CASUS « Beynelmilel Esrarengiz Kuvvetler Çeviren Ö. Rıza Bir kibritin aydınlığında Aşenden kadının yüzünü görmüştü.. i— Niçin?. — Casusluk töhmetile. Tevkifi- ni müteakip onu Londraya gönde- 'rerek bizzat isticvap ettim. — Ne anladınız?. — Bu kadının İtalyan olduğu halde serbest serbest dansetmesi şüpheli bir işti. Böyle bir hareket ancak casusluk mukaddemesi sa- yılabilir. ( İffetine karşı lâkayit davranan bir dansöz, çok kolay- Iıkla casus olur. Sonra bu kadm Londrada bulunduğu müddetçe Felemenk'e her hafta üç beş mek- tup yazıyor ve cevap alıyordu. Kendisi mektuplarını İngilizce ve Fransızça ve Almancadan mürek- kep bir lisanla yazdığı halde ter- temiz İngilizce ile yazılmış ce yaplar alıyordu. e Bunları kimin yazdığını merak ettik. o Bu mek - taplarım Almanyadan geldiği mu- hakkaktı, Fakat onları yazan kim- di? Bunun bir Hintli olduğu bel- liydi. Fakat bu adamın Şandralal olacağa aklımızdan geçmemişti... Kadın bir aralık âşıkınm adını saklamış, fakat ısrarımız üzerine nın nüfusu tezleri, siyasi gaye leri tahakkuk ettirmek için birer vasıtadır. Almanyada bu gün Hitlere muvaffak bir adam rolünü veren hadise mutlaka Alman nüfusu- nun kesafetı değildir. Almanyada büyük harpten evvel kurulmuş olan ve müstemlekelere göre korulmuş olan iktısadi cihazın hain sonra muattal kalma- Hitler milyonlara değil, imper- yalizimin pilânma göre mukad- deratı tayin edilmiş olan Alman- yanın arzusuna yer ayırıyor, nü- fusa bühtan etmiyelim . İtalyadaki nüfusun fazlalığı da aynı şekilde mütalea edilmelidir. Italyadaki işle nüfus arasındaki nisbetsizlik Faşizmin zaferinden evvel kendini her sene muhacir kafileleri sevketmek suretile gös- terirdi. Halbuki Mussolininin aldı- in tedbirler işle nüfus arasındaki nisbeti biraz daha nüfusun lehi- ne yükseltmiştir. Italyarm tam makinalaşması tahakkuk ettiği zaman bi ü İtalya nüfusu pekâlâ geçinebilecektir. Bir Yunan gazetesinin Yuna- nistan için arazi darlığından bah- setmesi çok mevsimsiz bir mü- taleadır. Çünkü Yunanistan gibi dünyanın seyrek sayılan nüfusunu taşıyan bir memleket için yapı- lacak iş arazi istemek değildir. Çünkü açlarını doyurmak, ken- disine yeni istismar Mmıntakaları vücude getirmek istiyen eski istilacıların plânını tatbik etmek den sarfı nazar teknik ve mali; itiberile bir hayeldir, Netice Dünyanın korktuğu şey; nü- fus fazlalığıdır. Yani, işle nüfus arasındaki nisbetin bozulması- dır. Misal bugünkü dünya açlığı, Nüfus çokluğu değildir. Çün- kü bir kilometre murabbaında iş sahibi nüfus nekadar çok olursa beşeri refah daha iyi te- min edilmiş olur. Misal Belçika- nın kesif iş sahaları. Dünya nüfusunun artması me- selesini her şeyden evvel adet meselesi değil (iş) meselesi addetmelidir, Sadri Etem |, - Z f hakikatı itiraf etmişti. | Kadını mahküm etmek elimizdeydi. Onu hiç olmazsa on sene hapse mah- küm etmek (mümkündü. Fakat Yalnız bir şartla bundan ferağat edecektik. Bu kadın Şandralal üzerindeki nüfuzunu kullanarak onu Fransaya getirtecekti. Kadın bu teklifi reddetti. Ona bir hafta müsaade ettim. Düşünecek taşına- cak ve karar verecekti. Hafta s0- nunda teklifimizi kabul etti, — Anlayamadım!. — Anlaşılamıyacak ne var. Şayet Guila, de onu serbest bırakacağız ve is- tediği yere göndereceğiz. © Bunu yapmıyacak olursa biz de ona ce- zasını vereceğiz... — Peki bu kadın oŞandrayı Fransaya celp edebilir mi?, — Hintli onu çıldırasıya sevi- yor ve onu biran evvel görmek is- tiyor. Onun için Hintli Lozana ge- lecek. Hintli Lozana o müvasalât ettiği zaman sevgilisinden bir mektup alacak, kadm bu mek- tubunda Fransızların kendisini bırakmadığını söyliyerek onu Lo- zanın tam karşısında ve göl üze- rinde olan “Thonon,, e çağıracak ve orada buluşmalarını istiyecek! — Hintli gelir mi dersin?. — Karının vazifesi onu getirt- mek! Yoksa on senelik hapse da- yanacak.. Karr bu akşam buraya gelecek, Onu alıp “Thonon,, a gö- türeceksin.. — Ben mi?. * — Evet, sen bu işi mükemmel idare eder vebu sayede bir iki haftanı oOThonon'da geçirirsin. Çok güzel bir yerdir. — Kadımı “Thonon,, a gölür- dükten sonra ne yapacağım?. — Seni serbest birakıyorum.. Yalnız bir kaç not hazırladım. Belki onlardan istifade edersin... Okuyayım da dinle! Aşenden dikkatle dinliyordu... “R,, nın plân: sade ve vazıh idi. Feri onu kolaylıkla kavra- İşi bitmişti. İkisi birlikte çıka- rak yemeklerini yediler. Aşenden yemekten sonra tek- rar Hintlinin işine döndü: — Bu Hintli her halde zeki bir adam olacak! — Ona ne şüphe.. — Fakat koca bir imparatorlu- ğu yalnız başma sarsan bir ada- mr takdir etmemek mümkün değil. — Ben de öyle düşünüyorum... Bana göre bu adam en tehlikeli bir canidir. — Fakat bu adamın elinde bir kaç batarya top ile bir kaç tabur asker bulunsaydı bomba kullan- mazdı. Bir milletin hürreyeti ve bir memleketin istiklâli için mü- cadele ediyor. Onun için hareket- lerinde haklıdır. — Ben öyle düşünmiyorum. Bi- zim vazifemiz onu ele geçirmek ve kurşuna dizmektir. — Bu böyle.. Ben de talimatı- nızı tatbik edeceğim. Bununla be- raber bu adamı takdir ve hürme- te lâyık görüyorum.. — O ayrr... Hesaplarını ödedikten sonra ikisi de tekrar otele döndüler. (Bitmedi) M0 ek iğği Şandrayı Fransa | toprağına celbedecek olursa biz | Poliste : Şehir ortasındal.. Ferah © tiyatrosunda oyuncu Anjel ile kocası Vahan evvelki gece, saat üçte otomobille Un- kapanı köprüsünden geçerken önlerine gemici Osman, tütün amelesinden Sıtkı, Hulüsi çık- mışlar ve otomobili durdurmuş- lardır. Taarruza uğrıyan Vahan derhal tabancasına sarılmış ve mütearrızlar derhal kaçmışlardır. Polisin sıkı takibatı neticesinde mütearrızlar dün yakalanmışlar- dır. Kamyonun altında Asım oğlu Rasim isminde bi- risi dün İstiklâl caddesinde tram- vaydan atlamış ve şoför Şükrü- nün kamyonu altında kalarak ağır surette yaralanmıştır. Şoför yakalanmış, mecruh hastaneye kaldırılmıştır. Bir kalp sektesi Kadıköyünde yel değirmenin- de doktor Samoel Efendi dün Emiyet sandığında bir işini takip ederken üzerine fenalık gelmiş, birden yere düşüp ölmüştür Sa- moel Efendinin kalp sektesinden öldüğü anlaşılmıştır. Otomobil kazası Fındıklıda Dere içinde oturan 10 yaşında Mehmet Galatada tramvaydan atiamış, kaldınma geçerken şoför Salihin idaresin- deki 1690 numaralı otomobilin altında kalarak yaralanmıştır, Şoför Salih yakalanmıştır . Bir tehir ve kararlar 8-11, 18 Eylülde Türk-Fransız ve Türk- Belçika mahkemelerin- de yapılacak omürafaalar bu emelerin reisi bulunan M. Aserden rahatsız bulunduğuna dair gelen telgraf üzerine gayrı muayyen bir zamana tehir edil- miştir, Evvelki gün Türk-Yunan mah- kemesinde bakılan 41 davadan on üçü tamiki tahkikat için ta- lik edilmiş, 25 dava da redde- dilmiştir. Reddedilen davalar Yunan. tebeasından olan bazı Rumlar tarafından hükümetimiz aleyhine açılmış davalardı ve 21 davacı bükümetimizden 200 bin lira istiyordu. Kazaların sebehi Bazı otomobillerin tramvay du- rak yerlerinde tramvayların önü- ne gemeleri yüzünden kazalara sebep oldukları görülmüş ve bu- nun menedilmesi şubelere bildi- rilmiştir. 25000 lira istiyen Bir Rum Kiryakos Kostantin isminde bir Rum Adana'da bıraktığı bez ve çuha fabrikasının zaptından dolayi hükümetimiz aleybine bir dava açmıştır. Müddei hüküme- timizden 25000 lira istemektedir. A Nişan Antalya eşrafından Kıral zade merhum Emin Bey mahdumu sa- bık Bingazi Liman Reisi merhum Ali Münip Bey kerimesi Sabiha Hanımla Türk Maarif Cemiyeti Istanbul merkez Müdiriyet mu- hasibi Ali Sait Beyin nişan me- rasimi Sabiha Hanımın enişteleri Rauf Yekta Beyin Ulu köydeki hanelerinde icra edilmiştir tara- feyne saadeller temenni ederiz. kğ ri ae vi, ya Nel. A, SLİM ge Çukurçeşmede bir evin top” Bir Eode Defin l j kazıldıkça altın çıkıyor! Cerrahpaşada Çukurçeşme s0- | Biza8*” Bulunan paralar kağında bir define bulunmuştur. | Jarı ile Osmanlı devletini Polis ve müze memurları define- nin bulunduğu evde hanl, hani . Definenin bulunduğu evin sahibi Havva H.veMehmetEt, araştırma. yapmaktadırlar. Bu araştırma halâ devam ediyor. Hava Hanım şunları söy- lemektedir : “Ben dul bir kadınım. sene- lerdenberi biriktirdiğim birkaç kuruşla bir ev almak istedim. Para pek az olduğu için iyice bir ev bulamadım. Nihayet Arap Safiye hanım isminde bir ka- dımın harap evini satacağını ha- ber aldım. Kendisile görüşerek pazarlık ta uyuştum ve bir ay evvel de bu evi aldım. Kalan birkaç ku- ruşla da evi tamire karar ver- dim. Ustalar geldi, dıvarları yık- tılar, kireç yapmak için elediler. Üç gün evvel ustalara nezaret ediyordum. Toprakların kalburda kalan kısımları üzerinde sarı sarı şeyler gördüm. Para zannet- tim. Elime alıp baktım. Sünnet çocuklarıma, lohusalara takılan küçük zinet altınlarına benziyordu. Fakat üzerlerinde eski yazılar ve papaz resimleri vardı. Birşeye (o benzetemedim. Bu sırada usta başı Mehmet de yanıma geldi, kendisinin de bu paralardan bulduğunu söyle- di. Biraz sonra çukurdan kırık üzeri yeşil sırlı bir desti çıktı. Mehmet yedi tane bulmuş, ben de aradım, sekiz de ben buldum. Kardeşim muallimdir, paraları ona verdim: — Salarsan parasını getir de- dim. Kardeşim akşam üstü gel- .di, bana on beş lira verdi. Çok sevindim, Çünkü ameleye vere- cek param kalmamıştı. Fakat sevincim çok sürmedi. Polisler define bulunduğundan haberdar olmuşlar. Gelip nokta diktiler ve aramıya başladılar, Dünden beri topraklar elendikçe para çıkıyor..,, Kireç çukuru olmak üzere kazılan yerden çıkanlan toprak- lar evin önünde kalburdan ge- girilmektedir, Dün topraklar âra- sından 18 altın sikke çıkarılmış- tır. Mehmet ustanın yedi ve Havva Hanımın bulduğu sekiz * yazılıydı: sikke ile birlikte 33 altın bu- lunmuştur. Bugün öğleye kadar da bulunan sekiz tanedir. Top- rakların mühim bir kısmı elen- mediğine göre daha bir hayli altın bulunması ihtimali vardır. * zamanlarına aitti Muharririmiz. orada "unan paraların Ü “ Sultan Mehmet er , 1003, Sultan Osman bin ban, Sultan Murat Sultan Selim bin Sül€ 918 Sultan hakan 19 Bu paralar içinde ”" rine ait olanlar 8! tanedir. K Satılan altı”. Havva Hanımın k battin efendi dün !9*”. miş, paraları ne yaptı muştur. oSalâhattin cevabı vermiştir : “Hemşirem sekiz tan altın getirdi. Bunlar © lardı, Kuyumculara g” 4 ederse sat da gel dedi. çarşıya itti söyliyerek almadılar. yamma birisi geldi, altınlara bakarak : i — Onları satıyorsa “iğ dedi. Pazarlıkta uyuşt Bulunan paralar alâkadarlarin altın raya sattım, Fakat ğuna bilmiyorum.,, Zabıta Salâhattin sattığı altınları arami e” / e YATI > geçirilen altınlar mü edilecektir. Bir tetkik sef” İl ve bir ki > Kısa bir zaman en mühim ve en 9 (Vakıt) ta tefrika e veçli kâşif Sven Hed&” metli arkadaşlarında, Erih Norin'in riyaseti “gi ta Asyanın ve bir heyet hazırlamı ç Heyet Mongolistand?” rek Karakoviye vara' da uzun tetkikler Son posta ile gele” rin verdiği malümal3 yet mühim bir kez9Y* ve bütün develerini va zayi etmiştir. ıl Sven Hedene haber © kat kazanın mahiyeti â malümat verilem Doktor Norin yard, içim kendisine bu Y? olunacak, oda şimali yahat edecektir. mey a va A Mai & e iyinin