rüvelver bu'unmuştu. Bunlardan | birisi büyük diğeri küçüktü. Katil büyük si'âhla işlemiş, küçüğünü dolu olarak cebinde ihtiyaten saklamıştı. İki si'âhla üzerinde bulunan 27 ibtivat kurşunu, Gor- gu'of, Monako'da salın almıştır. Fransada Pol Dumerden baş- ka veisicimbur Sadi Karro da vesikalar anarşist Kazariyo tarafından ök dürülmüştü, Katil acaip bir şekilde olduğu an:aşılan hançeri, çc nayeti işler işlemez ortadan kaykolduğun- dan, müzeye konulamemiştır. Bu hançerin kolleksiyon merak» lısı bir adam tarafından suikasti müteakip iç edildiği zannedil- mektedir. Sadi Karno,nun öldü- rülüşünü hatırlatan tek vesika, Dijon müzesindeki Lejiyon don- Dör nışanının hamailidir. Reisi- cumhurun göğsüne hançer sap- landığı sırada Üzerinde bulunan bu hamail, kan içindedir. Ve müzede o halile muhafaza olun- maktadır. Pol Dumer vurulduktan sonra kolleks'yon meraklısı zenğin kim- seler, Paris polis müdürlüğüne müracaat ederek, Gorgulofun cürüm aletini satın almıya talip olmuşlar, mühim miktar da para teklif etmişlerdir. Fakat hükü- met silahı tarihi bir vesika o a- rak müzede alıkoymak istedi- ğinden emellerine nail olamamış- lardır. / Tarih möallimleri, tecih mers'hlafl! | semanın Urologus Fransada, esas itibarile cürüm aletlerinin o muayyen Oo kanuni müddet geçliklen sonr bazı yerlerde olduğu gibi (satışa çıkarılması adettir. Cinayetle maztun bu'unan bir kimse, be- raet ettiği takdirde, silâhi mü- sadere olunmamakta, kendis'ne iade edilmektedir. Meselâ Ad- dey isminde bir kadın, vaktile mazirlardan Merlâye karşı suikast icrasına teşebbüs etmiş, kanuni delilletin noksan bulunmasından dolayı keraet kazanmış, silâhı kendisine veşilmiş, kısa bir za- man sonra ayni $ilâhia tekrar suikast teşebbüsünde bulunmuş, her nasılsa gene beraeti karar- laştırılmış ve silâhımı tekrar al- mıştır, Dr. Aristidi Nuzyenehanesi » Eminân& Emlabali han 3 Üncü kat No 8. “ Kiralık Sirkeci Şahinpaşa karşısında #0 numaralı dokuz odalı sabık Ciban oteli ev veya otel içn kiralıktır. - Taliplerin altındaki basloncuya müracaatları, (4087) Dr. FEYZİ Böbrek, mesane, idrar yo'u hastalıkları mütehassısı Beyorlu, Kuiklâl caddesi Elhamra aparıman No 3 Flergün öğleden son» ra, Tel. Beyoğlu 2865 — m w» 2. m çam m NN Yunanistanda mücadele Venizelos kayhetse de mevkiini bırakmıya€: Muhalif fırka reisi ise hüküm , - . ele alacağım diyor m mevkli iktidardan çekili” ni ilân eylemektedir. l Florinada irat olunan pir sonra fırka kumandanın | aline cevaben vuku bulan PU iğ 4 i mata karşı ise muhalifler i reisi demiştir ki: | —M. Venizelos bana b* ta beyanatta bulunmak i verdiği için teşekkür ederi”, 1 ğer millet, ümit ettiğim "©. reylerini fırkam lehinde v Askeri idare: Selânik, 9 (A.A) — Resmi tekzplere rağmen, gazeteler hafta sonundan evvsi askeri rej min tesis edileceğini “iş'ar etmektedir. Venizelos mevhünde kaldı Atina, 9 (A.A) — M. Zai- mis, Veniz!ecs bükümelinin is- tifasını reddelm'ştir. bana bir ekseriyet temin M. Venizelosun “mevkii , bana teslim etmemek hi Vi taşavvurlarına rağmen ele alacağım, Hükümeti ve ğım. Çünkü millet benim i ber olacaktır. Tutunâcak yeri yo M. Venizelosa muhalif ol#) huriyetçi fırkalar rü. /l, Kafandaris de: Başvekilin. i meselesi üzerinde fazla fi Bu, çünkü bundan başka "4 cak bir yeri olmadığını bet mekte ve hâlen şekli bö ) hakkında hiç bir tehlike na” olmadığını bu baş gösterdiği i dirde asker ve eümhuriyelf km vazifesini yapacağın! * Atina (Hususi) — Size bugün- kü posta ile iki mektüp gönderiyo- | rum; Bunlardan biri Yünanistan- da başlıyan intihabat mesaisinin ve fırkalar arasındaki şiddetli bü- rudetten, diğeri de, mevkii ikti - dardaki fırkanın, askeri cemiyetle olan münasebatini ve deniz kuv- vetlerinin de bu cemiyete iltihakı- ni temin hususundaki faaliyetin- den bâhistir. »... Muhalif fırkalar rüesasının de- vairi intihabiyedeki O faaliyetleri ve irat eyledikleri propaganda nu- tukları malümdur. Başvekil M. Venizelos, muhaliflerinin bu nu- tuklarla dört senelik siyaseti hak- kında yaptıkları tenkitlere cevap vermek için âdet olduğu veçhile : ve | mektedir. j Larisadan başlıyarak Selâniği, Berki tedelddlildi M. Par Makedonyanın muhtelif şehirleri- yeti valles'vö iş pi ni dolaştı, şimdi de doğup, büyü- düğü, ve Yunaniştana ilhak için senelerce ihtilâl ve idaresine ka- rıştığı adayı, yani Giridi ziyarete gitti. Ahrar fırkası reisi Kandiye ve Retmodan sonra Hahyayı dola- şacak, nutuklarını irat edecek ve eski Yunanistanda bir devir yap- | tihabat netayicinin mutlak* 8 mak üzere Atinaya avdet edecek» | laşr lehinde olacağı i tir, kanaatlerinde sebat ede Kalo sesleri lar, millet bugünkü ahval *€ M3 eN müvacehesinde hem Veni?” # çin eme elediği ağn hem Çaldarisin aleyhinde #İ A kında müntahiplere izahat ver: eme gili N mekte, memleketin iktısadi vazi- de yetini anlatmakta, mevcut buh- Herke seyaba ran müşkülâtinm bertaraf edilme. | İntihabat, Yunanistan" si hususunda İttihaz olunan ted- | Zarasını değiştirmiştir. birlerden bahsetmektedir. £ Bazı | meb'us namzetleri, fırka # N yerlerde, fazla hararetle bazı şe- | #eyahatte bulunmakta ve y hirlerde de hirüz söğukça karşıla, | Pufuk ile teshiri kulüp, #3 i nan, başvekil için yapılan teza, | maktadırlar. Ötede beride” # bürat arasında yaşa & sadalarına | fek hadisat vuku bulmakt”' 5 kato sesleri de karışmaktadır. M. | bassa hükümet zayıf Venizelos nutuklarında en çok ve dairelerde kuvvetli en hararetle rejim meselesi üze- | isKât işin bazı hareketler? gif rinde durmakta ve muhaliflerini pekte Mebalit gazetele” bu hususta sarih surette boyanatta | dan “yaran gelen!,, se: bi bulunmamakla tenkit eylemekte- | şikâyet etmektedirler. dir. Filhakika kral tataftarları,.M, Pt kati Venizelostn istediği şekilde beya» | (Yunanistan devaiyi İM ayi | natta bulunmamışlardır.. Fakat | sinde mawhtelif fırkalar 1 bugünkü şekli idareyi tepdil eyli- âyan namzet listelerini a yeceklerine dair de bir söz sarfet- dairesini ” muşlardır. Selânik memişlerdir. Fazla olarak omem- | Venizelist ve muhalif fır lekette, sükünetin temin ve istik- | lerin fazlalığı ve bazı P p varı için müşekkel hükümet . me- | zar ihtilâflar, yüzünde" selelerinin mevzuu bahis olamıya- | listelerini yap bir cağını da anlatmışlardır. lânikteki muhaliflerden © M, Venizelos, bunları kabül ct- i memekte musirdir ve muhalifleri ekssriyeti kazansalar bile mevkii iktidarı onların eline teslim etmi» yeceğini bildirmektedir. Başvekil bu açık beyanatta bulunurkan, kendisile birlikte hareket eden askeri cemiyet kuvvetine güven- mekte ve bu kuvvete istinaden dür haklanda “MVef 48 Çaldarisin sözlerini“ boğ b .yf rültüden ibaret telâkki © # ve bunların fazla bir ) madığını söyliyerek şu cü” # beyanatına nihayet verme”! — M. Venizelos ve / e e NE a fakiyeti için ellerinde” kadar çalışacaklarını s8 telgrafla bildirmişler” gf lif fırka reisinin “ f bizzat tanzim edece! mevcut ihtilâfın bertaraf ii &ı bevan edilmektedir... 3! pi ikiz ti :