Sahife 8 Buhran buhran... Era (Baş tarafı 1 nci sayfamızda) (43,184) milyoner 1979 senesinde omilyopeflerin adedi (38,650) ye | etmiştir. 1931 senesind alınız (19.688 milyoner kalt sene içind İekette oluyor. Ve eğer bubran bu şe- kilde devam ederse bi ne sonra miiyoner.c kariz mah geçeceği anlaşılıyor ! vardı. olan klar sırasıra Deniz ve cür'et! MONTREAL, 18 (A.A.) — İs- kandinavyalı denizcilerden Helge Boub ve Yan: 6 metrelik bir sandalla Vane ve Horn bur- gitmek üzere Mr hareket etmişlerdir. Bu seyahat- lerini iki senede icra etmeği tah- min etmekt imei İngiltere ve Soviyetler LONDRA, 18 (A.A.) — İngil- tere ile Sovyetler arasında daha | âit ay müddetle muteber olacak ve bu müddet zarfında Ottawa konferansını Rus dampingi a- leyhinde ittihaz edeceği tedbirleri semeresiz birakacak o- lan bir Sovyet « İngiliz ticaret mi- sakının mevcut olduğunu ifşa & den gazetenin neşriyatı bazı mer- tebe hayret tevlit eylemiştir. İngilterenin * resmi mahafili 1939 tenesinde akit ve meddetle takyit edilen ticaret “itlâfından- beri S yapılmamış olduğunu beyan eyle- mektedir, vyetlerle hiç bir mua Maamşfih müddetle mukayyet olan bu itilâfın, bir ye- | nisi akted iye kadar muteber olacağı da d dl udur. —amım Lozan protokolu VİYANA, 18 (A.A.) — Avus- turya rsi!li meclisi, 3 sant devam eden bir müzakereden sonra 60 81 rey Lausanne protokolunu . tasvip ve muhalif reye karşı kabul etmiştir. e ami Fransada Sıcak dalgası PARIS, 18 (A.A.) dalgası bütün Fransa üzerinde büküm sürmektedir. Dün Manş denizi üzerinde hava seyzü sefer- sini şiddetle ihİâi eden kesif bir üştür. gib. Mezarlıkta Yaşayanlar Denizli Jandarmaları mağara- larda ve mezarlıklarda « yaşıyan bir karı koca yakalamışlardır. Bundan dokuz ay evvel kâsüba- dan birden bire kaykolan bu i bayat arkadaşı civar mezârll lara gitmişler, orada ot; meyva ve sebze yiyerek yaşamış'ardır. Çolak ,Hasan ismindeki bu erkeğin karşsile birlikte bir kaç ay da dağlarda dolaştıkları an- İdşılamştır. Jandarmalar nihayet bunları Bozdağan civarında bir mezarlıkta yakalayarak şshrimi- 3e getirmiş! Bunlar yarı mecnun oldu win edilerek a öreal'den | ile | Sıcak | İgök yüzünde bir balon İ m e | (Baş tarafı 1 nci sayfamızda) altına konulmuş ve süpaplı ip, bizzat profesö | Air istasyonun- da 4 saat uyuduklan sonra Saat 2,30 da tayyare meydanına gel miştir, devam et- mektedir. Balonun inhirafı i balon sepetinin altma ipekten vücude getirilmiş bir halka konulmuştur. Bir spor kostümü giymiş, başı- bir bere geçirmiş olan profe- iccard, paraşütü bir demir telle tesbit edebilmek için bir a- damın omuzlarından aşmak sure- tile sepete binmişiir. 3 saatten bi- raz sonra Mme, Piccard ile 4 ço- cuğu beraber gelmiştir. Hepsi de manto giymişlerdir, çünkü hava soğuk “e rütubetlidir. Kayma dası altın tiyat tedbirleri 4 te manevra ipleri çözül. Biraz sonra Fred Montaj ameliyatı, dere "den doktör Eckener gelmiş- tir, Balon vepetinin son hazırlık- larına nezaret eden zevat arasın- da keza spor elbisesi gi M. Coysn görünmel Oldukça kesif olan sis, saat 4,30 da dağılmağa başlamıştır. Ayni saatle, profesör “Piccard, gazetecilere kısa bir beyanatta bulunmuştur. İ Mumaileyh, balon sepetine €30 | kilo safra konulmuş olduğunu ve balonun suut kuvvetlerinin 85 ki- lodan ibaret ve bunun da kâfi bu- lunduğunu söylemiştir. iş olan İ şehri şaşaa il | | nundaki hâkemler, yirmi sekiz / gen: kızm ve hatla, tam çıplak Muaaileyh, bu defa Zürihten hareket ; etmes'nin münhasıran teknik ve havaya müteallik esbap i Ni i l söylemiş- | tan mütevellit olduğunu tir. Balonun alması muhtemel olan | istikamet hakkıntia sorulan suale sevaben “Ya şimale veya cenuba teveccüh edez ,, demiştir. Sorulan ba;ka bir suale cevap veren profesör, sepet denize düş- yüzebileceğini be- £ Profesör balonu tojhir eden i kimsölere teşekkür etmiştir. Sant 5,50 de balon, havaya doğ- u yükselmeğe başlamışlır. Telsizler BERN, 18 (A.A.) — Profesör Piccard, şu telsizleri göndermiş- tir: Saat 11,40.. Engadine-Sama- den'de on altı kilometre 500 met- re irtifada bulu Hava çok soğuk Adri inmek mec» ! buriyetinde k için yakım- ! da Grade gölüne ineceğiz. yoruz. Prolesör Piccard Iş başında APPENZOL, 18 (A.A) — Sa- ontisras rasathanesi bu sabah sa- at 8 de profesör Piccard'ın balo- nunu takriben 11 bin metre irti- fada ve Bernina silsilesi üzerinde | uçarak yavaş yavaş yükselmekte j iken gördüğünü bildirmektedir. Profesör Piccard'in beyanatı PARİS, 18 (A.A.) — Profesör Piccard, gazetecilere vaki olan | beyanatında 650 kilogramı ağırlık taşımakta olduğunu söylemiştir. Balonun suut kuvveti 85 kilogram dır. Belon, cenuba doğru tevec- cüh ederek yavaş yavaş yüksel» | .Bikar'in balonu indi Milona, 18 (A.A) — Pr. Bikar- m balonu saat 17den bir az sonra Gard gölü civarında kâin | Desarzano oyakınında okaraya i VAKIT 'Spadaki müsabaka- ların dedikuduları (Baş torefı 1 nei sayfamızda) “Denizden çıkan Venüs misali İ yarım çıplak, genç ve güzel vü- | catlarile bu âdeta mermerden ya- | pılmış kızlarla mülâkat etmek, dünkü, sırf bususi mahiyetteki teşhir ameliyesinde bulunmaktan | daha tehlikeliydi.,, # “Müsabakanm mürettiplerin- den Meris dö Valefin sağ kolu ve Şarlonun Avrupa kâtibi husu- sisi Evelinoff denizden çıkan vü- cutları, süzüyor ve: — Güzel kadın, “krizin zıd- ze) kadın ticaret yarış n kilometre saatidir. | diye bağıvıyordu.,, ğum, bütün o güzeller- ıp cümlelerden i im, hattâ n güzelin- den bile: — Ben sinema çavirmek... Avrupanın seçtiği 15 güzeli Spa ikbal etti. Titrek ve balecanlı vücutlarını Parisin | en mükemmel terzileri giydirmiş- lerdi. kadar ciddi olan Spa pazinosunun salo- “Bir istinaf mahkeraesi fotoğraflarını taşıyorlardı.,, “Bir dünya güzeli ve 27 alelâ- de kızenörz. Bütün gazeteler bir hafta bir ay bunların resimlerini ve seyahatlerini ve zaferlerini ya- #acaklar, , Sonra süküt... Daha sonra 1933 dünya güzeli ve böy- lece seneler sürecek, “Bun hazin oyun, ne kadar de-! vam edecek? Alem bu honhar ve budala eğ- lenceden vaz geçinciye kadar em- niyet sandıkları bir kaç akça mu- kabilinde pırlanta bir taç kabul edecektir.,, sym Bu İtalyan gazetesinin yazısını kısmen koyduk. Bazı noktaları ne derece doğrudur, bilmeyiz. An- cak müsabakaların nasıl bir men- Faat fikrile tertip edildiği de kim- sece meçhul değildir. Bununla be- raber, bu seneki müsabaka ne de olsa oTürk milletinin hayrma hizmet etmiştir. Bu, meydanda dır. Tülün ziraati Dünkü akşam refiklerimizden biri, inhisarlar müdürlüğünün tü- tün ziraalinin ıslahı için müte- hass's işçiler yetiştirmek üzere bir mektep açmayı tasavvur et- tiğini yazıyordu. Dün bu haber hakkında inhi- sar umum müdürü Hüsnü Peş bir muharririmize şunları söyle“ miştir : — İdöremizce böyle bir mek- tep açılmasına karar verilm'ş değildir. Başka bir teşekkülün böyle bir kararı olup olmadığını da tabii bilmiyorum. Yalnız tütürcülük kanununun tadilile meşgul! olan komisyon, tütün yetişen mıntakalarda bu- lunan mekteplerde tütün ziraati okutulması hakkında tülüncülük kanunu lâyihasına bir madde ilâ- vesini teklif etmiştir. Mesele bun- n İl tetüir; Si ği i oteline yerleşti. 19 Ağustos 153 Bir Gazetecinin Hatır Sakıt Avusturya hanedanı il€ isviçrede nasıl görüştüm ! — 6 Mevzu kulamıyan ecnebi ga- zeteciler - kendisile - iki kelime konuşuyor” sonra inanılmaz maâ- | sallar uydurarak (o göatetelerine | sütun sütun yazıyorlürdı. Belçika kral silesi huylanıyordu. zavallı kadının maaşını vermemek teh- didini savuruyordu. prens:s ga- yet meyustu bana diyordı ki: Mateşiş © varken kimseden | korkmazdım. Fakat şimdi ber | şeyden korkuyorum.,, Bir gün harikulâde bir söz sarfetti. Dedi ki: — Mataşiş çalışması sayesin- de beni on sekiz sene besledi.,, | Mataşiş'in' çalışmanı borç bul- | mak, borç &ebetlerini temdit | etmekten ibaretti. Hoş o da kolay bir şey değildi ya!. Geçirdiği sergüzeşt hayatın- dan şikâyet etmezdi. Derdi ki: “Sefaleti, hacaleti, maddi aza- bı tattım. Fakat aşkı da tanıdım. Bir hayata aşk girdi mi, insan ne çekerse çeksin, yaşamış Sâ- yılır. Dünyada aşktan başka biç bir şeyin kıymeti yoktur. ,, Nihayet Visbaden'de Nasav Oradan bana 6 Kânunusani 924 te yadığı bir mektupta: “Pariste olmadığıma çok hayf- lanıyorum, Elemli vakaları hatir- latmakla beraber Parisi bir türlü unutamıyorum. Burada şaşlun bir haldeyim. Şimdiye kad.r ne maaş, ne cep harçlığı vermediler, miş, ileride de belki bir şey ya- pacaklarmış. Bu maddi rahat bayatı beni asla zevklendiremi- yor. Bana Mataşiş in mezarının resimlerini gönderiniz. çok me- yusum. ,, 22 Şubatta refakatindeki kadın bana şunları yazdı: “Zatı haşemetane iki haftadır fazla hasta bulunuyor. Dostlarına tevzi etmek için mezarın resim- lerini istiyor.,, Altı gün sonra Fransız gazete- lerinde şu telgraf görüldü: “ Viyesbaden, 1 Mart — Bu gün sâat 16 da Belçika kıralı Alberin kızı Prenses Luiz Nasav otelinde vefat etti. Bir müddet- tenberi zatürreeden hasta idi. Manevi sarsıntılar vücudunu za- yıflatmış olduğundan hastalığa mukavemet edememiştir. ,, Prenses ölüm döşeğinde bile meslekdaşım Hanri dö Nizan de- İâleti ile son bir selâm gönder- mişti, Bu büyük aşık kadın aynı za- manda çok iyi kalpli bir mah- lüktu. Onu yirmi beş sene şid detle sevmiş o'duğu adamla defin etmedilerve bayat romanını tetviç etmediler. Aile münaferetini bu suretle ölümden sonraya kadar devam ettirmeleri şayanı esef bir vak'a olmuştur. Habsburglar Henuz otuz yaşında yoktum. ilk mühim beynelmilet Röpor- taj bir çeyrek asırdan beri cenu- bi Amerikada kaybolmuş olan Arşidük Janortun izini ötede beride araştırmak oldu. Bana: “Venedikte bu'unan bir gemici var son seferinde Arşidoku gör- müş!,, Derlerdi, Hemen Venedi. ğe yollanırdım. Başka bir yerden > kadının akrabasından sil : Haber geldi. Bu sefer Viya koşarım . b Arşidok hakikaten ölmüf idi? Yoksa Pampalarda © Biyor mu idi? Orası bilem” Yalnız bildiğim birşey yaz mevsimi gazelecilik içi" mevsimdir. Heyecımlı ha bulması pek güçtür. Ben i99, yaz sıcağında Paris kaldı İ üzerinde dolaşmaktan ise © nın berhangi bir köşesine meyi tercih ederim. Arşidoku bulamayınca det ğım ma'alelerde ; Habsbu'? hakkında mütalealar yürüt” başladım. “Ne garip aile! © dum. Veliahtleri esrarlı relte ev paviyonunda imperatoriçeleri ihtilâlcılar * fından öldürülür, kıral r mensu prenslere. gelince dünya yüzünden kayboluyof, misi unvanı terkederek hayatına giriyor!,, Cihan buhranının bu # meşum ve baileli hasarlar edeceği muhakkaktı, Hobe lern ler saltanatlarının yıs” sına rağmen sakin bir hayat meğe devam ettiler. kine Ihelm iflâs etmiş bir bankef sayfiyeye çekilmekle yakay! * tardı. Oğulları Hitlercilerin liklerinde ve Be. .n salonli kuruluyorlar. Halbuki Habsi lar en feci bir âkibete uğra Sakıt imparator ve esi i efa olarak 6 Ni ı kıt imparator ve ile görüştüm. Bittesadüf Teri idim. Birgün evel impara' boşa giden teşebbüsü h gazetelerde yazılanı görmü Hususi bir vagonla ve Y müttefik kuvvetlerinden hafız heyet olduğu halde 18 toprağına sevk edildiğini dum. Onunla görüşmek kıy” oi ari ka in harp arasında tanımı zl Bern hükümet reisi Şülte müracaat ettim. Reis bana pek büyük t€ österdi, Miralay Kisling * e bir İsviçre zabiti Ş9" Habsburgu bhudutta karşıl? l gi (ka memur edilmişti. Eğer i©P torun vagonuna girmiye fak olursam müsamaba için miralaya talimat zel bir bahar ikindisi idi. ” istasyonunda iki jandarma ie kaç mülecessisten başka yoktu. Kasabanın al alisi ç görmek için rahatlarını ”* mışlardı bile. Isviçrelilerin © huriyetçi zihniyeti kıra! Ni diş gelişlerine karşı lâkaydi 5 termelerini intaç ediyor. Hâlâ hatırımdadır. İf Frarsova Jozef sofrada ken Montröde başıma hadiseyi anlatırdı. Yi paratoriçe Elizabet olduğU bir çiftliğe giderek süt “4 | sütü içerken dayanama'f | olduğunu söylemiş. Köylü karşısında Avusturya il ği olduğunu öğr.nince asla ve fazla hürmet göst yi” Imparatorun : “Göl kenarında dola! sırada herkesin bize baki? lâmladığını görmediniz ©” züne karşı: “Mutlaka değildirlar. Bizler kendi bakarız, Ecnebilerle asi! dar olmayız!,, Cevabım!