CASUS Beynelmilel eyi Kuvvetler “Vladimir beni boşamak için mahkemeye sürüklenemez , Harington devlet larına hitap eden ve adam ” | dının yanımda kocasının pek de - mühim | ğersiz kaldığını keşfetmiş ve ka - iktısadi projeler aşiyan bir adam | dının da kendisile hemfikir oldu- olduğundan ondan istifade olu- | gunu anlamıştı. Vladeir uzun ge nabilirdi. Harington rusça bilme diği için bir tercümana muhtaç- tı. Doktor Ors onun tercümanlığı- nı deruhte edecek olursa, Haring- ton farkma varmadan bu işi ba» şarabihirdi. Doktor Ors hem ingi- lizceyi hera de rusçayı, kendi ana dili kadar mükemmel biliyordu. Onun için Ors öğle vakti gelecek ev Haringtona takdim olunacak- tı. Aşenden doktor Orsla bu nok- taları o görüştükten sonra istifa- de edeceği bir şahsiyeti daha ha * tırladı ve sordu: , — Anastasyo Leonidev namın- da bir kadını tanıyor musunuz? (Aleksandr Detisiyef) in kızıdır. — Babasını çok iyi tanırım. — Bu kadının Petrogradda bu zannediyorum. O - mun adresini bulunuz. — Hay hay. Doktor Ors yanındaki iki ada- mm birine çek İisanı ile sözler Onun sıcak su içinde yatıyor- ken düşürdüğü çehre Anastasya idi. Bu kadın, ihtilâlcı bir Rusun kızı idi. Babası Sibiryadan kaça - rak Londraya geçmiş ve orada ta vattun etmişti. Otuz sene hayatını kalemile temin eden bu adam İn giliz edebiyat âleminde kendisi- ne bir mevki ayırmıya muvaffak olmuştu. Anastasya Londrada ge ne bir Rus menfisi olan Vladmir Leonedov ile evlenmişti. Aşenden onu evlendikten birkaç sene son- ra tanıdı. Bu sırada Avrupa, Rus yayı yeni keşfediyordu. Herkes rus romanları, rus hikâyeleri o - kuyor, rus rakkaseleri bütün me- deni âlemi teshir ediyor, rus bes- tekârları, Vagnerden başkasını dinlemek istiyenlerin hassasiyeti ne raşeler veriyorlardı. Rus san'a- tı, enfiloenza salgını gibi Avrupa yı kaplamıştı. Yeni cümleler, ye- ni renkler, yeni heyecanlar moda idi. Aşenden de yeni cereyana ka» pılmış ve o devrin münevverleri- le bir olmuştu. O da odasına rus renkleri vermiş, duvarına bir ay- kon asmış, çekoni okumıya ve ba- lete gitmiye başlamıştı. Anastasya, içinde yaşadığı ş6- rait ve gördüğü tahsil dolayısile ihtilâlei idi. Kocazile birlikte ika- met ettiği ev, sakallı ihtilâlcilerin toplanma yeri idi. Bunlar, erkek, kadın burada toplanır ve konu * şurlardı. Diaghileff buraya gelir, Pavlova arasıra burada görünür - dü. Aşenden de bu eve devam e « denlerden ve Anastasyanın tevec cühünü kazananlardandı. Anas tasya güzel bir kadındı. Aşenden onun kara gözlerinde Rusyanm hudutsuz isteplerini, o Kremlinin gan kulelerini, gümüşü kumsalı ormanları görürdü, İkisi rus ede- biyatından, Dostoyevskiden, Tols- toydan, bahsederlerdi. © Çok geçmeden Aşenden bu ka niş kafalı, küçücük bir adamdı. Nazik ve mütevazı olmakla bera- ber çarlığın ihtilâlcuyane faaliyet lerinden korktuğunu zanneder - di. Kendisi ruiça ckutarak ve Moskova gazetelerine yazı yaza- rak geçiniyordu. Anastasya ise kuvvetli bir kadındı. Bir gün A - şenden, Anastasyaya karşı duy - duğu ihtirası itiraf etmiş ve kar$ı- lik görmüştü. Anastasya da onu seviyordu. O halde Vladmir ne olacaktı? Anastasya ile Aşenden biribi - rinden ayrılmamak istemiyen iki âşıktılar. Aşenden, bir aralık, AÂ- nastasyarın ihtilâlci olduğunu ve bir İngilize göre pek sapa fikirler taşıdığı için kendisile evlenmek is temiyeceğine zahip olmuş, halbu- ki meseleyi Anastasyaya (o âçtığı zaman, onun kendisile evlenmiye razı olduğunu anlamıştı. Bir gün meseleyi konuştular: — Vladmir sizi boşamıya ra - zı olur mu? — Asla. Bilâkis Vladmir bana tapar: — O halde ne yapar? — Vladmirden ayrılacak olur sam hayatta kendisi her şeyi zayi etmiş olur. Hiçbir kimse onun ka dar karısına bağlı değildir. Fa « kat kendisi benim mes'ut olmamı da ister ve buna mâni olmaktan çekinir. Onun için (Vladmir), kendisinden ayrılmak istediğimi anlar anlamaz beni serbest bıra - kır. Bu sırada İngilterenin talâk ka Bunu bugünkünden de karışıktı, Onun için kanuna güvenerek bo - sanmak mümkün değil gibiydi. A şenden bu noktayı, Arastasyaya anlatmış, o da şu cevabı vermiş- ti: — Vladmir beni boşamak için mahkemeye sürüklemez. Ona ka- rarımı bildirdiğim anda beni ser- best bırakmak için intihar eder! — Korkunç !. Aşenden, Anastasyanın söz - lerinden ürkmüştü. İşte tam bir rus romanı! Sanki Dostoyevski- nin romanlarından birini okuyor- du. Anastasya devam etti: — Bu hâdise hiç şüphesiz bizi betbaht eder. Fakat başka ne ya- pılabilir. Vladmir bensiz yaşıya - maz, Ve muhakkak ki intihar e * der, — Nasıl? — Beynine bir kurşun sıkarak. — Fakat bu adamın bu şekil- de ölmesinden sonra vicdan isti- rahati duyabilir miyiz? Onun ha- yali hep aramızda dolaşmaz mı? — Muztarip olacağımız mu - hakkak. Hem de çok muztarip o lacağız. Fakat ne yapabiliriz. Dün ya bu. Vladmiri de düşünmek, onun da bahtiyarlığını düşünmek lâzım. O da betbaht olmamak i - çin intihar eder. Anastasya yüzünü çevirmiş ve Aşenden onun gözlerinden yaşlar aktığına dikkat etmişti. Aşenden de muztaripti. Ve Vladmirin ken- disini öldürmesi ihtimali onu kor- kutuyordu. , (Bitmedi) VAKIT Politse : Bir şoförden dayak yemek iddiası Kasımpaşada Hacıhüsrev ma- hallesinde Pehlivankuyusu sokâ- ğında 6 numaralı evde oturan Abmet oğlu Niyazi dün Beyoğlu polis merkezine müracaat ede- | rek otobüs şoförlerinden Sezai ismindeki şabsın iki gün evvel kendisini döğdüğünü bildirmiş ve Sezai hakkına şikâyette bi lanmuştur. Polis tahkikata baş- amıştır. Trâmvaydan atlama tehlikesi Saraçhanebaşında oturan İrani Abdullah Efendi dün Beşiktaş- tan Fatihe giden 1419 numaralı vatmann idaresindeki tramvay- dan atlamış yözünden, kolundan ve vöcüdünun muhtelif yerlerin- den yaralanmışlır. Buda trenden atlamış Gedikpaşada Mübim sokağın- da 17'numarada oturan Madam Zarahi Kumkapıda trenden at- lamış, muhtelif yerinden ağırca yaralanmıştır. - Yaralı o Haseki hastanesine kaldırılmış, tedavi altına alınmıştır. ölü bulunan genç Yeşilköyde itfan sokağında oluran ve Ayvansarayda sabun | fabrikası sahibi Arist İsciciyan Efendinin oğlu 19 yaşında Arin dün sabah yatağında ölü olarak buluna uştur. Gece hiç bir şeyi olmadığı balde yatan Aartinin âni ölümü ev halkını telâşa dü- şürmüş ve derhal doktora ko- şulmuştur. Muayene neticesinde Artinin kalp sektesinden öldüğü anlaşılmıştır. Çay, şeker, kahve 1 eylül 1932 tarihinden itiba- ren tetbika başlanmış olan yeni kontenjan kararnamesinde çay, şeker ve kahve hakkında mad- deler olmadığından alâkadarlar bu hususta vekâlete müracaat etmişlerdi. Dün Iktısat vekâletinden ge len cevapta çay, şeker ve kah- ve için 2054 numaralı kanun ve 13144 numaralı kararname mev- cut olduğundan bu mevaddın kontenjanla alâkası olmadığı ve kanunun emrettiği şekilde mua- meleye tabi olduğu bildirilmiştir. Inhisarlar Vekili Şebrimizde bulunan inbisarlar ve Gümrükler vekili Rana Bey dün Istanbul gümrük baş müdü- riyetine gelerek geç vakte kadar gümrük işlerile meşgul olmuştur, Rana Bey bu esnada, şehri- mizde bulunan gümrükler umum müdürü Cemil B. ile de görüş- müş ve birçok meseleler bakkın- da kendisinden ma'ümat almıştır. $ Gümrükler umum müdürü Cemil B. dün gümrüklerin bir- çok kısımlarında tetkikatta bu- lunmuştur. —— üzüm çoktur Bu sene üzüm mahsulü bil bassa yapıncak pek mebzuldür. Hergün meyva halına binlerce küfe üzüm gelmektedir. LİLY DAMITA ——, Kadın güzel OLUNCA Fransızca sözlü filminde AİLE 4 Eylül 2 . Kadın ve erkek Kadın için her şey hissidir, erk fikirlerinde devam vardır Mütercimi : Zonguldak meb'us“ 2 niş Kkadın için (fikir müstesna olmamak şartiyle be- men her şey bisten ibarettir. Teecssürleti daha derin ve daba çok mütehavvildir. Ekseriya ve bilhassa kendisine uygun gelen şeylerde badisatın yalnız bir tarafım görebilir. Maamafih bu- nun istisnasız bir kaide olmadı. ğını da itiraf ederiz. Nice er kekler vardır ki sebatsızlıkları istical ve tehevvürleri, (kendi nefislerine karşı bile ahenks'z- likleri ve en ufak sebeplerden alevlenen bassasiyetleri ile er- keklik davası güden bir kadın rubunun gülünç tezadını: temsil | ederler. Buna mukabil öyle me- tin ve bitaraf muhakemli, hissi- yalına * hakim, “başkaları in his- lerine karşı müstakil, sakin ve sebatkâr kadınlar vardır ki en ağır başlı erkekler bile bunlarm fikrindeki sıhhat ve ciddiyete gıpta ederler. Maamafih umumi nazar noktasından bakılırsa er- kek ekseriya, kafasile, kadının yüreğile hüküm yürüttüklerini görmemek mümkün değildir. Sonuncu hassa olarak erkeğin fikirlerinde daha çok devam ve teselsül vardır. Çünkü erkeğin teessüratında pek az tabavvöl vaki olabilir. Umumi fikirleri da- ha çok olduğu için döşünmiye ve mülâ“aza etmiye daha çok müsteittir. Kadın, pekaz ve an- cak hissiyatile düşünür: Pek hak- li ve na mağlüp zannettiğiniz mübahasalarda bile kadın, ya hayali veyu hissi bir tarzda ce- vap verir. Eğer bu mübahada fikirlerinizin tesirine kapılırsa ar- tık bu tesirden kurtulmıya muk- tedir değildir. Mülâhaza ve mu- hakeme, kadını ya sabırsızlandı- rır veyabut mahküm eder: Doğ- ru dürüst bir muhakemenin ikna edemediği bir kadını bazı ahval- de tek bir safsata ile aldatmak kolay ve mümkündür. ». Madamki erkek, düşüpüşte ve mubakemede kadından geniş, devamlı, sakin ve bitaraftır; Ida- reye de ondan daba çok ehli- yetli olmak lâzımgelir. Çünkü bir âileye medarı istinat olacak olan büyük kararlar, elbetteki rakik ve © ateşin, fakat aynı (Oo zamanda müte- bavvil ve tarafkir bir zihniyet- ten ziyade eşya ve hadisat ara- sındaki sebep ve münasebetleri ihata, netice ve akibetleri mülâ- baza ve ber şeyin kâr ve zararı- nı daha makul bir tarzda müva- zene eden bir zihniyete mu- tacdır. Şimdi bize, “müsavat umdesi nerede kaldı?,, Denilecek? Fa- kat hanki müsavattan bahsedil- mek isteniyor? Siyasi müsavat- tan mı? Kadınların bu müsavatâ pek de heveskâr olacaklarını zan- nelmiyoruz. Medeni bukuktan- mı? Kanuna ve bilhassa kanunu medeniye âit bir iş olduğu için bizi alâkadar etmez, münakaşı- sını hukukculara ( bırakıyoruz. dahi | İ rekabetlere ve Eğer ailede riyaset müsavatın- | dan babsediliyorsa işte bu.” kün reğildir. Çünki iki Wi mürekkep bir cemi. devamlı bir ahenk buu”. hâkim ve mütefevyik bir$ ihtiyaç vardır. Eğer ahlâki savattan baksedilişorsa bu, 4 rudur ve zaruridir. Ciddi W. ut bir âilenin en mühim #* âile riyasetindeki müsavatfi da uzlaşa bilir, Riyaset, zifedirki ikiden biri tar ifası mutlak o surette /â Fakat bu riyasete, - ew zikrettiğimiz vechile badâ ( da bir külfettr. Sırf 28 harici olan bu tefevvek, K günün bin bir türlü tefeti dan istifade ederek kalp” de icra ektiği. gizli vE mabsus bakimiyetle kâfi d olan de tazmin edilir. e olduğu gibi bundan s09ff cariyesi, ne hizmetçisi, madunudur, üzerinde “Törâ edebileceği edecek değiliz : Geniş, istikamette yürüyen bir #i fikrin; büyük tasavvurlaf bir. fikrin ş velhasıl yapıl##İ lacağını meydana koyan b edebilir? Iyice yo'una Köy kapılmaksızın ailenin me” a raftan geldiğine — bak” rur olmaksızın, kadının reyine tabi olduklarını £, yaf bil, kadının esasen eb dettiği kocasını küçük elmiye özendiğini gö” sise ile göze görün ailenin kalpgâbına tiY* Vakıa erkek, kadını! disi değildir. Fakat ailenin reisi olmakta * edecektir. Kadın erkeği” ği mabkümesidir; fakat ab” müsayisi, hak sırasınca 18908) Maamafıh ciddi ve mü” 5 düşünceli bir kadının, icra etmek mecburiyetini | lunluğu asil ve ulvi tesi ği müessir bir fikir ile ince ve çalâk “bir fikrin; duğf V tertip ve İtidalı seven, ve-mün'im bileleri keşfi 2 ran ve hedefi gören bif wi teferrualı ve vesaiti ihat# ugelen şeyi bulan bir bu şeyin nasıl ve nered€ rin karışmasile hasıl ola€i”.. vazenedeki iyiliği “kim bir evde erkek ve kadın” gizli “el rini müşlereken münalasi i y" lerini, ilk teşebbüsün Kd müşterek kararlar aldıklar" ibtilâf vukuunda kocanı9 ii nefis meselesi yapmaksı gi vet ve samimiyetle aile kadar güzel bir manzar9 vur o'unabilir mi? Bao ys ğı bir hakimiyetin eni kapılarak, hürmet ve düş) isi bö ye, varlığım teslim ettiği PE ; arkadaşını açıktan açığı 4 W bazin bir manzaradır e ii sini seven erkeğini, hile ri tuzaklarına düşüren, yaly sevginin oltalarile ei gi sata sokan kadının. ? | daha acıklı değil midir ya